Buradasınız

Madde 227 İspat Edici Kağıtlar

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[Vuk-1-20413]-178247

17.02.2020

Konu

:

İcra dairesine yapılan ödemenin kiracıya yansıtılmasında, dekont kullanılması durumunda Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği.

 

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin alışveriş merkezi şubesinin bulunduğu ve bu şubede kira geliri elde ettiğiniz belirtilerek, kiracılarınızın mağazalarınıza ait kira vb. giderleri zamanında ödemediği için ilgili giderlerin icra yoluyla tahsil edildiğinden, şirketiniz tarafından icra dairesine ödenen harç vb. giderlerin kiracıya dekont ekinde yansıtıldığı, ilgili giderlerin dekontla yansıtılmasının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre uygun olup olmadığı ve dekont kullanılması durumunda bu işlemin Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun belge düzenine ilişkin hükümler 227 ile 242 nci maddeleri arasında düzenlenmiş olup anılan Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu v.b. belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Anılan Kanunun, 231/5 inci maddesinde; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği, 232 nci maddesinde ise; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

 

Öte yandan, yansıtma; ticari faaliyet kapsamında bir işlemin yapılmaması, yapılan iş ve işlemlerde bir gelir elde etme veya kar ve zarar beklentisini taşıyacak herhangi bir unsurun bulunmaması, yasal uygulamalar nedeniyle muhatap olunan ya da diğer bir işletme adına ödeme veya tahsilat yapılması durumlarında, yapılan ödeme veya henüz ödeme yapılmamışsa tahakkuk eden bedellerin asıl muhatabına aktarılmasını ifade etmektedir.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını Ba- Bs formları ile bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerin bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarının ve bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışlarının Ba-Bs formları ile bildirilmesi gerektiği ve bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerektiği açıklanmıştır.

 

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, belgesi şirketiniz adına düzenlenen icra dairesine ödenen harç vb. giderlerin kiracılardan tahsil edilmesi halinde tahsil edilen tutara ilişkin olarak fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Diğer taraftan, kiracılarınızdan tahsil edilen tutarların 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen hadleri aşması halinde tarafınızca düzenlenen faturaya dayandırılarak Bs formuna dahil edilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[Vuk-1-20413]-178247

17.02.2020

Konu

:

İcra dairesine yapılan ödemenin kiracıya yansıtılmasında, dekont kullanılması durumunda Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği.

 

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin alışveriş merkezi şubesinin bulunduğu ve bu şubede kira geliri elde ettiğiniz belirtilerek, kiracılarınızın mağazalarınıza ait kira vb. giderleri zamanında ödemediği için ilgili giderlerin icra yoluyla tahsil edildiğinden, şirketiniz tarafından icra dairesine ödenen harç vb. giderlerin kiracıya dekont ekinde yansıtıldığı, ilgili giderlerin dekontla yansıtılmasının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre uygun olup olmadığı ve dekont kullanılması durumunda bu işlemin Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun belge düzenine ilişkin hükümler 227 ile 242 nci maddeleri arasında düzenlenmiş olup anılan Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu v.b. belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Anılan Kanunun, 231/5 inci maddesinde; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği, 232 nci maddesinde ise; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

 

Öte yandan, yansıtma; ticari faaliyet kapsamında bir işlemin yapılmaması, yapılan iş ve işlemlerde bir gelir elde etme veya kar ve zarar beklentisini taşıyacak herhangi bir unsurun bulunmaması, yasal uygulamalar nedeniyle muhatap olunan ya da diğer bir işletme adına ödeme veya tahsilat yapılması durumlarında, yapılan ödeme veya henüz ödeme yapılmamışsa tahakkuk eden bedellerin asıl muhatabına aktarılmasını ifade etmektedir.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını Ba- Bs formları ile bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerin bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarının ve bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışlarının Ba-Bs formları ile bildirilmesi gerektiği ve bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerektiği açıklanmıştır.

 

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, belgesi şirketiniz adına düzenlenen icra dairesine ödenen harç vb. giderlerin kiracılardan tahsil edilmesi halinde tahsil edilen tutara ilişkin olarak fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Diğer taraftan, kiracılarınızdan tahsil edilen tutarların 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen hadleri aşması halinde tarafınızca düzenlenen faturaya dayandırılarak Bs formuna dahil edilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[Vuk-1-20413]-178247

17.02.2020

Konu

:

İcra dairesine yapılan ödemenin kiracıya yansıtılmasında, dekont kullanılması durumunda Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği.

 

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin alışveriş merkezi şubesinin bulunduğu ve bu şubede kira geliri elde ettiğiniz belirtilerek, kiracılarınızın mağazalarınıza ait kira vb. giderleri zamanında ödemediği için ilgili giderlerin icra yoluyla tahsil edildiğinden, şirketiniz tarafından icra dairesine ödenen harç vb. giderlerin kiracıya dekont ekinde yansıtıldığı, ilgili giderlerin dekontla yansıtılmasının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre uygun olup olmadığı ve dekont kullanılması durumunda bu işlemin Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun belge düzenine ilişkin hükümler 227 ile 242 nci maddeleri arasında düzenlenmiş olup anılan Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu v.b. belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Anılan Kanunun, 231/5 inci maddesinde; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği, 232 nci maddesinde ise; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

 

Öte yandan, yansıtma; ticari faaliyet kapsamında bir işlemin yapılmaması, yapılan iş ve işlemlerde bir gelir elde etme veya kar ve zarar beklentisini taşıyacak herhangi bir unsurun bulunmaması, yasal uygulamalar nedeniyle muhatap olunan ya da diğer bir işletme adına ödeme veya tahsilat yapılması durumlarında, yapılan ödeme veya henüz ödeme yapılmamışsa tahakkuk eden bedellerin asıl muhatabına aktarılmasını ifade etmektedir.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını Ba- Bs formları ile bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerin bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarının ve bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışlarının Ba-Bs formları ile bildirilmesi gerektiği ve bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerektiği açıklanmıştır.

 

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, belgesi şirketiniz adına düzenlenen icra dairesine ödenen harç vb. giderlerin kiracılardan tahsil edilmesi halinde tahsil edilen tutara ilişkin olarak fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Diğer taraftan, kiracılarınızdan tahsil edilen tutarların 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen hadleri aşması halinde tarafınızca düzenlenen faturaya dayandırılarak Bs formuna dahil edilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[274-201-440]-37310

27.01.2020

Konu

:

İşlenip satılmak üzere atık alanlardan toplanan kömürlerin değerlemesi ve belgelendirilmesi hk.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; … firmanızın kömür temini, taşımacılığı ve satış işleri ile iştigal ettiği, faaliyetiniz kapsamında firmanızca işlenerek satışa konu edilen söz konusu kömürlerin tamamının sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan temin edildiği, bu şekilde temin edilen atık kömürlerin firmanızca kalori değerinin yükseltilerek santrallere satışının gerçekleştirildiği, ancak herhangi bir kurum ya da şahsa ait olmayıp tamamı atık alanlardan toplanmak suretiyle temin edilen söz konusu kömürlerin belgelendirilememesi nedeniyle yapılan satışların tamamının kâr olarak göründüğü belirtilerek, bu şekilde atık alanlardan toplanan söz konusu kömürlerin ne şekilde belgelendirileceği ve değerleneceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- 258 inci maddesinde, değerlemenin, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olduğu,

- 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

- 274 üncü maddesinde, emtianın, maliyet bedeliyle değerleneceği,

- 275 inci maddesinde, imal edilen emtianın (tam ve yarı mamul mallar) maliyet bedelinin;

1. Mamulün vücuda getirilmesinde sarf olunan iptidai ve ham maddelerin bedeli,

2. Mamule isabet eden işçilik,

3. Genel imal giderlerinden mamule düşen hisse,

4. Genel idare giderlerinden mamule düşen hisse (Bu hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.),

5. Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zaruri olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli

unsurlarını ihtiva edeceği, mükelleflerin, imal ettikleri emtianın maliyet bedellerini yukarıdaki unsurları ihtiva etmek şartıyla diledikleri usulde tâyin edebilecekleri

hükme bağlanmıştır.

Buna göre, firmanız tarafından emtia olarak kullanılmak üzere, sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan toplanmak suretiyle temin edilen atık kömürlerin yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde, maliyet bedeli ile kayıtlara alınması gerekmekte olup, kalori değeri yükseltilmek suretiyle satışa konu edilen kömürlerin de maliyet bedelinin Kanunun 275 inci maddesinde belirtilen unsurlar dikkate alınarak belirlenmesi icap etmektedir. Bu belirlemede karşılığında bir bedel ödemediğiniz unsurların, maliyet bedelinin içerisine dahil edilmesinin mümkün olmadığı tabiidir.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü mevcut olup, 229 - 242 nci maddelerinde ise belgelendirmeye ait hükümlere yer verilmiştir.

Dolayısıyla, firmanız tarafından emtia olarak kullanılmak üzere, sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan personeliniz aracılığıyla toplanan atık kömürlerin emtia olarak işletme kayıtlarına alınmasında, satılan (satın alınan) bir madde veya materyalden söz edilemeyeceğinden, gider pusulası veya fatura düzenlenmesi mümkün bulunmamakta olup, bu neviden kıymetlerin işletmenize dahil edilmesi esnasında düzenlenen ve ispat edici niteliği bulunan belgelerin (kantar fişi vb.) muhafaza ve gerektiğinde ibraz edilmesi gerekmektedir.

Ancak, muvazaa olarak değerlendirilebilecek bir durumun tespiti halinde Vergi Usul Kanununun ilgili ceza hükümleri çerçevesinde işlem tesis edileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[274-201-440]-37310

27.01.2020

Konu

:

İşlenip satılmak üzere atık alanlardan toplanan kömürlerin değerlemesi ve belgelendirilmesi hk.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; … firmanızın kömür temini, taşımacılığı ve satış işleri ile iştigal ettiği, faaliyetiniz kapsamında firmanızca işlenerek satışa konu edilen söz konusu kömürlerin tamamının sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan temin edildiği, bu şekilde temin edilen atık kömürlerin firmanızca kalori değerinin yükseltilerek santrallere satışının gerçekleştirildiği, ancak herhangi bir kurum ya da şahsa ait olmayıp tamamı atık alanlardan toplanmak suretiyle temin edilen söz konusu kömürlerin belgelendirilememesi nedeniyle yapılan satışların tamamının kâr olarak göründüğü belirtilerek, bu şekilde atık alanlardan toplanan söz konusu kömürlerin ne şekilde belgelendirileceği ve değerleneceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- 258 inci maddesinde, değerlemenin, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olduğu,

- 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

- 274 üncü maddesinde, emtianın, maliyet bedeliyle değerleneceği,

- 275 inci maddesinde, imal edilen emtianın (tam ve yarı mamul mallar) maliyet bedelinin;

1. Mamulün vücuda getirilmesinde sarf olunan iptidai ve ham maddelerin bedeli,

2. Mamule isabet eden işçilik,

3. Genel imal giderlerinden mamule düşen hisse,

4. Genel idare giderlerinden mamule düşen hisse (Bu hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.),

5. Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zaruri olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli

unsurlarını ihtiva edeceği, mükelleflerin, imal ettikleri emtianın maliyet bedellerini yukarıdaki unsurları ihtiva etmek şartıyla diledikleri usulde tâyin edebilecekleri

hükme bağlanmıştır.

