Buradasınız

Madde 227 İspat Edici Kağıtlar

Resmi Gazete No: 28961 Resmi Gazete Tarihi: Perşembe, 3 Nisan, 2014 Adı: UID:
İçerik:

 

 

 

(451 ve 562 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile Değişen Güncel Hali)

  

 

Kapsam

Bankacılık kartları (Kredi Kartı, Banka Kartı, Ön Ödemeli Kart) kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen perakende teslim ve hizmet ifalarına ilişkin yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişlerine dair usul ve esaslar ile (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye'de kurulu finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketlerine, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarına (1) banka ve sigorta muameleleri vergisine (BSMV) tâbi işlemleri nedeniyle fatura yerine geçmek üzere dekont düzenleme zorunluluğu getirilmesi bu Tebliğin konusunu teşkil etmektedir.

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin son fıkrasında "Maliye Bakanlığı düzenlenmesi mecburi olan belgelerde bulunması gereken zorunlu bilgileri belirlemeye ... yetkilidir." hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde, Maliye Bakanlığının, mükellef ve meslek grupları itibarıyla muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, mezkûr Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, yine mezkûr Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu hükme bağlanmış, dördüncü bendinde ise "Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya" Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Mezkûr Kanunun 149 uncu maddesinde de "Kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzel kişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecburdurlar." hükmü mevcuttur.

Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yapılan düzenlemeler aşağıda yer almaktadır.

1. Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Fişleri

Mali bilgileri içeren yeni nesil ÖKC fişleri ile bankacılık işlemine dair bilgileri içeren banka POS harcama belgesi bilgileri bu Tebliğ ekinde yer alan şekilde birleştirilmiştir. Diğer bir ifadeyle, bankacılık kartları ile yapılan teslim ve hizmet ifalarına dair yeni nesil ÖKC fişlerinin müşteri nüshalarında, ÖKC fişlerinde yer alan mali bilgilerin yanı sıra banka POS harcama belgelerinde olması gereken bankacılık bilgileri de yer alacaktır. Yeni nesil ÖKC cihaz fişlerinin müşteri nüshalarının, aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde Tebliğ ekindeki örneğe uygun olarak düzenlenmesi ve müşterilere verilmesi gerekmektedir.

Birleşik yeni nesil ÖKC fişlerinde yer alan bilgilerden sadece mali olanlarının ilgili mevzuata uygun şekilde yazar kasanın elektronik kayıt ünitesine (EKÜ) kaydedilmesi, banka POS harcama belgesine dair bilgilerin ise EKÜ'ye kaydedilmeksizin yalnızca kâğıt ruloya basılması gerekmektedir. Bu Tebliğde açıkça ifade edilen hususlar haricinde, banka POS cihazlarından üretilen belgelerin (slip) işyeri nüshalarıyla ilgili herhangi bir değişiklik bahis mevzuu olmayıp bu konuya dair ulusal ve uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına uygun şekilde hareket edilmesi icap etmektedir. Bankacılık uygulamaları gereği müşterinin talebi üzerine banka POS harcama belgelerinin müşteri nüshalarının birden fazla basılmasının gerekmesi hâlinde, ikinci çıktı mali bilgileri içermeyecek ve üzerinde "mali değeri yoktur" ibaresi yer alacaktır. Bu çıktıda bankacılık uygulamalarının gerektirdiği tüm bilgilerin yer alacağı tabiidir.

ÖKC fişi müşteri nüshasında bulunacak bilgiler aşağıda sayılmaktadır.

a) Baş tarafta mükellefin faaliyetinde kullandığı ve bankacılık sistemlerinde kayıtlı olan işletme adı (tabela unvanı), adı soyadı/unvanı, adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik/T.C. kimlik numarası ile telefon numarasının kolaylıkla yazılabileceği ve gerektiğinde güncellenebilecek bir kısım yer alır.

b) Diğer bilgilerden ayrı olarak tarih, müteselsil fiş numarası ve saat ("Fiş No" ve "Saat" ibareleri de olacak) bulunmalıdır.

c) Tarih ve müteselsil fiş numarası bir satıra, saat bir alt satıra veya aynı sıra dâhilinde alt alta yazılmalıdır.

ç) Müteselsil fiş numarası, belli bir limite kadar (en az bir milyon) devam edecek veya her günün sonunda "Z" raporu alındıktan sonra sıfırlanıp tekrar 1'den başlayarak ilerleyecek tarzda olmalıdır.

d) Katma değer vergisi (KDV) oranları dikkate alınarak departmanlara programlanan mal cinsleri ve vergi oranları ile vergi dâhil satış tutarları yer almalıdır.

e) Mal cinsleri en az beş harfle (karakterle) kısaltılarak, ancak anlaşılır bir şekilde gösterilmelidir.

f) Vergi oranları ile satış bedelinin birbirine karışmaması için bedelin sol başına (*) işareti konulmalıdır.

g) Alınan toplam katma değer vergisi "TOPKDV" veya "KDV", bunun hemen altında, vergi dâhil toplam satış tutarı "TOPLAM" veya "TOP" olarak gösterilir.

h) "TOPLAM" ve "TOPKDV" ifadeleri diğer bilgilerden ayırdedilebilmesi bakımından, büyük harflerle (çift yazılımlı), değişik renklerde veya iki çizgi arasında gösterilmelidir.

ı) Ödeme şekilleri (Nakit, Hediye Çeki, Kredi Kartı vesaire.) ile para üstü, "TOPLAM" dan sonra gelecek şekilde ayrıca gösterilmelidir.

i) Mükellefin Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuatına göre tacir sayılması hâlinde, Merkezi Tüzel Kişilik Bilgi Sistemi (MERSİS) numarası ile tescilli internet sitesinin adresi ekteki örneğe uygun olarak fişin orta kısmındaki alana yazılır. Bu durumda baş tarafta unvan olarak ticaret unvanının yer alması gerekir. Ticaret unvanı ve işletme adının tescili bakımından ilgili mevzuat hükümlerinin geçerli olduğu tabiidir.

j) Son kısımda mali sembol, firma kodu ve en az altı rakamdan oluşacak cihaz sicil numarası bulunmalıdır.

k) Bankacılık işlem bilgileri, fişin mali sembolden sonraki satırından itibaren başlayacak ve bu bölümde ulusal ve uluslararası kartlı ödeme kurallarına göre yazılması gereken bilgiler ile bankacılık uygulamalarının gerektirdiği bilgiler yer alacaktır. Bankaların kendi ihtiyaçları doğrultusunda ilave bilgilerin de yer alması mümkün bulunmaktadır. Mükellefin faaliyetinde kullandığı işletme adı (tabela unvanı), unvanı, adres ve tarih bilgileri, fişin mali bilgilerin yer aldığı baş tarafında bulunduğundan, bankacılık bilgilerinin bulunduğu bölümünde tekrar yer almamalıdır.

Banka POS harcama belgesinin (slip) işyeri nüshası, mevcut durumda olduğu gibi (EKÜ'ye kaydedilmeksizin) yeni nesil ÖKC fişinden ayrı bir belge olarak kâğıt ruloya basılacak ve bankacılık uygulamalarının gerektirdiği bilgileri ihtiva edecektir. Ancak bu belgenin işyeri nüshasının üzerinde, ilgili ÖKC'nin firma kodu, sicil numarası ve aynı işlemle ilgili üretilen ÖKC fişinin (hem mali bilgiler hem de bankacılık bilgilerini ihtiva eden müşteri nüshası) sıra numarasının da bulunması zorunludur. Ayrıca banka POS harcama belgelerinin üzerinde kolayca görülecek şekilde "mali değeri yoktur" ibaresinin yer alması gerekmektedir. İşyeri nüshasında, mal cinsleri, vergi oranları, KDV tutarı gibi mali bilgiler (toplam tutar hariç) yer verilmemelidir.

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 inci maddesiyle değişen paragraf; Yürürlük: 3/6/2015) Bu Tebliğ ile ihdas edilen ve bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişleri ile banka POS harcama belgesinin işyeri nüshası sadece yeni nesil ÖKC’nin yazıcısından basılacaktır.

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 inci maddesiyle değişen paragraf; Yürürlük: 3/6/2015) Bankacılık kartları ile yapılan ödeme karşılığında ÖKC fişi yerine fatura düzenlenmesinin söz konusu olduğu durumlarda, mali değeri olan ÖKC fişi yerine, satışın faturalı satış olduğunu belirten bir bilgi fişinin ÖKC’den düzenlenerek müşteriye verilmesi ve bu bilgi fişinde banka POS harcama bilgilerinin de gösterilmesi gerekmektedir. Bilgi fişinde bulunması gereken asgarî bilgiler ile bilgi fişinin düzenlenme usul ve esaslarına ilişkin hususlara Gelir İdaresi Başkanlığı Mesajlaşma Protokolü dokümanlarında yer verilir.(2)ÖKC fişleriyle ilgili işbu Tebliğde açıkça düzenlenen hususlar haricinde, 6/12/1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunun ilgili mevzuatında yer alan düzenlemeler geçerlidir.

1.1. Uygulamaya Geçiş Süresi

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen bölüm; Yürürlük: 3/6/2015)

Yetkili ÖKC firmalarının, 1/8/2014 tarihinden itibaren satacakları EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC’lerin yukarıda açıklandığı şekilde belge düzenleyecek özellikte olması zorunludur. Mezkûr tarihten evvel satılan ve anılan özellikleri ihtiva etmeyen EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC’leri kullanan mükellefler, cihazlarının üretici veya ithalatçısı olan yetkili ÖKC firmalarına müracaat ederek cihazlarını en geç 1/8/2014 tarihine kadar yukarıda sayılan özellikleri haiz hale getirtmeleri mecburidir. Yetkili firmaların bu talepleri yerine getirmeleri zorunludur. Yetkili ÖKC firmaları, basit/bilgisayar bağlantılı yeni nesil ÖKC’ler için söz konusu zorunluluğu en geç 1/1/2016 tarihine kadar yerine getireceklerdir.

Faaliyetlerinde seyyar EFT-POS (banka POS) cihazı kullanan mükelleflere 1/10/2013 tarihinden itibaren EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC kullanma mecburiyeti getirildiğinden, bu mükelleflerin seyyar kullanım özelliği olan banka POS cihazı bulundurmamaları ve kullanmamaları gerekmektedir.
Basit/bilgisayar bağlantılı yeni nesil ÖKC kullanan mükelleflerin ise, işletmelerindeki harici banka POS cihazlarını 1/1/2016 tarihine kadar yetkili ÖKC firmaları aracılığıyla yeni nesil ÖKC’lere (Gelir İdaresi Başkanlığı Mesajlaşma Protokollerine uygun olarak) bağlatmaları zorunlu olup, bu tarihten sonra yeni nesil ÖKC’den bağımsız banka POS cihazlarını kullanmaları mümkün bulunmamaktadır. (3)

1.2. Cezai Müeyyide

Tebliğin bu bölümünde belirlenen usul ve esaslara riayet edilmemesi halinde ilgililere Vergi Usul Kanununda yer alan cezalar tatbik edilir.

(562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025)

2. Finansman Şirketleri, Tasarruf Finansman Şirketleri, Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Düzenleyeceği Belge (4)

(562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle kaldırılan paragraf; Yürürlük: 01.07.2024) (5)

6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları (6) banker kapsamında BSMV mükellefi olup, bunların yaptığı 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler BSMV'ye, bu işlemlerin dışında kalan diğer işlemleri ise KDV'ye tâbidir.

2.1. 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları (7) BSMV'ye tâbi bütün hizmet veya satışlarını fatura yerine geçmek üzere aşağıdaki şartlara uygun olarak düzenleyecekleri dekontlarla tevsik ederler.

a) Dekontun önyüzünün, üst orta kısmına gelecek şekilde "Dekont (Finansman Şirketi)", (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) “Dekont (Tasarruf Finansman Şirketi)”, “Dekont (Ödeme Kuruluşu)” ya da “Dekont (Elektronik Para Kuruluşu) başlığı bulunur.

b) Dekontlar en az iki örnek olarak düzenlenir, ikiden fazla örnek olarak düzenlendiği takdirde her birinin kaçıncı örnek olduğu belirtilir.

c) Dekontu düzenleyen her şube veya birim itibariyle her hesap dönemi başından itibaren 1'den başlamak üzere düzenleme sırasına göre müteselsil sıra numarası verilir.

ç) Düzenlenecek dekontlarda en az aşağıdaki bilgilere yer verilir.

1) Finansman şirketinin (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) tasarruf finansman şirketinin, ödeme veya elektronik para kuruluşunun (ve şube) unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

2) Müşterinin adı-soyadı/unvanı, adresi, vergi dairesi ve T.C. kimlik numarası (vergi kimlik numarası),

3) Düzenleme tarihi,

4) İşin nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı,

5) Belgeyi düzenleyen finansman şirketi, (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) tasarruf finansman şirketi, ödeme veya elektronik para kuruluşu yetkilisinin imzası.

d) Dekontlar BSMV'ye tâbi hizmet veya satışlarda BSMV yükümlülüğünün doğduğu anda düzenlenir. Bu şekilde düzenlenmeyen dekontlar hiç düzenlenmemiş sayılır.

e) Dekontların anlaşmalı matbaalara bastırılması veya notere tasdik ettirilmesi zorunlu bulunmamaktadır.

f) Bir ay içinde düzenlenen dekontlara ilişkin bilgilerin, takip eden ayın on beşinci günü sonuna kadar internet üzerinden, www.gib.gov.tr adresinde hizmet veren İnternet Vergi Dairesine, kullanıcı kodu, parola ve şifre kullanarak giriş yapmak suretiyle Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

2.2. Dekontlara sıra numarası verildikten sonra işlemden vazgeçilmesi veya düzenlenen belgede hatalı bilgilere yer verildiğinin anlaşılması halinde aşağıdaki şekilde işlem yapılır.

a) Belgenin hatalı düzenlendiği, işlemin muhasebe kayıtlarına alınmasından önce tespit edildiği takdirde belge iptal edilir. Ancak iptal edilen belge muhafaza edilerek talep halinde yetkili mercilere ibraz edilir.

b) Belge muhteviyatının muhasebe kayıtlarına alınmasından sonra düzeltmenin icap ettiği hallerde ise belge iptal edilmeyip bu kaydı düzeltici mahiyette yeni bir belgeye istinaden düzeltme kayıtları yapılır.

2.3. (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 4 üncü maddesiyle değişen bölüm; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025)

6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları BSMV'ye tâbi işlemleri için dekont, BSMV’ye tabi olan işlemleri dışında kalan KDV'ye tâbi teslim ve hizmetleri için fatura düzenleyecektir. Ödeme ve elektronik para kuruluşları ise, faaliyetlerine göre bir, üç, altı ay veya bir yıl gibi belirli hesap devreleri itibariyle, devre sonlarında düzenlenen hesap bildirim cetveli (ekstre) ile bildirilmesi mutad olan BSMV’ye tabi işlemleri için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile hesap bildirim cetveli (ekstre) düzenleyebilecektir. (8)

2.4. Tebliğin bu bölümü ile düzenlenme zorunluluğu getirilen (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 5 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:  12/06/2024) belgelerin (9) düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, aslı ile örneğinde farklı tutara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde, her belge için ayrı ayrı olmak üzere Vergi Usul Kanununun 353/2 nci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası, bir ay içinde düzenlenen (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 5 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:  12/06/2024) söz konusu belgelere (10) ilişkin bilgilerin yukarıda belirtildiği şekilde gönderilmemesi veya süresinde gönderilmemesi veyahut eksik veya yanıltıcı bilgi gönderilmesi halinde de Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilir.

3. Yürürlük

Bu Tebliğin birinci bölümü yayımı tarihinde, ikinci bölümü ise 1/4/2014 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Tebliğ olunur.

Ek için tıklayınız.

 

Tebliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

3/4/2014

28961

Tebliğde Değişiklik Yapan Tebliğlerin Yayımlandığı Resmî Gazetelerin

Sıra No

Tebliğin Türü

Tarihi

Sayısı

1.

451

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

3/6/2015

29375

2.

562

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

12/6/2024

32574

 

(1)   Değişmeden önceki şekli:  21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye'de kurulu finansman şirketlerine

 

(2) Değişmeden önceki şekli: Yeni nesil ÖKC'lerden EFT-POS özellikli olanlarda bu Tebliğ ile ihdas edilen ve bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişi ile banka POS harcama belgesinin işyeri nüshasının yazar kasanın yazıcısından basılacağı tabiidir. Diğer taraftan, EFT-POS özelliği olmayan yeni nesil ÖKC'lerde bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişi yazar kasanın yazıcısından bastırılacak olup, banka POS harcama belgesinin işyeri nüshası ise POS cihazının veya yazar kasanın yazıcısından bastırılabilir.

Bankacılık kartları ile yapılan ödeme karşılığında ÖKC fişi yerine fatura düzenlenmesi söz konusu ise bu durumda yazar kasa fişi düzenlenmediğinden banka POS harcama belgelerinin müşteri nüshaları ve işyeri nüshalarının öteden beri devam eden uygulamaya göre düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak yeni nesil ÖKC'lerde kayıt oluşturulması gereken hallerde düzenlenecek belgelerin üzerinde (hem müşteri nüshası hem de işyeri nüshasında) diğer bilgilerin yanında ilgili faturanın tarih ve sayısı ile ÖKC'ye ait firma kodu, sicil numarası ve "mali değeri yoktur" ibaresi yer almalıdır. Faturanın elektronik olarak düzenlenmesi söz konusu ise Maliye Bakanlığınca belirlenecek usullere göre hareket edilmelidir.

(3) Değişmeden önceki şekli: Yetkili ÖKC firmalarının, 1/8/2014 tarihinden itibaren satacakları yeni nesil ÖKC'lerin yukarıda açıklandığı şekilde belge düzenleyecek özellikte olması zorunludur. Mezkûr tarihten evvel satılan ve anılan özellikleri ihtiva etmeyen yeni nesil ÖKC'leri kullanan mükellefler, cihazlarının üretici veya ithalatçısı olan yetkili ÖKC firmalarına müracaat ederek cihazlarını en geç 1/8/2014 tarihine kadar yukarıda sayılan özellikleri haiz hale getirtmeleri mecburidir. Yetkili firmaların bu talepleri yerine getirmeleri zorunludur.

(4) Değişmeden önceki şekli: 2. Finansman Şirketlerinin Düzenleyeceği Belge

(5) Kaldırılmadan önceki hali: 6361 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında Türkiye'de kurulu finansman şirketlerinin mezkûr Kanun hükümlerine tâbi olduğu, 39 uncu maddesinde ise finansman sözleşmesinin, her türlü mal veya hizmet alımının, malı veya hizmeti satın alan gerçek veya tüzel kişinin nam ve hesabına mal veya hizmetin teslim veya temini ile birlikte doğrudan satıcıya ödeme yapılması suretiyle kredilendirilmesini öngören sözleşme olduğu, kredi geri ödemelerinin adına kredi açılanlar tarafından finansman şirketlerine yapıldığı, finansman şirketlerinin, kredilendirecekleri mal veya hizmetleri temin eden satıcılarla önceden yazılı şekilde genel bir sözleşme yapmalarının ve finansman sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesinin zorunlu olduğu hükümleri yer almaktadır.

(6) Değişmeden önceki hali: finansman şirketleri

(7) Değişmeden önceki hali: finansman şirketleri

(8) Değişmeden önceki hali: 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren finansman şirketleri BSMV'ye tâbi işlemleri dışında kalan KDV'ye tâbi teslim ve hizmetlerinde fatura düzenlerler

(9) Değişmeden önceki hali: dekontun

(10) Değişmeden önceki hali: dekontlara


VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 435) İlk Haline Ulaşmak İçin Tıklayınız

İçerik 1:

 

 

 

(451 ve 562 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile Değişen Güncel Hali)

  

 

Kapsam

Bankacılık kartları (Kredi Kartı, Banka Kartı, Ön Ödemeli Kart) kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen perakende teslim ve hizmet ifalarına ilişkin yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişlerine dair usul ve esaslar ile (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye'de kurulu finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketlerine, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarına (1) banka ve sigorta muameleleri vergisine (BSMV) tâbi işlemleri nedeniyle fatura yerine geçmek üzere dekont düzenleme zorunluluğu getirilmesi bu Tebliğin konusunu teşkil etmektedir.

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin son fıkrasında "Maliye Bakanlığı düzenlenmesi mecburi olan belgelerde bulunması gereken zorunlu bilgileri belirlemeye ... yetkilidir." hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde, Maliye Bakanlığının, mükellef ve meslek grupları itibarıyla muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, mezkûr Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, yine mezkûr Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu hükme bağlanmış, dördüncü bendinde ise "Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya" Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Mezkûr Kanunun 149 uncu maddesinde de "Kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzel kişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecburdurlar." hükmü mevcuttur.

Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yapılan düzenlemeler aşağıda yer almaktadır.

1. Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Fişleri

Mali bilgileri içeren yeni nesil ÖKC fişleri ile bankacılık işlemine dair bilgileri içeren banka POS harcama belgesi bilgileri bu Tebliğ ekinde yer alan şekilde birleştirilmiştir. Diğer bir ifadeyle, bankacılık kartları ile yapılan teslim ve hizmet ifalarına dair yeni nesil ÖKC fişlerinin müşteri nüshalarında, ÖKC fişlerinde yer alan mali bilgilerin yanı sıra banka POS harcama belgelerinde olması gereken bankacılık bilgileri de yer alacaktır. Yeni nesil ÖKC cihaz fişlerinin müşteri nüshalarının, aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde Tebliğ ekindeki örneğe uygun olarak düzenlenmesi ve müşterilere verilmesi gerekmektedir.

Birleşik yeni nesil ÖKC fişlerinde yer alan bilgilerden sadece mali olanlarının ilgili mevzuata uygun şekilde yazar kasanın elektronik kayıt ünitesine (EKÜ) kaydedilmesi, banka POS harcama belgesine dair bilgilerin ise EKÜ'ye kaydedilmeksizin yalnızca kâğıt ruloya basılması gerekmektedir. Bu Tebliğde açıkça ifade edilen hususlar haricinde, banka POS cihazlarından üretilen belgelerin (slip) işyeri nüshalarıyla ilgili herhangi bir değişiklik bahis mevzuu olmayıp bu konuya dair ulusal ve uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına uygun şekilde hareket edilmesi icap etmektedir. Bankacılık uygulamaları gereği müşterinin talebi üzerine banka POS harcama belgelerinin müşteri nüshalarının birden fazla basılmasının gerekmesi hâlinde, ikinci çıktı mali bilgileri içermeyecek ve üzerinde "mali değeri yoktur" ibaresi yer alacaktır. Bu çıktıda bankacılık uygulamalarının gerektirdiği tüm bilgilerin yer alacağı tabiidir.

ÖKC fişi müşteri nüshasında bulunacak bilgiler aşağıda sayılmaktadır.

a) Baş tarafta mükellefin faaliyetinde kullandığı ve bankacılık sistemlerinde kayıtlı olan işletme adı (tabela unvanı), adı soyadı/unvanı, adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik/T.C. kimlik numarası ile telefon numarasının kolaylıkla yazılabileceği ve gerektiğinde güncellenebilecek bir kısım yer alır.

b) Diğer bilgilerden ayrı olarak tarih, müteselsil fiş numarası ve saat ("Fiş No" ve "Saat" ibareleri de olacak) bulunmalıdır.

c) Tarih ve müteselsil fiş numarası bir satıra, saat bir alt satıra veya aynı sıra dâhilinde alt alta yazılmalıdır.

ç) Müteselsil fiş numarası, belli bir limite kadar (en az bir milyon) devam edecek veya her günün sonunda "Z" raporu alındıktan sonra sıfırlanıp tekrar 1'den başlayarak ilerleyecek tarzda olmalıdır.

d) Katma değer vergisi (KDV) oranları dikkate alınarak departmanlara programlanan mal cinsleri ve vergi oranları ile vergi dâhil satış tutarları yer almalıdır.

e) Mal cinsleri en az beş harfle (karakterle) kısaltılarak, ancak anlaşılır bir şekilde gösterilmelidir.

f) Vergi oranları ile satış bedelinin birbirine karışmaması için bedelin sol başına (*) işareti konulmalıdır.

g) Alınan toplam katma değer vergisi "TOPKDV" veya "KDV", bunun hemen altında, vergi dâhil toplam satış tutarı "TOPLAM" veya "TOP" olarak gösterilir.

h) "TOPLAM" ve "TOPKDV" ifadeleri diğer bilgilerden ayırdedilebilmesi bakımından, büyük harflerle (çift yazılımlı), değişik renklerde veya iki çizgi arasında gösterilmelidir.

ı) Ödeme şekilleri (Nakit, Hediye Çeki, Kredi Kartı vesaire.) ile para üstü, "TOPLAM" dan sonra gelecek şekilde ayrıca gösterilmelidir.

i) Mükellefin Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuatına göre tacir sayılması hâlinde, Merkezi Tüzel Kişilik Bilgi Sistemi (MERSİS) numarası ile tescilli internet sitesinin adresi ekteki örneğe uygun olarak fişin orta kısmındaki alana yazılır. Bu durumda baş tarafta unvan olarak ticaret unvanının yer alması gerekir. Ticaret unvanı ve işletme adının tescili bakımından ilgili mevzuat hükümlerinin geçerli olduğu tabiidir.

j) Son kısımda mali sembol, firma kodu ve en az altı rakamdan oluşacak cihaz sicil numarası bulunmalıdır.

k) Bankacılık işlem bilgileri, fişin mali sembolden sonraki satırından itibaren başlayacak ve bu bölümde ulusal ve uluslararası kartlı ödeme kurallarına göre yazılması gereken bilgiler ile bankacılık uygulamalarının gerektirdiği bilgiler yer alacaktır. Bankaların kendi ihtiyaçları doğrultusunda ilave bilgilerin de yer alması mümkün bulunmaktadır. Mükellefin faaliyetinde kullandığı işletme adı (tabela unvanı), unvanı, adres ve tarih bilgileri, fişin mali bilgilerin yer aldığı baş tarafında bulunduğundan, bankacılık bilgilerinin bulunduğu bölümünde tekrar yer almamalıdır.

Banka POS harcama belgesinin (slip) işyeri nüshası, mevcut durumda olduğu gibi (EKÜ'ye kaydedilmeksizin) yeni nesil ÖKC fişinden ayrı bir belge olarak kâğıt ruloya basılacak ve bankacılık uygulamalarının gerektirdiği bilgileri ihtiva edecektir. Ancak bu belgenin işyeri nüshasının üzerinde, ilgili ÖKC'nin firma kodu, sicil numarası ve aynı işlemle ilgili üretilen ÖKC fişinin (hem mali bilgiler hem de bankacılık bilgilerini ihtiva eden müşteri nüshası) sıra numarasının da bulunması zorunludur. Ayrıca banka POS harcama belgelerinin üzerinde kolayca görülecek şekilde "mali değeri yoktur" ibaresinin yer alması gerekmektedir. İşyeri nüshasında, mal cinsleri, vergi oranları, KDV tutarı gibi mali bilgiler (toplam tutar hariç) yer verilmemelidir.

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 inci maddesiyle değişen paragraf; Yürürlük: 3/6/2015) Bu Tebliğ ile ihdas edilen ve bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişleri ile banka POS harcama belgesinin işyeri nüshası sadece yeni nesil ÖKC’nin yazıcısından basılacaktır.

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 inci maddesiyle değişen paragraf; Yürürlük: 3/6/2015) Bankacılık kartları ile yapılan ödeme karşılığında ÖKC fişi yerine fatura düzenlenmesinin söz konusu olduğu durumlarda, mali değeri olan ÖKC fişi yerine, satışın faturalı satış olduğunu belirten bir bilgi fişinin ÖKC’den düzenlenerek müşteriye verilmesi ve bu bilgi fişinde banka POS harcama bilgilerinin de gösterilmesi gerekmektedir. Bilgi fişinde bulunması gereken asgarî bilgiler ile bilgi fişinin düzenlenme usul ve esaslarına ilişkin hususlara Gelir İdaresi Başkanlığı Mesajlaşma Protokolü dokümanlarında yer verilir.(2)ÖKC fişleriyle ilgili işbu Tebliğde açıkça düzenlenen hususlar haricinde, 6/12/1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunun ilgili mevzuatında yer alan düzenlemeler geçerlidir.

1.1. Uygulamaya Geçiş Süresi

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen bölüm; Yürürlük: 3/6/2015)

Yetkili ÖKC firmalarının, 1/8/2014 tarihinden itibaren satacakları EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC’lerin yukarıda açıklandığı şekilde belge düzenleyecek özellikte olması zorunludur. Mezkûr tarihten evvel satılan ve anılan özellikleri ihtiva etmeyen EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC’leri kullanan mükellefler, cihazlarının üretici veya ithalatçısı olan yetkili ÖKC firmalarına müracaat ederek cihazlarını en geç 1/8/2014 tarihine kadar yukarıda sayılan özellikleri haiz hale getirtmeleri mecburidir. Yetkili firmaların bu talepleri yerine getirmeleri zorunludur. Yetkili ÖKC firmaları, basit/bilgisayar bağlantılı yeni nesil ÖKC’ler için söz konusu zorunluluğu en geç 1/1/2016 tarihine kadar yerine getireceklerdir.

Faaliyetlerinde seyyar EFT-POS (banka POS) cihazı kullanan mükelleflere 1/10/2013 tarihinden itibaren EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC kullanma mecburiyeti getirildiğinden, bu mükelleflerin seyyar kullanım özelliği olan banka POS cihazı bulundurmamaları ve kullanmamaları gerekmektedir.
Basit/bilgisayar bağlantılı yeni nesil ÖKC kullanan mükelleflerin ise, işletmelerindeki harici banka POS cihazlarını 1/1/2016 tarihine kadar yetkili ÖKC firmaları aracılığıyla yeni nesil ÖKC’lere (Gelir İdaresi Başkanlığı Mesajlaşma Protokollerine uygun olarak) bağlatmaları zorunlu olup, bu tarihten sonra yeni nesil ÖKC’den bağımsız banka POS cihazlarını kullanmaları mümkün bulunmamaktadır. (3)

1.2. Cezai Müeyyide

Tebliğin bu bölümünde belirlenen usul ve esaslara riayet edilmemesi halinde ilgililere Vergi Usul Kanununda yer alan cezalar tatbik edilir.

(562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025)

2. Finansman Şirketleri, Tasarruf Finansman Şirketleri, Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Düzenleyeceği Belge (4)

(562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle kaldırılan paragraf; Yürürlük: 01.07.2024) (5)

6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları (6) banker kapsamında BSMV mükellefi olup, bunların yaptığı 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler BSMV'ye, bu işlemlerin dışında kalan diğer işlemleri ise KDV'ye tâbidir.

2.1. 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları (7) BSMV'ye tâbi bütün hizmet veya satışlarını fatura yerine geçmek üzere aşağıdaki şartlara uygun olarak düzenleyecekleri dekontlarla tevsik ederler.

a) Dekontun önyüzünün, üst orta kısmına gelecek şekilde "Dekont (Finansman Şirketi)", (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) “Dekont (Tasarruf Finansman Şirketi)”, “Dekont (Ödeme Kuruluşu)” ya da “Dekont (Elektronik Para Kuruluşu) başlığı bulunur.

b) Dekontlar en az iki örnek olarak düzenlenir, ikiden fazla örnek olarak düzenlendiği takdirde her birinin kaçıncı örnek olduğu belirtilir.

c) Dekontu düzenleyen her şube veya birim itibariyle her hesap dönemi başından itibaren 1'den başlamak üzere düzenleme sırasına göre müteselsil sıra numarası verilir.

ç) Düzenlenecek dekontlarda en az aşağıdaki bilgilere yer verilir.

1) Finansman şirketinin (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) tasarruf finansman şirketinin, ödeme veya elektronik para kuruluşunun (ve şube) unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

2) Müşterinin adı-soyadı/unvanı, adresi, vergi dairesi ve T.C. kimlik numarası (vergi kimlik numarası),

3) Düzenleme tarihi,

4) İşin nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı,

5) Belgeyi düzenleyen finansman şirketi, (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) tasarruf finansman şirketi, ödeme veya elektronik para kuruluşu yetkilisinin imzası.

d) Dekontlar BSMV'ye tâbi hizmet veya satışlarda BSMV yükümlülüğünün doğduğu anda düzenlenir. Bu şekilde düzenlenmeyen dekontlar hiç düzenlenmemiş sayılır.

e) Dekontların anlaşmalı matbaalara bastırılması veya notere tasdik ettirilmesi zorunlu bulunmamaktadır.

f) Bir ay içinde düzenlenen dekontlara ilişkin bilgilerin, takip eden ayın on beşinci günü sonuna kadar internet üzerinden, www.gib.gov.tr adresinde hizmet veren İnternet Vergi Dairesine, kullanıcı kodu, parola ve şifre kullanarak giriş yapmak suretiyle Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

2.2. Dekontlara sıra numarası verildikten sonra işlemden vazgeçilmesi veya düzenlenen belgede hatalı bilgilere yer verildiğinin anlaşılması halinde aşağıdaki şekilde işlem yapılır.

a) Belgenin hatalı düzenlendiği, işlemin muhasebe kayıtlarına alınmasından önce tespit edildiği takdirde belge iptal edilir. Ancak iptal edilen belge muhafaza edilerek talep halinde yetkili mercilere ibraz edilir.

b) Belge muhteviyatının muhasebe kayıtlarına alınmasından sonra düzeltmenin icap ettiği hallerde ise belge iptal edilmeyip bu kaydı düzeltici mahiyette yeni bir belgeye istinaden düzeltme kayıtları yapılır.

2.3. (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 4 üncü maddesiyle değişen bölüm; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025)

6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları BSMV'ye tâbi işlemleri için dekont, BSMV’ye tabi olan işlemleri dışında kalan KDV'ye tâbi teslim ve hizmetleri için fatura düzenleyecektir. Ödeme ve elektronik para kuruluşları ise, faaliyetlerine göre bir, üç, altı ay veya bir yıl gibi belirli hesap devreleri itibariyle, devre sonlarında düzenlenen hesap bildirim cetveli (ekstre) ile bildirilmesi mutad olan BSMV’ye tabi işlemleri için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile hesap bildirim cetveli (ekstre) düzenleyebilecektir. (8)

2.4. Tebliğin bu bölümü ile düzenlenme zorunluluğu getirilen (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 5 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:  12/06/2024) belgelerin (9) düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, aslı ile örneğinde farklı tutara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde, her belge için ayrı ayrı olmak üzere Vergi Usul Kanununun 353/2 nci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası, bir ay içinde düzenlenen (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 5 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:  12/06/2024) söz konusu belgelere (10) ilişkin bilgilerin yukarıda belirtildiği şekilde gönderilmemesi veya süresinde gönderilmemesi veyahut eksik veya yanıltıcı bilgi gönderilmesi halinde de Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilir.

3. Yürürlük

Bu Tebliğin birinci bölümü yayımı tarihinde, ikinci bölümü ise 1/4/2014 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Tebliğ olunur.

Ek için tıklayınız.

 

Tebliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

3/4/2014

28961

Tebliğde Değişiklik Yapan Tebliğlerin Yayımlandığı Resmî Gazetelerin

Sıra No

Tebliğin Türü

Tarihi

Sayısı

1.

451

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

3/6/2015

29375

2.

562

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

12/6/2024

32574

 

(1)   Değişmeden önceki şekli:  21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye'de kurulu finansman şirketlerine

 

(2) Değişmeden önceki şekli: Yeni nesil ÖKC'lerden EFT-POS özellikli olanlarda bu Tebliğ ile ihdas edilen ve bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişi ile banka POS harcama belgesinin işyeri nüshasının yazar kasanın yazıcısından basılacağı tabiidir. Diğer taraftan, EFT-POS özelliği olmayan yeni nesil ÖKC'lerde bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişi yazar kasanın yazıcısından bastırılacak olup, banka POS harcama belgesinin işyeri nüshası ise POS cihazının veya yazar kasanın yazıcısından bastırılabilir.

Bankacılık kartları ile yapılan ödeme karşılığında ÖKC fişi yerine fatura düzenlenmesi söz konusu ise bu durumda yazar kasa fişi düzenlenmediğinden banka POS harcama belgelerinin müşteri nüshaları ve işyeri nüshalarının öteden beri devam eden uygulamaya göre düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak yeni nesil ÖKC'lerde kayıt oluşturulması gereken hallerde düzenlenecek belgelerin üzerinde (hem müşteri nüshası hem de işyeri nüshasında) diğer bilgilerin yanında ilgili faturanın tarih ve sayısı ile ÖKC'ye ait firma kodu, sicil numarası ve "mali değeri yoktur" ibaresi yer almalıdır. Faturanın elektronik olarak düzenlenmesi söz konusu ise Maliye Bakanlığınca belirlenecek usullere göre hareket edilmelidir.

(3) Değişmeden önceki şekli: Yetkili ÖKC firmalarının, 1/8/2014 tarihinden itibaren satacakları yeni nesil ÖKC'lerin yukarıda açıklandığı şekilde belge düzenleyecek özellikte olması zorunludur. Mezkûr tarihten evvel satılan ve anılan özellikleri ihtiva etmeyen yeni nesil ÖKC'leri kullanan mükellefler, cihazlarının üretici veya ithalatçısı olan yetkili ÖKC firmalarına müracaat ederek cihazlarını en geç 1/8/2014 tarihine kadar yukarıda sayılan özellikleri haiz hale getirtmeleri mecburidir. Yetkili firmaların bu talepleri yerine getirmeleri zorunludur.

(4) Değişmeden önceki şekli: 2. Finansman Şirketlerinin Düzenleyeceği Belge

(5) Kaldırılmadan önceki hali: 6361 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında Türkiye'de kurulu finansman şirketlerinin mezkûr Kanun hükümlerine tâbi olduğu, 39 uncu maddesinde ise finansman sözleşmesinin, her türlü mal veya hizmet alımının, malı veya hizmeti satın alan gerçek veya tüzel kişinin nam ve hesabına mal veya hizmetin teslim veya temini ile birlikte doğrudan satıcıya ödeme yapılması suretiyle kredilendirilmesini öngören sözleşme olduğu, kredi geri ödemelerinin adına kredi açılanlar tarafından finansman şirketlerine yapıldığı, finansman şirketlerinin, kredilendirecekleri mal veya hizmetleri temin eden satıcılarla önceden yazılı şekilde genel bir sözleşme yapmalarının ve finansman sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesinin zorunlu olduğu hükümleri yer almaktadır.

(6) Değişmeden önceki hali: finansman şirketleri

(7) Değişmeden önceki hali: finansman şirketleri

(8) Değişmeden önceki hali: 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren finansman şirketleri BSMV'ye tâbi işlemleri dışında kalan KDV'ye tâbi teslim ve hizmetlerinde fatura düzenlerler

(9) Değişmeden önceki hali: dekontun

(10) Değişmeden önceki hali: dekontlara


VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 435) İlk Haline Ulaşmak İçin Tıklayınız

İçerik 2:

 

 

 

(451 ve 562 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile Değişen Güncel Hali)

  

 

Kapsam

Bankacılık kartları (Kredi Kartı, Banka Kartı, Ön Ödemeli Kart) kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen perakende teslim ve hizmet ifalarına ilişkin yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişlerine dair usul ve esaslar ile (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye'de kurulu finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketlerine, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarına (1) banka ve sigorta muameleleri vergisine (BSMV) tâbi işlemleri nedeniyle fatura yerine geçmek üzere dekont düzenleme zorunluluğu getirilmesi bu Tebliğin konusunu teşkil etmektedir.

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin son fıkrasında "Maliye Bakanlığı düzenlenmesi mecburi olan belgelerde bulunması gereken zorunlu bilgileri belirlemeye ... yetkilidir." hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde, Maliye Bakanlığının, mükellef ve meslek grupları itibarıyla muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, mezkûr Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, yine mezkûr Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu hükme bağlanmış, dördüncü bendinde ise "Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya" Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Mezkûr Kanunun 149 uncu maddesinde de "Kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzel kişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecburdurlar." hükmü mevcuttur.

Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yapılan düzenlemeler aşağıda yer almaktadır.

1. Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Fişleri

Mali bilgileri içeren yeni nesil ÖKC fişleri ile bankacılık işlemine dair bilgileri içeren banka POS harcama belgesi bilgileri bu Tebliğ ekinde yer alan şekilde birleştirilmiştir. Diğer bir ifadeyle, bankacılık kartları ile yapılan teslim ve hizmet ifalarına dair yeni nesil ÖKC fişlerinin müşteri nüshalarında, ÖKC fişlerinde yer alan mali bilgilerin yanı sıra banka POS harcama belgelerinde olması gereken bankacılık bilgileri de yer alacaktır. Yeni nesil ÖKC cihaz fişlerinin müşteri nüshalarının, aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde Tebliğ ekindeki örneğe uygun olarak düzenlenmesi ve müşterilere verilmesi gerekmektedir.

Birleşik yeni nesil ÖKC fişlerinde yer alan bilgilerden sadece mali olanlarının ilgili mevzuata uygun şekilde yazar kasanın elektronik kayıt ünitesine (EKÜ) kaydedilmesi, banka POS harcama belgesine dair bilgilerin ise EKÜ'ye kaydedilmeksizin yalnızca kâğıt ruloya basılması gerekmektedir. Bu Tebliğde açıkça ifade edilen hususlar haricinde, banka POS cihazlarından üretilen belgelerin (slip) işyeri nüshalarıyla ilgili herhangi bir değişiklik bahis mevzuu olmayıp bu konuya dair ulusal ve uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına uygun şekilde hareket edilmesi icap etmektedir. Bankacılık uygulamaları gereği müşterinin talebi üzerine banka POS harcama belgelerinin müşteri nüshalarının birden fazla basılmasının gerekmesi hâlinde, ikinci çıktı mali bilgileri içermeyecek ve üzerinde "mali değeri yoktur" ibaresi yer alacaktır. Bu çıktıda bankacılık uygulamalarının gerektirdiği tüm bilgilerin yer alacağı tabiidir.

ÖKC fişi müşteri nüshasında bulunacak bilgiler aşağıda sayılmaktadır.

a) Baş tarafta mükellefin faaliyetinde kullandığı ve bankacılık sistemlerinde kayıtlı olan işletme adı (tabela unvanı), adı soyadı/unvanı, adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik/T.C. kimlik numarası ile telefon numarasının kolaylıkla yazılabileceği ve gerektiğinde güncellenebilecek bir kısım yer alır.

b) Diğer bilgilerden ayrı olarak tarih, müteselsil fiş numarası ve saat ("Fiş No" ve "Saat" ibareleri de olacak) bulunmalıdır.

c) Tarih ve müteselsil fiş numarası bir satıra, saat bir alt satıra veya aynı sıra dâhilinde alt alta yazılmalıdır.

ç) Müteselsil fiş numarası, belli bir limite kadar (en az bir milyon) devam edecek veya her günün sonunda "Z" raporu alındıktan sonra sıfırlanıp tekrar 1'den başlayarak ilerleyecek tarzda olmalıdır.

d) Katma değer vergisi (KDV) oranları dikkate alınarak departmanlara programlanan mal cinsleri ve vergi oranları ile vergi dâhil satış tutarları yer almalıdır.

e) Mal cinsleri en az beş harfle (karakterle) kısaltılarak, ancak anlaşılır bir şekilde gösterilmelidir.

f) Vergi oranları ile satış bedelinin birbirine karışmaması için bedelin sol başına (*) işareti konulmalıdır.

g) Alınan toplam katma değer vergisi "TOPKDV" veya "KDV", bunun hemen altında, vergi dâhil toplam satış tutarı "TOPLAM" veya "TOP" olarak gösterilir.

h) "TOPLAM" ve "TOPKDV" ifadeleri diğer bilgilerden ayırdedilebilmesi bakımından, büyük harflerle (çift yazılımlı), değişik renklerde veya iki çizgi arasında gösterilmelidir.

ı) Ödeme şekilleri (Nakit, Hediye Çeki, Kredi Kartı vesaire.) ile para üstü, "TOPLAM" dan sonra gelecek şekilde ayrıca gösterilmelidir.

i) Mükellefin Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuatına göre tacir sayılması hâlinde, Merkezi Tüzel Kişilik Bilgi Sistemi (MERSİS) numarası ile tescilli internet sitesinin adresi ekteki örneğe uygun olarak fişin orta kısmındaki alana yazılır. Bu durumda baş tarafta unvan olarak ticaret unvanının yer alması gerekir. Ticaret unvanı ve işletme adının tescili bakımından ilgili mevzuat hükümlerinin geçerli olduğu tabiidir.

j) Son kısımda mali sembol, firma kodu ve en az altı rakamdan oluşacak cihaz sicil numarası bulunmalıdır.

k) Bankacılık işlem bilgileri, fişin mali sembolden sonraki satırından itibaren başlayacak ve bu bölümde ulusal ve uluslararası kartlı ödeme kurallarına göre yazılması gereken bilgiler ile bankacılık uygulamalarının gerektirdiği bilgiler yer alacaktır. Bankaların kendi ihtiyaçları doğrultusunda ilave bilgilerin de yer alması mümkün bulunmaktadır. Mükellefin faaliyetinde kullandığı işletme adı (tabela unvanı), unvanı, adres ve tarih bilgileri, fişin mali bilgilerin yer aldığı baş tarafında bulunduğundan, bankacılık bilgilerinin bulunduğu bölümünde tekrar yer almamalıdır.

Banka POS harcama belgesinin (slip) işyeri nüshası, mevcut durumda olduğu gibi (EKÜ'ye kaydedilmeksizin) yeni nesil ÖKC fişinden ayrı bir belge olarak kâğıt ruloya basılacak ve bankacılık uygulamalarının gerektirdiği bilgileri ihtiva edecektir. Ancak bu belgenin işyeri nüshasının üzerinde, ilgili ÖKC'nin firma kodu, sicil numarası ve aynı işlemle ilgili üretilen ÖKC fişinin (hem mali bilgiler hem de bankacılık bilgilerini ihtiva eden müşteri nüshası) sıra numarasının da bulunması zorunludur. Ayrıca banka POS harcama belgelerinin üzerinde kolayca görülecek şekilde "mali değeri yoktur" ibaresinin yer alması gerekmektedir. İşyeri nüshasında, mal cinsleri, vergi oranları, KDV tutarı gibi mali bilgiler (toplam tutar hariç) yer verilmemelidir.

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 inci maddesiyle değişen paragraf; Yürürlük: 3/6/2015) Bu Tebliğ ile ihdas edilen ve bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişleri ile banka POS harcama belgesinin işyeri nüshası sadece yeni nesil ÖKC’nin yazıcısından basılacaktır.

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 1 inci maddesiyle değişen paragraf; Yürürlük: 3/6/2015) Bankacılık kartları ile yapılan ödeme karşılığında ÖKC fişi yerine fatura düzenlenmesinin söz konusu olduğu durumlarda, mali değeri olan ÖKC fişi yerine, satışın faturalı satış olduğunu belirten bir bilgi fişinin ÖKC’den düzenlenerek müşteriye verilmesi ve bu bilgi fişinde banka POS harcama bilgilerinin de gösterilmesi gerekmektedir. Bilgi fişinde bulunması gereken asgarî bilgiler ile bilgi fişinin düzenlenme usul ve esaslarına ilişkin hususlara Gelir İdaresi Başkanlığı Mesajlaşma Protokolü dokümanlarında yer verilir.(2)ÖKC fişleriyle ilgili işbu Tebliğde açıkça düzenlenen hususlar haricinde, 6/12/1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunun ilgili mevzuatında yer alan düzenlemeler geçerlidir.

1.1. Uygulamaya Geçiş Süresi

(451 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen bölüm; Yürürlük: 3/6/2015)

Yetkili ÖKC firmalarının, 1/8/2014 tarihinden itibaren satacakları EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC’lerin yukarıda açıklandığı şekilde belge düzenleyecek özellikte olması zorunludur. Mezkûr tarihten evvel satılan ve anılan özellikleri ihtiva etmeyen EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC’leri kullanan mükellefler, cihazlarının üretici veya ithalatçısı olan yetkili ÖKC firmalarına müracaat ederek cihazlarını en geç 1/8/2014 tarihine kadar yukarıda sayılan özellikleri haiz hale getirtmeleri mecburidir. Yetkili firmaların bu talepleri yerine getirmeleri zorunludur. Yetkili ÖKC firmaları, basit/bilgisayar bağlantılı yeni nesil ÖKC’ler için söz konusu zorunluluğu en geç 1/1/2016 tarihine kadar yerine getireceklerdir.

Faaliyetlerinde seyyar EFT-POS (banka POS) cihazı kullanan mükelleflere 1/10/2013 tarihinden itibaren EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC kullanma mecburiyeti getirildiğinden, bu mükelleflerin seyyar kullanım özelliği olan banka POS cihazı bulundurmamaları ve kullanmamaları gerekmektedir.
Basit/bilgisayar bağlantılı yeni nesil ÖKC kullanan mükelleflerin ise, işletmelerindeki harici banka POS cihazlarını 1/1/2016 tarihine kadar yetkili ÖKC firmaları aracılığıyla yeni nesil ÖKC’lere (Gelir İdaresi Başkanlığı Mesajlaşma Protokollerine uygun olarak) bağlatmaları zorunlu olup, bu tarihten sonra yeni nesil ÖKC’den bağımsız banka POS cihazlarını kullanmaları mümkün bulunmamaktadır. (3)

1.2. Cezai Müeyyide

Tebliğin bu bölümünde belirlenen usul ve esaslara riayet edilmemesi halinde ilgililere Vergi Usul Kanununda yer alan cezalar tatbik edilir.

(562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025)

2. Finansman Şirketleri, Tasarruf Finansman Şirketleri, Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Düzenleyeceği Belge (4)

(562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle kaldırılan paragraf; Yürürlük: 01.07.2024) (5)

6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları (6) banker kapsamında BSMV mükellefi olup, bunların yaptığı 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler BSMV'ye, bu işlemlerin dışında kalan diğer işlemleri ise KDV'ye tâbidir.

2.1. 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 2 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: Değişikliklerin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları (7) BSMV'ye tâbi bütün hizmet veya satışlarını fatura yerine geçmek üzere aşağıdaki şartlara uygun olarak düzenleyecekleri dekontlarla tevsik ederler.

a) Dekontun önyüzünün, üst orta kısmına gelecek şekilde "Dekont (Finansman Şirketi)", (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) “Dekont (Tasarruf Finansman Şirketi)”, “Dekont (Ödeme Kuruluşu)” ya da “Dekont (Elektronik Para Kuruluşu) başlığı bulunur.

b) Dekontlar en az iki örnek olarak düzenlenir, ikiden fazla örnek olarak düzenlendiği takdirde her birinin kaçıncı örnek olduğu belirtilir.

c) Dekontu düzenleyen her şube veya birim itibariyle her hesap dönemi başından itibaren 1'den başlamak üzere düzenleme sırasına göre müteselsil sıra numarası verilir.

ç) Düzenlenecek dekontlarda en az aşağıdaki bilgilere yer verilir.

1) Finansman şirketinin (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) tasarruf finansman şirketinin, ödeme veya elektronik para kuruluşunun (ve şube) unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

2) Müşterinin adı-soyadı/unvanı, adresi, vergi dairesi ve T.C. kimlik numarası (vergi kimlik numarası),

3) Düzenleme tarihi,

4) İşin nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı,

5) Belgeyi düzenleyen finansman şirketi, (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 3 üncü maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025) tasarruf finansman şirketi, ödeme veya elektronik para kuruluşu yetkilisinin imzası.

d) Dekontlar BSMV'ye tâbi hizmet veya satışlarda BSMV yükümlülüğünün doğduğu anda düzenlenir. Bu şekilde düzenlenmeyen dekontlar hiç düzenlenmemiş sayılır.

e) Dekontların anlaşmalı matbaalara bastırılması veya notere tasdik ettirilmesi zorunlu bulunmamaktadır.

f) Bir ay içinde düzenlenen dekontlara ilişkin bilgilerin, takip eden ayın on beşinci günü sonuna kadar internet üzerinden, www.gib.gov.tr adresinde hizmet veren İnternet Vergi Dairesine, kullanıcı kodu, parola ve şifre kullanarak giriş yapmak suretiyle Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

2.2. Dekontlara sıra numarası verildikten sonra işlemden vazgeçilmesi veya düzenlenen belgede hatalı bilgilere yer verildiğinin anlaşılması halinde aşağıdaki şekilde işlem yapılır.

a) Belgenin hatalı düzenlendiği, işlemin muhasebe kayıtlarına alınmasından önce tespit edildiği takdirde belge iptal edilir. Ancak iptal edilen belge muhafaza edilerek talep halinde yetkili mercilere ibraz edilir.

b) Belge muhteviyatının muhasebe kayıtlarına alınmasından sonra düzeltmenin icap ettiği hallerde ise belge iptal edilmeyip bu kaydı düzeltici mahiyette yeni bir belgeye istinaden düzeltme kayıtları yapılır.