Buna göre, firmanız tarafından emtia olarak kullanılmak üzere, sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan toplanmak suretiyle temin edilen atık kömürlerin yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde, maliyet bedeli ile kayıtlara alınması gerekmekte olup, kalori değeri yükseltilmek suretiyle satışa konu edilen kömürlerin de maliyet bedelinin Kanunun 275 inci maddesinde belirtilen unsurlar dikkate alınarak belirlenmesi icap etmektedir. Bu belirlemede karşılığında bir bedel ödemediğiniz unsurların, maliyet bedelinin içerisine dahil edilmesinin mümkün olmadığı tabiidir.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü mevcut olup, 229 - 242 nci maddelerinde ise belgelendirmeye ait hükümlere yer verilmiştir.

Dolayısıyla, firmanız tarafından emtia olarak kullanılmak üzere, sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan personeliniz aracılığıyla toplanan atık kömürlerin emtia olarak işletme kayıtlarına alınmasında, satılan (satın alınan) bir madde veya materyalden söz edilemeyeceğinden, gider pusulası veya fatura düzenlenmesi mümkün bulunmamakta olup, bu neviden kıymetlerin işletmenize dahil edilmesi esnasında düzenlenen ve ispat edici niteliği bulunan belgelerin (kantar fişi vb.) muhafaza ve gerektiğinde ibraz edilmesi gerekmektedir.

Ancak, muvazaa olarak değerlendirilebilecek bir durumun tespiti halinde Vergi Usul Kanununun ilgili ceza hükümleri çerçevesinde işlem tesis edileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[274-201-440]-37310

27.01.2020

Konu

:

İşlenip satılmak üzere atık alanlardan toplanan kömürlerin değerlemesi ve belgelendirilmesi hk.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; … firmanızın kömür temini, taşımacılığı ve satış işleri ile iştigal ettiği, faaliyetiniz kapsamında firmanızca işlenerek satışa konu edilen söz konusu kömürlerin tamamının sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan temin edildiği, bu şekilde temin edilen atık kömürlerin firmanızca kalori değerinin yükseltilerek santrallere satışının gerçekleştirildiği, ancak herhangi bir kurum ya da şahsa ait olmayıp tamamı atık alanlardan toplanmak suretiyle temin edilen söz konusu kömürlerin belgelendirilememesi nedeniyle yapılan satışların tamamının kâr olarak göründüğü belirtilerek, bu şekilde atık alanlardan toplanan söz konusu kömürlerin ne şekilde belgelendirileceği ve değerleneceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- 258 inci maddesinde, değerlemenin, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olduğu,

- 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

- 274 üncü maddesinde, emtianın, maliyet bedeliyle değerleneceği,

- 275 inci maddesinde, imal edilen emtianın (tam ve yarı mamul mallar) maliyet bedelinin;

1. Mamulün vücuda getirilmesinde sarf olunan iptidai ve ham maddelerin bedeli,

2. Mamule isabet eden işçilik,

3. Genel imal giderlerinden mamule düşen hisse,

4. Genel idare giderlerinden mamule düşen hisse (Bu hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.),

5. Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zaruri olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli

unsurlarını ihtiva edeceği, mükelleflerin, imal ettikleri emtianın maliyet bedellerini yukarıdaki unsurları ihtiva etmek şartıyla diledikleri usulde tâyin edebilecekleri

hükme bağlanmıştır.

Buna göre, firmanız tarafından emtia olarak kullanılmak üzere, sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan toplanmak suretiyle temin edilen atık kömürlerin yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde, maliyet bedeli ile kayıtlara alınması gerekmekte olup, kalori değeri yükseltilmek suretiyle satışa konu edilen kömürlerin de maliyet bedelinin Kanunun 275 inci maddesinde belirtilen unsurlar dikkate alınarak belirlenmesi icap etmektedir. Bu belirlemede karşılığında bir bedel ödemediğiniz unsurların, maliyet bedelinin içerisine dahil edilmesinin mümkün olmadığı tabiidir.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü mevcut olup, 229 - 242 nci maddelerinde ise belgelendirmeye ait hükümlere yer verilmiştir.

Dolayısıyla, firmanız tarafından emtia olarak kullanılmak üzere, sahipsiz ve atık olarak nitelendirilen kaynaklardan personeliniz aracılığıyla toplanan atık kömürlerin emtia olarak işletme kayıtlarına alınmasında, satılan (satın alınan) bir madde veya materyalden söz edilemeyeceğinden, gider pusulası veya fatura düzenlenmesi mümkün bulunmamakta olup, bu neviden kıymetlerin işletmenize dahil edilmesi esnasında düzenlenen ve ispat edici niteliği bulunan belgelerin (kantar fişi vb.) muhafaza ve gerektiğinde ibraz edilmesi gerekmektedir.

Ancak, muvazaa olarak değerlendirilebilecek bir durumun tespiti halinde Vergi Usul Kanununun ilgili ceza hükümleri çerçevesinde işlem tesis edileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5-I-29-2018-19]-E.25896

17.01.2020

Konu

:

Şirket Personelinin yurtiçi seyahatlerinde yapmış olduğu ulaşım harcamalarının vergi kanunları karşısındaki durumu

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirket personelinizin şehir dışı seyahatlerini TCDD aracılığı ile yaptığı, bu seyahate ilişkin bilet alımlarınızın Elektronik Yolcu Bilet Satış-Rezervasyon Sistemi (EYBİS) üzerinden yapıldığı, söz konusu biletlerin e-posta yoluyla barkodlu olarak tarafınıza gönderildiği, yolculuğun bu belge ile gerçekleştirildiği, belge üzerinde seri-sıra no, ücret, yolcu bilgisi, pnr ve bilet numarası bilgilerinin mevcut olduğu, fatura veya e-Bilet olduğuna ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığından bahisle söz konusu biletlerin;

- Vergi Usul Kanunu açısından fatura ve benzeri evrak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği,

- Katma Değer Vergisi Kanununa göre tutardan iç yüzde yöntemi ile hesaplama yapılarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,

- Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi Kanunlarına göre gider olarak kayıtlarınıza alınıp alınmayacağı

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- (231/5) inci maddesinde, "5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır."

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (2019 yılı için 1.200 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2019 yılı için 1.200 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

- 233 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedelleri aşağıdaki vesikalardan herhangi biri ile tevsik olunur.

1.Perakende satış fişleri;

2.Makineli kasaların kayıt ruloları;

3.Giriş ve yolcu taşıma biletleri. ..."

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Hazine ve Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Hazine ve Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu; mükerrer 242 nci maddesinde de, Hazine ve Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kara ve deniz yolu ile şehirlerarası veya uluslararası yolcu taşımacılığı işi ile iştigâl eden mükelleflerin, elektronik ortamda bilet ve yolcu listesi düzenlemeleri, düzenledikleri elektronik biletleri yolcularına iletmeleri ve bu vesikaları muhafaza ve ibraz etmelerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Anılan Tebliğin, 446 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değişen;

- "5. Elektronik Bilet ve Elektronik Yolcu Listesi Düzenlenmesi ve Elektronik Biletin Teslimi" kısmında, "Elektronik biletlerin elektronik ortamda düzenlenmesi, elektronik sertifika ile imzalanması, internet de dahil olmak üzere elektronik araçlar ve ortamlar vasıtasıyla muhatabına kağıt baskısı alınabilecek şekilde sunulması zorunludur. Muhatabı tarafından istenilmesi halinde elektronik bilet düzenleme izni alan mükellefler düzenledikleri e-Bileti ya da bunu temsil eden belgeyi kağıt olarak teslim edeceklerdir. Bu durumda kağıt çıktıda e-Biletin ne zaman ve nereden temin edileceği bilgisinin bulunması zorunludur. Mali değeri bulunmayan bu mühürsüz kağıt çıktının muhatabına verilmesi halinde ayrıca imzalanıp kaşelenmesine gerek bulunmamaktadır.",

- "7. Elektronik Bilet Bedelinin Gider Kaydedilmesi" başlıklı bölümünde, "Vergi mükellefleri tarafından, e-Bilet düzenleme izni alan mükelleflerin, bu Tebliğin 11 inci bölümünün birinci paragrafında belirtilen durumlar haricinde, sadece elektronik sertifika ile imzalanmış e-Biletleri gider gösterilebilecek veya indirime konu edilebilecektir. Hesabına yolculuk yapılan durumlarda hesabına yolculuk yapılan mükellefin bilgilerinin de e-Bilet üzerinde yer alması zorunludur. Aksi takdirde bilet bedeli gider gösterilemeyecek veya indirime konu edilemeyecektir. Bu biletler tutarına bakılmaksızın fatura yerine geçen belge olarak kabul edilecektir.

Gider gösterilecek veya indirime konu edilecek elektronik biletlerin elektronik sertifika ile imzalanmış şekilde yasal saklama süresince elektronik ortamda saklanması gerekmektedir. Elektronik sertifika ile imzalanmamış e-Biletler, saklama, muhafaza ve ibraz ödevlerinin yerine getirilmesi açısından hüküm ifade etmeyecektir.

Ayrıca gider gösterilecek veya indirime konu edilecek elektronik biletlerin kâğıt çıktılarının tevsik edici belge olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır."

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu bağlamda, 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında düzenlenen elektronik bilet, alıcısına elektronik araçlar vasıtasıyla gönderilmek üzere elektronik belge biçiminde oluşturulmuş e-Bileti ifade etmektedir. Bu kapsamda düzenlenen e-Biletin gider gösterilebilmesi veya indirime konu edilebilmesi için elektronik sertifika ile imzalanmış olarak yasal saklama süresi boyunca elektronik ortamda muhafaza edilmesi gerekmekte olup, söz konusu e-Biletin kâğıt çıktısının tevsik edici belge olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Bunun yanı sıra, Başkanlığımızdan e-Bilet düzenleme yetkisi alan mükelleflerin listesi "www.efatura.gov.tr" adresinde yayımlanmakta olup, TCDD'nin halihazırda 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında e-Bilet düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.