2.3. (562 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 4 üncü maddesiyle değişen bölüm; Yürürlük: tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri 1/7/2024, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025)

6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları BSMV'ye tâbi işlemleri için dekont, BSMV’ye tabi olan işlemleri dışında kalan KDV'ye tâbi teslim ve hizmetleri için fatura düzenleyecektir. Ödeme ve elektronik para kuruluşları ise, faaliyetlerine göre bir, üç, altı ay veya bir yıl gibi belirli hesap devreleri itibariyle, devre sonlarında düzenlenen hesap bildirim cetveli (ekstre) ile bildirilmesi mutad olan BSMV’ye tabi işlemleri için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile hesap bildirim cetveli (ekstre) düzenleyebilecektir. (8)

2.4. Tebliğin bu bölümü ile düzenlenme zorunluluğu getirilen (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 5 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:  12/06/2024) belgelerin (9) düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, aslı ile örneğinde farklı tutara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde, her belge için ayrı ayrı olmak üzere Vergi Usul Kanununun 353/2 nci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası, bir ay içinde düzenlenen (562Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 5 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:  12/06/2024) söz konusu belgelere (10) ilişkin bilgilerin yukarıda belirtildiği şekilde gönderilmemesi veya süresinde gönderilmemesi veyahut eksik veya yanıltıcı bilgi gönderilmesi halinde de Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilir.

3. Yürürlük

Bu Tebliğin birinci bölümü yayımı tarihinde, ikinci bölümü ise 1/4/2014 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Tebliğ olunur.

Ek için tıklayınız.

 

Tebliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

3/4/2014

28961

Tebliğde Değişiklik Yapan Tebliğlerin Yayımlandığı Resmî Gazetelerin

Sıra No

Tebliğin Türü

Tarihi

Sayısı

1.

451

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

3/6/2015

29375

2.

562

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

12/6/2024

32574

 

(1)   Değişmeden önceki şekli:  21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye'de kurulu finansman şirketlerine

 

(2) Değişmeden önceki şekli: Yeni nesil ÖKC'lerden EFT-POS özellikli olanlarda bu Tebliğ ile ihdas edilen ve bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişi ile banka POS harcama belgesinin işyeri nüshasının yazar kasanın yazıcısından basılacağı tabiidir. Diğer taraftan, EFT-POS özelliği olmayan yeni nesil ÖKC'lerde bankacılık bilgilerini de ihtiva eden ÖKC fişi yazar kasanın yazıcısından bastırılacak olup, banka POS harcama belgesinin işyeri nüshası ise POS cihazının veya yazar kasanın yazıcısından bastırılabilir.

Bankacılık kartları ile yapılan ödeme karşılığında ÖKC fişi yerine fatura düzenlenmesi söz konusu ise bu durumda yazar kasa fişi düzenlenmediğinden banka POS harcama belgelerinin müşteri nüshaları ve işyeri nüshalarının öteden beri devam eden uygulamaya göre düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak yeni nesil ÖKC'lerde kayıt oluşturulması gereken hallerde düzenlenecek belgelerin üzerinde (hem müşteri nüshası hem de işyeri nüshasında) diğer bilgilerin yanında ilgili faturanın tarih ve sayısı ile ÖKC'ye ait firma kodu, sicil numarası ve "mali değeri yoktur" ibaresi yer almalıdır. Faturanın elektronik olarak düzenlenmesi söz konusu ise Maliye Bakanlığınca belirlenecek usullere göre hareket edilmelidir.

(3) Değişmeden önceki şekli: Yetkili ÖKC firmalarının, 1/8/2014 tarihinden itibaren satacakları yeni nesil ÖKC'lerin yukarıda açıklandığı şekilde belge düzenleyecek özellikte olması zorunludur. Mezkûr tarihten evvel satılan ve anılan özellikleri ihtiva etmeyen yeni nesil ÖKC'leri kullanan mükellefler, cihazlarının üretici veya ithalatçısı olan yetkili ÖKC firmalarına müracaat ederek cihazlarını en geç 1/8/2014 tarihine kadar yukarıda sayılan özellikleri haiz hale getirtmeleri mecburidir. Yetkili firmaların bu talepleri yerine getirmeleri zorunludur.

(4) Değişmeden önceki şekli: 2. Finansman Şirketlerinin Düzenleyeceği Belge

(5) Kaldırılmadan önceki hali: 6361 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında Türkiye'de kurulu finansman şirketlerinin mezkûr Kanun hükümlerine tâbi olduğu, 39 uncu maddesinde ise finansman sözleşmesinin, her türlü mal veya hizmet alımının, malı veya hizmeti satın alan gerçek veya tüzel kişinin nam ve hesabına mal veya hizmetin teslim veya temini ile birlikte doğrudan satıcıya ödeme yapılması suretiyle kredilendirilmesini öngören sözleşme olduğu, kredi geri ödemelerinin adına kredi açılanlar tarafından finansman şirketlerine yapıldığı, finansman şirketlerinin, kredilendirecekleri mal veya hizmetleri temin eden satıcılarla önceden yazılı şekilde genel bir sözleşme yapmalarının ve finansman sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesinin zorunlu olduğu hükümleri yer almaktadır.

(6) Değişmeden önceki hali: finansman şirketleri

(7) Değişmeden önceki hali: finansman şirketleri

(8) Değişmeden önceki hali: 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren finansman şirketleri BSMV'ye tâbi işlemleri dışında kalan KDV'ye tâbi teslim ve hizmetlerinde fatura düzenlerler

(9) Değişmeden önceki hali: dekontun

(10) Değişmeden önceki hali: dekontlara


VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 435) İlk Haline Ulaşmak İçin Tıklayınız

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-130[özelge]-641892

12.06.2023

Konu

:

E-ticaret organizasyonu kapsamında yurt dışından alınan ürünlerin yurt içine getirilmeksizin satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,

 

-İrlanda'da faaliyet gösteren … ünvanlı Şirketin … web sitesi üzerinden ürün satışı yapıldığı, satışı yapılan ürünlerin Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren … ünvanlı Şirketten temin edildiği, söz konusu ürünlerin Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Meksika'da bulunan müşterilere, Türkiye'ye gelmeden direkt olarak Amerika Birleşik Devletlerindeki tedarikçi … Şirketi tarafından gönderildiği, ürün iadelerinin yine adı geçen tedarikçi şirkete yapıldığı, satılan ürünlerin Türkiye'ye gelmeden yurt dışından sevkiyatının yapıldığı, yurtiçinde e-ticaret faaliyetinin bulunmadığı,

 

… Şirketinin abonelik ücreti, listeleme ücreti, işlem ücreti ve reklam ücretleri için her ayın sonunda, tarafınıza toplu olarak fatura düzenlediği, karşılığında fatura mukabili …’e ödeme yapıldığı, … 'den alınan hizmetin yurtdışından alınıp söz konusu hizmetten yurtdışında faydalanıldığından, … 'nin düzenlediği fatura için sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı,

 

-Yurtdışından alınan ürünler yine yurt dışındaki müşterilere satıldığından teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedelin KDV'ye tabi olup olmadığı ve elde edilen kazancın KDV Beyannamesi ile bildirilip bildirilmeyeceği,

 

-Amerika Birleşik Devletlerinde e-ticarete ilişkin bazı eyaletlerde eyalet vergisi hesaplanıp bazılarında ise hesaplanmadığı, müşterilerin, eyalet vergisi hesaplanan eyalette yaşıyor olması halinde eyalet vergisi hesaplandığı, her ayın sonunda hesaplanan eyalet vergilerinin … tarafından Amerika Birleşik Devletlerindeki ilgili eyalete ödendiği ve ödenen eyalet vergisinin tarafınızdan talep edilmesi üzerine, … 'ye ödeme yapıldığı fakat söz konusu ödeme karşılığında tarafınıza fatura vs. belge gönderilmediği, bu nedenle Amerika Birleşik Devletlerindeki ticari faaliyetin devam edebilmesi için … 'ye ödenen eyalet vergisinin, banka dekontuna istinaden gider olarak muhasebe kayıtlarına alınıp alınamayacağı

 

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde ise, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır."

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Bunun yanı sıra, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler" başlıklı (B) bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermelerine ilişkin açıklamalar yapılmış olup, söz konusu belgelerin defter kayıtlarında gider olarak gösterilmesi sırasında belgelerde yazılı bedellerin, belgenin düzenlendiği günde T.C. Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek kayıtlarda gösterilmesi gerekmektedir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.

 

Buna göre;

 

1- … web sitesi üzerinden yaptığınız satışlara ilişkin olarak müşteri adına, malın tesliminden itibaren 7 gün içerisinde, gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

 

2- Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren … adlı Şirketten yaptığınız mal alımları ile … adlı şirketten yaptığınız hizmet alımlarınıza (adı geçen ülkede adınıza ilgili eyalete ödenen eyalet vergisinin tarafınıza yansıtılması dahil) ait yasal kayıtlarınızın Şirketiniz adına düzenlenecek fatura ya da adı geçen ülke mevzuatına göre düzenlenmiş muteber bir belge ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda, Şirketiniz tarafından yapılan ödemelere ait banka dekontlarının 213 sayılı Kanun uyarınca kayıtların tevsikinde fatura veya fatura yerine geçen tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

- 1 inci maddesinde gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi tutulmuş olup, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu,

 

- 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden tam mükellefiyet esasında vergilendirileceği,

 

- 4 üncü maddesinde ikametgahı Türkiye'de bulunan veya bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturan gerçek kişiler Türkiye'de yerleşmiş sayılacaklarından, elde ettikleri gelirlerin tam mükellefiyet esasına göre gelir vergisine tabi tutulması gerektiği,

 

- 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu,

 

- 40 ıncı maddesinde ise; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, birinci bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirilebileceği

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Yapılan bir ödemenin genel gider adı altında kabul edilebilmesi için, ödemeler ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, ödemelerin işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması ve ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması gerekmektedir.

 

Öte yandan, anılan Kanunun 123 üncü maddesine göre, tam mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergilerin, Türkiye'de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilmesi mümkün olup, indirilecek miktarın gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla olması halinde, fazla olan tutar indirim konusu yapılamayacaktır. Vergi indiriminin yapılabilmesi için yabancı memlekette ödenen vergilerin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması ve yabancı memlekette vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik edilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

 

Diğer taraftan, Amerika Birleşik Devletlerinde … Şirketi tarafından ödenen ve Şirket tarafından sonradan şahsınızdan talep edilen eyalet vergisi; doğrudan şahsınız tarafından ödenen bir vergi olmadığından, söz konusu vergiyi gelir vergisi beyannamesinde bildirdiğiniz matrah üzerinden hesaplanan vergiden mahsup etmeniz mümkün bulunmamaktadır. Ancak, … Şirketi tarafından sonradan şahsınızdan talep edilen söz konusu verginin anılan Şirkete ödendiğini fatura ya da adı geçen ülke mevzuatına göre düzenlenmiş muteber bir belge ile tevsik etmeniz halinde bahsi geçen vergiyi ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alabileceğiniz tabiidir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

- 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 4 üncü maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

- 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye' de yapılmasını veya hizmetten Türkiye' de faydalanılmasını ifade ettiği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

60 No.lu KDV Sirkülerinin " Yurtdışındaki İşlemler" başlıklı (1.1.1.) bölümünde;

 

"KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV'nin konusuna girmemektedir. Türkiye'de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

 

Buna göre, Türkiye'deki bir mükellefin;

 

...

 

- Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye'ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

 

...

 

- Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti

 

Türkiye'de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir." açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, … Şirketine ait web sitesi aracılığı ile yurt dışından satın aldığınız ürünlerin Türkiye'ye getirilmeksizin yurtdışında yerleşik müşterilerinize satılması işlemi, malların teslim anında Türkiye'de bulunmaması nedeniyle teslim Türkiye'de gerçekleşmediğinden KDV'nin konusuna girmemektedir. Öte yandan, söz konusu işlem verginin konusuna girmediğinden KDV beyannamesine dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Ayrıca, yurtdışında gerçekleştirdiğiniz ticari faaliyetinize yönelik olarak….. firmasından aldığınız abonelik, listeleme, işlem, reklam hizmetlerinin, münhasıran yurt dışında yapılan mal teslimine ilişkin olması durumunda, KDV'nin konusuna girmemekte olup söz konusu hizmetlere istinaden sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmesi söz konusu değildir.

 

Ancak, tarafınızca gerçekleştirilen ticari faaliyetinize yönelik olarak … firmasından abonelik, listeleme, işlem, reklam hizmeti ücreti adı altında alınan aracılık hizmetlerinden Türkiye'de de faydalanılması durumunda söz konusu hizmetler KDV'ye tabi olup, adı geçen firmanın Türkiye'de ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması halinde bu işleme ilişkin KDV'nin tarafınızca 2 No.lu KDV beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilerek ödenen verginin 1 No.lu KDV Beyannamesi ile indirim konusu yapılması mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-130[özelge]-641892

12.06.2023

Konu

:

E-ticaret organizasyonu kapsamında yurt dışından alınan ürünlerin yurt içine getirilmeksizin satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,

 

-İrlanda'da faaliyet gösteren … ünvanlı Şirketin … web sitesi üzerinden ürün satışı yapıldığı, satışı yapılan ürünlerin Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren … ünvanlı Şirketten temin edildiği, söz konusu ürünlerin Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Meksika'da bulunan müşterilere, Türkiye'ye gelmeden direkt olarak Amerika Birleşik Devletlerindeki tedarikçi … Şirketi tarafından gönderildiği, ürün iadelerinin yine adı geçen tedarikçi şirkete yapıldığı, satılan ürünlerin Türkiye'ye gelmeden yurt dışından sevkiyatının yapıldığı, yurtiçinde e-ticaret faaliyetinin bulunmadığı,

 

… Şirketinin abonelik ücreti, listeleme ücreti, işlem ücreti ve reklam ücretleri için her ayın sonunda, tarafınıza toplu olarak fatura düzenlediği, karşılığında fatura mukabili …’e ödeme yapıldığı, … 'den alınan hizmetin yurtdışından alınıp söz konusu hizmetten yurtdışında faydalanıldığından, … 'nin düzenlediği fatura için sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı,

 

-Yurtdışından alınan ürünler yine yurt dışındaki müşterilere satıldığından teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedelin KDV'ye tabi olup olmadığı ve elde edilen kazancın KDV Beyannamesi ile bildirilip bildirilmeyeceği,

 

-Amerika Birleşik Devletlerinde e-ticarete ilişkin bazı eyaletlerde eyalet vergisi hesaplanıp bazılarında ise hesaplanmadığı, müşterilerin, eyalet vergisi hesaplanan eyalette yaşıyor olması halinde eyalet vergisi hesaplandığı, her ayın sonunda hesaplanan eyalet vergilerinin … tarafından Amerika Birleşik Devletlerindeki ilgili eyalete ödendiği ve ödenen eyalet vergisinin tarafınızdan talep edilmesi üzerine, … 'ye ödeme yapıldığı fakat söz konusu ödeme karşılığında tarafınıza fatura vs. belge gönderilmediği, bu nedenle Amerika Birleşik Devletlerindeki ticari faaliyetin devam edebilmesi için … 'ye ödenen eyalet vergisinin, banka dekontuna istinaden gider olarak muhasebe kayıtlarına alınıp alınamayacağı

 

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde ise, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır."

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Bunun yanı sıra, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler" başlıklı (B) bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermelerine ilişkin açıklamalar yapılmış olup, söz konusu belgelerin defter kayıtlarında gider olarak gösterilmesi sırasında belgelerde yazılı bedellerin, belgenin düzenlendiği günde T.C. Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek kayıtlarda gösterilmesi gerekmektedir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.

 

Buna göre;

 

1- … web sitesi üzerinden yaptığınız satışlara ilişkin olarak müşteri adına, malın tesliminden itibaren 7 gün içerisinde, gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

 

2- Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren … adlı Şirketten yaptığınız mal alımları ile … adlı şirketten yaptığınız hizmet alımlarınıza (adı geçen ülkede adınıza ilgili eyalete ödenen eyalet vergisinin tarafınıza yansıtılması dahil) ait yasal kayıtlarınızın Şirketiniz adına düzenlenecek fatura ya da adı geçen ülke mevzuatına göre düzenlenmiş muteber bir belge ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda, Şirketiniz tarafından yapılan ödemelere ait banka dekontlarının 213 sayılı Kanun uyarınca kayıtların tevsikinde fatura veya fatura yerine geçen tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

- 1 inci maddesinde gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi tutulmuş olup, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu,

 

- 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden tam mükellefiyet esasında vergilendirileceği,

 

- 4 üncü maddesinde ikametgahı Türkiye'de bulunan veya bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturan gerçek kişiler Türkiye'de yerleşmiş sayılacaklarından, elde ettikleri gelirlerin tam mükellefiyet esasına göre gelir vergisine tabi tutulması gerektiği,

 

- 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu,

 

- 40 ıncı maddesinde ise; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, birinci bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirilebileceği

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Yapılan bir ödemenin genel gider adı altında kabul edilebilmesi için, ödemeler ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, ödemelerin işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması ve ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması gerekmektedir.

 

Öte yandan, anılan Kanunun 123 üncü maddesine göre, tam mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergilerin, Türkiye'de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilmesi mümkün olup, indirilecek miktarın gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla olması halinde, fazla olan tutar indirim konusu yapılamayacaktır. Vergi indiriminin yapılabilmesi için yabancı memlekette ödenen vergilerin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması ve yabancı memlekette vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik edilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

 

Diğer taraftan, Amerika Birleşik Devletlerinde … Şirketi tarafından ödenen ve Şirket tarafından sonradan şahsınızdan talep edilen eyalet vergisi; doğrudan şahsınız tarafından ödenen bir vergi olmadığından, söz konusu vergiyi gelir vergisi beyannamesinde bildirdiğiniz matrah üzerinden hesaplanan vergiden mahsup etmeniz mümkün bulunmamaktadır. Ancak, … Şirketi tarafından sonradan şahsınızdan talep edilen söz konusu verginin anılan Şirkete ödendiğini fatura ya da adı geçen ülke mevzuatına göre düzenlenmiş muteber bir belge ile tevsik etmeniz halinde bahsi geçen vergiyi ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alabileceğiniz tabiidir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

- 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 4 üncü maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

- 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye' de yapılmasını veya hizmetten Türkiye' de faydalanılmasını ifade ettiği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

60 No.lu KDV Sirkülerinin " Yurtdışındaki İşlemler" başlıklı (1.1.1.) bölümünde;

 

"KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV'nin konusuna girmemektedir. Türkiye'de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

 

Buna göre, Türkiye'deki bir mükellefin;

 

...

 

- Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye'ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

 

...

 

- Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti

 

Türkiye'de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir." açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, … Şirketine ait web sitesi aracılığı ile yurt dışından satın aldığınız ürünlerin Türkiye'ye getirilmeksizin yurtdışında yerleşik müşterilerinize satılması işlemi, malların teslim anında Türkiye'de bulunmaması nedeniyle teslim Türkiye'de gerçekleşmediğinden KDV'nin konusuna girmemektedir. Öte yandan, söz konusu işlem verginin konusuna girmediğinden KDV beyannamesine dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Ayrıca, yurtdışında gerçekleştirdiğiniz ticari faaliyetinize yönelik olarak….. firmasından aldığınız abonelik, listeleme, işlem, reklam hizmetlerinin, münhasıran yurt dışında yapılan mal teslimine ilişkin olması durumunda, KDV'nin konusuna girmemekte olup söz konusu hizmetlere istinaden sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmesi söz konusu değildir.

 

Ancak, tarafınızca gerçekleştirilen ticari faaliyetinize yönelik olarak … firmasından abonelik, listeleme, işlem, reklam hizmeti ücreti adı altında alınan aracılık hizmetlerinden Türkiye'de de faydalanılması durumunda söz konusu hizmetler KDV'ye tabi olup, adı geçen firmanın Türkiye'de ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması halinde bu işleme ilişkin KDV'nin tarafınızca 2 No.lu KDV beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilerek ödenen verginin 1 No.lu KDV Beyannamesi ile indirim konusu yapılması mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-130[özelge]-641892

12.06.2023

Konu

:

E-ticaret organizasyonu kapsamında yurt dışından alınan ürünlerin yurt içine getirilmeksizin satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,

 

-İrlanda'da faaliyet gösteren … ünvanlı Şirketin … web sitesi üzerinden ürün satışı yapıldığı, satışı yapılan ürünlerin Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren … ünvanlı Şirketten temin edildiği, söz konusu ürünlerin Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Meksika'da bulunan müşterilere, Türkiye'ye gelmeden direkt olarak Amerika Birleşik Devletlerindeki tedarikçi … Şirketi tarafından gönderildiği, ürün iadelerinin yine adı geçen tedarikçi şirkete yapıldığı, satılan ürünlerin Türkiye'ye gelmeden yurt dışından sevkiyatının yapıldığı, yurtiçinde e-ticaret faaliyetinin bulunmadığı,

 

… Şirketinin abonelik ücreti, listeleme ücreti, işlem ücreti ve reklam ücretleri için her ayın sonunda, tarafınıza toplu olarak fatura düzenlediği, karşılığında fatura mukabili …’e ödeme yapıldığı, … 'den alınan hizmetin yurtdışından alınıp söz konusu hizmetten yurtdışında faydalanıldığından, … 'nin düzenlediği fatura için sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı,

 

-Yurtdışından alınan ürünler yine yurt dışındaki müşterilere satıldığından teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedelin KDV'ye tabi olup olmadığı ve elde edilen kazancın KDV Beyannamesi ile bildirilip bildirilmeyeceği,

 

-Amerika Birleşik Devletlerinde e-ticarete ilişkin bazı eyaletlerde eyalet vergisi hesaplanıp bazılarında ise hesaplanmadığı, müşterilerin, eyalet vergisi hesaplanan eyalette yaşıyor olması halinde eyalet vergisi hesaplandığı, her ayın sonunda hesaplanan eyalet vergilerinin … tarafından Amerika Birleşik Devletlerindeki ilgili eyalete ödendiği ve ödenen eyalet vergisinin tarafınızdan talep edilmesi üzerine, … 'ye ödeme yapıldığı fakat söz konusu ödeme karşılığında tarafınıza fatura vs. belge gönderilmediği, bu nedenle Amerika Birleşik Devletlerindeki ticari faaliyetin devam edebilmesi için … 'ye ödenen eyalet vergisinin, banka dekontuna istinaden gider olarak muhasebe kayıtlarına alınıp alınamayacağı

 

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde ise, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır."

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Bunun yanı sıra, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler" başlıklı (B) bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermelerine ilişkin açıklamalar yapılmış olup, söz konusu belgelerin defter kayıtlarında gider olarak gösterilmesi sırasında belgelerde yazılı bedellerin, belgenin düzenlendiği günde T.C. Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek kayıtlarda gösterilmesi gerekmektedir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.

 

Buna göre;

 

1- … web sitesi üzerinden yaptığınız satışlara ilişkin olarak müşteri adına, malın tesliminden itibaren 7 gün içerisinde, gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

 

2- Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren … adlı Şirketten yaptığınız mal alımları ile … adlı şirketten yaptığınız hizmet alımlarınıza (adı geçen ülkede adınıza ilgili eyalete ödenen eyalet vergisinin tarafınıza yansıtılması dahil) ait yasal kayıtlarınızın Şirketiniz adına düzenlenecek fatura ya da adı geçen ülke mevzuatına göre düzenlenmiş muteber bir belge ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda, Şirketiniz tarafından yapılan ödemelere ait banka dekontlarının 213 sayılı Kanun uyarınca kayıtların tevsikinde fatura veya fatura yerine geçen tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

- 1 inci maddesinde gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi tutulmuş olup, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu,

 

- 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden tam mükellefiyet esasında vergilendirileceği,

 

- 4 üncü maddesinde ikametgahı Türkiye'de bulunan veya bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturan gerçek kişiler Türkiye'de yerleşmiş sayılacaklarından, elde ettikleri gelirlerin tam mükellefiyet esasına göre gelir vergisine tabi tutulması gerektiği,

 

- 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu,

 

- 40 ıncı maddesinde ise; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, birinci bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirilebileceği

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Yapılan bir ödemenin genel gider adı altında kabul edilebilmesi için, ödemeler ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, ödemelerin işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması ve ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması gerekmektedir.

 

Öte yandan, anılan Kanunun 123 üncü maddesine göre, tam mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergilerin, Türkiye'de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilmesi mümkün olup, indirilecek miktarın gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla olması halinde, fazla olan tutar indirim konusu yapılamayacaktır. Vergi indiriminin yapılabilmesi için yabancı memlekette ödenen vergilerin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması ve yabancı memlekette vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik edilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

 

Diğer taraftan, Amerika Birleşik Devletlerinde … Şirketi tarafından ödenen ve Şirket tarafından sonradan şahsınızdan talep edilen eyalet vergisi; doğrudan şahsınız tarafından ödenen bir vergi olmadığından, söz konusu vergiyi gelir vergisi beyannamesinde bildirdiğiniz matrah üzerinden hesaplanan vergiden mahsup etmeniz mümkün bulunmamaktadır. Ancak, … Şirketi tarafından sonradan şahsınızdan talep edilen söz konusu verginin anılan Şirkete ödendiğini fatura ya da adı geçen ülke mevzuatına göre düzenlenmiş muteber bir belge ile tevsik etmeniz halinde bahsi geçen vergiyi ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alabileceğiniz tabiidir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

- 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 4 üncü maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

- 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye' de yapılmasını veya hizmetten Türkiye' de faydalanılmasını ifade ettiği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

60 No.lu KDV Sirkülerinin " Yurtdışındaki İşlemler" başlıklı (1.1.1.) bölümünde;

 

"KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV'nin konusuna girmemektedir. Türkiye'de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

 

Buna göre, Türkiye'deki bir mükellefin;

 

...

 

- Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye'ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

 

...

 

- Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti

 

Türkiye'de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir." açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, … Şirketine ait web sitesi aracılığı ile yurt dışından satın aldığınız ürünlerin Türkiye'ye getirilmeksizin yurtdışında yerleşik müşterilerinize satılması işlemi, malların teslim anında Türkiye'de bulunmaması nedeniyle teslim Türkiye'de gerçekleşmediğinden KDV'nin konusuna girmemektedir. Öte yandan, söz konusu işlem verginin konusuna girmediğinden KDV beyannamesine dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Ayrıca, yurtdışında gerçekleştirdiğiniz ticari faaliyetinize yönelik olarak….. firmasından aldığınız abonelik, listeleme, işlem, reklam hizmetlerinin, münhasıran yurt dışında yapılan mal teslimine ilişkin olması durumunda, KDV'nin konusuna girmemekte olup söz konusu hizmetlere istinaden sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmesi söz konusu değildir.

 

Ancak, tarafınızca gerçekleştirilen ticari faaliyetinize yönelik olarak … firmasından abonelik, listeleme, işlem, reklam hizmeti ücreti adı altında alınan aracılık hizmetlerinden Türkiye'de de faydalanılması durumunda söz konusu hizmetler KDV'ye tabi olup, adı geçen firmanın Türkiye'de ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması halinde bu işleme ilişkin KDV'nin tarafınızca 2 No.lu KDV beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilerek ödenen verginin 1 No.lu KDV Beyannamesi ile indirim konusu yapılması mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı

 

 

 

Sayı

:

E-45404237-130[I-21-146]-104619

15.05.2023

Konu

:

İşletme Kooperatifine ait gayrimenkullerin kiraya verilmesinde vergi uygulamaları

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge başvuru formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge başvuru formunuzun incelenmesinden, işletme kooperatifi olarak mülkiyeti kooperatife ait gayrimenkullerin kiraya verilmek suretiyle işletilmesi, kooperatife ait alanların bakımı, korunması ve kooperatif mülkiyetinde olan arsaların dönüştürülerek yeni binalar oluşturulması faaliyetlerinizin olduğu, ayrıca kooperatife ait mevduat faiz gelirlerinin de bulunduğu belirtilerek gayrimenkullerden elde edilen kira gelirlerine gelir vergisi ve kurumlar vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı, kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilip ettirilmeyeceği, kira tahsilatlarına ait fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve katma değer vergisi (KDV) uygulanıp uygulanmayacağı ile KDV uygulanması durumunda KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkilere dayanılarak kullanılması/düzenlenmesi uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

  1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
  2. Serbest meslek erbabına;
  3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;
  4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
  5. Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000  lirayı (2021 yılı için 1.500 TL, 2022 yılı için 2.000 TL, 2023 yılı için 4.400 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2021 yılı için 1.500 TL, 2022 yılı için 2.000 TL, 2023 yılı için 4.400 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir."

 

hükümleri yer almaktadır."

 

Bu bağlamda, fatura düzenlenmesi ödemeye bağlı olmayıp mal teslimine veya hizmet ifasına bağlı olduğundan, hizmet ifalarında faturanın, esas itibarıyla, hizmetin tamamlandığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak, kısım kısım hizmet yapılması mutad olan veya bu hususta mutabık kalınan hallerde, her bir kısım hizmetin yapılmasından itibaren azami yedi gün içerisinde her bir kısım hizmete ilişkin faturanın düzenlenmesi icap etmektedir. Bununla birlikte, hizmetin ifasından önce de faturanın düzenlenmesi mümkündür.

 

Buna göre, kooperatifinize ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi işleminde faturanın, esas itibarıyla, her bir KDV vergilendirme dönemi (ay) itibarıyla, aylık kira tutarı dikkate alınmak suretiyle, ilgili ayın son gününden itibaren 7 gün içerisinde kiracı adına düzenlenmesi gerekmekle birlikte, faturanın kiralama hizmetinin ifasından önce de düzenlenmesi mümkündür.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu, kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemlerin "ortak dışı" işlemler olduğu, kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği hükümlerine yer verilmiştir.

 

7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

 

7061 sayılı Kanunla yapılan söz konusu düzenlemenin uygulamasına ilişkin açıklamalara 23 Aralık 2017 tarihli ve 30279 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:14) de yer verilmiştir. 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi" bölümünde;

 

"...

 

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

 

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

 

Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

 

Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.

 

Ayrıca, kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımları, iktisadi işletmeleri ile bu kurumlardan kazanç elde etmeleri ve söz konusu kazançları daha sonra ortaklarına dağıtmaları muafiyetlerini etkilemeyecektir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun "Beyan" başlıklı 14 üncü maddesinin beşinci fıkrasında ise, kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmeyeceği hükmüne yer verilmiş olup, anılan Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, maddenin birinci fıkrasında sayılanlar tarafından kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

 

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan" bölümünde,

 

"Kooperatiflerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, bu iktisadi işletmelerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermelerine gerek bulunmamaktadır. Yapılan vergi kesintileri nihai vergileme olacaktır.

 

Kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında ortak dışı başkaca işlemlerden doğan gelirleri de bulunan kooperatif tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından, taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil edeceklerdir. Ancak, kira gelirleri ile mevduat faizleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergiler, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

 

Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bu iktisadi işletmelerin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerini yerine getirecekleri tabiidir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Aynı Tebliğin, "15.3.2.1. Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri" bölümünde de, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı, söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türünün, mükellef veya muaf olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı açıklamaları yer almaktadır.

 

Kooperatif ana sözleşmesinin tetkikinden, ana sözleşmenin "Amaç ve Çalışma Koşulları" başlıklı 6 ncı maddesinde; kooperatifinizin amacının, ortaklarının sahibi bulunduğu işyerleri ile kooperatifin mülkiyetinde bulunan işyeri, genel hizmet tesisleri ve ortak kullanım alanlarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmek, siteyi geliştirmek ve güzelleştirmek, kooperatifin yurt içinde ve yurt dışında etkin ve yaygın tanıtımını yapmak olarak belirtilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifiniz tarafından ortaklara, ortak olmayanlara, mükellefiyeti bulunanlara veya mükellefiyeti bulunmayanlara kooperatifinize ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup, bu faaliyetlerden elde edilen kazancın tamamının Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesinde yer alan muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıması halinde, kooperatifiniz tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmekte olup bu faaliyete ilişkin giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği tabiidir.

 

Ancak kooperatifinizin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) verilmesine gerek bulunmamakta olup, bu durumda anılan gelirler üzerinden yapılan vergi kesintisi nihai vergi olacaktır.

 

Ayrıca, kooperatifinizin vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ve mevduat faizi geliri yanında başka gelirlerinin de bulunması durumunda, kooperatif kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduğundan, söz konusu taşınmaz kira gelirlerinin ve mevduat faizi gelirlerinin de bu beyannameye dahil edilmesi gerekecektir. Bununla birlikte, kira ve mevduat faiz gelirleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci veya Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergilerin, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebileceği tabiidir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

- 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 4/1 inci maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu,

 

-9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin; (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifatın mahiyeti ve tevkifat uygulayacak alıcılar, (I/C-2.1.3.2.) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler ve (I/C-2.1.3.3.) bölümünde ise kısmi tevkifat uygulanacak teslimler sayılmış olup, Tebliğin;

 

-"Kiralama İşlemleri" başlıklı (I/C-2.1.2.3.) bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV'nin konusuna girmektedir.

 

Buna göre, söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV'ye tabi olacaktır.

 

Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;

 

- Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhildir),

 

- Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhil değildir), şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.

 

 ...

 

KDV'ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, tam tevkifat uygulaması söz konusu olmaz; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV'yi diğer faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan eder. Faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV Beyannamesi vermelerini gerektirenler, bu kapsamda mütalaa edilmez.",

 

-"Diğer Hizmetler" başlıklı (I/C-2.1.3.2.13.) bölümünde;

 

"KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında (sağlık hizmet sunucuları tarafından verilen ve faturası Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenen sağlık hizmetleri hariç) söz konusu alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır."

 

- "Tevkifat Uygulamasında Sınır" başlıklı (I/C-2.1.3.4.1.) bölümünde,

 

"Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 2.000 TL'yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılır.

 

Tespit edilen tutarı aşan işlemlerde KDV tevkifatı zorunluluğundan kaçınmak amacıyla bedel parçalara ayrılamaz, aynı işleme ait bedellerin toplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılması halinde tevkifat yapılır.

 

Tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden fazla fatura düzenlenmek suretiyle bedelin parçalara bölündüğünün tespiti halinde vergi dairelerince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının yukarıda belirtilen sınırı aşıp aşmadığına bakılarak gerekli işlemler yapılır."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, kooperatifinizin aktifine kayıtlı ve/veya envanterine dahil bulunan gayrimenkullerin kiraya verilmesi işlemi 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre KDV'ye tabi olup, söz konusu kiralama hizmetine ilişkin hesaplanan KDV'nin, KDV mükellefiyeti bulunan kooperatifiniz tarafından ilgili dönemlerde genel esaslar çerçevesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan söz konusu kiralama hizmetinin Tebliğin (I/C-2.3.2.13.) bölümünde sayılanlara sunulması ve KDV dahil bedelin 2.000 TL'yi aşması halinde kiralama hizmetine ilişkin kooperatifinizce düzenlenecek faturalarda yer alan KDV tutarı üzerinden bu kapsamdaki alıcılar tarafından (5/10) oranında tevkifat uygulanması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı

 

 

 

Sayı

:

E-45404237-130[I-21-146]-104619

15.05.2023

Konu

:

İşletme Kooperatifine ait gayrimenkullerin kiraya verilmesinde vergi uygulamaları

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge başvuru formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge başvuru formunuzun incelenmesinden, işletme kooperatifi olarak mülkiyeti kooperatife ait gayrimenkullerin kiraya verilmek suretiyle işletilmesi, kooperatife ait alanların bakımı, korunması ve kooperatif mülkiyetinde olan arsaların dönüştürülerek yeni binalar oluşturulması faaliyetlerinizin olduğu, ayrıca kooperatife ait mevduat faiz gelirlerinin de bulunduğu belirtilerek gayrimenkullerden elde edilen kira gelirlerine gelir vergisi ve kurumlar vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı, kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilip ettirilmeyeceği, kira tahsilatlarına ait fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve katma değer vergisi (KDV) uygulanıp uygulanmayacağı ile KDV uygulanması durumunda KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkilere dayanılarak kullanılması/düzenlenmesi uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

  1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
  2. Serbest meslek erbabına;
  3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;
  4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
  5. Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000  lirayı (2021 yılı için 1.500 TL, 2022 yılı için 2.000 TL, 2023 yılı için 4.400 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2021 yılı için 1.500 TL, 2022 yılı için 2.000 TL, 2023 yılı için 4.400 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir."

 

hükümleri yer almaktadır."

 

Bu bağlamda, fatura düzenlenmesi ödemeye bağlı olmayıp mal teslimine veya hizmet ifasına bağlı olduğundan, hizmet ifalarında faturanın, esas itibarıyla, hizmetin tamamlandığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak, kısım kısım hizmet yapılması mutad olan veya bu hususta mutabık kalınan hallerde, her bir kısım hizmetin yapılmasından itibaren azami yedi gün içerisinde her bir kısım hizmete ilişkin faturanın düzenlenmesi icap etmektedir. Bununla birlikte, hizmetin ifasından önce de faturanın düzenlenmesi mümkündür.

 

Buna göre, kooperatifinize ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi işleminde faturanın, esas itibarıyla, her bir KDV vergilendirme dönemi (ay) itibarıyla, aylık kira tutarı dikkate alınmak suretiyle, ilgili ayın son gününden itibaren 7 gün içerisinde kiracı adına düzenlenmesi gerekmekle birlikte, faturanın kiralama hizmetinin ifasından önce de düzenlenmesi mümkündür.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu, kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemlerin "ortak dışı" işlemler olduğu, kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği hükümlerine yer verilmiştir.

 

7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

 

7061 sayılı Kanunla yapılan söz konusu düzenlemenin uygulamasına ilişkin açıklamalara 23 Aralık 2017 tarihli ve 30279 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:14) de yer verilmiştir. 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi" bölümünde;

 

"...

 

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

 

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

 

Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

 

Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.

 

Ayrıca, kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımları, iktisadi işletmeleri ile bu kurumlardan kazanç elde etmeleri ve söz konusu kazançları daha sonra ortaklarına dağıtmaları muafiyetlerini etkilemeyecektir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun "Beyan" başlıklı 14 üncü maddesinin beşinci fıkrasında ise, kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmeyeceği hükmüne yer verilmiş olup, anılan Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, maddenin birinci fıkrasında sayılanlar tarafından kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

 

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan" bölümünde,

 

"Kooperatiflerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, bu iktisadi işletmelerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermelerine gerek bulunmamaktadır. Yapılan vergi kesintileri nihai vergileme olacaktır.

 

Kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında ortak dışı başkaca işlemlerden doğan gelirleri de bulunan kooperatif tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından, taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil edeceklerdir. Ancak, kira gelirleri ile mevduat faizleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergiler, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

 

Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bu iktisadi işletmelerin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerini yerine getirecekleri tabiidir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Aynı Tebliğin, "15.3.2.1. Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri" bölümünde de, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı, söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türünün, mükellef veya muaf olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı açıklamaları yer almaktadır.

 

Kooperatif ana sözleşmesinin tetkikinden, ana sözleşmenin "Amaç ve Çalışma Koşulları" başlıklı 6 ncı maddesinde; kooperatifinizin amacının, ortaklarının sahibi bulunduğu işyerleri ile kooperatifin mülkiyetinde bulunan işyeri, genel hizmet tesisleri ve ortak kullanım alanlarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmek, siteyi geliştirmek ve güzelleştirmek, kooperatifin yurt içinde ve yurt dışında etkin ve yaygın tanıtımını yapmak olarak belirtilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifiniz tarafından ortaklara, ortak olmayanlara, mükellefiyeti bulunanlara veya mükellefiyeti bulunmayanlara kooperatifinize ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup, bu faaliyetlerden elde edilen kazancın tamamının Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesinde yer alan muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıması halinde, kooperatifiniz tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmekte olup bu faaliyete ilişkin giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği tabiidir.

 

Ancak kooperatifinizin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) verilmesine gerek bulunmamakta olup, bu durumda anılan gelirler üzerinden yapılan vergi kesintisi nihai vergi olacaktır.

 

Ayrıca, kooperatifinizin vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ve mevduat faizi geliri yanında başka gelirlerinin de bulunması durumunda, kooperatif kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduğundan, söz konusu taşınmaz kira gelirlerinin ve mevduat faizi gelirlerinin de bu beyannameye dahil edilmesi gerekecektir. Bununla birlikte, kira ve mevduat faiz gelirleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci veya Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergilerin, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebileceği tabiidir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

- 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 4/1 inci maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu,

 

-9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin; (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifatın mahiyeti ve tevkifat uygulayacak alıcılar, (I/C-2.1.3.2.) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler ve (I/C-2.1.3.3.) bölümünde ise kısmi tevkifat uygulanacak teslimler sayılmış olup, Tebliğin;

 

-"Kiralama İşlemleri" başlıklı (I/C-2.1.2.3.) bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV'nin konusuna girmektedir.

 

Buna göre, söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV'ye tabi olacaktır.

 

Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;

 

- Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhildir),

 

- Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhil değildir), şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.

 

 ...

 

KDV'ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, tam tevkifat uygulaması söz konusu olmaz; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV'yi diğer faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan eder. Faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV Beyannamesi vermelerini gerektirenler, bu kapsamda mütalaa edilmez.",

 

-"Diğer Hizmetler" başlıklı (I/C-2.1.3.2.13.) bölümünde;

 

"KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında (sağlık hizmet sunucuları tarafından verilen ve faturası Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenen sağlık hizmetleri hariç) söz konusu alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır."

 

- "Tevkifat Uygulamasında Sınır" başlıklı (I/C-2.1.3.4.1.) bölümünde,

 

"Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 2.000 TL'yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılır.

 

Tespit edilen tutarı aşan işlemlerde KDV tevkifatı zorunluluğundan kaçınmak amacıyla bedel parçalara ayrılamaz, aynı işleme ait bedellerin toplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılması halinde tevkifat yapılır.

 

Tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden fazla fatura düzenlenmek suretiyle bedelin parçalara bölündüğünün tespiti halinde vergi dairelerince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının yukarıda belirtilen sınırı aşıp aşmadığına bakılarak gerekli işlemler yapılır."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, kooperatifinizin aktifine kayıtlı ve/veya envanterine dahil bulunan gayrimenkullerin kiraya verilmesi işlemi 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre KDV'ye tabi olup, söz konusu kiralama hizmetine ilişkin hesaplanan KDV'nin, KDV mükellefiyeti bulunan kooperatifiniz tarafından ilgili dönemlerde genel esaslar çerçevesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan söz konusu kiralama hizmetinin Tebliğin (I/C-2.3.2.13.) bölümünde sayılanlara sunulması ve KDV dahil bedelin 2.000 TL'yi aşması halinde kiralama hizmetine ilişkin kooperatifinizce düzenlenecek faturalarda yer alan KDV tutarı üzerinden bu kapsamdaki alıcılar tarafından (5/10) oranında tevkifat uygulanması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı

 

 

 

Sayı

:

E-45404237-130[I-21-146]-104619

15.05.2023

Konu

:

İşletme Kooperatifine ait gayrimenkullerin kiraya verilmesinde vergi uygulamaları

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge başvuru formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge başvuru formunuzun incelenmesinden, işletme kooperatifi olarak mülkiyeti kooperatife ait gayrimenkullerin kiraya verilmek suretiyle işletilmesi, kooperatife ait alanların bakımı, korunması ve kooperatif mülkiyetinde olan arsaların dönüştürülerek yeni binalar oluşturulması faaliyetlerinizin olduğu, ayrıca kooperatife ait mevduat faiz gelirlerinin de bulunduğu belirtilerek gayrimenkullerden elde edilen kira gelirlerine gelir vergisi ve kurumlar vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı, kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilip ettirilmeyeceği, kira tahsilatlarına ait fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve katma değer vergisi (KDV) uygulanıp uygulanmayacağı ile KDV uygulanması durumunda KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkilere dayanılarak kullanılması/düzenlenmesi uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

  1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
  2. Serbest meslek erbabına;
  3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;
  4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
  5. Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000  lirayı (2021 yılı için 1.500 TL, 2022 yılı için 2.000 TL, 2023 yılı için 4.400 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2021 yılı için 1.500 TL, 2022 yılı için 2.000 TL, 2023 yılı için 4.400 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir."

 

hükümleri yer almaktadır."

 

Bu bağlamda, fatura düzenlenmesi ödemeye bağlı olmayıp mal teslimine veya hizmet ifasına bağlı olduğundan, hizmet ifalarında faturanın, esas itibarıyla, hizmetin tamamlandığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak, kısım kısım hizmet yapılması mutad olan veya bu hususta mutabık kalınan hallerde, her bir kısım hizmetin yapılmasından itibaren azami yedi gün içerisinde her bir kısım hizmete ilişkin faturanın düzenlenmesi icap etmektedir. Bununla birlikte, hizmetin ifasından önce de faturanın düzenlenmesi mümkündür.

 

Buna göre, kooperatifinize ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi işleminde faturanın, esas itibarıyla, her bir KDV vergilendirme dönemi (ay) itibarıyla, aylık kira tutarı dikkate alınmak suretiyle, ilgili ayın son gününden itibaren 7 gün içerisinde kiracı adına düzenlenmesi gerekmekle birlikte, faturanın kiralama hizmetinin ifasından önce de düzenlenmesi mümkündür.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu, kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemlerin "ortak dışı" işlemler olduğu, kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği hükümlerine yer verilmiştir.

 

7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

 

7061 sayılı Kanunla yapılan söz konusu düzenlemenin uygulamasına ilişkin açıklamalara 23 Aralık 2017 tarihli ve 30279 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:14) de yer verilmiştir. 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi" bölümünde;

 

"...

 

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

 

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

 

Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

 

Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.

 

Ayrıca, kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımları, iktisadi işletmeleri ile bu kurumlardan kazanç elde etmeleri ve söz konusu kazançları daha sonra ortaklarına dağıtmaları muafiyetlerini etkilemeyecektir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun "Beyan" başlıklı 14 üncü maddesinin beşinci fıkrasında ise, kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmeyeceği hükmüne yer verilmiş olup, anılan Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, maddenin birinci fıkrasında sayılanlar tarafından kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

 

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan" bölümünde,

 

"Kooperatiflerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, bu iktisadi işletmelerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermelerine gerek bulunmamaktadır. Yapılan vergi kesintileri nihai vergileme olacaktır.

 

Kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında ortak dışı başkaca işlemlerden doğan gelirleri de bulunan kooperatif tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından, taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil edeceklerdir. Ancak, kira gelirleri ile mevduat faizleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergiler, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

 

Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bu iktisadi işletmelerin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerini yerine getirecekleri tabiidir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Aynı Tebliğin, "15.3.2.1. Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri" bölümünde de, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı, söz konusu kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintisinde, kooperatifin türünün, mükellef veya muaf olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı açıklamaları yer almaktadır.

 

Kooperatif ana sözleşmesinin tetkikinden, ana sözleşmenin "Amaç ve Çalışma Koşulları" başlıklı 6 ncı maddesinde; kooperatifinizin amacının, ortaklarının sahibi bulunduğu işyerleri ile kooperatifin mülkiyetinde bulunan işyeri, genel hizmet tesisleri ve ortak kullanım alanlarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmek, siteyi geliştirmek ve güzelleştirmek, kooperatifin yurt içinde ve yurt dışında etkin ve yaygın tanıtımını yapmak olarak belirtilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifiniz tarafından ortaklara, ortak olmayanlara, mükellefiyeti bulunanlara veya mükellefiyeti bulunmayanlara kooperatifinize ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup, bu faaliyetlerden elde edilen kazancın tamamının Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesinde yer alan muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıması halinde, kooperatifiniz tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmekte olup bu faaliyete ilişkin giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği tabiidir.

 

Ancak kooperatifinizin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) verilmesine gerek bulunmamakta olup, bu durumda anılan gelirler üzerinden yapılan vergi kesintisi nihai vergi olacaktır.

 

Ayrıca, kooperatifinizin vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ve mevduat faizi geliri yanında başka gelirlerinin de bulunması durumunda, kooperatif kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduğundan, söz konusu taşınmaz kira gelirlerinin ve mevduat faizi gelirlerinin de bu beyannameye dahil edilmesi gerekecektir. Bununla birlikte, kira ve mevduat faiz gelirleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci veya Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergilerin, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebileceği tabiidir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

- 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 4/1 inci maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu,

 

-9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin; (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifatın mahiyeti ve tevkifat uygulayacak alıcılar, (I/C-2.1.3.2.) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler ve (I/C-2.1.3.3.) bölümünde ise kısmi tevkifat uygulanacak teslimler sayılmış olup, Tebliğin;

 

-"Kiralama İşlemleri" başlıklı (I/C-2.1.2.3.) bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV'nin konusuna girmektedir.

 

Buna göre, söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV'ye tabi olacaktır.

 

Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;

 

- Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhildir),

 

- Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhil değildir), şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.

 

 ...

 

KDV'ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, tam tevkifat uygulaması söz konusu olmaz; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV'yi diğer faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan eder. Faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV Beyannamesi vermelerini gerektirenler, bu kapsamda mütalaa edilmez.",

 

-"Diğer Hizmetler" başlıklı (I/C-2.1.3.2.13.) bölümünde;

 

"KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında (sağlık hizmet sunucuları tarafından verilen ve faturası Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenen sağlık hizmetleri hariç) söz konusu alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır."

 

- "Tevkifat Uygulamasında Sınır" başlıklı (I/C-2.1.3.4.1.) bölümünde,

 

"Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 2.000 TL'yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılır.

 

Tespit edilen tutarı aşan işlemlerde KDV tevkifatı zorunluluğundan kaçınmak amacıyla bedel parçalara ayrılamaz, aynı işleme ait bedellerin toplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılması halinde tevkifat yapılır.

 

Tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden fazla fatura düzenlenmek suretiyle bedelin parçalara bölündüğünün tespiti halinde vergi dairelerince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının yukarıda belirtilen sınırı aşıp aşmadığına bakılarak gerekli işlemler yapılır."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, kooperatifinizin aktifine kayıtlı ve/veya envanterine dahil bulunan gayrimenkullerin kiraya verilmesi işlemi 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre KDV'ye tabi olup, söz konusu kiralama hizmetine ilişkin hesaplanan KDV'nin, KDV mükellefiyeti bulunan kooperatifiniz tarafından ilgili dönemlerde genel esaslar çerçevesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan söz konusu kiralama hizmetinin Tebliğin (I/C-2.3.2.13.) bölümünde sayılanlara sunulması ve KDV dahil bedelin 2.000 TL'yi aşması halinde kiralama hizmetine ilişkin kooperatifinizce düzenlenecek faturalarda yer alan KDV tutarı üzerinden bu kapsamdaki alıcılar tarafından (5/10) oranında tevkifat uygulanması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-64597866-130[1/1]-9678

15.05.2023

Konu

:

Fason Yetiştiricilik Faaliyetinde Vergisel Durumlar

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,

 

- Ticari faaliyetinizi icra ederken damızlık yumurtlatma çiftliklerinden elde edilen yumurtaların, kuluçka tesislerinde kuluçkaya yatırıldığı ve civciv üretildiği, üretilen bu civcivlerin, sözleşmeli fason yetiştiricilere etlik piliç (broiler) yetiştirilmek üzere emanet edilerek fason yetiştirme hizmeti alındığı,

 

- Bahsi geçen hizmet için ilgili yetiştirme dönemine ait hakediş tutarının hesaplanması amacıyla "Alacak Protokolü" düzenlendiği, protokol üzerinden hesaplanan tutarın, fason yetiştiricinin hakediş bedeli olarak yetiştiricinin mükellefiyet durumuna göre gider pusulası veya fatura ile belgelendirildiği,

 

- "Alacak Protokolü"nde yer alan "Civciv farkı (+/-)" kaleminin; Şirketiniz tarafından yetiştiricilere gönderilen civcivlerdeki ölüm sayısı ile Şirket tarafından haftalık saha ortalamasına göre hesaplanan ölüm sayısının mukayesesi olduğu,

 

- Yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının; saha ortalamasının altında kaldığında civciv primi verildiği, saha ortalamasının üstünde olması halinde, ortalamanın üstünde kalan civciv sayısının birim fiyat ile çarpılarak yetiştiricinin hakedişine negatif olarak yansıtıldığı

 

belirtilerek "Alacak Protokolü"nde bulunan hesaplama kalemlerinden civciv farkı tutarının ayrı bir teslim sayılıp sayılmayacağı, ayrıca belgelendirilip belgelendirilmeyeceği ve katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KDV KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-2/1 inci maddesinde, teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcı veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

 

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

-20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının altında kalması halinde Şirketinizce verilecek civciv primi tutarının "fason civciv yetiştiriciliği hizmeti" bedelinin bir unsuru olarak değerlendirilmesi ve hizmeti aldığınız kişi/kurumun KDV mükellefi olması durumunda ilgili hizmete ilişkin matrahın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

 

Öte yandan, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının üstünde olması halinde civciv farkının yetiştiriciye yapılan teslim olarak değerlendirilmesi ve Şirketiniz tarafından düzenlenecek faturada genel esaslar çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 232 nci maddesinde "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

 

2. Serbest meslek erbabına;

 

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

 

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

 

5. Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2023'ten itibaren 4.400 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2023'ten itibaren 4.400 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

 

- 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

 

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

 

Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

 

Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.