Buna göre, şirketiniz tarafından, şirket personelinin şehir dışı iş seyahatleri için TCDD'nin "EYBİS- Elektronik Yolcu Bilet Satış-Rezervasyon Sistemi" üzerinden alınan biletlere ilişkin olarak tarafınıza mail olarak gönderildiği belirtilen, yolculuk ve bilet bilgilerini ihtiva eden belgenin/dokümanın, fatura veya fatura yerine geçen belge olarak kabul edilmesi, dolayısıyla kayıtların tevsikinde, tevsik edici belge olarak kullanılması mümkün bulunmamaktadır.

II- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükümlerine yer verilmiştir.

 Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye maksur olmak şartıyla) ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, şirket çalışanlarının şirketinizin ticari faaliyetleri ile ilgili olarak yurt içi seyahatlerinde yapmış olduğu ulaşım harcamalarının, ancak işin önem ve genişliği ile orantılı olması ve Vergi Usul Kanununun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

III- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- (1/1) maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

- (29/1) maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri,

- 53 üncü maddesinde, bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, şirketiniz tarafından şirket personelinin şehir dışı iş seyahatleri için TCDD'nin "EYBİS-Elektronik Yolcu Bilet Satış- Rezervasyon Sistemi" üzerinden alınan biletlere ilişkin olarak tarafınıza mail olarak gönderildiği belirtilen, yolculuk ve bilet bilgilerini ihtiva eden belgenin/dokümanın tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün bulunmadığından, söz konusu belge/dökümana istinaden KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5-I-29-2018-19]-E.25896

17.01.2020

Konu

:

Şirket Personelinin yurtiçi seyahatlerinde yapmış olduğu ulaşım harcamalarının vergi kanunları karşısındaki durumu

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirket personelinizin şehir dışı seyahatlerini TCDD aracılığı ile yaptığı, bu seyahate ilişkin bilet alımlarınızın Elektronik Yolcu Bilet Satış-Rezervasyon Sistemi (EYBİS) üzerinden yapıldığı, söz konusu biletlerin e-posta yoluyla barkodlu olarak tarafınıza gönderildiği, yolculuğun bu belge ile gerçekleştirildiği, belge üzerinde seri-sıra no, ücret, yolcu bilgisi, pnr ve bilet numarası bilgilerinin mevcut olduğu, fatura veya e-Bilet olduğuna ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığından bahisle söz konusu biletlerin;

- Vergi Usul Kanunu açısından fatura ve benzeri evrak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği,

- Katma Değer Vergisi Kanununa göre tutardan iç yüzde yöntemi ile hesaplama yapılarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,

- Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi Kanunlarına göre gider olarak kayıtlarınıza alınıp alınmayacağı

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- (231/5) inci maddesinde, "5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır."

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (2019 yılı için 1.200 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2019 yılı için 1.200 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

- 233 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedelleri aşağıdaki vesikalardan herhangi biri ile tevsik olunur.

1.Perakende satış fişleri;

2.Makineli kasaların kayıt ruloları;

3.Giriş ve yolcu taşıma biletleri. ..."

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Hazine ve Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Hazine ve Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu; mükerrer 242 nci maddesinde de, Hazine ve Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kara ve deniz yolu ile şehirlerarası veya uluslararası yolcu taşımacılığı işi ile iştigâl eden mükelleflerin, elektronik ortamda bilet ve yolcu listesi düzenlemeleri, düzenledikleri elektronik biletleri yolcularına iletmeleri ve bu vesikaları muhafaza ve ibraz etmelerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Anılan Tebliğin, 446 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değişen;

- "5. Elektronik Bilet ve Elektronik Yolcu Listesi Düzenlenmesi ve Elektronik Biletin Teslimi" kısmında, "Elektronik biletlerin elektronik ortamda düzenlenmesi, elektronik sertifika ile imzalanması, internet de dahil olmak üzere elektronik araçlar ve ortamlar vasıtasıyla muhatabına kağıt baskısı alınabilecek şekilde sunulması zorunludur. Muhatabı tarafından istenilmesi halinde elektronik bilet düzenleme izni alan mükellefler düzenledikleri e-Bileti ya da bunu temsil eden belgeyi kağıt olarak teslim edeceklerdir. Bu durumda kağıt çıktıda e-Biletin ne zaman ve nereden temin edileceği bilgisinin bulunması zorunludur. Mali değeri bulunmayan bu mühürsüz kağıt çıktının muhatabına verilmesi halinde ayrıca imzalanıp kaşelenmesine gerek bulunmamaktadır.",

- "7. Elektronik Bilet Bedelinin Gider Kaydedilmesi" başlıklı bölümünde, "Vergi mükellefleri tarafından, e-Bilet düzenleme izni alan mükelleflerin, bu Tebliğin 11 inci bölümünün birinci paragrafında belirtilen durumlar haricinde, sadece elektronik sertifika ile imzalanmış e-Biletleri gider gösterilebilecek veya indirime konu edilebilecektir. Hesabına yolculuk yapılan durumlarda hesabına yolculuk yapılan mükellefin bilgilerinin de e-Bilet üzerinde yer alması zorunludur. Aksi takdirde bilet bedeli gider gösterilemeyecek veya indirime konu edilemeyecektir. Bu biletler tutarına bakılmaksızın fatura yerine geçen belge olarak kabul edilecektir.

Gider gösterilecek veya indirime konu edilecek elektronik biletlerin elektronik sertifika ile imzalanmış şekilde yasal saklama süresince elektronik ortamda saklanması gerekmektedir. Elektronik sertifika ile imzalanmamış e-Biletler, saklama, muhafaza ve ibraz ödevlerinin yerine getirilmesi açısından hüküm ifade etmeyecektir.

Ayrıca gider gösterilecek veya indirime konu edilecek elektronik biletlerin kâğıt çıktılarının tevsik edici belge olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır."

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu bağlamda, 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında düzenlenen elektronik bilet, alıcısına elektronik araçlar vasıtasıyla gönderilmek üzere elektronik belge biçiminde oluşturulmuş e-Bileti ifade etmektedir. Bu kapsamda düzenlenen e-Biletin gider gösterilebilmesi veya indirime konu edilebilmesi için elektronik sertifika ile imzalanmış olarak yasal saklama süresi boyunca elektronik ortamda muhafaza edilmesi gerekmekte olup, söz konusu e-Biletin kâğıt çıktısının tevsik edici belge olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Bunun yanı sıra, Başkanlığımızdan e-Bilet düzenleme yetkisi alan mükelleflerin listesi "www.efatura.gov.tr" adresinde yayımlanmakta olup, TCDD'nin halihazırda 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında e-Bilet düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.

Buna göre, şirketiniz tarafından, şirket personelinin şehir dışı iş seyahatleri için TCDD'nin "EYBİS- Elektronik Yolcu Bilet Satış-Rezervasyon Sistemi" üzerinden alınan biletlere ilişkin olarak tarafınıza mail olarak gönderildiği belirtilen, yolculuk ve bilet bilgilerini ihtiva eden belgenin/dokümanın, fatura veya fatura yerine geçen belge olarak kabul edilmesi, dolayısıyla kayıtların tevsikinde, tevsik edici belge olarak kullanılması mümkün bulunmamaktadır.

II- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükümlerine yer verilmiştir.

 Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye maksur olmak şartıyla) ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, şirket çalışanlarının şirketinizin ticari faaliyetleri ile ilgili olarak yurt içi seyahatlerinde yapmış olduğu ulaşım harcamalarının, ancak işin önem ve genişliği ile orantılı olması ve Vergi Usul Kanununun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

III- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- (1/1) maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

- (29/1) maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri,

- 53 üncü maddesinde, bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, şirketiniz tarafından şirket personelinin şehir dışı iş seyahatleri için TCDD'nin "EYBİS-Elektronik Yolcu Bilet Satış- Rezervasyon Sistemi" üzerinden alınan biletlere ilişkin olarak tarafınıza mail olarak gönderildiği belirtilen, yolculuk ve bilet bilgilerini ihtiva eden belgenin/dokümanın tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün bulunmadığından, söz konusu belge/dökümana istinaden KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5-I-29-2018-19]-E.25896

17.01.2020

Konu

:

Şirket Personelinin yurtiçi seyahatlerinde yapmış olduğu ulaşım harcamalarının vergi kanunları karşısındaki durumu

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirket personelinizin şehir dışı seyahatlerini TCDD aracılığı ile yaptığı, bu seyahate ilişkin bilet alımlarınızın Elektronik Yolcu Bilet Satış-Rezervasyon Sistemi (EYBİS) üzerinden yapıldığı, söz konusu biletlerin e-posta yoluyla barkodlu olarak tarafınıza gönderildiği, yolculuğun bu belge ile gerçekleştirildiği, belge üzerinde seri-sıra no, ücret, yolcu bilgisi, pnr ve bilet numarası bilgilerinin mevcut olduğu, fatura veya e-Bilet olduğuna ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığından bahisle söz konusu biletlerin;

- Vergi Usul Kanunu açısından fatura ve benzeri evrak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği,

- Katma Değer Vergisi Kanununa göre tutardan iç yüzde yöntemi ile hesaplama yapılarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,

- Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi Kanunlarına göre gider olarak kayıtlarınıza alınıp alınmayacağı

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- (231/5) inci maddesinde, "5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır."

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (2019 yılı için 1.200 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2019 yılı için 1.200 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

- 233 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedelleri aşağıdaki vesikalardan herhangi biri ile tevsik olunur.

1.Perakende satış fişleri;

2.Makineli kasaların kayıt ruloları;

3.Giriş ve yolcu taşıma biletleri. ..."

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Hazine ve Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Hazine ve Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu; mükerrer 242 nci maddesinde de, Hazine ve Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kara ve deniz yolu ile şehirlerarası veya uluslararası yolcu taşımacılığı işi ile iştigâl eden mükelleflerin, elektronik ortamda bilet ve yolcu listesi düzenlemeleri, düzenledikleri elektronik biletleri yolcularına iletmeleri ve bu vesikaları muhafaza ve ibraz etmelerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Anılan Tebliğin, 446 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değişen;

- "5. Elektronik Bilet ve Elektronik Yolcu Listesi Düzenlenmesi ve Elektronik Biletin Teslimi" kısmında, "Elektronik biletlerin elektronik ortamda düzenlenmesi, elektronik sertifika ile imzalanması, internet de dahil olmak üzere elektronik araçlar ve ortamlar vasıtasıyla muhatabına kağıt baskısı alınabilecek şekilde sunulması zorunludur. Muhatabı tarafından istenilmesi halinde elektronik bilet düzenleme izni alan mükellefler düzenledikleri e-Bileti ya da bunu temsil eden belgeyi kağıt olarak teslim edeceklerdir. Bu durumda kağıt çıktıda e-Biletin ne zaman ve nereden temin edileceği bilgisinin bulunması zorunludur. Mali değeri bulunmayan bu mühürsüz kağıt çıktının muhatabına verilmesi halinde ayrıca imzalanıp kaşelenmesine gerek bulunmamaktadır.",

- "7. Elektronik Bilet Bedelinin Gider Kaydedilmesi" başlıklı bölümünde, "Vergi mükellefleri tarafından, e-Bilet düzenleme izni alan mükelleflerin, bu Tebliğin 11 inci bölümünün birinci paragrafında belirtilen durumlar haricinde, sadece elektronik sertifika ile imzalanmış e-Biletleri gider gösterilebilecek veya indirime konu edilebilecektir. Hesabına yolculuk yapılan durumlarda hesabına yolculuk yapılan mükellefin bilgilerinin de e-Bilet üzerinde yer alması zorunludur. Aksi takdirde bilet bedeli gider gösterilemeyecek veya indirime konu edilemeyecektir. Bu biletler tutarına bakılmaksızın fatura yerine geçen belge olarak kabul edilecektir.