 

İkinci fıkrada belirtilen bilgileri ihtiva etmeleri kaydıyla;

 

a) Malın veya hizmetin bedelinin, dördüncü fıkrada belirtilen süre dâhilinde satıcıya; 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

...

 

gider pusulası yerine geçer.

 

..."

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Buna göre, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının altında olması durumunda Şirketinizce verilecek civciv primi tutarının "fason civciv yetiştiriciliği hizmeti" bedelinin bir unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, söz konusu hizmetin, civciv farkı tutarı da dikkate alınmak suretiyle, yetiştiricilerin mükellefiyet durumuna göre 213 sayılı Kanunun 232 nci maddesi kapsamında fatura veya 234 üncü maddesi kapsamında gider pusulası ile belgelendirilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının üstünde olması halinde civciv farkının yetiştiriciye yapılan teslim olarak değerlendirilmesi gerektiğinden söz konusu fark için Şirketiniz tarafından genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-64597866-130[1/1]-9678

15.05.2023

Konu

:

Fason Yetiştiricilik Faaliyetinde Vergisel Durumlar

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,

 

- Ticari faaliyetinizi icra ederken damızlık yumurtlatma çiftliklerinden elde edilen yumurtaların, kuluçka tesislerinde kuluçkaya yatırıldığı ve civciv üretildiği, üretilen bu civcivlerin, sözleşmeli fason yetiştiricilere etlik piliç (broiler) yetiştirilmek üzere emanet edilerek fason yetiştirme hizmeti alındığı,

 

- Bahsi geçen hizmet için ilgili yetiştirme dönemine ait hakediş tutarının hesaplanması amacıyla "Alacak Protokolü" düzenlendiği, protokol üzerinden hesaplanan tutarın, fason yetiştiricinin hakediş bedeli olarak yetiştiricinin mükellefiyet durumuna göre gider pusulası veya fatura ile belgelendirildiği,

 

- "Alacak Protokolü"nde yer alan "Civciv farkı (+/-)" kaleminin; Şirketiniz tarafından yetiştiricilere gönderilen civcivlerdeki ölüm sayısı ile Şirket tarafından haftalık saha ortalamasına göre hesaplanan ölüm sayısının mukayesesi olduğu,

 

- Yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının; saha ortalamasının altında kaldığında civciv primi verildiği, saha ortalamasının üstünde olması halinde, ortalamanın üstünde kalan civciv sayısının birim fiyat ile çarpılarak yetiştiricinin hakedişine negatif olarak yansıtıldığı

 

belirtilerek "Alacak Protokolü"nde bulunan hesaplama kalemlerinden civciv farkı tutarının ayrı bir teslim sayılıp sayılmayacağı, ayrıca belgelendirilip belgelendirilmeyeceği ve katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KDV KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-2/1 inci maddesinde, teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcı veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

 

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

-20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının altında kalması halinde Şirketinizce verilecek civciv primi tutarının "fason civciv yetiştiriciliği hizmeti" bedelinin bir unsuru olarak değerlendirilmesi ve hizmeti aldığınız kişi/kurumun KDV mükellefi olması durumunda ilgili hizmete ilişkin matrahın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

 

Öte yandan, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının üstünde olması halinde civciv farkının yetiştiriciye yapılan teslim olarak değerlendirilmesi ve Şirketiniz tarafından düzenlenecek faturada genel esaslar çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 232 nci maddesinde "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

 

2. Serbest meslek erbabına;

 

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

 

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

 

5. Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2023'ten itibaren 4.400 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2023'ten itibaren 4.400 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

 

- 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

 

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

 

Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

 

Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.

 

İkinci fıkrada belirtilen bilgileri ihtiva etmeleri kaydıyla;

 

a) Malın veya hizmetin bedelinin, dördüncü fıkrada belirtilen süre dâhilinde satıcıya; 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

...

 

gider pusulası yerine geçer.

 

..."

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Buna göre, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının altında olması durumunda Şirketinizce verilecek civciv primi tutarının "fason civciv yetiştiriciliği hizmeti" bedelinin bir unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, söz konusu hizmetin, civciv farkı tutarı da dikkate alınmak suretiyle, yetiştiricilerin mükellefiyet durumuna göre 213 sayılı Kanunun 232 nci maddesi kapsamında fatura veya 234 üncü maddesi kapsamında gider pusulası ile belgelendirilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının üstünde olması halinde civciv farkının yetiştiriciye yapılan teslim olarak değerlendirilmesi gerektiğinden söz konusu fark için Şirketiniz tarafından genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-64597866-130[1/1]-9678

15.05.2023

Konu

:

Fason Yetiştiricilik Faaliyetinde Vergisel Durumlar

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,

 

- Ticari faaliyetinizi icra ederken damızlık yumurtlatma çiftliklerinden elde edilen yumurtaların, kuluçka tesislerinde kuluçkaya yatırıldığı ve civciv üretildiği, üretilen bu civcivlerin, sözleşmeli fason yetiştiricilere etlik piliç (broiler) yetiştirilmek üzere emanet edilerek fason yetiştirme hizmeti alındığı,

 

- Bahsi geçen hizmet için ilgili yetiştirme dönemine ait hakediş tutarının hesaplanması amacıyla "Alacak Protokolü" düzenlendiği, protokol üzerinden hesaplanan tutarın, fason yetiştiricinin hakediş bedeli olarak yetiştiricinin mükellefiyet durumuna göre gider pusulası veya fatura ile belgelendirildiği,

 

- "Alacak Protokolü"nde yer alan "Civciv farkı (+/-)" kaleminin; Şirketiniz tarafından yetiştiricilere gönderilen civcivlerdeki ölüm sayısı ile Şirket tarafından haftalık saha ortalamasına göre hesaplanan ölüm sayısının mukayesesi olduğu,

 

- Yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının; saha ortalamasının altında kaldığında civciv primi verildiği, saha ortalamasının üstünde olması halinde, ortalamanın üstünde kalan civciv sayısının birim fiyat ile çarpılarak yetiştiricinin hakedişine negatif olarak yansıtıldığı

 

belirtilerek "Alacak Protokolü"nde bulunan hesaplama kalemlerinden civciv farkı tutarının ayrı bir teslim sayılıp sayılmayacağı, ayrıca belgelendirilip belgelendirilmeyeceği ve katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KDV KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-2/1 inci maddesinde, teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcı veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

 

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

-20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının altında kalması halinde Şirketinizce verilecek civciv primi tutarının "fason civciv yetiştiriciliği hizmeti" bedelinin bir unsuru olarak değerlendirilmesi ve hizmeti aldığınız kişi/kurumun KDV mükellefi olması durumunda ilgili hizmete ilişkin matrahın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

 

Öte yandan, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının üstünde olması halinde civciv farkının yetiştiriciye yapılan teslim olarak değerlendirilmesi ve Şirketiniz tarafından düzenlenecek faturada genel esaslar çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, "5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 232 nci maddesinde "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

 

2. Serbest meslek erbabına;

 

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

 

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

 

5. Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2023'ten itibaren 4.400 TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2023'ten itibaren 4.400 TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

 

- 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

 

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

 

Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

 

Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.

 

İkinci fıkrada belirtilen bilgileri ihtiva etmeleri kaydıyla;

 

a) Malın veya hizmetin bedelinin, dördüncü fıkrada belirtilen süre dâhilinde satıcıya; 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

...

 

gider pusulası yerine geçer.

 

..."

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Buna göre, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının altında olması durumunda Şirketinizce verilecek civciv primi tutarının "fason civciv yetiştiriciliği hizmeti" bedelinin bir unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, söz konusu hizmetin, civciv farkı tutarı da dikkate alınmak suretiyle, yetiştiricilerin mükellefiyet durumuna göre 213 sayılı Kanunun 232 nci maddesi kapsamında fatura veya 234 üncü maddesi kapsamında gider pusulası ile belgelendirilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, yetiştiricinin kümeslerindeki ölüm oranının, saha ortalamasının üstünde olması halinde civciv farkının yetiştiriciye yapılan teslim olarak değerlendirilmesi gerektiğinden söz konusu fark için Şirketiniz tarafından genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK-1-22370]-481232

27.04.2023

Konu

:

Şirket müdürünün işin gereği olarak yurtdışında fuara katılmak için yapmış olduğu konaklama ve seyahat harcamalarının gider olarak kaydedilip kaydedilemeyeceği

 

 

  

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirket müdürünüzün, iş ile ilgili olarak yurt dışında fuara katılmak için yapmış olduğu seyahat ve konaklama masraflarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve Ba formunda bildirilip bildirilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; Kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükümler uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin; aynı fıkranın (4) numaralı bendinde de, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin, (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye sınırlı olmak şartıyla) safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi maksadıyla yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; şirket müdürünün ticari faaliyetleri ile ilgili olarak, işin önem ve genişliği ile orantılı ve seyahat amacının gerektirdiği süreyle sınırlı olmak şartıyla, yapmış olduğu yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde; ulaşım, konaklama, yemek gibi harcamalara ait giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu harcamaların, Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

(1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, aynı Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılma zorunluluğu getiren belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, 167 Sıra No.lu Vergi Usul Genel Tebliğinin (8) numaralı ayrımında, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için, satılan emtianın veya yapılan işin bedeli ne olursa olsun fatura vermeleri emtiayı satın alan veya hizmeti yaptıran bu kimselerin de fatura istemeleri ve almalarının zorunlu olduğu ve bunlar için perakende satış fişlerinin geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Ancak, daha sonra yayımlanan 204 ve 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile bu düzenlemeye bazı istisnalar getirilerek, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak iş yerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür. İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca, 275 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile taksi işleten mükelleflerden alınan ve tutarı fatura düzenleme mecburiyetine ilişkin kanuni haddi aşmayan perakende satış fişlerinin de gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür.

Bunun yanı sıra, hava yolu firmalarınca veya acenteler aracılığıyla düzenlenen e-Bilet uygulamasına ve bu biletlerin gider olarak dikkate alınabilmesine yönelik olarak 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (IV.7.3.2) bölümünde açıklamalar/düzenlemeler yer almaktadır.

Diğer taraftan, yurt dışında faaliyette bulunan mükelleflere yaptırılan iş ve hizmetler karşılığında alınan belgelerle ilgili işlemlerin yer aldığı 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklandığı üzere, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.

Buna göre, şirket müdürünüzün yurt dışındaki fuara katılımına ilişkin olarak yapılan seyahat ve konaklama harcamalarının, Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddeleri ve ilgili ikincil mevzuat düzenlemeleriyle uygun görülen belgelerle ya da hizmetin alındığı ülke mevzuatına göre düzenlenmiş bulunan muteber bir belge ile tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.

(2) Mezkur Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş, 362, 381 ve 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle de bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yeniden belirlenmiştir.

Mezkur Tebliğinin (1.2.1.) numaralı bendinde, "Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir." düzenlemesi yer almaktadır.

Aynı Tebliğin (1.2.2.) numaralı bendinde "Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)' nun Tablo II alanında bildirilecektir." açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, mükelleflerin karşılıklı mal ve hizmet hareketlerinin takip ve analiz edilmesi amacıyla alınan Form Ba ve Form Bs bildirimlerinin, bildirime konu belgeyi düzenleyen ve adına belge düzenlenen mükellefler tarafından bildirilmesi gerekmektedir. Bu durumda şirket adına düzenlenmeyen bir belgenin şirket tarafından Form Ba bildirimine dâhil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK-1-22370]-481232

27.04.2023

Konu

:

Şirket müdürünün işin gereği olarak yurtdışında fuara katılmak için yapmış olduğu konaklama ve seyahat harcamalarının gider olarak kaydedilip kaydedilemeyeceği

 

 

  

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirket müdürünüzün, iş ile ilgili olarak yurt dışında fuara katılmak için yapmış olduğu seyahat ve konaklama masraflarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve Ba formunda bildirilip bildirilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; Kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükümler uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin; aynı fıkranın (4) numaralı bendinde de, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin, (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye sınırlı olmak şartıyla) safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi maksadıyla yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; şirket müdürünün ticari faaliyetleri ile ilgili olarak, işin önem ve genişliği ile orantılı ve seyahat amacının gerektirdiği süreyle sınırlı olmak şartıyla, yapmış olduğu yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde; ulaşım, konaklama, yemek gibi harcamalara ait giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu harcamaların, Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

(1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, aynı Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılma zorunluluğu getiren belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, 167 Sıra No.lu Vergi Usul Genel Tebliğinin (8) numaralı ayrımında, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için, satılan emtianın veya yapılan işin bedeli ne olursa olsun fatura vermeleri emtiayı satın alan veya hizmeti yaptıran bu kimselerin de fatura istemeleri ve almalarının zorunlu olduğu ve bunlar için perakende satış fişlerinin geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Ancak, daha sonra yayımlanan 204 ve 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile bu düzenlemeye bazı istisnalar getirilerek, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak iş yerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür. İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca, 275 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile taksi işleten mükelleflerden alınan ve tutarı fatura düzenleme mecburiyetine ilişkin kanuni haddi aşmayan perakende satış fişlerinin de gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür.

Bunun yanı sıra, hava yolu firmalarınca veya acenteler aracılığıyla düzenlenen e-Bilet uygulamasına ve bu biletlerin gider olarak dikkate alınabilmesine yönelik olarak 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (IV.7.3.2) bölümünde açıklamalar/düzenlemeler yer almaktadır.

Diğer taraftan, yurt dışında faaliyette bulunan mükelleflere yaptırılan iş ve hizmetler karşılığında alınan belgelerle ilgili işlemlerin yer aldığı 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklandığı üzere, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.

Buna göre, şirket müdürünüzün yurt dışındaki fuara katılımına ilişkin olarak yapılan seyahat ve konaklama harcamalarının, Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddeleri ve ilgili ikincil mevzuat düzenlemeleriyle uygun görülen belgelerle ya da hizmetin alındığı ülke mevzuatına göre düzenlenmiş bulunan muteber bir belge ile tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.

(2) Mezkur Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş, 362, 381 ve 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle de bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yeniden belirlenmiştir.

Mezkur Tebliğinin (1.2.1.) numaralı bendinde, "Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir." düzenlemesi yer almaktadır.

Aynı Tebliğin (1.2.2.) numaralı bendinde "Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)' nun Tablo II alanında bildirilecektir." açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, mükelleflerin karşılıklı mal ve hizmet hareketlerinin takip ve analiz edilmesi amacıyla alınan Form Ba ve Form Bs bildirimlerinin, bildirime konu belgeyi düzenleyen ve adına belge düzenlenen mükellefler tarafından bildirilmesi gerekmektedir. Bu durumda şirket adına düzenlenmeyen bir belgenin şirket tarafından Form Ba bildirimine dâhil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[VUK-1-22370]-481232

27.04.2023

Konu

:

Şirket müdürünün işin gereği olarak yurtdışında fuara katılmak için yapmış olduğu konaklama ve seyahat harcamalarının gider olarak kaydedilip kaydedilemeyeceği

 

 

  

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirket müdürünüzün, iş ile ilgili olarak yurt dışında fuara katılmak için yapmış olduğu seyahat ve konaklama masraflarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve Ba formunda bildirilip bildirilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; Kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükümler uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin; aynı fıkranın (4) numaralı bendinde de, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin, (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye sınırlı olmak şartıyla) safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi maksadıyla yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; şirket müdürünün ticari faaliyetleri ile ilgili olarak, işin önem ve genişliği ile orantılı ve seyahat amacının gerektirdiği süreyle sınırlı olmak şartıyla, yapmış olduğu yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde; ulaşım, konaklama, yemek gibi harcamalara ait giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu harcamaların, Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

(1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, aynı Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılma zorunluluğu getiren belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, 167 Sıra No.lu Vergi Usul Genel Tebliğinin (8) numaralı ayrımında, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için, satılan emtianın veya yapılan işin bedeli ne olursa olsun fatura vermeleri emtiayı satın alan veya hizmeti yaptıran bu kimselerin de fatura istemeleri ve almalarının zorunlu olduğu ve bunlar için perakende satış fişlerinin geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Ancak, daha sonra yayımlanan 204 ve 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile bu düzenlemeye bazı istisnalar getirilerek, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak iş yerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür. İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca, 275 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile taksi işleten mükelleflerden alınan ve tutarı fatura düzenleme mecburiyetine ilişkin kanuni haddi aşmayan perakende satış fişlerinin de gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür.

Bunun yanı sıra, hava yolu firmalarınca veya acenteler aracılığıyla düzenlenen e-Bilet uygulamasına ve bu biletlerin gider olarak dikkate alınabilmesine yönelik olarak 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (IV.7.3.2) bölümünde açıklamalar/düzenlemeler yer almaktadır.

Diğer taraftan, yurt dışında faaliyette bulunan mükelleflere yaptırılan iş ve hizmetler karşılığında alınan belgelerle ilgili işlemlerin yer aldığı 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklandığı üzere, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.

Buna göre, şirket müdürünüzün yurt dışındaki fuara katılımına ilişkin olarak yapılan seyahat ve konaklama harcamalarının, Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddeleri ve ilgili ikincil mevzuat düzenlemeleriyle uygun görülen belgelerle ya da hizmetin alındığı ülke mevzuatına göre düzenlenmiş bulunan muteber bir belge ile tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.

(2) Mezkur Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş, 362, 381 ve 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle de bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yeniden belirlenmiştir.

Mezkur Tebliğinin (1.2.1.) numaralı bendinde, "Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir." düzenlemesi yer almaktadır.

Aynı Tebliğin (1.2.2.) numaralı bendinde "Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)' nun Tablo II alanında bildirilecektir." açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, mükelleflerin karşılıklı mal ve hizmet hareketlerinin takip ve analiz edilmesi amacıyla alınan Form Ba ve Form Bs bildirimlerinin, bildirime konu belgeyi düzenleyen ve adına belge düzenlenen mükellefler tarafından bildirilmesi gerekmektedir. Bu durumda şirket adına düzenlenmeyen bir belgenin şirket tarafından Form Ba bildirimine dâhil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-67854564-105[1741-8711]-77938

09.02.2023

Konu

:

7.000.-TL'yi aşan ücret ödemelerinin tevsik zorunluluğu hk.

 

 

  

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formlarının incelenmesinden, 8.506,80 TL olan asgari ücret net tutarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan, mükelleflerin muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu kapsamındaki 7.000 TL'lik tevsik zorunluluğu tutarını aştığı, "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığı İle Ödenmesine Dair Yönetmelik"e göre çalışan sayısı 5 kişiyi aşan işyerlerinde maaşların bankadan ödendiği belirtilerek, asgari ücret net tutarının tevsik zorunluluğunu aşması nedeniyle işyerlerinde çalışan kişi sayısına bakılmaksızın maaş ödemelerinin bankadan ödenmesinin zorunlu olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- "İspat Edici Kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 238 nci maddesinde, ''İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz...''

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca, 213 sayılı Kanunun Hazine ve Maliye Bakanlığının vergilendirme, bilgi toplama, belge düzenini sağlama gibi konularda mevcut düzenlemelere ek olarak günün ekonomik, mali ve teknolojik gelişmelerine paralel olarak yapılabilecek düzenlemeler konusunda genel anlamda yetkili kılındığı bir madde mahiyetinde olan mükerrer 257 nci maddesinde de, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme hususlarında Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

Bu yetkiye dayanılarak, tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar (19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 29/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.) tarafından düzenlenen belgelerle (dekont, hesap bildirim cetveli, alındı gibi) tevsiki uygulamasının usul ve esasları 1/1/2016 tarihinden itibaren, 469, 479, 480 ve 540 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenmiştir.

Bu bağlamda, tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu kapsamına; Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccarların, serbest meslek erbabının, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarların, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin ve vergiden muaf esnafın, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL'yi aşan tutardaki (mezkûr Genel Tebliğin "4.1. Kapsam ve Tutar" bölümüne 480 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile eklenen üçüncü paragrafı kapsamındaki araç kiralamalarında söz konusu limitle sınırlı kalınmaksızın) her türlü tahsilat ve ödemeleri girmekte olup, aynı Tebliğin (4.2) bölümünde belirlenen tahsilat ve ödemeler ise tevsik zorunluluğu dışında tutulmuştur.

Söz konusu Tebliğin "4.1. Kapsam ve Tutar" bölümünde, "Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL'yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.

Bu kapsamda örneğin;

- Her türlü mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin,

- Avans, depozito, pey akçesi gibi suretlerle yapılacak tahsilat ve ödemelerin,

- İşletmelerin kendi ortakları ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle yaptığı her türlü tahsilat ve ödemelerin

belirlenen haddi aşması durumunda, aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu işlemlerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.

Tevsik zorunluluğu kapsamında olanlardan araç kiralama faaliyeti ile uğraşanların vermiş oldukları motorlu kara taşıtı ve motorlu kara aracı (13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 18/7/1997 tarihli ve 23053 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre tescile yetkili kuruluşlarca kayıt ve tescil edilmesi zorunlu olmayan taşıt ve araçlar hariç) kiralama hizmetlerine ilişkin tahsilat ve ödemelerin ise yukarıda belirtilen hadle sınırlı kalınmaksızın, aracı finansal kurumlar tarafından düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur." açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 1/1/2009 tarihinde yürürlüğe giren "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığı İle Ödenmesine Dair Yönetmeliğin";

- 1 inci maddesinde, "Bu Yönetmeliğin amacı; işçinin, gazetecinin ve gemi adamının; ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakının bankalar aracılığıyla ödenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.",

- 2 nci maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik, 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu, 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırılan işçi, gazeteci ve gemi adamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakını kapsar.

(2) 29/6/2004 tarihli ve 5202 sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu kapsamında tesis güvenlik belgesine sahip işyerleri ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan gizlilik dereceli tesislerde çalıştırılanlara ve 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerde belirtilen görevleri yerine getirmekle görevlendirilenlere yapılacak ödemeler, bankalar aracılığıyla yapılması zorunluluğundan istisnadır.",

- 3 üncü maddesinin (e) fıkrasında, "e) Ödeme: Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemelerini,

...

ifade eder.

...",

- 5 inci maddesinde, "Borçlar Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran iş sahiplerince, işçinin sözleşmede gösterilen veya adet olan ya da kendisinin bağlı bulunduğu genel vekâletname ile belirlenen her türlü ödemelerden öncelikle kanunî kesintiler yapıldıktan sonra işçiye net olarak ödenecek bakiye tutarının bankalar aracılığıyla ödenmesi hususunda iş sahiplerine zorunluluk getirilip getirilmemesi ve bu zorunluluğun kapsamı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.",

- 6 ncı maddesinde, "5953 sayılı Kanuna tabi olarak Türkiye genelinde en az beş gazeteci çalıştıran işverenler, çalıştırdıkları gazeteciye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 7 nci maddesinde, "Gazeteci çalıştıran işverenler, aynı zamanda 5953 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan ve İş Kanununda "işçi" tanımına giren kimseleri çalıştırmaları hâlinde, çalıştırılan gazeteci sayısı ile işçi sayısı toplamının en az beş olması durumunda, çalıştırdıkları gazeteci ve işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 8 inci maddesinde, "Deniz İş Kanununa tabi olarak Türkiye genelinde en az beş gemi adamı çalıştıran işverenler veya işveren vekilleri, çalıştırdıkları gemi adamına, o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 10 uncu maddesinde, "İşyerleri ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az beş olması halinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 11 inci maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamında banka aracılığıyla ödeme yapması gereken işverenler, işveren vekilleri veya üçüncü kişiler, işyerlerinin bulunduğu mahalde banka şubesi bulunmaması ya da çalışanlara banka aracılığıyla ödeme yapılmasına imkân bulunmaması hâlinde ödemeler, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü şubeleri aracılığıyla yapılır.",

- 12 nci maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamındaki işveren, işveren vekili ve üçüncü kişiler tarafından yine bu Yönetmelikte belirtilen kişilere bankalar aracılığıyla yapılan her türlü ödemelerde ödemelerin niteliği, hesabın açıklamasında belirtilir.",

- 13 üncü maddesinde, "(1) Bu Yönetmelikte belirtilen işverenleri veya işveren vekillerini veyahut üçüncü kişileri, yapacakları ödemeleri bankalar nezdinde açılacak hesaplara brüt olarak yatırmaları hususunda zorunlu tutmaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık müştereken yetkilidir.",

- 18 inci maddesinde, "Bu Yönetmelik hükümlerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Maliye Bakanı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan birlikte yürütür."

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca anılan Yönetmelikte, yönetmelik kapsamında zorunlu tutulduğu halde çalışanların ücretlerini bankalar aracılığıyla ödemeyenlere ilgili birimler tarafından idari para cezası kesileceği hükümleri de bulunmaktadır.

Buna göre; bahse konu Yönetmelikle belirlenen çalışan sayısı ile sınırlı olmaksızın, çalışanlara o ay içinde yapılan her türlü ödemenin (ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemeleri) kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarının 7.000 TL'yi aşması halinde söz konusu ödemelerin 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve ödemelerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-67854564-105[1741-8711]-77938

09.02.2023

Konu

:

7.000.-TL'yi aşan ücret ödemelerinin tevsik zorunluluğu hk.

 

 

  

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formlarının incelenmesinden, 8.506,80 TL olan asgari ücret net tutarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan, mükelleflerin muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu kapsamındaki 7.000 TL'lik tevsik zorunluluğu tutarını aştığı, "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığı İle Ödenmesine Dair Yönetmelik"e göre çalışan sayısı 5 kişiyi aşan işyerlerinde maaşların bankadan ödendiği belirtilerek, asgari ücret net tutarının tevsik zorunluluğunu aşması nedeniyle işyerlerinde çalışan kişi sayısına bakılmaksızın maaş ödemelerinin bankadan ödenmesinin zorunlu olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- "İspat Edici Kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 238 nci maddesinde, ''İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz...''

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca, 213 sayılı Kanunun Hazine ve Maliye Bakanlığının vergilendirme, bilgi toplama, belge düzenini sağlama gibi konularda mevcut düzenlemelere ek olarak günün ekonomik, mali ve teknolojik gelişmelerine paralel olarak yapılabilecek düzenlemeler konusunda genel anlamda yetkili kılındığı bir madde mahiyetinde olan mükerrer 257 nci maddesinde de, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme hususlarında Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

Bu yetkiye dayanılarak, tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar (19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 29/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.) tarafından düzenlenen belgelerle (dekont, hesap bildirim cetveli, alındı gibi) tevsiki uygulamasının usul ve esasları 1/1/2016 tarihinden itibaren, 469, 479, 480 ve 540 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenmiştir.

Bu bağlamda, tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu kapsamına; Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccarların, serbest meslek erbabının, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarların, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin ve vergiden muaf esnafın, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL'yi aşan tutardaki (mezkûr Genel Tebliğin "4.1. Kapsam ve Tutar" bölümüne 480 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile eklenen üçüncü paragrafı kapsamındaki araç kiralamalarında söz konusu limitle sınırlı kalınmaksızın) her türlü tahsilat ve ödemeleri girmekte olup, aynı Tebliğin (4.2) bölümünde belirlenen tahsilat ve ödemeler ise tevsik zorunluluğu dışında tutulmuştur.

Söz konusu Tebliğin "4.1. Kapsam ve Tutar" bölümünde, "Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL'yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.

Bu kapsamda örneğin;

- Her türlü mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin,

- Avans, depozito, pey akçesi gibi suretlerle yapılacak tahsilat ve ödemelerin,

- İşletmelerin kendi ortakları ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle yaptığı her türlü tahsilat ve ödemelerin

belirlenen haddi aşması durumunda, aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu işlemlerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.

Tevsik zorunluluğu kapsamında olanlardan araç kiralama faaliyeti ile uğraşanların vermiş oldukları motorlu kara taşıtı ve motorlu kara aracı (13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 18/7/1997 tarihli ve 23053 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre tescile yetkili kuruluşlarca kayıt ve tescil edilmesi zorunlu olmayan taşıt ve araçlar hariç) kiralama hizmetlerine ilişkin tahsilat ve ödemelerin ise yukarıda belirtilen hadle sınırlı kalınmaksızın, aracı finansal kurumlar tarafından düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur." açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 1/1/2009 tarihinde yürürlüğe giren "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığı İle Ödenmesine Dair Yönetmeliğin";

- 1 inci maddesinde, "Bu Yönetmeliğin amacı; işçinin, gazetecinin ve gemi adamının; ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakının bankalar aracılığıyla ödenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.",

- 2 nci maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik, 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu, 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırılan işçi, gazeteci ve gemi adamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakını kapsar.

(2) 29/6/2004 tarihli ve 5202 sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu kapsamında tesis güvenlik belgesine sahip işyerleri ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan gizlilik dereceli tesislerde çalıştırılanlara ve 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerde belirtilen görevleri yerine getirmekle görevlendirilenlere yapılacak ödemeler, bankalar aracılığıyla yapılması zorunluluğundan istisnadır.",

- 3 üncü maddesinin (e) fıkrasında, "e) Ödeme: Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemelerini,

...

ifade eder.

...",

- 5 inci maddesinde, "Borçlar Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran iş sahiplerince, işçinin sözleşmede gösterilen veya adet olan ya da kendisinin bağlı bulunduğu genel vekâletname ile belirlenen her türlü ödemelerden öncelikle kanunî kesintiler yapıldıktan sonra işçiye net olarak ödenecek bakiye tutarının bankalar aracılığıyla ödenmesi hususunda iş sahiplerine zorunluluk getirilip getirilmemesi ve bu zorunluluğun kapsamı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.",

- 6 ncı maddesinde, "5953 sayılı Kanuna tabi olarak Türkiye genelinde en az beş gazeteci çalıştıran işverenler, çalıştırdıkları gazeteciye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 7 nci maddesinde, "Gazeteci çalıştıran işverenler, aynı zamanda 5953 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan ve İş Kanununda "işçi" tanımına giren kimseleri çalıştırmaları hâlinde, çalıştırılan gazeteci sayısı ile işçi sayısı toplamının en az beş olması durumunda, çalıştırdıkları gazeteci ve işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 8 inci maddesinde, "Deniz İş Kanununa tabi olarak Türkiye genelinde en az beş gemi adamı çalıştıran işverenler veya işveren vekilleri, çalıştırdıkları gemi adamına, o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 10 uncu maddesinde, "İşyerleri ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az beş olması halinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 11 inci maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamında banka aracılığıyla ödeme yapması gereken işverenler, işveren vekilleri veya üçüncü kişiler, işyerlerinin bulunduğu mahalde banka şubesi bulunmaması ya da çalışanlara banka aracılığıyla ödeme yapılmasına imkân bulunmaması hâlinde ödemeler, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü şubeleri aracılığıyla yapılır.",

- 12 nci maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamındaki işveren, işveren vekili ve üçüncü kişiler tarafından yine bu Yönetmelikte belirtilen kişilere bankalar aracılığıyla yapılan her türlü ödemelerde ödemelerin niteliği, hesabın açıklamasında belirtilir.",

- 13 üncü maddesinde, "(1) Bu Yönetmelikte belirtilen işverenleri veya işveren vekillerini veyahut üçüncü kişileri, yapacakları ödemeleri bankalar nezdinde açılacak hesaplara brüt olarak yatırmaları hususunda zorunlu tutmaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık müştereken yetkilidir.",

- 18 inci maddesinde, "Bu Yönetmelik hükümlerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Maliye Bakanı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan birlikte yürütür."

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca anılan Yönetmelikte, yönetmelik kapsamında zorunlu tutulduğu halde çalışanların ücretlerini bankalar aracılığıyla ödemeyenlere ilgili birimler tarafından idari para cezası kesileceği hükümleri de bulunmaktadır.

Buna göre; bahse konu Yönetmelikle belirlenen çalışan sayısı ile sınırlı olmaksızın, çalışanlara o ay içinde yapılan her türlü ödemenin (ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemeleri) kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarının 7.000 TL'yi aşması halinde söz konusu ödemelerin 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve ödemelerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-67854564-105[1741-8711]-77938

09.02.2023

Konu

:

7.000.-TL'yi aşan ücret ödemelerinin tevsik zorunluluğu hk.

 

 

  

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formlarının incelenmesinden, 8.506,80 TL olan asgari ücret net tutarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan, mükelleflerin muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu kapsamındaki 7.000 TL'lik tevsik zorunluluğu tutarını aştığı, "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığı İle Ödenmesine Dair Yönetmelik"e göre çalışan sayısı 5 kişiyi aşan işyerlerinde maaşların bankadan ödendiği belirtilerek, asgari ücret net tutarının tevsik zorunluluğunu aşması nedeniyle işyerlerinde çalışan kişi sayısına bakılmaksızın maaş ödemelerinin bankadan ödenmesinin zorunlu olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- "İspat Edici Kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 238 nci maddesinde, ''İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz...''

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca, 213 sayılı Kanunun Hazine ve Maliye Bakanlığının vergilendirme, bilgi toplama, belge düzenini sağlama gibi konularda mevcut düzenlemelere ek olarak günün ekonomik, mali ve teknolojik gelişmelerine paralel olarak yapılabilecek düzenlemeler konusunda genel anlamda yetkili kılındığı bir madde mahiyetinde olan mükerrer 257 nci maddesinde de, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme hususlarında Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

Bu yetkiye dayanılarak, tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar (19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 29/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.) tarafından düzenlenen belgelerle (dekont, hesap bildirim cetveli, alındı gibi) tevsiki uygulamasının usul ve esasları 1/1/2016 tarihinden itibaren, 469, 479, 480 ve 540 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenmiştir.

Bu bağlamda, tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu kapsamına; Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccarların, serbest meslek erbabının, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarların, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin ve vergiden muaf esnafın, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL'yi aşan tutardaki (mezkûr Genel Tebliğin "4.1. Kapsam ve Tutar" bölümüne 480 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile eklenen üçüncü paragrafı kapsamındaki araç kiralamalarında söz konusu limitle sınırlı kalınmaksızın) her türlü tahsilat ve ödemeleri girmekte olup, aynı Tebliğin (4.2) bölümünde belirlenen tahsilat ve ödemeler ise tevsik zorunluluğu dışında tutulmuştur.

Söz konusu Tebliğin "4.1. Kapsam ve Tutar" bölümünde, "Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL'yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.

Bu kapsamda örneğin;

- Her türlü mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin,

- Avans, depozito, pey akçesi gibi suretlerle yapılacak tahsilat ve ödemelerin,

- İşletmelerin kendi ortakları ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle yaptığı her türlü tahsilat ve ödemelerin

belirlenen haddi aşması durumunda, aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu işlemlerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.

Tevsik zorunluluğu kapsamında olanlardan araç kiralama faaliyeti ile uğraşanların vermiş oldukları motorlu kara taşıtı ve motorlu kara aracı (13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 18/7/1997 tarihli ve 23053 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre tescile yetkili kuruluşlarca kayıt ve tescil edilmesi zorunlu olmayan taşıt ve araçlar hariç) kiralama hizmetlerine ilişkin tahsilat ve ödemelerin ise yukarıda belirtilen hadle sınırlı kalınmaksızın, aracı finansal kurumlar tarafından düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur." açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 1/1/2009 tarihinde yürürlüğe giren "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığı İle Ödenmesine Dair Yönetmeliğin";

- 1 inci maddesinde, "Bu Yönetmeliğin amacı; işçinin, gazetecinin ve gemi adamının; ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakının bankalar aracılığıyla ödenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.",

- 2 nci maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik, 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu, 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırılan işçi, gazeteci ve gemi adamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakını kapsar.

(2) 29/6/2004 tarihli ve 5202 sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu kapsamında tesis güvenlik belgesine sahip işyerleri ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan gizlilik dereceli tesislerde çalıştırılanlara ve 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerde belirtilen görevleri yerine getirmekle görevlendirilenlere yapılacak ödemeler, bankalar aracılığıyla yapılması zorunluluğundan istisnadır.",

- 3 üncü maddesinin (e) fıkrasında, "e) Ödeme: Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemelerini,

...

ifade eder.

...",

- 5 inci maddesinde, "Borçlar Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran iş sahiplerince, işçinin sözleşmede gösterilen veya adet olan ya da kendisinin bağlı bulunduğu genel vekâletname ile belirlenen her türlü ödemelerden öncelikle kanunî kesintiler yapıldıktan sonra işçiye net olarak ödenecek bakiye tutarının bankalar aracılığıyla ödenmesi hususunda iş sahiplerine zorunluluk getirilip getirilmemesi ve bu zorunluluğun kapsamı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.",

- 6 ncı maddesinde, "5953 sayılı Kanuna tabi olarak Türkiye genelinde en az beş gazeteci çalıştıran işverenler, çalıştırdıkları gazeteciye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 7 nci maddesinde, "Gazeteci çalıştıran işverenler, aynı zamanda 5953 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan ve İş Kanununda "işçi" tanımına giren kimseleri çalıştırmaları hâlinde, çalıştırılan gazeteci sayısı ile işçi sayısı toplamının en az beş olması durumunda, çalıştırdıkları gazeteci ve işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 8 inci maddesinde, "Deniz İş Kanununa tabi olarak Türkiye genelinde en az beş gemi adamı çalıştıran işverenler veya işveren vekilleri, çalıştırdıkları gemi adamına, o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 10 uncu maddesinde, "İşyerleri ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az beş olması halinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.",

- 11 inci maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamında banka aracılığıyla ödeme yapması gereken işverenler, işveren vekilleri veya üçüncü kişiler, işyerlerinin bulunduğu mahalde banka şubesi bulunmaması ya da çalışanlara banka aracılığıyla ödeme yapılmasına imkân bulunmaması hâlinde ödemeler, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü şubeleri aracılığıyla yapılır.",

- 12 nci maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamındaki işveren, işveren vekili ve üçüncü kişiler tarafından yine bu Yönetmelikte belirtilen kişilere bankalar aracılığıyla yapılan her türlü ödemelerde ödemelerin niteliği, hesabın açıklamasında belirtilir.",

- 13 üncü maddesinde, "(1) Bu Yönetmelikte belirtilen işverenleri veya işveren vekillerini veyahut üçüncü kişileri, yapacakları ödemeleri bankalar nezdinde açılacak hesaplara brüt olarak yatırmaları hususunda zorunlu tutmaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık müştereken yetkilidir.",

- 18 inci maddesinde, "Bu Yönetmelik hükümlerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Maliye Bakanı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan birlikte yürütür."

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca anılan Yönetmelikte, yönetmelik kapsamında zorunlu tutulduğu halde çalışanların ücretlerini bankalar aracılığıyla ödemeyenlere ilgili birimler tarafından idari para cezası kesileceği hükümleri de bulunmaktadır.

Buna göre; bahse konu Yönetmelikle belirlenen çalışan sayısı ile sınırlı olmaksızın, çalışanlara o ay içinde yapılan her türlü ödemenin (ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemeleri) kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarının 7.000 TL'yi aşması halinde söz konusu ödemelerin 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve ödemelerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

 

T.C.

SİNOP VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

ACELE

Sayı

:

E-83128357-105-26

02.01.2023

Konu

:

Vergi Usul Kanunu Uygulamaları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun ve ekinin incelenmesinden, nakliyecilik faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, …İli … İlçesi sınırlarında bulunan akaryakıt istasyonundan 14.02.2021 tarihinde … plakalı aracınıza 739,65 litre (5.000,03 TL) akaryakıt aldığınız, akaryakıt pompasının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazın kağıdı bittiğinden tarafınıza ÖKC fişi verilmediği, alışınızı belgelemek üzere EPDK otomasyon sistemine bağlı olan otomasyon cihazından alınan pompa fişinin kaşe ve imzalı olarak tarafınıza verildiği, ilgili evrak 213 sayılı Vergi Usul Kanununda sayılan evraklar arasında yer almadığından kayıtlarınıza alıp almama konusunda tereddüt ettiğinizden bahisle;

- Söz konusu otomasyon pompa fişinin kayıtlarınıza alınmasının mümkün olup olmadığı, iç yüzde yöntemi ile hesaplanacak KDV tutarının beyannamede indirilecek KDV satırına yansıtılıp yansıtılamayacağı,

- Söz konusu otomasyon pompa fişinin kayıtlara alınmasının mümkün olmaması halinde satın aldığınız akaryakıta ait ödediğiniz tutarın gider olarak kayıtlara ne şekilde alınabileceği

konusunda Defterdarlığımız görüşünü talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI

213 sayılı Vergi Usul Kanununun, 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, bahse konu kayıtların ise esas itibariyle, aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılması uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, akaryakıt satış işleminin Pompa ÖKC'de başlaması ve Pompa ÖKC'de sonlandırılması esastır. Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ (Seri No: 58)'de de belirtildiği üzere; akaryakıt satışının taşıt plaka numarası girilerek gerçekleştirilmesi, taşıt plaka numarası girilmeden akaryakıt satışının yapılamaması ve akaryakıt verme işleminin sonunda plaka bilgisini de ihtiva eden ÖKC fişinin cihaz yazıcısından otomatik olarak çıkması şarttır.

Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğin (Seri No: 68) "1-Akaryakıt Pompalarına Bağlı Ödeme Kaydedici Cihazlar Kullanılarak Verilen Fişlerin Fatura Yerine Geçen Belge Olarak Kabul Edilmesi " başlıklı bölümünde "Bilindiği üzere, 3100 sayılı Kanunla ilgili olarak yayımlanan 58 Seri No.lu Genel Tebliğin 1/d bölümünde, mükelleflerin ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt bedeli karşılığında düzenlenecek ödeme kaydedici cihaz fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesi ile Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak uygun görüldüğü açıklanmıştı.

Ancak, akaryakıt pompalarının ödeme kaydedici cihazlara bağlanması ile ilgili uygulamanın başlamasıyla birlikte Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan akaryakıt satışlarında ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkan fişlerin gider belgesi olarak kullanılmasında tereddütte düşüldüğü, söz konusu fişler alınmakla beraber satış tutarının fatura düzenleme haddini (2006 yılı için 520,00.-YTL) aşmamasına rağmen araç sahip veya sürücülerinin ödeme kaydedici cihaz fişi yerine fatura verilmesinde ısrar ettikleri, bu durumun istasyon işletmelerinde mükerrer belge düzenlenmesi nedeniyle muhasebe kayıtlarının yapılmasında ve iptal edilen belgelerin istendiğinde ibraz edilmek üzere muhafazasında ilave iş yükü getirdiği ve zaman kaybına neden olduğu anlaşılmıştır.

Bu hususlar dikkate alınarak, uygulama birliğini sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinin 1 numaralı bendinde; "Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; ...", 3 numaralı bendinde ise "Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, ..."Hazine ve Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükümleri bulunmaktadır.

Anılan hükümlerle Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak, akaryakıt pompalarının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle otomatik olarak düzenlenen fişlerin, fatura düzenleme tutarının (2006 yılı için 520,00 YTL) altında veya üstünde olsa dahi "fatura yerine geçen belge" olarak kabul edilmesi ve bu şekilde belgelenen satışlar dolayısıyla nihai tüketiciler veya vergi mükelleflerince yapılan fatura düzenleme taleplerinin dikkate alınmaması uygun görülmüştür.

Buna göre, nihai tüketicilerin tüketim amacıyla, mükellef olanların ise ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt karşılığında düzenlenecek (üzerinde "TAŞIT VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK" ibaresi bulunanlar hariç) söz konusu ödeme kaydedici cihaz fişleri, üzerinde yazılı tutar ne olursa olsun fatura yerine geçen belge olarak kabul edilecek, ayrıca faturaya dönüştürülmesi istenmeyecek ve yapılan incelemeler ve kontroller sırasında bu fişleri gider belgesi olarak kullananlardan fatura ibrazı talep edilmeyecektir." ifadeleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, somut durumda, Pompaya bağlı ÖKC kağıdının bitmesi halinde yerine yeni kağıt rulo takılarak ÖKC fişinin temini sağlanabilmektedir. Bununla birlikte, ilgili akaryakıt istasyonunda Ekü'lü Eski Nesil Pompa ÖKC kullanıldığı sistem kayıtlarımızdan tespit edilmiş olup, bahsi geçen satışa ilişkin bilgiye ÖKC'nin EKÜ'sünden ulaşılması da mümkündür.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilgili özelge talep formunda bahsi geçen akaryakıt satışına istinaden, akaryakıt istasyonu işletmesi tarafından akaryakıtın verildiği pompanın bağlı olduğu ÖKC'den ÖKC fişinin düzenlenip mükellefe verilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, ilgide kayıtlı başvurunuzda ÖKC fişi yerine alındığı belirtilen, Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenmesi/kullanılması zorunlu belgeler kapsamında olmayan bahse konu EPDK otomasyon sistemine bağlı olan otomasyon cihazından alınan pompa fişinin kayıtlarınızın tevsikinde tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,

- (29/1) maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri, 29/3 maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

- (34/1) maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, söz konusu akaryakıt alımına ilişkin ÖKC fişinin düzenlenmesi halinde bu belgede gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

 

T.C.

SİNOP VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

ACELE

Sayı

:

E-83128357-105-26

02.01.2023

Konu

:

Vergi Usul Kanunu Uygulamaları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun ve ekinin incelenmesinden, nakliyecilik faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, …İli … İlçesi sınırlarında bulunan akaryakıt istasyonundan 14.02.2021 tarihinde … plakalı aracınıza 739,65 litre (5.000,03 TL) akaryakıt aldığınız, akaryakıt pompasının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazın kağıdı bittiğinden tarafınıza ÖKC fişi verilmediği, alışınızı belgelemek üzere EPDK otomasyon sistemine bağlı olan otomasyon cihazından alınan pompa fişinin kaşe ve imzalı olarak tarafınıza verildiği, ilgili evrak 213 sayılı Vergi Usul Kanununda sayılan evraklar arasında yer almadığından kayıtlarınıza alıp almama konusunda tereddüt ettiğinizden bahisle;

- Söz konusu otomasyon pompa fişinin kayıtlarınıza alınmasının mümkün olup olmadığı, iç yüzde yöntemi ile hesaplanacak KDV tutarının beyannamede indirilecek KDV satırına yansıtılıp yansıtılamayacağı,

- Söz konusu otomasyon pompa fişinin kayıtlara alınmasının mümkün olmaması halinde satın aldığınız akaryakıta ait ödediğiniz tutarın gider olarak kayıtlara ne şekilde alınabileceği

konusunda Defterdarlığımız görüşünü talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI

213 sayılı Vergi Usul Kanununun, 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, bahse konu kayıtların ise esas itibariyle, aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılması uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, akaryakıt satış işleminin Pompa ÖKC'de başlaması ve Pompa ÖKC'de sonlandırılması esastır. Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ (Seri No: 58)'de de belirtildiği üzere; akaryakıt satışının taşıt plaka numarası girilerek gerçekleştirilmesi, taşıt plaka numarası girilmeden akaryakıt satışının yapılamaması ve akaryakıt verme işleminin sonunda plaka bilgisini de ihtiva eden ÖKC fişinin cihaz yazıcısından otomatik olarak çıkması şarttır.

Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğin (Seri No: 68) "1-Akaryakıt Pompalarına Bağlı Ödeme Kaydedici Cihazlar Kullanılarak Verilen Fişlerin Fatura Yerine Geçen Belge Olarak Kabul Edilmesi " başlıklı bölümünde "Bilindiği üzere, 3100 sayılı Kanunla ilgili olarak yayımlanan 58 Seri No.lu Genel Tebliğin 1/d bölümünde, mükelleflerin ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt bedeli karşılığında düzenlenecek ödeme kaydedici cihaz fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesi ile Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak uygun görüldüğü açıklanmıştı.

Ancak, akaryakıt pompalarının ödeme kaydedici cihazlara bağlanması ile ilgili uygulamanın başlamasıyla birlikte Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan akaryakıt satışlarında ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkan fişlerin gider belgesi olarak kullanılmasında tereddütte düşüldüğü, söz konusu fişler alınmakla beraber satış tutarının fatura düzenleme haddini (2006 yılı için 520,00.-YTL) aşmamasına rağmen araç sahip veya sürücülerinin ödeme kaydedici cihaz fişi yerine fatura verilmesinde ısrar ettikleri, bu durumun istasyon işletmelerinde mükerrer belge düzenlenmesi nedeniyle muhasebe kayıtlarının yapılmasında ve iptal edilen belgelerin istendiğinde ibraz edilmek üzere muhafazasında ilave iş yükü getirdiği ve zaman kaybına neden olduğu anlaşılmıştır.

Bu hususlar dikkate alınarak, uygulama birliğini sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinin 1 numaralı bendinde; "Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; ...", 3 numaralı bendinde ise "Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, ..."Hazine ve Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükümleri bulunmaktadır.

Anılan hükümlerle Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak, akaryakıt pompalarının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle otomatik olarak düzenlenen fişlerin, fatura düzenleme tutarının (2006 yılı için 520,00 YTL) altında veya üstünde olsa dahi "fatura yerine geçen belge" olarak kabul edilmesi ve bu şekilde belgelenen satışlar dolayısıyla nihai tüketiciler veya vergi mükelleflerince yapılan fatura düzenleme taleplerinin dikkate alınmaması uygun görülmüştür.

Buna göre, nihai tüketicilerin tüketim amacıyla, mükellef olanların ise ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt karşılığında düzenlenecek (üzerinde "TAŞIT VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK" ibaresi bulunanlar hariç) söz konusu ödeme kaydedici cihaz fişleri, üzerinde yazılı tutar ne olursa olsun fatura yerine geçen belge olarak kabul edilecek, ayrıca faturaya dönüştürülmesi istenmeyecek ve yapılan incelemeler ve kontroller sırasında bu fişleri gider belgesi olarak kullananlardan fatura ibrazı talep edilmeyecektir." ifadeleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, somut durumda, Pompaya bağlı ÖKC kağıdının bitmesi halinde yerine yeni kağıt rulo takılarak ÖKC fişinin temini sağlanabilmektedir. Bununla birlikte, ilgili akaryakıt istasyonunda Ekü'lü Eski Nesil Pompa ÖKC kullanıldığı sistem kayıtlarımızdan tespit edilmiş olup, bahsi geçen satışa ilişkin bilgiye ÖKC'nin EKÜ'sünden ulaşılması da mümkündür.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilgili özelge talep formunda bahsi geçen akaryakıt satışına istinaden, akaryakıt istasyonu işletmesi tarafından akaryakıtın verildiği pompanın bağlı olduğu ÖKC'den ÖKC fişinin düzenlenip mükellefe verilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, ilgide kayıtlı başvurunuzda ÖKC fişi yerine alındığı belirtilen, Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenmesi/kullanılması zorunlu belgeler kapsamında olmayan bahse konu EPDK otomasyon sistemine bağlı olan otomasyon cihazından alınan pompa fişinin kayıtlarınızın tevsikinde tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,

- (29/1) maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri, 29/3 maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

- (34/1) maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, söz konusu akaryakıt alımına ilişkin ÖKC fişinin düzenlenmesi halinde bu belgede gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

 

T.C.

SİNOP VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

ACELE

Sayı

:

E-83128357-105-26

02.01.2023

Konu

:

Vergi Usul Kanunu Uygulamaları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun ve ekinin incelenmesinden, nakliyecilik faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, …İli … İlçesi sınırlarında bulunan akaryakıt istasyonundan 14.02.2021 tarihinde … plakalı aracınıza 739,65 litre (5.000,03 TL) akaryakıt aldığınız, akaryakıt pompasının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazın kağıdı bittiğinden tarafınıza ÖKC fişi verilmediği, alışınızı belgelemek üzere EPDK otomasyon sistemine bağlı olan otomasyon cihazından alınan pompa fişinin kaşe ve imzalı olarak tarafınıza verildiği, ilgili evrak 213 sayılı Vergi Usul Kanununda sayılan evraklar arasında yer almadığından kayıtlarınıza alıp almama konusunda tereddüt ettiğinizden bahisle;

- Söz konusu otomasyon pompa fişinin kayıtlarınıza alınmasının mümkün olup olmadığı, iç yüzde yöntemi ile hesaplanacak KDV tutarının beyannamede indirilecek KDV satırına yansıtılıp yansıtılamayacağı,

- Söz konusu otomasyon pompa fişinin kayıtlara alınmasının mümkün olmaması halinde satın aldığınız akaryakıta ait ödediğiniz tutarın gider olarak kayıtlara ne şekilde alınabileceği

konusunda Defterdarlığımız görüşünü talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI

213 sayılı Vergi Usul Kanununun, 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, bahse konu kayıtların ise esas itibariyle, aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılması uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, akaryakıt satış işleminin Pompa ÖKC'de başlaması ve Pompa ÖKC'de sonlandırılması esastır. Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ (Seri No: 58)'de de belirtildiği üzere; akaryakıt satışının taşıt plaka numarası girilerek gerçekleştirilmesi, taşıt plaka numarası girilmeden akaryakıt satışının yapılamaması ve akaryakıt verme işleminin sonunda plaka bilgisini de ihtiva eden ÖKC fişinin cihaz yazıcısından otomatik olarak çıkması şarttır.

Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğin (Seri No: 68) "1-Akaryakıt Pompalarına Bağlı Ödeme Kaydedici Cihazlar Kullanılarak Verilen Fişlerin Fatura Yerine Geçen Belge Olarak Kabul Edilmesi " başlıklı bölümünde "Bilindiği üzere, 3100 sayılı Kanunla ilgili olarak yayımlanan 58 Seri No.lu Genel Tebliğin 1/d bölümünde, mükelleflerin ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt bedeli karşılığında düzenlenecek ödeme kaydedici cihaz fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesi ile Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak uygun görüldüğü açıklanmıştı.

Ancak, akaryakıt pompalarının ödeme kaydedici cihazlara bağlanması ile ilgili uygulamanın başlamasıyla birlikte Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan akaryakıt satışlarında ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkan fişlerin gider belgesi olarak kullanılmasında tereddütte düşüldüğü, söz konusu fişler alınmakla beraber satış tutarının fatura düzenleme haddini (2006 yılı için 520,00.-YTL) aşmamasına rağmen araç sahip veya sürücülerinin ödeme kaydedici cihaz fişi yerine fatura verilmesinde ısrar ettikleri, bu durumun istasyon işletmelerinde mükerrer belge düzenlenmesi nedeniyle muhasebe kayıtlarının yapılmasında ve iptal edilen belgelerin istendiğinde ibraz edilmek üzere muhafazasında ilave iş yükü getirdiği ve zaman kaybına neden olduğu anlaşılmıştır.

Bu hususlar dikkate alınarak, uygulama birliğini sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinin 1 numaralı bendinde; "Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; ...", 3 numaralı bendinde ise "Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, ..."Hazine ve Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükümleri bulunmaktadır.

Anılan hükümlerle Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak, akaryakıt pompalarının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle otomatik olarak düzenlenen fişlerin, fatura düzenleme tutarının (2006 yılı için 520,00 YTL) altında veya üstünde olsa dahi "fatura yerine geçen belge" olarak kabul edilmesi ve bu şekilde belgelenen satışlar dolayısıyla nihai tüketiciler veya vergi mükelleflerince yapılan fatura düzenleme taleplerinin dikkate alınmaması uygun görülmüştür.

Buna göre, nihai tüketicilerin tüketim amacıyla, mükellef olanların ise ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt karşılığında düzenlenecek (üzerinde "TAŞIT VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK" ibaresi bulunanlar hariç) söz konusu ödeme kaydedici cihaz fişleri, üzerinde yazılı tutar ne olursa olsun fatura yerine geçen belge olarak kabul edilecek, ayrıca faturaya dönüştürülmesi istenmeyecek ve yapılan incelemeler ve kontroller sırasında bu fişleri gider belgesi olarak kullananlardan fatura ibrazı talep edilmeyecektir." ifadeleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, somut durumda, Pompaya bağlı ÖKC kağıdının bitmesi halinde yerine yeni kağıt rulo takılarak ÖKC fişinin temini sağlanabilmektedir. Bununla birlikte, ilgili akaryakıt istasyonunda Ekü'lü Eski Nesil Pompa ÖKC kullanıldığı sistem kayıtlarımızdan tespit edilmiş olup, bahsi geçen satışa ilişkin bilgiye ÖKC'nin EKÜ'sünden ulaşılması da mümkündür.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilgili özelge talep formunda bahsi geçen akaryakıt satışına istinaden, akaryakıt istasyonu işletmesi tarafından akaryakıtın verildiği pompanın bağlı olduğu ÖKC'den ÖKC fişinin düzenlenip mükellefe verilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, ilgide kayıtlı başvurunuzda ÖKC fişi yerine alındığı belirtilen, Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenmesi/kullanılması zorunlu belgeler kapsamında olmayan bahse konu EPDK otomasyon sistemine bağlı olan otomasyon cihazından alınan pompa fişinin kayıtlarınızın tevsikinde tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,

- (29/1) maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri, 29/3 maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

- (34/1) maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, söz konusu akaryakıt alımına ilişkin ÖKC fişinin düzenlenmesi halinde bu belgede gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-39044742-130[Özelge]-735856

29.06.2022

Konu

:

Personele ait yurt içi ulaşım kartları için ödenen tutarların vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirket çalışanlarınızın İstanbul Kart yüklemesine ilişkin ödemelerin … Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. aracılığıyla tarafınızdan yapıldığı, … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.nin sadece paraların kartlara yüklenmesine aracılık etmekte olduğundan Şirketinize komisyon faturası düzenlediği, yükleme bedellerine ilişkin olarak herhangi bir belge düzenlemediği, tevsik edici belge olarak bankadan gönderilen dekont ve söz konusu Şirket ile yapılan sözleşme bulunduğu belirtilerek İstanbul Kart yüklemesi karşılığı ödenen bedellerin banka dekontu ile kurumlar vergisi yönünden gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile ödenen bedellere ilişkin katma değer vergisinin (KDV) indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- (231/5) maddesinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 238 inci maddesinde, "İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz..."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Ayrıca, mezkur Kanunun 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükmü yer almaktadır.

 

Bunun yanı sıra, 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Özel Kartlar Kullanılarak Yapılan Şehir İçi Yolcu Taşımacılığında Belge Düzeni" başlıklı (2.) bölümünde; "Anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerince verilen yolcu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin özel kartlarla ödenmesinde aşağıda belirtilen şartlara uyulması kaydıyla, söz konusu hizmetin bu bölümde yapılan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür.

 

- Kartı satışa çıkaran firmalar ile bir banka arasında sistemdeki tüm parasal hareketlerin izlenmesi, kayıt altına alınması, gerçekleşecek hasılatın paylaşımının gösterilmesi ve rapor üretilmesi gibi hususları içeren ayrıntılı bir anlaşma yapılacaktır.

 

- Sözü edilen kartların satışı ve bu kartlara yükleme yapılması işlemleri, bu kartları çıkaran firmalarla anlaşmalı bayilerce gerçekleştirilecektir.

 

- Kartlara yapılacak yükleme işlemi, özel kartları çıkaran firmalar tarafından bayilere verilen özel cihazlar vasıtasıyla yapılacaktır.

 

- Söz konusu özel kartlar, anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerine ait taşıtlarda bulunan cihazlar (validatör) vasıtasıyla, taşıma hizmetine ait bedelin ödenmesinde kullanılacaktır.

 

- Anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerinin özel kart kullanılmak suretiyle ödenen yolcu taşıma hizmetlerine ilişkin bedeller ile özel kartları çıkaran firmalar ve bayilere ilişkin komisyon vb. hizmet bedellerinin dağıtımı, anlaşmalı banka vasıtasıyla yapılacaktır.

 

- Bu kartları çıkaran firmalar tarafından kurulacak ve anlaşma taraflarınca da (banka, bayi ve anlaşmalı yolcu taşıma işletmesi) kullanılacak sistem, kartların kullanımı ve taraflar arasındaki işlemlere ilişkin bilgilerin elektronik ortamda takibine imkan verecek özellikte olacaktır.

 

Yukarıda belirtilen şartları haiz olarak yürütülen şehir içi yolcu taşıma hizmetlerinde, söz konusu kartların anlaşmalı yolcu işletmelerine ait taşıtlarda kullanılmasına kadar olan aşamalarda, bankalarca bayilere yükleme hakkı verilmesi ve yolcuların ellerinde bulunan özel kartlara bayilerden yükleme yaptırmalarında henüz yolcu taşıma hizmeti gerçekleşmemiş olduğundan Vergi Usul Kanununda sayılan herhangi bir belgenin düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Anlaşmalı yolcu taşıma işletmeleri tarafından, bedeli söz konusu kartlar kullanılmak suretiyle ödenmiş bulunan taşıma hizmetlerine ilişkin olarak, elektronik ortamda tutulan ve muhafaza edilen kayıtlara istinaden, gün sonunda "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlenecektir.

 

Diğer taraftan, bayilerce sunulan hizmet dolayısıyla özel kartları satışa sunan firmalardan; bu firmalarca da anlaşmalı yolcu işletmelerinden alınacak komisyon vb. bedeller için, hizmetin tamamlanmasından itibaren yedi günlük süre dahilinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, bayilerce müşterilere yükleme yapılması sırasında mali değeri olmayan bir belgenin müşteriye verilmesi mümkündür"

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre;

 

- Şirketiniz personelinin ulaşım kartlarına yükleme yapılması amacıyla … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.ye yapılan ve aracılık hizmetinin karşılığı olmayan ödemeler için vergi mevzuatına göre belge düzenlenmesine gerek bulunmamakta olup, söz konusu işlemlere ilişkin banka hesap hareketlerini gösterir bilgi listeleri ile diğer belgelerin muhafazası ve yetkililerin talep etmesi halinde ibraz edilmesi gerekmektedir.

 

- Personelinizin ulaşım ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin söz konusu ödemeler, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında ücret kapsamında değerlendirildiğinden, bu kapsamda her ay ödenen tutarlar için Vergi Usul Kanununun 238 inci maddesi gereğince ücret bordrosu düzenlenmesi (veya düzenlenen bordroya dahil edilmesi) ve ödemeye/yüklemeye ilişkin temin edilen belgelerin bu bordroya ek yapılması suretiyle kayıtlara intikal ettirilmesi icap etmektedir.

 

- … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. tarafından aracılık hizmeti veya farklı hizmetler karşılığında şirketinizden alınan komisyonlara ilişkin olarak ise genel hükümler çerçevesinde adınıza fatura düzenlenmesi gerektiği tabiidir.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almakta olup Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde safî kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ise, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükmü yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez...." hükmü yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, tevkifat yapmakla yükümlü olanlar sayılmış olup anılan fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, vergi tevkifatının ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu verginin, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı hükmü yer almaktadır.

 

Diğer taraftan, aynı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde, "Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri (7194 sayılı kanunun 11 inci maddesiyle eklenen parantez içi hüküm; Yürürlük: 01.01.2020) (İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 (317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2022 yılında uygulanmak üzere 17 TL) Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması hâlinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.)" hükmü yer almaktadır.

 

Ayrıca, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "İstisnanın kapsamı ve uygulaması" başlıklı 8 inci maddesinde de; "(3) Hizmet erbabının toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisnadan faydalanılabilmesi için;

 

a) İşveren tarafından, hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla ulaşım vasıtası temini veya hizmet satın alınması suretiyle taşıma hizmeti verilmiyor olması,

 

b) Taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının, münhasıran hizmet erbabının işyerine gidip gelmesi için kullanacağı toplu taşıma araçlarında geçerli olması (Ulaşım bedeli için yüklenen tutarın sadece ulaşımda kullanılabilecek şekilde sınırlandırıldığı başka amaçlarla da kullanılabilen ödeme araçlarının kullanımı bu şartın ihlali sayılmaz),

 

c) Yapılan ödemenin fiilen çalışılan günlerle sınırlı olması,

 

ç) Ulaşım bedelinin günlük belirlenen tutarı (2020 yılı için 12 TL) aşmaması,

 

d) Toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının teminine ilişkin harcamaların belgelendirilmesi, gerekmektedir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirketiniz tarafından personele ait ulaşım kartları (İstanbulkart) için … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.ye ödenen bedelin, bir günlük ulaşım bedeli olan 17 Türk Lirasını (317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2022 yılında uygulanmak üzere) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması halinde, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 10 uncu bendi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Ancak, ödemenin söz konusu tutarı aşması halinde ise, aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatlerin ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri kapsamında tevkifata tabi tutulması ve bu kısma ilişkin brüt tutarın Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

 

- 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri; üçüncü fıkrasında, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği; son fıkrasında ise Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu,

 

- 30/a maddesinde, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den, vergiye tabi olmayan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin indirilemeyeceği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Öte yandan, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "İstisnanın Kapsamı ve Uygulaması" başlıklı 8 inci maddesinin (9) numaralı bendinde, işverenlerin hizmet erbabına toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçları vermek suretiyle sağladığı menfaatler için bir günlük ulaşım bedeline KDV'nin dahil olmadığı, ulaşım bedelinin istisnaya isabet eden tutarına ait yüklenilen KDV'nin işverenlerce indirim konusu yapılabileceği, işverenler tarafından istisna tutarından daha fazla ödeme yapılması halinde istisna tutarını aşan kısmın (istisna tutarını aşan kısma isabet eden KDV dahil olmak üzere) net ödenen ücret olarak kabul edileceği ve aşan kısma isabet eden ve ücret olarak kabul edilen KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı açıklanmıştır.

 

Buna göre, Şirketiniz bünyesinde çalışan personelin İstanbul Kart yüklemelerine ilişkin … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. aracılığıyla yapılan ödemelerde ulaşım bedelinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin (10) numaralı bendi uyarınca gelir vergisinden istisna olan kısmına isabet eden KDV tutarlarının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunununa uygun şekilde tevsik edilmesine bağlı olarak Şirketinizce indirim konusu yapılması mümkün olup, istisnayı aşan  ve ücret olarak kabul edilen kısma isabet eden KDV tutarlarının ise indirim konusu yapılması mümkün değildir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-39044742-130[Özelge]-735856

29.06.2022

Konu

:

Personele ait yurt içi ulaşım kartları için ödenen tutarların vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirket çalışanlarınızın İstanbul Kart yüklemesine ilişkin ödemelerin … Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. aracılığıyla tarafınızdan yapıldığı, … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.nin sadece paraların kartlara yüklenmesine aracılık etmekte olduğundan Şirketinize komisyon faturası düzenlediği, yükleme bedellerine ilişkin olarak herhangi bir belge düzenlemediği, tevsik edici belge olarak bankadan gönderilen dekont ve söz konusu Şirket ile yapılan sözleşme bulunduğu belirtilerek İstanbul Kart yüklemesi karşılığı ödenen bedellerin banka dekontu ile kurumlar vergisi yönünden gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile ödenen bedellere ilişkin katma değer vergisinin (KDV) indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- (231/5) maddesinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 238 inci maddesinde, "İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz..."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Ayrıca, mezkur Kanunun 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükmü yer almaktadır.

 

Bunun yanı sıra, 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Özel Kartlar Kullanılarak Yapılan Şehir İçi Yolcu Taşımacılığında Belge Düzeni" başlıklı (2.) bölümünde; "Anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerince verilen yolcu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin özel kartlarla ödenmesinde aşağıda belirtilen şartlara uyulması kaydıyla, söz konusu hizmetin bu bölümde yapılan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür.

 

- Kartı satışa çıkaran firmalar ile bir banka arasında sistemdeki tüm parasal hareketlerin izlenmesi, kayıt altına alınması, gerçekleşecek hasılatın paylaşımının gösterilmesi ve rapor üretilmesi gibi hususları içeren ayrıntılı bir anlaşma yapılacaktır.

 

- Sözü edilen kartların satışı ve bu kartlara yükleme yapılması işlemleri, bu kartları çıkaran firmalarla anlaşmalı bayilerce gerçekleştirilecektir.

 

- Kartlara yapılacak yükleme işlemi, özel kartları çıkaran firmalar tarafından bayilere verilen özel cihazlar vasıtasıyla yapılacaktır.

 

- Söz konusu özel kartlar, anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerine ait taşıtlarda bulunan cihazlar (validatör) vasıtasıyla, taşıma hizmetine ait bedelin ödenmesinde kullanılacaktır.

 

- Anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerinin özel kart kullanılmak suretiyle ödenen yolcu taşıma hizmetlerine ilişkin bedeller ile özel kartları çıkaran firmalar ve bayilere ilişkin komisyon vb. hizmet bedellerinin dağıtımı, anlaşmalı banka vasıtasıyla yapılacaktır.

 

- Bu kartları çıkaran firmalar tarafından kurulacak ve anlaşma taraflarınca da (banka, bayi ve anlaşmalı yolcu taşıma işletmesi) kullanılacak sistem, kartların kullanımı ve taraflar arasındaki işlemlere ilişkin bilgilerin elektronik ortamda takibine imkan verecek özellikte olacaktır.

 

Yukarıda belirtilen şartları haiz olarak yürütülen şehir içi yolcu taşıma hizmetlerinde, söz konusu kartların anlaşmalı yolcu işletmelerine ait taşıtlarda kullanılmasına kadar olan aşamalarda, bankalarca bayilere yükleme hakkı verilmesi ve yolcuların ellerinde bulunan özel kartlara bayilerden yükleme yaptırmalarında henüz yolcu taşıma hizmeti gerçekleşmemiş olduğundan Vergi Usul Kanununda sayılan herhangi bir belgenin düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Anlaşmalı yolcu taşıma işletmeleri tarafından, bedeli söz konusu kartlar kullanılmak suretiyle ödenmiş bulunan taşıma hizmetlerine ilişkin olarak, elektronik ortamda tutulan ve muhafaza edilen kayıtlara istinaden, gün sonunda "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlenecektir.

 

Diğer taraftan, bayilerce sunulan hizmet dolayısıyla özel kartları satışa sunan firmalardan; bu firmalarca da anlaşmalı yolcu işletmelerinden alınacak komisyon vb. bedeller için, hizmetin tamamlanmasından itibaren yedi günlük süre dahilinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, bayilerce müşterilere yükleme yapılması sırasında mali değeri olmayan bir belgenin müşteriye verilmesi mümkündür"

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre;

 

- Şirketiniz personelinin ulaşım kartlarına yükleme yapılması amacıyla … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.ye yapılan ve aracılık hizmetinin karşılığı olmayan ödemeler için vergi mevzuatına göre belge düzenlenmesine gerek bulunmamakta olup, söz konusu işlemlere ilişkin banka hesap hareketlerini gösterir bilgi listeleri ile diğer belgelerin muhafazası ve yetkililerin talep etmesi halinde ibraz edilmesi gerekmektedir.

 

- Personelinizin ulaşım ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin söz konusu ödemeler, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında ücret kapsamında değerlendirildiğinden, bu kapsamda her ay ödenen tutarlar için Vergi Usul Kanununun 238 inci maddesi gereğince ücret bordrosu düzenlenmesi (veya düzenlenen bordroya dahil edilmesi) ve ödemeye/yüklemeye ilişkin temin edilen belgelerin bu bordroya ek yapılması suretiyle kayıtlara intikal ettirilmesi icap etmektedir.

 

- … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. tarafından aracılık hizmeti veya farklı hizmetler karşılığında şirketinizden alınan komisyonlara ilişkin olarak ise genel hükümler çerçevesinde adınıza fatura düzenlenmesi gerektiği tabiidir.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almakta olup Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde safî kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ise, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükmü yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez...." hükmü yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, tevkifat yapmakla yükümlü olanlar sayılmış olup anılan fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, vergi tevkifatının ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu verginin, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı hükmü yer almaktadır.

 

Diğer taraftan, aynı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde, "Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri (7194 sayılı kanunun 11 inci maddesiyle eklenen parantez içi hüküm; Yürürlük: 01.01.2020) (İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 (317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2022 yılında uygulanmak üzere 17 TL) Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması hâlinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.)" hükmü yer almaktadır.

 

Ayrıca, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "İstisnanın kapsamı ve uygulaması" başlıklı 8 inci maddesinde de; "(3) Hizmet erbabının toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisnadan faydalanılabilmesi için;

 

a) İşveren tarafından, hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla ulaşım vasıtası temini veya hizmet satın alınması suretiyle taşıma hizmeti verilmiyor olması,

 

b) Taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının, münhasıran hizmet erbabının işyerine gidip gelmesi için kullanacağı toplu taşıma araçlarında geçerli olması (Ulaşım bedeli için yüklenen tutarın sadece ulaşımda kullanılabilecek şekilde sınırlandırıldığı başka amaçlarla da kullanılabilen ödeme araçlarının kullanımı bu şartın ihlali sayılmaz),

 

c) Yapılan ödemenin fiilen çalışılan günlerle sınırlı olması,

 

ç) Ulaşım bedelinin günlük belirlenen tutarı (2020 yılı için 12 TL) aşmaması,

 

d) Toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının teminine ilişkin harcamaların belgelendirilmesi, gerekmektedir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirketiniz tarafından personele ait ulaşım kartları (İstanbulkart) için … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.ye ödenen bedelin, bir günlük ulaşım bedeli olan 17 Türk Lirasını (317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2022 yılında uygulanmak üzere) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması halinde, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 10 uncu bendi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Ancak, ödemenin söz konusu tutarı aşması halinde ise, aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatlerin ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri kapsamında tevkifata tabi tutulması ve bu kısma ilişkin brüt tutarın Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

 

- 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri; üçüncü fıkrasında, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği; son fıkrasında ise Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu,

 

- 30/a maddesinde, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den, vergiye tabi olmayan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin indirilemeyeceği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Öte yandan, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "İstisnanın Kapsamı ve Uygulaması" başlıklı 8 inci maddesinin (9) numaralı bendinde, işverenlerin hizmet erbabına toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçları vermek suretiyle sağladığı menfaatler için bir günlük ulaşım bedeline KDV'nin dahil olmadığı, ulaşım bedelinin istisnaya isabet eden tutarına ait yüklenilen KDV'nin işverenlerce indirim konusu yapılabileceği, işverenler tarafından istisna tutarından daha fazla ödeme yapılması halinde istisna tutarını aşan kısmın (istisna tutarını aşan kısma isabet eden KDV dahil olmak üzere) net ödenen ücret olarak kabul edileceği ve aşan kısma isabet eden ve ücret olarak kabul edilen KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı açıklanmıştır.

 

Buna göre, Şirketiniz bünyesinde çalışan personelin İstanbul Kart yüklemelerine ilişkin … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. aracılığıyla yapılan ödemelerde ulaşım bedelinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin (10) numaralı bendi uyarınca gelir vergisinden istisna olan kısmına isabet eden KDV tutarlarının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunununa uygun şekilde tevsik edilmesine bağlı olarak Şirketinizce indirim konusu yapılması mümkün olup, istisnayı aşan  ve ücret olarak kabul edilen kısma isabet eden KDV tutarlarının ise indirim konusu yapılması mümkün değildir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-39044742-130[Özelge]-735856

29.06.2022

Konu

:

Personele ait yurt içi ulaşım kartları için ödenen tutarların vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirket çalışanlarınızın İstanbul Kart yüklemesine ilişkin ödemelerin … Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. aracılığıyla tarafınızdan yapıldığı, … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.nin sadece paraların kartlara yüklenmesine aracılık etmekte olduğundan Şirketinize komisyon faturası düzenlediği, yükleme bedellerine ilişkin olarak herhangi bir belge düzenlemediği, tevsik edici belge olarak bankadan gönderilen dekont ve söz konusu Şirket ile yapılan sözleşme bulunduğu belirtilerek İstanbul Kart yüklemesi karşılığı ödenen bedellerin banka dekontu ile kurumlar vergisi yönünden gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile ödenen bedellere ilişkin katma değer vergisinin (KDV) indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- (231/5) maddesinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,  bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.",

 

- 238 inci maddesinde, "İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz..."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Ayrıca, mezkur Kanunun 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükmü yer almaktadır.

 

Bunun yanı sıra, 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Özel Kartlar Kullanılarak Yapılan Şehir İçi Yolcu Taşımacılığında Belge Düzeni" başlıklı (2.) bölümünde; "Anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerince verilen yolcu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin özel kartlarla ödenmesinde aşağıda belirtilen şartlara uyulması kaydıyla, söz konusu hizmetin bu bölümde yapılan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür.

 

- Kartı satışa çıkaran firmalar ile bir banka arasında sistemdeki tüm parasal hareketlerin izlenmesi, kayıt altına alınması, gerçekleşecek hasılatın paylaşımının gösterilmesi ve rapor üretilmesi gibi hususları içeren ayrıntılı bir anlaşma yapılacaktır.

 

- Sözü edilen kartların satışı ve bu kartlara yükleme yapılması işlemleri, bu kartları çıkaran firmalarla anlaşmalı bayilerce gerçekleştirilecektir.

 

- Kartlara yapılacak yükleme işlemi, özel kartları çıkaran firmalar tarafından bayilere verilen özel cihazlar vasıtasıyla yapılacaktır.

 

- Söz konusu özel kartlar, anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerine ait taşıtlarda bulunan cihazlar (validatör) vasıtasıyla, taşıma hizmetine ait bedelin ödenmesinde kullanılacaktır.

 

- Anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerinin özel kart kullanılmak suretiyle ödenen yolcu taşıma hizmetlerine ilişkin bedeller ile özel kartları çıkaran firmalar ve bayilere ilişkin komisyon vb. hizmet bedellerinin dağıtımı, anlaşmalı banka vasıtasıyla yapılacaktır.

 

- Bu kartları çıkaran firmalar tarafından kurulacak ve anlaşma taraflarınca da (banka, bayi ve anlaşmalı yolcu taşıma işletmesi) kullanılacak sistem, kartların kullanımı ve taraflar arasındaki işlemlere ilişkin bilgilerin elektronik ortamda takibine imkan verecek özellikte olacaktır.

 

Yukarıda belirtilen şartları haiz olarak yürütülen şehir içi yolcu taşıma hizmetlerinde, söz konusu kartların anlaşmalı yolcu işletmelerine ait taşıtlarda kullanılmasına kadar olan aşamalarda, bankalarca bayilere yükleme hakkı verilmesi ve yolcuların ellerinde bulunan özel kartlara bayilerden yükleme yaptırmalarında henüz yolcu taşıma hizmeti gerçekleşmemiş olduğundan Vergi Usul Kanununda sayılan herhangi bir belgenin düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Anlaşmalı yolcu taşıma işletmeleri tarafından, bedeli söz konusu kartlar kullanılmak suretiyle ödenmiş bulunan taşıma hizmetlerine ilişkin olarak, elektronik ortamda tutulan ve muhafaza edilen kayıtlara istinaden, gün sonunda "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlenecektir.

 

Diğer taraftan, bayilerce sunulan hizmet dolayısıyla özel kartları satışa sunan firmalardan; bu firmalarca da anlaşmalı yolcu işletmelerinden alınacak komisyon vb. bedeller için, hizmetin tamamlanmasından itibaren yedi günlük süre dahilinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, bayilerce müşterilere yükleme yapılması sırasında mali değeri olmayan bir belgenin müşteriye verilmesi mümkündür"

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre;

 

- Şirketiniz personelinin ulaşım kartlarına yükleme yapılması amacıyla … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.ye yapılan ve aracılık hizmetinin karşılığı olmayan ödemeler için vergi mevzuatına göre belge düzenlenmesine gerek bulunmamakta olup, söz konusu işlemlere ilişkin banka hesap hareketlerini gösterir bilgi listeleri ile diğer belgelerin muhafazası ve yetkililerin talep etmesi halinde ibraz edilmesi gerekmektedir.

 

- Personelinizin ulaşım ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin söz konusu ödemeler, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında ücret kapsamında değerlendirildiğinden, bu kapsamda her ay ödenen tutarlar için Vergi Usul Kanununun 238 inci maddesi gereğince ücret bordrosu düzenlenmesi (veya düzenlenen bordroya dahil edilmesi) ve ödemeye/yüklemeye ilişkin temin edilen belgelerin bu bordroya ek yapılması suretiyle kayıtlara intikal ettirilmesi icap etmektedir.