Gider gösterilecek veya indirime konu edilecek elektronik biletlerin elektronik sertifika ile imzalanmış şekilde yasal saklama süresince elektronik ortamda saklanması gerekmektedir. Elektronik sertifika ile imzalanmamış e-Biletler, saklama, muhafaza ve ibraz ödevlerinin yerine getirilmesi açısından hüküm ifade etmeyecektir.

Ayrıca gider gösterilecek veya indirime konu edilecek elektronik biletlerin kâğıt çıktılarının tevsik edici belge olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır."

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu bağlamda, 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında düzenlenen elektronik bilet, alıcısına elektronik araçlar vasıtasıyla gönderilmek üzere elektronik belge biçiminde oluşturulmuş e-Bileti ifade etmektedir. Bu kapsamda düzenlenen e-Biletin gider gösterilebilmesi veya indirime konu edilebilmesi için elektronik sertifika ile imzalanmış olarak yasal saklama süresi boyunca elektronik ortamda muhafaza edilmesi gerekmekte olup, söz konusu e-Biletin kâğıt çıktısının tevsik edici belge olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Bunun yanı sıra, Başkanlığımızdan e-Bilet düzenleme yetkisi alan mükelleflerin listesi "www.efatura.gov.tr" adresinde yayımlanmakta olup, TCDD'nin halihazırda 415 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında e-Bilet düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.

Buna göre, şirketiniz tarafından, şirket personelinin şehir dışı iş seyahatleri için TCDD'nin "EYBİS- Elektronik Yolcu Bilet Satış-Rezervasyon Sistemi" üzerinden alınan biletlere ilişkin olarak tarafınıza mail olarak gönderildiği belirtilen, yolculuk ve bilet bilgilerini ihtiva eden belgenin/dokümanın, fatura veya fatura yerine geçen belge olarak kabul edilmesi, dolayısıyla kayıtların tevsikinde, tevsik edici belge olarak kullanılması mümkün bulunmamaktadır.

II- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükümlerine yer verilmiştir.

 Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye maksur olmak şartıyla) ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, şirket çalışanlarının şirketinizin ticari faaliyetleri ile ilgili olarak yurt içi seyahatlerinde yapmış olduğu ulaşım harcamalarının, ancak işin önem ve genişliği ile orantılı olması ve Vergi Usul Kanununun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

III- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- (1/1) maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

- (29/1) maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri,

- 53 üncü maddesinde, bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, şirketiniz tarafından şirket personelinin şehir dışı iş seyahatleri için TCDD'nin "EYBİS-Elektronik Yolcu Bilet Satış- Rezervasyon Sistemi" üzerinden alınan biletlere ilişkin olarak tarafınıza mail olarak gönderildiği belirtilen, yolculuk ve bilet bilgilerini ihtiva eden belgenin/dokümanın tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün bulunmadığından, söz konusu belge/dökümana istinaden KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[229-2017-159]-15258

10.01.2020

Konu

:

Kurumlar vergisinden muaf olan kurumdan alınan hizmet karşılığı ödenen bedellerin gider olarak kabul edilip edilmeyeceği hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden; … organizasyon faaliyetleri ile iştigal ettiğinizi belirterek, kurumlar vergisi ve katma değer vergisinden muaf olan … Müdürlüğü … Merkezinden alınan hizmetler için yapılan ödemeler karşılığında "Kurumlar Vergisinden, Katma Değer Vergisinden, Damga Vergisinden muaftır ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine tabi değildir." ibaresine yer verilmek suretiyle firmanız adına düzenlenen fatura bedellerinin gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bilanço usulüne göre ticari kazancın tespiti ile ilgili 38 inci maddesinde ise; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bir masrafın genel gider kapsamında gider yazılabilmesi için; harcamanın yapılmış olması, harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden olmaması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.

Diğer taraftan özelge talep formu ekinde yer alan belgelerin incelenmesinden şirketiniz ile … Bakanlığı … Müdürlüğü arasında … Eğitimi  düzenlenmesi için sözleşme imzalandığı ve bu kapsamda sunmuş olduğu konaklama, yemek, kahvaltı, ikram, kırtasiye ve salon kirası karşılığında kurumlar vergisinden muaf olan … Müdürlüğü …Merkezi tarafından organizasyonu düzenleyen şirketiniz adına fatura düzenlendiği anlaşılmıştır.

Buna göre, şirketinizin organizasyon faaliyeti kapsamında konaklama, yemek, kırtasiye ve salon kirası için yaptığı harcamalar ile kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, bu harcamaların yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi halinde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Bu kapsamda, Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgeyi düzenleyenin kurumlar vergisinden muaf olmasının, ilgili belgede yer alan tutarın gider olarak dikkate alınması açısından bir önemi bulunmamaktadır

II-  VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup, söz konusu kayıtların esas itibariyle, mezkûr Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, Kanunun 229 uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, Kanunun 230 ve devamı maddelerinde de faturanın şekli, nizamı ve fatura kullanma mecburiyetine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Öte yandan, 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; "... Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2'nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre yukarıda sayılan belgeleri düzenleyeceklerdir.

Ancak bu kuruluşlar kullanacakları belgelerin üzerine, "Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Tabi Değildir." ibaresini kaşe ile basacaklar veya matbaa baskısı ile belirteceklerdir." açıklamasına yer verilmiştir.

Bu belgelerin düzenlenmesi sırasında Vergi Usul Kanunu Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara veya 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca notere tasdik ettirmeleri şartı aranmamakta ancak, düzenlenen belgede bulunması zorunlu asgari bilgilerin yer alması gerekmektedir.

Öte yandan, bu kuruluşlardan kurumlar vergisinden muaf olanların kullanacakları belgelere "Kurumlar Vergisinden Muaftır" şerhi koymaları gerektiği 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

Buna göre, kurumunuzun organizasyon faaliyeti kapsamında konaklama, yemek, kırtasiye ve salon kirası için yaptığı giderlerin … Müdürlüğü … Merkezi tarafından yukarıda yer alan esaslar dahilinde firmanız adına düzenlenen faturalar ile tevsiki mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[229-2017-159]-15258

10.01.2020

Konu

:

Kurumlar vergisinden muaf olan kurumdan alınan hizmet karşılığı ödenen bedellerin gider olarak kabul edilip edilmeyeceği hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden; … organizasyon faaliyetleri ile iştigal ettiğinizi belirterek, kurumlar vergisi ve katma değer vergisinden muaf olan … Müdürlüğü … Merkezinden alınan hizmetler için yapılan ödemeler karşılığında "Kurumlar Vergisinden, Katma Değer Vergisinden, Damga Vergisinden muaftır ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine tabi değildir." ibaresine yer verilmek suretiyle firmanız adına düzenlenen fatura bedellerinin gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bilanço usulüne göre ticari kazancın tespiti ile ilgili 38 inci maddesinde ise; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bir masrafın genel gider kapsamında gider yazılabilmesi için; harcamanın yapılmış olması, harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden olmaması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.

Diğer taraftan özelge talep formu ekinde yer alan belgelerin incelenmesinden şirketiniz ile … Bakanlığı … Müdürlüğü arasında … Eğitimi  düzenlenmesi için sözleşme imzalandığı ve bu kapsamda sunmuş olduğu konaklama, yemek, kahvaltı, ikram, kırtasiye ve salon kirası karşılığında kurumlar vergisinden muaf olan … Müdürlüğü …Merkezi tarafından organizasyonu düzenleyen şirketiniz adına fatura düzenlendiği anlaşılmıştır.

Buna göre, şirketinizin organizasyon faaliyeti kapsamında konaklama, yemek, kırtasiye ve salon kirası için yaptığı harcamalar ile kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, bu harcamaların yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi halinde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Bu kapsamda, Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgeyi düzenleyenin kurumlar vergisinden muaf olmasının, ilgili belgede yer alan tutarın gider olarak dikkate alınması açısından bir önemi bulunmamaktadır

II-  VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup, söz konusu kayıtların esas itibariyle, mezkûr Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, Kanunun 229 uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, Kanunun 230 ve devamı maddelerinde de faturanın şekli, nizamı ve fatura kullanma mecburiyetine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Öte yandan, 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; "... Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2'nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre yukarıda sayılan belgeleri düzenleyeceklerdir.

Ancak bu kuruluşlar kullanacakları belgelerin üzerine, "Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Tabi Değildir." ibaresini kaşe ile basacaklar veya matbaa baskısı ile belirteceklerdir." açıklamasına yer verilmiştir.

Bu belgelerin düzenlenmesi sırasında Vergi Usul Kanunu Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara veya 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca notere tasdik ettirmeleri şartı aranmamakta ancak, düzenlenen belgede bulunması zorunlu asgari bilgilerin yer alması gerekmektedir.

Öte yandan, bu kuruluşlardan kurumlar vergisinden muaf olanların kullanacakları belgelere "Kurumlar Vergisinden Muaftır" şerhi koymaları gerektiği 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

Buna göre, kurumunuzun organizasyon faaliyeti kapsamında konaklama, yemek, kırtasiye ve salon kirası için yaptığı giderlerin … Müdürlüğü … Merkezi tarafından yukarıda yer alan esaslar dahilinde firmanız adına düzenlenen faturalar ile tevsiki mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[229-2017-159]-15258

10.01.2020

Konu

:

Kurumlar vergisinden muaf olan kurumdan alınan hizmet karşılığı ödenen bedellerin gider olarak kabul edilip edilmeyeceği hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden; … organizasyon faaliyetleri ile iştigal ettiğinizi belirterek, kurumlar vergisi ve katma değer vergisinden muaf olan … Müdürlüğü … Merkezinden alınan hizmetler için yapılan ödemeler karşılığında "Kurumlar Vergisinden, Katma Değer Vergisinden, Damga Vergisinden muaftır ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine tabi değildir." ibaresine yer verilmek suretiyle firmanız adına düzenlenen fatura bedellerinin gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bilanço usulüne göre ticari kazancın tespiti ile ilgili 38 inci maddesinde ise; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bir masrafın genel gider kapsamında gider yazılabilmesi için; harcamanın yapılmış olması, harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden olmaması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.

Diğer taraftan özelge talep formu ekinde yer alan belgelerin incelenmesinden şirketiniz ile … Bakanlığı … Müdürlüğü arasında … Eğitimi  düzenlenmesi için sözleşme imzalandığı ve bu kapsamda sunmuş olduğu konaklama, yemek, kahvaltı, ikram, kırtasiye ve salon kirası karşılığında kurumlar vergisinden muaf olan … Müdürlüğü …Merkezi tarafından organizasyonu düzenleyen şirketiniz adına fatura düzenlendiği anlaşılmıştır.

Buna göre, şirketinizin organizasyon faaliyeti kapsamında konaklama, yemek, kırtasiye ve salon kirası için yaptığı harcamalar ile kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, bu harcamaların yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi halinde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Bu kapsamda, Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgeyi düzenleyenin kurumlar vergisinden muaf olmasının, ilgili belgede yer alan tutarın gider olarak dikkate alınması açısından bir önemi bulunmamaktadır

II-  VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup, söz konusu kayıtların esas itibariyle, mezkûr Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, Kanunun 229 uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, Kanunun 230 ve devamı maddelerinde de faturanın şekli, nizamı ve fatura kullanma mecburiyetine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Öte yandan, 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; "... Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2'nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre yukarıda sayılan belgeleri düzenleyeceklerdir.

Ancak bu kuruluşlar kullanacakları belgelerin üzerine, "Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Tabi Değildir." ibaresini kaşe ile basacaklar veya matbaa baskısı ile belirteceklerdir." açıklamasına yer verilmiştir.

Bu belgelerin düzenlenmesi sırasında Vergi Usul Kanunu Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara veya 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca notere tasdik ettirmeleri şartı aranmamakta ancak, düzenlenen belgede bulunması zorunlu asgari bilgilerin yer alması gerekmektedir.

Öte yandan, bu kuruluşlardan kurumlar vergisinden muaf olanların kullanacakları belgelere "Kurumlar Vergisinden Muaftır" şerhi koymaları gerektiği 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

Buna göre, kurumunuzun organizasyon faaliyeti kapsamında konaklama, yemek, kırtasiye ve salon kirası için yaptığı giderlerin … Müdürlüğü … Merkezi tarafından yukarıda yer alan esaslar dahilinde firmanız adına düzenlenen faturalar ile tevsiki mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK1-21340]-E.25182

08.01.2020

Konu

:

İkinci El Gayrimenkul Alım Satım İşinde Vergilendirme ve Belge Düzeni.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; şirketinizin tüzel kişiler ve özel kişilerden gayrimenkul satın alıp satmakta olduğu, özel kişilerden alım yapıp fatura keserek satış yaparken KDV'yi tüm fiyat üzerinden ödediğinizi, ancak yeni düzenleme ile alış ve satış fiyatları arasındaki tutarın KDV'sini hesaplayıp ödemenizin önünün açıldığı belirtilerek, söz konusu KDV'nin fatura üzerinde nasıl ve nereye yazılması gerektiği hususlarında görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkilere dayanılarak uygun görülen belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 230 uncu maddesinde, "Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur:

1. Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası;

2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;

3. Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;

4. Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı;

5. Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, ..."

hükümleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, somut durumda, işletme aktifine kayıtlı gayrimenkulün satışına ilişkin olarak, gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi ve faturanın ilgili alanlarının buna göre hesaplanması icap etmektedir. Bu bakımdan, faturada; malın fiyat ve tutarının KDV hariç olarak gösterilmesi, işlem üzerinden hesaplanması gereken KDV tutarına ayrıca yer verilmesi ve toplam bedel olarak da KDV dahil toplam tutarın yer alması gerekmektedir.

Diğer taraftan faturanın uygun bir yerinde KDV hesaplanmasına ilişkin bilgilere ayrıca yer verilmesi mümkün bulunmaktadır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

- (23/f) maddesinde, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğu

hükme bağlanmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "III/A-4.9 İkinci El Araç ve Taşınmaz Ticareti" başlıklı bölümünde ise ikinci el taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulamasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, ikinci el taşınmaz ticaretiniz kapsamında KDV mükellefi olmayanlardan veya KDV mükellefi olmakla birlikte istisna kapsamında satın alınıp işletme adına kayıt ve tescil ettirilen arsanın satışı sırasında faturanın aşağıdaki bilgileri ihtiva edecek şekilde düzenlenmesi mümkündür.

 Satış bedeli (KDV Hariç):

400.000 TL

 Alış Bedeli: 

350.000 TL

 KDV Matrahı:

  50.000 TL

 KDV Tutarı (Arsa %18):

     9.000 TL

Toplam:

 409.000 TL

Söz konusu satışta özel matrah şekli uygulanan 50.000 TL'nin, 1 no.lu KDV beyannamesinin "Matrah" kulakçığının "Tevkifat Uygulanmayan İşlemler" tablosunda gösterilmesi, alış bedelinin (350.000 TL) ise aynı beyannamenin "Sonuç Hesapları" kulakçığındaki "Özel Matrah Şeklinde Tabi İşlemlerde Matraha Dahil Olmayan Bedel" satırında gösterilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK1-21340]-E.25182

08.01.2020

Konu

:

İkinci El Gayrimenkul Alım Satım İşinde Vergilendirme ve Belge Düzeni.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; şirketinizin tüzel kişiler ve özel kişilerden gayrimenkul satın alıp satmakta olduğu, özel kişilerden alım yapıp fatura keserek satış yaparken KDV'yi tüm fiyat üzerinden ödediğinizi, ancak yeni düzenleme ile alış ve satış fiyatları arasındaki tutarın KDV'sini hesaplayıp ödemenizin önünün açıldığı belirtilerek, söz konusu KDV'nin fatura üzerinde nasıl ve nereye yazılması gerektiği hususlarında görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkilere dayanılarak uygun görülen belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 230 uncu maddesinde, "Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur:

1. Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası;

2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;

3. Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;

4. Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı;

5. Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, ..."

hükümleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, somut durumda, işletme aktifine kayıtlı gayrimenkulün satışına ilişkin olarak, gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi ve faturanın ilgili alanlarının buna göre hesaplanması icap etmektedir. Bu bakımdan, faturada; malın fiyat ve tutarının KDV hariç olarak gösterilmesi, işlem üzerinden hesaplanması gereken KDV tutarına ayrıca yer verilmesi ve toplam bedel olarak da KDV dahil toplam tutarın yer alması gerekmektedir.

Diğer taraftan faturanın uygun bir yerinde KDV hesaplanmasına ilişkin bilgilere ayrıca yer verilmesi mümkün bulunmaktadır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

- (23/f) maddesinde, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğu

hükme bağlanmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "III/A-4.9 İkinci El Araç ve Taşınmaz Ticareti" başlıklı bölümünde ise ikinci el taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulamasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, ikinci el taşınmaz ticaretiniz kapsamında KDV mükellefi olmayanlardan veya KDV mükellefi olmakla birlikte istisna kapsamında satın alınıp işletme adına kayıt ve tescil ettirilen arsanın satışı sırasında faturanın aşağıdaki bilgileri ihtiva edecek şekilde düzenlenmesi mümkündür.

 Satış bedeli (KDV Hariç):

400.000 TL

 Alış Bedeli: 

350.000 TL

 KDV Matrahı:

  50.000 TL

 KDV Tutarı (Arsa %18):

     9.000 TL

Toplam:

 409.000 TL

Söz konusu satışta özel matrah şekli uygulanan 50.000 TL'nin, 1 no.lu KDV beyannamesinin "Matrah" kulakçığının "Tevkifat Uygulanmayan İşlemler" tablosunda gösterilmesi, alış bedelinin (350.000 TL) ise aynı beyannamenin "Sonuç Hesapları" kulakçığındaki "Özel Matrah Şeklinde Tabi İşlemlerde Matraha Dahil Olmayan Bedel" satırında gösterilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK1-21340]-E.25182

08.01.2020

Konu

:

İkinci El Gayrimenkul Alım Satım İşinde Vergilendirme ve Belge Düzeni.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; şirketinizin tüzel kişiler ve özel kişilerden gayrimenkul satın alıp satmakta olduğu, özel kişilerden alım yapıp fatura keserek satış yaparken KDV'yi tüm fiyat üzerinden ödediğinizi, ancak yeni düzenleme ile alış ve satış fiyatları arasındaki tutarın KDV'sini hesaplayıp ödemenizin önünün açıldığı belirtilerek, söz konusu KDV'nin fatura üzerinde nasıl ve nereye yazılması gerektiği hususlarında görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkilere dayanılarak uygun görülen belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 230 uncu maddesinde, "Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur:

1. Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası;

2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;

3. Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;

4. Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı;

5. Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, ..."

hükümleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, somut durumda, işletme aktifine kayıtlı gayrimenkulün satışına ilişkin olarak, gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi ve faturanın ilgili alanlarının buna göre hesaplanması icap etmektedir. Bu bakımdan, faturada; malın fiyat ve tutarının KDV hariç olarak gösterilmesi, işlem üzerinden hesaplanması gereken KDV tutarına ayrıca yer verilmesi ve toplam bedel olarak da KDV dahil toplam tutarın yer alması gerekmektedir.

Diğer taraftan faturanın uygun bir yerinde KDV hesaplanmasına ilişkin bilgilere ayrıca yer verilmesi mümkün bulunmaktadır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

- (23/f) maddesinde, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğu

hükme bağlanmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "III/A-4.9 İkinci El Araç ve Taşınmaz Ticareti" başlıklı bölümünde ise ikinci el taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulamasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, ikinci el taşınmaz ticaretiniz kapsamında KDV mükellefi olmayanlardan veya KDV mükellefi olmakla birlikte istisna kapsamında satın alınıp işletme adına kayıt ve tescil ettirilen arsanın satışı sırasında faturanın aşağıdaki bilgileri ihtiva edecek şekilde düzenlenmesi mümkündür.

 Satış bedeli (KDV Hariç):

400.000 TL

 Alış Bedeli: 

350.000 TL

 KDV Matrahı:

  50.000 TL

 KDV Tutarı (Arsa %18):

     9.000 TL

Toplam:

 409.000 TL

Söz konusu satışta özel matrah şekli uygulanan 50.000 TL'nin, 1 no.lu KDV beyannamesinin "Matrah" kulakçığının "Tevkifat Uygulanmayan İşlemler" tablosunda gösterilmesi, alış bedelinin (350.000 TL) ise aynı beyannamenin "Sonuç Hesapları" kulakçığındaki "Özel Matrah Şeklinde Tabi İşlemlerde Matraha Dahil Olmayan Bedel" satırında gösterilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[234-2018-514]-E.477015

31.12.2019

Konu

:

Vergi mükellefi olmayan kuruma sehven fazla fatura edilen tutarın iade edilmesi işleminde gider pusulası düzenlenmesi

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

- Türkiye Cumhuriyeti ile  Japonya Hükümeti arasında imzalanan ve … tarih ve … sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren uluslararası anlaşma uyarınca kurulan … Ajansının Türkiye Temsilciliği olarak … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı (potansiyel) mükellefi olduğunuz,

- Temsilciliğinizin tamamen anlaşma hükümleri çerçevesinde faaliyet gösteren bir kurum olduğu, herhangi bir kar amacı gütmediği, tüm masrafların …'dan transfer edilen döviz tutarları ile karşılandığı, söz konusu anlaşmanın 1/a ve b maddelerinde Temsilciliğinize büro ekipman ve motorlu taşıt alımı ya da ithalinde vergisel bağışıklık tanındığı,

- Temsilciliğinizin büro ihtiyacı olan motorlu taşıtın ithali ve ithal edilen taşıtın zırhlanması için … Tic. Ltd. Şti. 'ne sipariş verildiği, siparişe göre zırhlanmış araç bedelinin 145.125,00 USD olması gerekirken fatura bedelinin tüm vergiler dahil olarak hesaplandığı ve tarafınıza toplam 377.325,00 USD tutarında fatura düzenlendiği, fatura bedelinin tarafınızca sehven ödendiği, ancak aracın ithalinin tarafınızca yapılmış olması nedeniyle ilgili firmaya 232.200,00 USD tutarında fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği,

- İlgili firma yetkilileri ile yapılan görüşme sonucu Temsilciliğiniz tarafından bir iade faturası düzenlenmesi halinde paranın derhal iade edileceğinin beyan edildiği, ancak Temsilciliğinizin mükellefiyetinin olmaması nedeniyle fatura düzenlenmesinin imkansız olduğu

belirtilerek, söz konusu firma tarafından bir gider pusulası düzenlenerek bahse konu tutarın tarafınıza iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu kayıtların ise, esas itibariyle, anılan Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, anılan Kanunun 234 üncü maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin;

...

3. Vergiden muaf esnafa;

Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları, altın mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.

…"

hükmü yer almıştır.

Buna göre; Temsilciliğinizce ithal edilen motorlu taşıtın zırhlanması işini yapan firma tarafından söz konusu hizmet karşılığında fazla fatura edilen ve tahsil edilen tutarın iadesine ilişkin olarak, vergi mükellefiyetinizin bulunmaması nedeniyle ilgili firma tarafından adınıza, daha önce düzenlenen belge ile ilişki kurulmak suretiyle gider pusulası düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[234-2018-514]-E.477015

31.12.2019

Konu

:

Vergi mükellefi olmayan kuruma sehven fazla fatura edilen tutarın iade edilmesi işleminde gider pusulası düzenlenmesi

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

- Türkiye Cumhuriyeti ile  Japonya Hükümeti arasında imzalanan ve … tarih ve … sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren uluslararası anlaşma uyarınca kurulan … Ajansının Türkiye Temsilciliği olarak … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı (potansiyel) mükellefi olduğunuz,

- Temsilciliğinizin tamamen anlaşma hükümleri çerçevesinde faaliyet gösteren bir kurum olduğu, herhangi bir kar amacı gütmediği, tüm masrafların …'dan transfer edilen döviz tutarları ile karşılandığı, söz konusu anlaşmanın 1/a ve b maddelerinde Temsilciliğinize büro ekipman ve motorlu taşıt alımı ya da ithalinde vergisel bağışıklık tanındığı,

- Temsilciliğinizin büro ihtiyacı olan motorlu taşıtın ithali ve ithal edilen taşıtın zırhlanması için … Tic. Ltd. Şti. 'ne sipariş verildiği, siparişe göre zırhlanmış araç bedelinin 145.125,00 USD olması gerekirken fatura bedelinin tüm vergiler dahil olarak hesaplandığı ve tarafınıza toplam 377.325,00 USD tutarında fatura düzenlendiği, fatura bedelinin tarafınızca sehven ödendiği, ancak aracın ithalinin tarafınızca yapılmış olması nedeniyle ilgili firmaya 232.200,00 USD tutarında fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği,

- İlgili firma yetkilileri ile yapılan görüşme sonucu Temsilciliğiniz tarafından bir iade faturası düzenlenmesi halinde paranın derhal iade edileceğinin beyan edildiği, ancak Temsilciliğinizin mükellefiyetinin olmaması nedeniyle fatura düzenlenmesinin imkansız olduğu

belirtilerek, söz konusu firma tarafından bir gider pusulası düzenlenerek bahse konu tutarın tarafınıza iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu kayıtların ise, esas itibariyle, anılan Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, anılan Kanunun 234 üncü maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin;

...

3. Vergiden muaf esnafa;

Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları, altın mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.

…"

hükmü yer almıştır.

Buna göre; Temsilciliğinizce ithal edilen motorlu taşıtın zırhlanması işini yapan firma tarafından söz konusu hizmet karşılığında fazla fatura edilen ve tahsil edilen tutarın iadesine ilişkin olarak, vergi mükellefiyetinizin bulunmaması nedeniyle ilgili firma tarafından adınıza, daha önce düzenlenen belge ile ilişki kurulmak suretiyle gider pusulası düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[234-2018-514]-E.477015

31.12.2019

Konu

:

Vergi mükellefi olmayan kuruma sehven fazla fatura edilen tutarın iade edilmesi işleminde gider pusulası düzenlenmesi

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

- Türkiye Cumhuriyeti ile  Japonya Hükümeti arasında imzalanan ve … tarih ve … sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren uluslararası anlaşma uyarınca kurulan … Ajansının Türkiye Temsilciliği olarak … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı (potansiyel) mükellefi olduğunuz,

- Temsilciliğinizin tamamen anlaşma hükümleri çerçevesinde faaliyet gösteren bir kurum olduğu, herhangi bir kar amacı gütmediği, tüm masrafların …'dan transfer edilen döviz tutarları ile karşılandığı, söz konusu anlaşmanın 1/a ve b maddelerinde Temsilciliğinize büro ekipman ve motorlu taşıt alımı ya da ithalinde vergisel bağışıklık tanındığı,

- Temsilciliğinizin büro ihtiyacı olan motorlu taşıtın ithali ve ithal edilen taşıtın zırhlanması için … Tic. Ltd. Şti. 'ne sipariş verildiği, siparişe göre zırhlanmış araç bedelinin 145.125,00 USD olması gerekirken fatura bedelinin tüm vergiler dahil olarak hesaplandığı ve tarafınıza toplam 377.325,00 USD tutarında fatura düzenlendiği, fatura bedelinin tarafınızca sehven ödendiği, ancak aracın ithalinin tarafınızca yapılmış olması nedeniyle ilgili firmaya 232.200,00 USD tutarında fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği,

- İlgili firma yetkilileri ile yapılan görüşme sonucu Temsilciliğiniz tarafından bir iade faturası düzenlenmesi halinde paranın derhal iade edileceğinin beyan edildiği, ancak Temsilciliğinizin mükellefiyetinin olmaması nedeniyle fatura düzenlenmesinin imkansız olduğu

belirtilerek, söz konusu firma tarafından bir gider pusulası düzenlenerek bahse konu tutarın tarafınıza iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu kayıtların ise, esas itibariyle, anılan Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, anılan Kanunun 234 üncü maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin;

...

3. Vergiden muaf esnafa;

Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları, altın mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.

…"

hükmü yer almıştır.

Buna göre; Temsilciliğinizce ithal edilen motorlu taşıtın zırhlanması işini yapan firma tarafından söz konusu hizmet karşılığında fazla fatura edilen ve tahsil edilen tutarın iadesine ilişkin olarak, vergi mükellefiyetinizin bulunmaması nedeniyle ilgili firma tarafından adınıza, daha önce düzenlenen belge ile ilişki kurulmak suretiyle gider pusulası düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü.

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK1-21024]-E.1072128

06.12.2019

Konu

:

Fatura Düzenleme Limitinin İskontolu Faturalarda Ne Şekilde Dikkate Alınacağı.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, şirketinizin e-arşiv fatura uygulamasına geçtiği, e-arşiv fatura mı yoksa ödeme kaydedici cihaz fişi mi düzenleneceğinin tespitinde hangi tutarın dikkate alınacağı konusunda tereddüt hasıl olduğu, Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen fatura düzenleme sınırı ile karşılaştırılacak olan belge tutarında, mal bedeli üzerinden yapılan ve belgede gösterilen iskonto tutarı düşüldükten sonraki tutarın mı yoksa belge üzerinde hesaplanan Katma Değer Vergisi dahil tutarın mı dikkate alınacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsiki zorunlu bulunmaktadır.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

- 232 nci maddesinde ise, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;    

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000  lirayı (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'dan itibaren 1.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'dan itibaren 1.000, -TL)  az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir."

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, fatura düzenleme sınırının belirlenmesinde, faturada yer alan ticari teamüllere uygun miktardaki iskonto tutarı düşüldükten sonraki, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı gösteren, fatura muhteviyatı işleme ait vergiler (KDV, ÖTV gibi) dahil tutar dikkate alınacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü.

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK1-21024]-E.1072128

06.12.2019

Konu

:

Fatura Düzenleme Limitinin İskontolu Faturalarda Ne Şekilde Dikkate Alınacağı.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, şirketinizin e-arşiv fatura uygulamasına geçtiği, e-arşiv fatura mı yoksa ödeme kaydedici cihaz fişi mi düzenleneceğinin tespitinde hangi tutarın dikkate alınacağı konusunda tereddüt hasıl olduğu, Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen fatura düzenleme sınırı ile karşılaştırılacak olan belge tutarında, mal bedeli üzerinden yapılan ve belgede gösterilen iskonto tutarı düşüldükten sonraki tutarın mı yoksa belge üzerinde hesaplanan Katma Değer Vergisi dahil tutarın mı dikkate alınacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsiki zorunlu bulunmaktadır.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

- 232 nci maddesinde ise, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;    

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000  lirayı (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'dan itibaren 1.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'dan itibaren 1.000, -TL)  az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir."

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, fatura düzenleme sınırının belirlenmesinde, faturada yer alan ticari teamüllere uygun miktardaki iskonto tutarı düşüldükten sonraki, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı gösteren, fatura muhteviyatı işleme ait vergiler (KDV, ÖTV gibi) dahil tutar dikkate alınacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü.

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK1-21024]-E.1072128

06.12.2019

Konu

:

Fatura Düzenleme Limitinin İskontolu Faturalarda Ne Şekilde Dikkate Alınacağı.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, şirketinizin e-arşiv fatura uygulamasına geçtiği, e-arşiv fatura mı yoksa ödeme kaydedici cihaz fişi mi düzenleneceğinin tespitinde hangi tutarın dikkate alınacağı konusunda tereddüt hasıl olduğu, Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen fatura düzenleme sınırı ile karşılaştırılacak olan belge tutarında, mal bedeli üzerinden yapılan ve belgede gösterilen iskonto tutarı düşüldükten sonraki tutarın mı yoksa belge üzerinde hesaplanan Katma Değer Vergisi dahil tutarın mı dikkate alınacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsiki zorunlu bulunmaktadır.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

- 232 nci maddesinde ise, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;    

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000  lirayı (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'dan itibaren 1.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'dan itibaren 1.000, -TL)  az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir."

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, fatura düzenleme sınırının belirlenmesinde, faturada yer alan ticari teamüllere uygun miktardaki iskonto tutarı düşüldükten sonraki, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı gösteren, fatura muhteviyatı işleme ait vergiler (KDV, ÖTV gibi) dahil tutar dikkate alınacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[227-2019-168]-E.410800

21.11.2019

Konu

:

Şirket aktifine kayıtlı olup başkası lehine ipotek ettirilen gayrimenkulün icra yoluyla satılması durumunda fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hk.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden;

- Şirketinizin aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkulün … A.Ş.'nin …BANK'tan kullandığı ve kullanacağı kredilere teminat olmak üzere ipotek verildiği,

- … A.Ş.'nin iflas etmesi ve bankaya olan borçlarını ödeyemez hale gelmesi sonucunda gayrimenkulün …'nin …BANK'a olan borçlarının tasfiyesi için … İcra Müdürlüğünce ihale yolu ile satışa çıkarıldığı, ihalede gayrimenkulün, alacağına mahsup etmek üzere …BANK tarafından alındığı ve 11/2/2019 tarihinde gayrimenkulün banka adına tapu devrinin gerçekleştirildiği,

- Aktife kayıtlı değeri 1.023.086,50 TL olan gayrimenkulün ihale satış bedelinin 2.701.000,00 TL olduğu, satış bedelinin tamamının …A.Ş.'nin anılan bankaya olan borçlarının ödenmesinde kullanıldığı ve satıştan dolayı şirketinize herhangi bir ödeme yapılmadığı,

- Gayrimenkulün aktifinizden çıkışı için …BANK'a satış bedeli üzerinden fatura düzenlendiği, ancak bankanın, tanzim edilen faturayı muhatabı olmadıkları gerekçesi ile kabul etmeyerek ihtarname ile iade ettiği

belirtilerek, gayrimenkulün aktiften çıkarılma işleminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, fatura tanzim edilecekse muhatabın kim (banka mı, … A.Ş.'mi yoksa …A.Ş.'nin iflas işlemlerini yürüten iflas masası mı) olacağı, gayrimenkulün aktiften fatura tanzim edilmeden çıkarılmasının mümkün olup olmadığı, mümkünse kayıtlı bedel üzerinden mi yoksa ihale bedeli üzerinden mi aktiften çıkarılacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.

 Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış ve müteakip maddelerinde fatura yerine geçen vesikaların neler olduğu açıklanmıştır.

Diğer taraftan, mezkûr Kanunun 242 inci maddesinin birinci fıkrasında "Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, şirketinizin aktifinde kayıtlı olup, başka bir firmanın kullanacağı krediye teminat olmak üzere bankaya ipotek ettirilen, ancak ilgili firmanın iflas etmesi ve bankaya olan borçlarını ödeyememesi sonucu banka tarafından icra yoluyla sattırılan gayrimenkulün, İcra Müdürlüğünden alınacak belgeye istinaden, icra satış bedeli üzerinden kayıtlarınızdan çıkarılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[227-2019-168]-E.410800

21.11.2019

Konu

:

Şirket aktifine kayıtlı olup başkası lehine ipotek ettirilen gayrimenkulün icra yoluyla satılması durumunda fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hk.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden;

- Şirketinizin aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkulün … A.Ş.'nin …BANK'tan kullandığı ve kullanacağı kredilere teminat olmak üzere ipotek verildiği,

- … A.Ş.'nin iflas etmesi ve bankaya olan borçlarını ödeyemez hale gelmesi sonucunda gayrimenkulün …'nin …BANK'a olan borçlarının tasfiyesi için … İcra Müdürlüğünce ihale yolu ile satışa çıkarıldığı, ihalede gayrimenkulün, alacağına mahsup etmek üzere …BANK tarafından alındığı ve 11/2/2019 tarihinde gayrimenkulün banka adına tapu devrinin gerçekleştirildiği,

- Aktife kayıtlı değeri 1.023.086,50 TL olan gayrimenkulün ihale satış bedelinin 2.701.000,00 TL olduğu, satış bedelinin tamamının …A.Ş.'nin anılan bankaya olan borçlarının ödenmesinde kullanıldığı ve satıştan dolayı şirketinize herhangi bir ödeme yapılmadığı,

- Gayrimenkulün aktifinizden çıkışı için …BANK'a satış bedeli üzerinden fatura düzenlendiği, ancak bankanın, tanzim edilen faturayı muhatabı olmadıkları gerekçesi ile kabul etmeyerek ihtarname ile iade ettiği

belirtilerek, gayrimenkulün aktiften çıkarılma işleminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, fatura tanzim edilecekse muhatabın kim (banka mı, … A.Ş.'mi yoksa …A.Ş.'nin iflas işlemlerini yürüten iflas masası mı) olacağı, gayrimenkulün aktiften fatura tanzim edilmeden çıkarılmasının mümkün olup olmadığı, mümkünse kayıtlı bedel üzerinden mi yoksa ihale bedeli üzerinden mi aktiften çıkarılacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.

 Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış ve müteakip maddelerinde fatura yerine geçen vesikaların neler olduğu açıklanmıştır.

Diğer taraftan, mezkûr Kanunun 242 inci maddesinin birinci fıkrasında "Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, şirketinizin aktifinde kayıtlı olup, başka bir firmanın kullanacağı krediye teminat olmak üzere bankaya ipotek ettirilen, ancak ilgili firmanın iflas etmesi ve bankaya olan borçlarını ödeyememesi sonucu banka tarafından icra yoluyla sattırılan gayrimenkulün, İcra Müdürlüğünden alınacak belgeye istinaden, icra satış bedeli üzerinden kayıtlarınızdan çıkarılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[227-2019-168]-E.410800

21.11.2019

Konu

:

Şirket aktifine kayıtlı olup başkası lehine ipotek ettirilen gayrimenkulün icra yoluyla satılması durumunda fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hk.

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden;

- Şirketinizin aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkulün … A.Ş.'nin …BANK'tan kullandığı ve kullanacağı kredilere teminat olmak üzere ipotek verildiği,

- … A.Ş.'nin iflas etmesi ve bankaya olan borçlarını ödeyemez hale gelmesi sonucunda gayrimenkulün …'nin …BANK'a olan borçlarının tasfiyesi için … İcra Müdürlüğünce ihale yolu ile satışa çıkarıldığı, ihalede gayrimenkulün, alacağına mahsup etmek üzere …BANK tarafından alındığı ve 11/2/2019 tarihinde gayrimenkulün banka adına tapu devrinin gerçekleştirildiği,

- Aktife kayıtlı değeri 1.023.086,50 TL olan gayrimenkulün ihale satış bedelinin 2.701.000,00 TL olduğu, satış bedelinin tamamının …A.Ş.'nin anılan bankaya olan borçlarının ödenmesinde kullanıldığı ve satıştan dolayı şirketinize herhangi bir ödeme yapılmadığı,

- Gayrimenkulün aktifinizden çıkışı için …BANK'a satış bedeli üzerinden fatura düzenlendiği, ancak bankanın, tanzim edilen faturayı muhatabı olmadıkları gerekçesi ile kabul etmeyerek ihtarname ile iade ettiği

belirtilerek, gayrimenkulün aktiften çıkarılma işleminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, fatura tanzim edilecekse muhatabın kim (banka mı, … A.Ş.'mi yoksa …A.Ş.'nin iflas işlemlerini yürüten iflas masası mı) olacağı, gayrimenkulün aktiften fatura tanzim edilmeden çıkarılmasının mümkün olup olmadığı, mümkünse kayıtlı bedel üzerinden mi yoksa ihale bedeli üzerinden mi aktiften çıkarılacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.

 Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış ve müteakip maddelerinde fatura yerine geçen vesikaların neler olduğu açıklanmıştır.

Diğer taraftan, mezkûr Kanunun 242 inci maddesinin birinci fıkrasında "Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, şirketinizin aktifinde kayıtlı olup, başka bir firmanın kullanacağı krediye teminat olmak üzere bankaya ipotek ettirilen, ancak ilgili firmanın iflas etmesi ve bankaya olan borçlarını ödeyememesi sonucu banka tarafından icra yoluyla sattırılan gayrimenkulün, İcra Müdürlüğünden alınacak belgeye istinaden, icra satış bedeli üzerinden kayıtlarınızdan çıkarılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[Mük.257-2018-645]-E.409926

21.11.2019

Konu

:

Maden üretim sahası içerisinde bulunan boru hattının üretim sahasının dışına taşınması kapsamında yapılan harcamalar

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, altın arama, çıkartma ve zenginleştirme faaliyetleri ile iştigal eden şirketinizin, … ili … ilçesi yakınlarında bulunan ve halihazırda üretim faaliyeti gerçekleştirmekte olan işletmenizin üretim sahası içerisinde yeni bir açık ocak kazısı yapılmasının planlandığı, ancak kazının yapılacağı alandan mülkiyeti BOTAŞ a ait boru hattının geçmesi nedeniyle BOTAŞ ile gerekli deplase protokollerin yapılarak mevcut boru hattının üretim sahasının dışına taşınması işi kapsamında tüm giderlerin şirketiniz tarafından karşılanacağı ve işlem tamamlandığında boru hattının BOTAŞ'a teslim edileceği belirtilerek, yapılacak harcamaların hangi hesapta izleneceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." denilmiştir.

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.

Buna göre, anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için söz konusu giderlerin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, giderin keyfi olmaması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği belirlenmiştir.

Buna göre, işletmenize ait maden üretim sahası içerisinde bulunan ve mülkiyeti BOTAŞ'a ait boru hattının, üretim sahasının dışında bulunan başka bir yere taşınması işleminde şirketinizce aktifleştirilecek herhangi bir amortismana tabi iktisadi kıymet oluşmayacak olup, bu işlem için şirketinizce yapılacak harcamaların, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması kaydıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında safi kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır

Diğer taraftan, tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer Tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[Mük.257-2018-645]-E.409926

21.11.2019

Konu

:

Maden üretim sahası içerisinde bulunan boru hattının üretim sahasının dışına taşınması kapsamında yapılan harcamalar

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, altın arama, çıkartma ve zenginleştirme faaliyetleri ile iştigal eden şirketinizin, … ili … ilçesi yakınlarında bulunan ve halihazırda üretim faaliyeti gerçekleştirmekte olan işletmenizin üretim sahası içerisinde yeni bir açık ocak kazısı yapılmasının planlandığı, ancak kazının yapılacağı alandan mülkiyeti BOTAŞ a ait boru hattının geçmesi nedeniyle BOTAŞ ile gerekli deplase protokollerin yapılarak mevcut boru hattının üretim sahasının dışına taşınması işi kapsamında tüm giderlerin şirketiniz tarafından karşılanacağı ve işlem tamamlandığında boru hattının BOTAŞ'a teslim edileceği belirtilerek, yapılacak harcamaların hangi hesapta izleneceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." denilmiştir.

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.

Buna göre, anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için söz konusu giderlerin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, giderin keyfi olmaması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği belirlenmiştir.

Buna göre, işletmenize ait maden üretim sahası içerisinde bulunan ve mülkiyeti BOTAŞ'a ait boru hattının, üretim sahasının dışında bulunan başka bir yere taşınması işleminde şirketinizce aktifleştirilecek herhangi bir amortismana tabi iktisadi kıymet oluşmayacak olup, bu işlem için şirketinizce yapılacak harcamaların, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması kaydıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında safi kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır

Diğer taraftan, tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer Tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

27575268-105[Mük.257-2018-645]-E.409926

21.11.2019

Konu

:

Maden üretim sahası içerisinde bulunan boru hattının üretim sahasının dışına taşınması kapsamında yapılan harcamalar

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, altın arama, çıkartma ve zenginleştirme faaliyetleri ile iştigal eden şirketinizin, … ili … ilçesi yakınlarında bulunan ve halihazırda üretim faaliyeti gerçekleştirmekte olan işletmenizin üretim sahası içerisinde yeni bir açık ocak kazısı yapılmasının planlandığı, ancak kazının yapılacağı alandan mülkiyeti BOTAŞ a ait boru hattının geçmesi nedeniyle BOTAŞ ile gerekli deplase protokollerin yapılarak mevcut boru hattının üretim sahasının dışına taşınması işi kapsamında tüm giderlerin şirketiniz tarafından karşılanacağı ve işlem tamamlandığında boru hattının BOTAŞ'a teslim edileceği belirtilerek, yapılacak harcamaların hangi hesapta izleneceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." denilmiştir.

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.

Buna göre, anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için söz konusu giderlerin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, giderin keyfi olmaması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği belirlenmiştir.

Buna göre, işletmenize ait maden üretim sahası içerisinde bulunan ve mülkiyeti BOTAŞ'a ait boru hattının, üretim sahasının dışında bulunan başka bir yere taşınması işleminde şirketinizce aktifleştirilecek herhangi bir amortismana tabi iktisadi kıymet oluşmayacak olup, bu işlem için şirketinizce yapılacak harcamaların, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması kaydıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında safi kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır

Diğer taraftan, tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer Tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Kdv - Ötv Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-130[Özelge]-E.988259

18.11.2019

Konu

:

Sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen tazminatın vergilendirilmesi

 

İlgide kayıtlı yazınızda, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince, sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye ödenecek tazminat bedelleri için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- (1/1) maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

- (4/1) maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği

hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, konu ile ilgili olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin "1.2. Tazminatlar" başlıklı bölümünde, "1.2.1. Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV'nin konusuna girmemektedir.

Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli v.b. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir." açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 üncü maddenin (ç) bendinde; sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin, birinci fıkrada öngörülen geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağı, feshedilmiş sayılan sözleşmelerden, sadece yapılan işin tutarı, her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80'ini aşmayanlar için yükleniciye, sözleşmenin yürütülmesine ilişkin her türlü zarara karşılık her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80'i ile yapılan işin tutarı arasındaki bedel farkının %5'inin, fesih tarihindeki fiyatlar dikkate alınarak sözleşmeyi yürüten idare tarafından, yapmış olduğu vergi, resim, harç ve paylar dahil olmak üzere tüm giderler ve mahrum kaldığı kâr karşılığı olmak üzere tazminat olarak ödeneceği ve başkaca bir ödeme yapılmayacağı ve yüklenicinin başka bir hak talebinde bulunamayacağı belirtilmiştir.

Bu çerçevede, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye yapılacak ödemeler, söz konusu ödemelerin anılan Kararnamede açıkça tazminat olarak nitelendirildiği, ödenecek tutarın yüklenicilerin yapmış olduğu gerçek gider, harcama ve zarar dikkate alınmadan belirlendiği dikkate alındığında, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV'ye tabi bulunmamaktadır.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kâğıtlar" başlıklı 227 nci maddesinde "Bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu kayıtların ise, esas itibariyle, aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılması uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış; Kanunun 232 nci maddesinde de, fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

Bunun yanı sıra, aynı Kanunun 242 nci maddesinde, "Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar." hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, her hangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen tazminat ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca fatura düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak, söz konusu tazminat ödemesi karşılığında fatura düzenlenmemesi durumunda, ödemeye dair makbuz, dekont vb. evrak ile ödemenin tevsik edilmesi gerekmekte olup, bu belgelerin Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz yükümlülüğüne ilişkin hükümleri gereğince, yükümlüler tarafından muhafaza ve istenildiğinde ibraz edileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Kdv - Ötv Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-130[Özelge]-E.988259

18.11.2019

Konu

:

Sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen tazminatın vergilendirilmesi

 

İlgide kayıtlı yazınızda, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince, sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye ödenecek tazminat bedelleri için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- (1/1) maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

- (4/1) maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği

hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, konu ile ilgili olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin "1.2. Tazminatlar" başlıklı bölümünde, "1.2.1. Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV'nin konusuna girmemektedir.

Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli v.b. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir." açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 üncü maddenin (ç) bendinde; sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin, birinci fıkrada öngörülen geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağı, feshedilmiş sayılan sözleşmelerden, sadece yapılan işin tutarı, her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80'ini aşmayanlar için yükleniciye, sözleşmenin yürütülmesine ilişkin her türlü zarara karşılık her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80'i ile yapılan işin tutarı arasındaki bedel farkının %5'inin, fesih tarihindeki fiyatlar dikkate alınarak sözleşmeyi yürüten idare tarafından, yapmış olduğu vergi, resim, harç ve paylar dahil olmak üzere tüm giderler ve mahrum kaldığı kâr karşılığı olmak üzere tazminat olarak ödeneceği ve başkaca bir ödeme yapılmayacağı ve yüklenicinin başka bir hak talebinde bulunamayacağı belirtilmiştir.

Bu çerçevede, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye yapılacak ödemeler, söz konusu ödemelerin anılan Kararnamede açıkça tazminat olarak nitelendirildiği, ödenecek tutarın yüklenicilerin yapmış olduğu gerçek gider, harcama ve zarar dikkate alınmadan belirlendiği dikkate alındığında, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV'ye tabi bulunmamaktadır.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kâğıtlar" başlıklı 227 nci maddesinde "Bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu kayıtların ise, esas itibariyle, aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılması uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış; Kanunun 232 nci maddesinde de, fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

Bunun yanı sıra, aynı Kanunun 242 nci maddesinde, "Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar." hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, her hangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen tazminat ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca fatura düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak, söz konusu tazminat ödemesi karşılığında fatura düzenlenmemesi durumunda, ödemeye dair makbuz, dekont vb. evrak ile ödemenin tevsik edilmesi gerekmekte olup, bu belgelerin Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz yükümlülüğüne ilişkin hükümleri gereğince, yükümlüler tarafından muhafaza ve istenildiğinde ibraz edileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Kdv - Ötv Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-130[Özelge]-E.988259

18.11.2019

Konu

:

Sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen tazminatın vergilendirilmesi

 

İlgide kayıtlı yazınızda, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince, sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye ödenecek tazminat bedelleri için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

- (1/1) maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

- (4/1) maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği

hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, konu ile ilgili olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin "1.2. Tazminatlar" başlıklı bölümünde, "1.2.1. Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV'nin konusuna girmemektedir.

Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli v.b. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir." açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 üncü maddenin (ç) bendinde; sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin, birinci fıkrada öngörülen geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağı, feshedilmiş sayılan sözleşmelerden, sadece yapılan işin tutarı, her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80'ini aşmayanlar için yükleniciye, sözleşmenin yürütülmesine ilişkin her türlü zarara karşılık her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80'i ile yapılan işin tutarı arasındaki bedel farkının %5'inin, fesih tarihindeki fiyatlar dikkate alınarak sözleşmeyi yürüten idare tarafından, yapmış olduğu vergi, resim, harç ve paylar dahil olmak üzere tüm giderler ve mahrum kaldığı kâr karşılığı olmak üzere tazminat olarak ödeneceği ve başkaca bir ödeme yapılmayacağı ve yüklenicinin başka bir hak talebinde bulunamayacağı belirtilmiştir.

Bu çerçevede, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye yapılacak ödemeler, söz konusu ödemelerin anılan Kararnamede açıkça tazminat olarak nitelendirildiği, ödenecek tutarın yüklenicilerin yapmış olduğu gerçek gider, harcama ve zarar dikkate alınmadan belirlendiği dikkate alındığında, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV'ye tabi bulunmamaktadır.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kâğıtlar" başlıklı 227 nci maddesinde "Bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu kayıtların ise, esas itibariyle, aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılması uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış; Kanunun 232 nci maddesinde de, fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

Bunun yanı sıra, aynı Kanunun 242 nci maddesinde, "Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar." hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, her hangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen tazminat ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca fatura düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak, söz konusu tazminat ödemesi karşılığında fatura düzenlenmemesi durumunda, ödemeye dair makbuz, dekont vb. evrak ile ödemenin tevsik edilmesi gerekmekte olup, bu belgelerin Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz yükümlülüğüne ilişkin hükümleri gereğince, yükümlüler tarafından muhafaza ve istenildiğinde ibraz edileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Sayfalar