 

- … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. tarafından aracılık hizmeti veya farklı hizmetler karşılığında şirketinizden alınan komisyonlara ilişkin olarak ise genel hükümler çerçevesinde adınıza fatura düzenlenmesi gerektiği tabiidir.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almakta olup Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde safî kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ise, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükmü yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez...." hükmü yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, tevkifat yapmakla yükümlü olanlar sayılmış olup anılan fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, vergi tevkifatının ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu verginin, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı hükmü yer almaktadır.

 

Diğer taraftan, aynı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde, "Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri (7194 sayılı kanunun 11 inci maddesiyle eklenen parantez içi hüküm; Yürürlük: 01.01.2020) (İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 (317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2022 yılında uygulanmak üzere 17 TL) Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması hâlinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.)" hükmü yer almaktadır.

 

Ayrıca, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "İstisnanın kapsamı ve uygulaması" başlıklı 8 inci maddesinde de; "(3) Hizmet erbabının toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisnadan faydalanılabilmesi için;

 

a) İşveren tarafından, hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla ulaşım vasıtası temini veya hizmet satın alınması suretiyle taşıma hizmeti verilmiyor olması,

 

b) Taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının, münhasıran hizmet erbabının işyerine gidip gelmesi için kullanacağı toplu taşıma araçlarında geçerli olması (Ulaşım bedeli için yüklenen tutarın sadece ulaşımda kullanılabilecek şekilde sınırlandırıldığı başka amaçlarla da kullanılabilen ödeme araçlarının kullanımı bu şartın ihlali sayılmaz),

 

c) Yapılan ödemenin fiilen çalışılan günlerle sınırlı olması,

 

ç) Ulaşım bedelinin günlük belirlenen tutarı (2020 yılı için 12 TL) aşmaması,

 

d) Toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının teminine ilişkin harcamaların belgelendirilmesi, gerekmektedir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirketiniz tarafından personele ait ulaşım kartları (İstanbulkart) için … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.ye ödenen bedelin, bir günlük ulaşım bedeli olan 17 Türk Lirasını (317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2022 yılında uygulanmak üzere) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması halinde, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 10 uncu bendi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Ancak, ödemenin söz konusu tutarı aşması halinde ise, aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatlerin ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri kapsamında tevkifata tabi tutulması ve bu kısma ilişkin brüt tutarın Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

 

- 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

- 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri; üçüncü fıkrasında, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği; son fıkrasında ise Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu,

 

- 30/a maddesinde, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den, vergiye tabi olmayan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin indirilemeyeceği

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Öte yandan, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "İstisnanın Kapsamı ve Uygulaması" başlıklı 8 inci maddesinin (9) numaralı bendinde, işverenlerin hizmet erbabına toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçları vermek suretiyle sağladığı menfaatler için bir günlük ulaşım bedeline KDV'nin dahil olmadığı, ulaşım bedelinin istisnaya isabet eden tutarına ait yüklenilen KDV'nin işverenlerce indirim konusu yapılabileceği, işverenler tarafından istisna tutarından daha fazla ödeme yapılması halinde istisna tutarını aşan kısmın (istisna tutarını aşan kısma isabet eden KDV dahil olmak üzere) net ödenen ücret olarak kabul edileceği ve aşan kısma isabet eden ve ücret olarak kabul edilen KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı açıklanmıştır.

 

Buna göre, Şirketiniz bünyesinde çalışan personelin İstanbul Kart yüklemelerine ilişkin … Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. aracılığıyla yapılan ödemelerde ulaşım bedelinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin (10) numaralı bendi uyarınca gelir vergisinden istisna olan kısmına isabet eden KDV tutarlarının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunununa uygun şekilde tevsik edilmesine bağlı olarak Şirketinizce indirim konusu yapılması mümkün olup, istisnayı aşan  ve ücret olarak kabul edilen kısma isabet eden KDV tutarlarının ise indirim konusu yapılması mümkün değildir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

 

T.C.

AFYONKARAHİSAR VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-63611781-130[1-2022/3]-27545

28.06.2022

Konu

:

Malvarlığının terki suretiyle konkordato yoluyla satışlarda sorumluluk hk.

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, borçlular … , … , … Taah. Tic. San. ve Gıda Ürünleri Ür. Paz. Ltd. Şti.nin mal varlığının terki suretiyle konkordato taleplerinin Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/9/2019 tarih ve E:2018/75 K:2018/182 sayılı kararı ile kabul edildiği, aynı Mahkemenin 24/6/2021 tarihli ek kararı ile tarafınızın konkordato komiseri olarak görevlendirildiği belirtilerek,

 

- Borçlu şirketin aktifine kayıtlı gayrimenkuller ve taşıtlar ile şirket ortaklarının şahsi gayrimenkullerinin satış işleminin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı ve varsa Vergi Usul Kanunu gereği belge düzenleme yükümlülüğünün kim tarafından yerine getirileceği,

 

- Yasa gereği kendilerine yetki verilen, şirket ve şahıslar adına satış işlemine onay verecek olan konkordato tasfiye heyetinin, satışı gerçekleşecek taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla doğabilecek KDV ve diğer vergi kanunları yönünden herhangi bir mükellefiyetinin ya da sorumluluğunun bulunup bulunmadığı

 

hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun,

 

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.

 

...",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinde "Faturanın düzenlenmesinde aşağıdaki kaidelere uyulur:

 

...

 

5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. ...",

 

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

1.Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

 

2.Serbest meslek erbabına;

 

3.Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

 

4.Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

 

5.Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2022'den itibaren 2.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2022'den itibaren 2.000, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

 

- 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

 

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlariyle soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

 

Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

 

Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.

 

İkinci fıkrada belirtilen bilgileri ihtiva etmeleri kaydıyla;

 

a) Malın veya hizmetin bedelinin, dördüncü fıkrada belirtilen süre dâhilinde satıcıya; 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

b) 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında satın alınan malların gider pusulası düzenlemek zorunda olanlara iade edilmesinde, 6502 sayılı Kanun uyarınca iade edilecek tutarların, (a) bendinde yer alan kurumlar aracılığıyla iadesinde bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

c) Bu Kanuna göre belge düzenleme zorunluluğu bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının, tabi oldukları ilgili mevzuat dâhilinde, yaptıkları işler veya sattıkları mallar için düzenledikleri belgeler,

 

gider pusulası yerine geçer.

 

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Buna göre, somut durumda;

 

- Borçlu şirkete ait/aktifine kayıtlı gayrimenkuller ve taşıtların satılması durumunda, şirket tarafından alıcı adına, malın teslim edildiği (gayrimenkuller için satış işleminin tapuya tescil tarihinden itibaren, ancak tapuya tescil tarihinden önce fiilen teslim gerçekleşmiş ise mal tesliminin gerçekleştiği) tarihten itibaren azami 7 gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

- Herhangi bir ticari işletmeye konu olmayan (herhangi bir işletmenin aktifine/envanterine kayıtlı olmayan), şirket ortaklarının şahsi gayrimenkullerinin satışında ise, alıcının mezkûr Kanunun 234 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen gider pusulası düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olması halinde alıcı tarafından (213 sayılı Kanunun 234 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere) satıcı adına gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir. Alıcının, vergi mükellefi olmaması (gider pusulası düzenleme zorunluluğu bulunanlar kapsamında olmaması) durumunda ise tarafların söz konusu satışa ilişkin olarak mezkûr Kanun kapsamında herhangi bir belge düzenleme yükümlülükleri bulunmamaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde; Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-1/3-d maddesinde; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV'ye tabi olduğu,

 

-2 nci maddesinde; teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

 

-8/ç maddesinde; müzayede mahallerinde yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı yapanlar olduğu,

 

-17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve tesliminin KDV'den istisna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

-(I/B-6.1.) bölümünde; "3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, cebri icra, izale-i şüyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar da dahil olmak üzere, müzayede mahallerinde yapılan her türlü satışlar KDV'ye tabidir. Kanunun istisna ve vergi oranlarına ilişkin hükümleri bu satışlar için de geçerlidir."

 

-(II/F-4.16.1) bölümünde; "Satışa konu edilecek taşınmazlar (arsa, arazi, bina) ile iştirak hisselerinin satışında istisna uygulanabilmesi için kurumların aktiflerinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir.

 

En az iki tam yıl aktifte bulundurma süresinin hesabında, bu taşınmazların 3065 sayılı Kanunun (17/4-u) maddesi ile (17/4-y) maddesinde yer alan istisna kapsamında varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınır.

 

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz.

 

İstisna, satış yoluyla gerçekleştirilen devir ve teslimlerde uygulanır. Bağış, hibe şeklinde yapılan devir ve teslimler istisna kapsamı dışındadır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre, … Taahhüt Tic. San. Gıda Ürn. Ltd. Şti.ye ait taşınır ve taşınmaz malların satışı 3065 sayılı Kanunun 1/1 inci maddesine göre KDV'ye tabi olacaktır. Öte yandan, şirkete ait taşınmazların şirket tarafından ticaretinin yapılmaması ve taşınmazların en az iki tam yıl süreyle şirket aktifinde kayıtlı olması şartıyla bu taşınmazların satışı işlemi 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesine göre KDV'den istisna tutulacaktır.

 

Diğer taraftan, borçlu şirketin ortağı … ile … 'ın ticari işletmeye konu olmayan (herhangi bir işletmenin aktifine/envanterine kayıtlı olmayan) şahsi taşınmazlarının müzayede mahallerinde satışı 3065 sayılı Kanunun 1/3-d maddesine göre KDV'ye tabi olup, bu satışlarda KDV'nin mükellefi müzayede mahallerinde satışı yapan konkordato tasfiye heyetidir. Bu kapsamda, tasfiye heyeti adına KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi ve söz konusu satış üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, müzayede yoluyla satılan ve mükellefiyeti bulunan satıcı tarafından alıcı adına düzenlenecek fatura ile satıcının mükellefiyetinin bulunmaması durumunda, alıcı tarafından düzenlenecek olan gider pusulasında, kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan KDV bilgisi gösterilerek söz konusu satışın müzayede mahallinde yapılan satış olduğu ve satışa ilişkin KDV'nin müzayedeyi düzenleyen tarafından beyan edilip ödeneceğine ilişkin açıklamaya yer verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, 213 sayılı Kanun uyarınca fatura düzenleme mecburiyeti bulunmayan tasfiye heyetinin müzayedeye konu mallar nedeniyle hesaplayacağı KDV'nin, müzayede bedeli için yapacağı tahsilatlara ilişkin ödeme belgelerinde ayrıca yer alması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

 

T.C.

AFYONKARAHİSAR VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-63611781-130[1-2022/3]-27545

28.06.2022

Konu

:

Malvarlığının terki suretiyle konkordato yoluyla satışlarda sorumluluk hk.

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, borçlular … , … , … Taah. Tic. San. ve Gıda Ürünleri Ür. Paz. Ltd. Şti.nin mal varlığının terki suretiyle konkordato taleplerinin Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/9/2019 tarih ve E:2018/75 K:2018/182 sayılı kararı ile kabul edildiği, aynı Mahkemenin 24/6/2021 tarihli ek kararı ile tarafınızın konkordato komiseri olarak görevlendirildiği belirtilerek,

 

- Borçlu şirketin aktifine kayıtlı gayrimenkuller ve taşıtlar ile şirket ortaklarının şahsi gayrimenkullerinin satış işleminin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı ve varsa Vergi Usul Kanunu gereği belge düzenleme yükümlülüğünün kim tarafından yerine getirileceği,

 

- Yasa gereği kendilerine yetki verilen, şirket ve şahıslar adına satış işlemine onay verecek olan konkordato tasfiye heyetinin, satışı gerçekleşecek taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla doğabilecek KDV ve diğer vergi kanunları yönünden herhangi bir mükellefiyetinin ya da sorumluluğunun bulunup bulunmadığı

 

hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun,

 

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.

 

...",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinde "Faturanın düzenlenmesinde aşağıdaki kaidelere uyulur:

 

...

 

5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. ...",

 

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

1.Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

 

2.Serbest meslek erbabına;

 

3.Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

 

4.Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

 

5.Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2022'den itibaren 2.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2022'den itibaren 2.000, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

 

- 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

 

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlariyle soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

 

Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

 

Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.

 

İkinci fıkrada belirtilen bilgileri ihtiva etmeleri kaydıyla;

 

a) Malın veya hizmetin bedelinin, dördüncü fıkrada belirtilen süre dâhilinde satıcıya; 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

b) 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında satın alınan malların gider pusulası düzenlemek zorunda olanlara iade edilmesinde, 6502 sayılı Kanun uyarınca iade edilecek tutarların, (a) bendinde yer alan kurumlar aracılığıyla iadesinde bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

c) Bu Kanuna göre belge düzenleme zorunluluğu bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının, tabi oldukları ilgili mevzuat dâhilinde, yaptıkları işler veya sattıkları mallar için düzenledikleri belgeler,

 

gider pusulası yerine geçer.

 

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Buna göre, somut durumda;

 

- Borçlu şirkete ait/aktifine kayıtlı gayrimenkuller ve taşıtların satılması durumunda, şirket tarafından alıcı adına, malın teslim edildiği (gayrimenkuller için satış işleminin tapuya tescil tarihinden itibaren, ancak tapuya tescil tarihinden önce fiilen teslim gerçekleşmiş ise mal tesliminin gerçekleştiği) tarihten itibaren azami 7 gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

- Herhangi bir ticari işletmeye konu olmayan (herhangi bir işletmenin aktifine/envanterine kayıtlı olmayan), şirket ortaklarının şahsi gayrimenkullerinin satışında ise, alıcının mezkûr Kanunun 234 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen gider pusulası düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olması halinde alıcı tarafından (213 sayılı Kanunun 234 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere) satıcı adına gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir. Alıcının, vergi mükellefi olmaması (gider pusulası düzenleme zorunluluğu bulunanlar kapsamında olmaması) durumunda ise tarafların söz konusu satışa ilişkin olarak mezkûr Kanun kapsamında herhangi bir belge düzenleme yükümlülükleri bulunmamaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde; Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-1/3-d maddesinde; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV'ye tabi olduğu,

 

-2 nci maddesinde; teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

 

-8/ç maddesinde; müzayede mahallerinde yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı yapanlar olduğu,

 

-17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve tesliminin KDV'den istisna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

-(I/B-6.1.) bölümünde; "3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, cebri icra, izale-i şüyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar da dahil olmak üzere, müzayede mahallerinde yapılan her türlü satışlar KDV'ye tabidir. Kanunun istisna ve vergi oranlarına ilişkin hükümleri bu satışlar için de geçerlidir."

 

-(II/F-4.16.1) bölümünde; "Satışa konu edilecek taşınmazlar (arsa, arazi, bina) ile iştirak hisselerinin satışında istisna uygulanabilmesi için kurumların aktiflerinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir.

 

En az iki tam yıl aktifte bulundurma süresinin hesabında, bu taşınmazların 3065 sayılı Kanunun (17/4-u) maddesi ile (17/4-y) maddesinde yer alan istisna kapsamında varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınır.

 

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz.

 

İstisna, satış yoluyla gerçekleştirilen devir ve teslimlerde uygulanır. Bağış, hibe şeklinde yapılan devir ve teslimler istisna kapsamı dışındadır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre, … Taahhüt Tic. San. Gıda Ürn. Ltd. Şti.ye ait taşınır ve taşınmaz malların satışı 3065 sayılı Kanunun 1/1 inci maddesine göre KDV'ye tabi olacaktır. Öte yandan, şirkete ait taşınmazların şirket tarafından ticaretinin yapılmaması ve taşınmazların en az iki tam yıl süreyle şirket aktifinde kayıtlı olması şartıyla bu taşınmazların satışı işlemi 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesine göre KDV'den istisna tutulacaktır.

 

Diğer taraftan, borçlu şirketin ortağı … ile … 'ın ticari işletmeye konu olmayan (herhangi bir işletmenin aktifine/envanterine kayıtlı olmayan) şahsi taşınmazlarının müzayede mahallerinde satışı 3065 sayılı Kanunun 1/3-d maddesine göre KDV'ye tabi olup, bu satışlarda KDV'nin mükellefi müzayede mahallerinde satışı yapan konkordato tasfiye heyetidir. Bu kapsamda, tasfiye heyeti adına KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi ve söz konusu satış üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, müzayede yoluyla satılan ve mükellefiyeti bulunan satıcı tarafından alıcı adına düzenlenecek fatura ile satıcının mükellefiyetinin bulunmaması durumunda, alıcı tarafından düzenlenecek olan gider pusulasında, kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan KDV bilgisi gösterilerek söz konusu satışın müzayede mahallinde yapılan satış olduğu ve satışa ilişkin KDV'nin müzayedeyi düzenleyen tarafından beyan edilip ödeneceğine ilişkin açıklamaya yer verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, 213 sayılı Kanun uyarınca fatura düzenleme mecburiyeti bulunmayan tasfiye heyetinin müzayedeye konu mallar nedeniyle hesaplayacağı KDV'nin, müzayede bedeli için yapacağı tahsilatlara ilişkin ödeme belgelerinde ayrıca yer alması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

 

T.C.

AFYONKARAHİSAR VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-63611781-130[1-2022/3]-27545

28.06.2022

Konu

:

Malvarlığının terki suretiyle konkordato yoluyla satışlarda sorumluluk hk.

 

 

 

 

 

İlgi

:

… tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, borçlular … , … , … Taah. Tic. San. ve Gıda Ürünleri Ür. Paz. Ltd. Şti.nin mal varlığının terki suretiyle konkordato taleplerinin Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/9/2019 tarih ve E:2018/75 K:2018/182 sayılı kararı ile kabul edildiği, aynı Mahkemenin 24/6/2021 tarihli ek kararı ile tarafınızın konkordato komiseri olarak görevlendirildiği belirtilerek,

 

- Borçlu şirketin aktifine kayıtlı gayrimenkuller ve taşıtlar ile şirket ortaklarının şahsi gayrimenkullerinin satış işleminin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı ve varsa Vergi Usul Kanunu gereği belge düzenleme yükümlülüğünün kim tarafından yerine getirileceği,

 

- Yasa gereği kendilerine yetki verilen, şirket ve şahıslar adına satış işlemine onay verecek olan konkordato tasfiye heyetinin, satışı gerçekleşecek taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla doğabilecek KDV ve diğer vergi kanunları yönünden herhangi bir mükellefiyetinin ya da sorumluluğunun bulunup bulunmadığı

 

hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun,

 

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.

 

...",

 

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

 

- 231 inci maddesinde "Faturanın düzenlenmesinde aşağıdaki kaidelere uyulur:

 

...

 

5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. ...",

 

- 232 nci maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

 

1.Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

 

2.Serbest meslek erbabına;

 

3.Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

 

4.Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

 

5.Vergiden muaf esnafa.

 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

 

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2022'den itibaren 2.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2022'den itibaren 2.000, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.",

 

- 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

 

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlariyle soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

 

Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

 

Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.

 

İkinci fıkrada belirtilen bilgileri ihtiva etmeleri kaydıyla;

 

a) Malın veya hizmetin bedelinin, dördüncü fıkrada belirtilen süre dâhilinde satıcıya; 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

b) 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında satın alınan malların gider pusulası düzenlemek zorunda olanlara iade edilmesinde, 6502 sayılı Kanun uyarınca iade edilecek tutarların, (a) bendinde yer alan kurumlar aracılığıyla iadesinde bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

 

c) Bu Kanuna göre belge düzenleme zorunluluğu bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının, tabi oldukları ilgili mevzuat dâhilinde, yaptıkları işler veya sattıkları mallar için düzenledikleri belgeler,

 

gider pusulası yerine geçer.

 

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Buna göre, somut durumda;

 

- Borçlu şirkete ait/aktifine kayıtlı gayrimenkuller ve taşıtların satılması durumunda, şirket tarafından alıcı adına, malın teslim edildiği (gayrimenkuller için satış işleminin tapuya tescil tarihinden itibaren, ancak tapuya tescil tarihinden önce fiilen teslim gerçekleşmiş ise mal tesliminin gerçekleştiği) tarihten itibaren azami 7 gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

 

- Herhangi bir ticari işletmeye konu olmayan (herhangi bir işletmenin aktifine/envanterine kayıtlı olmayan), şirket ortaklarının şahsi gayrimenkullerinin satışında ise, alıcının mezkûr Kanunun 234 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen gider pusulası düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olması halinde alıcı tarafından (213 sayılı Kanunun 234 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere) satıcı adına gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir. Alıcının, vergi mükellefi olmaması (gider pusulası düzenleme zorunluluğu bulunanlar kapsamında olmaması) durumunda ise tarafların söz konusu satışa ilişkin olarak mezkûr Kanun kapsamında herhangi bir belge düzenleme yükümlülükleri bulunmamaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde; Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

-1/3-d maddesinde; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV'ye tabi olduğu,

 

-2 nci maddesinde; teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

 

-8/ç maddesinde; müzayede mahallerinde yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı yapanlar olduğu,

 

-17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve tesliminin KDV'den istisna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

-(I/B-6.1.) bölümünde; "3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, cebri icra, izale-i şüyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar da dahil olmak üzere, müzayede mahallerinde yapılan her türlü satışlar KDV'ye tabidir. Kanunun istisna ve vergi oranlarına ilişkin hükümleri bu satışlar için de geçerlidir."

 

-(II/F-4.16.1) bölümünde; "Satışa konu edilecek taşınmazlar (arsa, arazi, bina) ile iştirak hisselerinin satışında istisna uygulanabilmesi için kurumların aktiflerinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir.

 

En az iki tam yıl aktifte bulundurma süresinin hesabında, bu taşınmazların 3065 sayılı Kanunun (17/4-u) maddesi ile (17/4-y) maddesinde yer alan istisna kapsamında varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınır.

 

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz.

 

İstisna, satış yoluyla gerçekleştirilen devir ve teslimlerde uygulanır. Bağış, hibe şeklinde yapılan devir ve teslimler istisna kapsamı dışındadır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre, … Taahhüt Tic. San. Gıda Ürn. Ltd. Şti.ye ait taşınır ve taşınmaz malların satışı 3065 sayılı Kanunun 1/1 inci maddesine göre KDV'ye tabi olacaktır. Öte yandan, şirkete ait taşınmazların şirket tarafından ticaretinin yapılmaması ve taşınmazların en az iki tam yıl süreyle şirket aktifinde kayıtlı olması şartıyla bu taşınmazların satışı işlemi 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesine göre KDV'den istisna tutulacaktır.

 

Diğer taraftan, borçlu şirketin ortağı … ile … 'ın ticari işletmeye konu olmayan (herhangi bir işletmenin aktifine/envanterine kayıtlı olmayan) şahsi taşınmazlarının müzayede mahallerinde satışı 3065 sayılı Kanunun 1/3-d maddesine göre KDV'ye tabi olup, bu satışlarda KDV'nin mükellefi müzayede mahallerinde satışı yapan konkordato tasfiye heyetidir. Bu kapsamda, tasfiye heyeti adına KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi ve söz konusu satış üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, müzayede yoluyla satılan ve mükellefiyeti bulunan satıcı tarafından alıcı adına düzenlenecek fatura ile satıcının mükellefiyetinin bulunmaması durumunda, alıcı tarafından düzenlenecek olan gider pusulasında, kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan KDV bilgisi gösterilerek söz konusu satışın müzayede mahallinde yapılan satış olduğu ve satışa ilişkin KDV'nin müzayedeyi düzenleyen tarafından beyan edilip ödeneceğine ilişkin açıklamaya yer verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, 213 sayılı Kanun uyarınca fatura düzenleme mecburiyeti bulunmayan tasfiye heyetinin müzayedeye konu mallar nedeniyle hesaplayacağı KDV'nin, müzayede bedeli için yapacağı tahsilatlara ilişkin ödeme belgelerinde ayrıca yer alması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

97726449-130[1800428717]-77380

10.06.2022

Konu

:

Müzayede mahallinde yapılan ikinci el araç ticareti hakkında.

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

a)

… tarihli ve … gelen evrak sayılı özelge talep formunuz.

b)

… tarihli ve … gelen evrak sayılı dilekçeniz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin müzayede mahallinde ikinci el motorlu kara taşıtlarının doğrudan satıcıdan alıcıya satışında komisyon karşılığı hizmet verdiği, bunun yanı sıra kendi mülkiyetinizde bulunan araçların da bu şekilde satılabildiği, bu satışların fiziki açık arttırma, on-line açık arttırma ve iki sistemi birlikte içeren hibrit açık arttırma ortamlarında olabildiği belirtilmekte olup, bu satış işlemlerinde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununa istinaden verginin mükellefinin kim olacağı, özel matrah şeklinden yararlanılıp yararlanılamayacağı ve kendi mülkiyetinizde bulunan araçlara ilişkin yapılan teslimler dolayısıyla hesaplanan KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağına ilişkin olarak Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

I-  VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu,

 

-229 uncu maddesinde, faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

 

-230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulmasının şart olduğu,

 

-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,

 

-232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları,

 

-234 üncü maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçilerin, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulasını düzenleyecekleri, vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulasının, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu

 

hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, müzayede yoluyla satılacak malların Şirketiniz tarafından satın alınmaksızın müzayedeye konu edilerek satılması (sadece satışa aracılık edilmesi) durumunda;

 

-Malı müzayede yoluyla satılan satıcının vergi mükellefi olması halinde, satıcı tarafından, genel hükümler çerçevesinde alıcı adına fatura düzenlenmesi,

 

-Malı müzayede yoluyla satılan satıcının vergi mükellefi olmaması ve alıcının vergi mükellefi olması halinde, alıcı tarafından satıcı adına gider pusulası düzenlenmesi,

 

-Aracılık faaliyetinden ötürü elde edilen komisyon gelirleri için Şirketiniz tarafından, genel hükümler çerçevesinde, hizmet verdiğiniz müşteri adına fatura düzenlenmesi

 

gerekmektedir.

 

Öte yandan, vergi mükellefi olmayan kişiler arasında yapılan araç alım satımlarında herhangi bir belge düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

 

 II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde  yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışların KDV'ye tabi olduğu,

 

-8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların; 8/1-ç maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışlarda bu satışları yapanların KDV'nin mükellefi olduğu,

 

-10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği,

 

-23/d maddesinde; müzayede mahallerinde yapılan satışlarda kesin satış bedelinin matrah olduğu,

 

-23/f maddesinde, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrahın, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğu,

 

-29 uncu maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

-"Diğer Faaliyetlerden Doğan Teslim ve Hizmetler" başlıklı (I/A-1.3.) bölümünde;  

 

" ...

 

d) 3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar vergiye tabidir. Müzayede yapılan yerin, münhasıran müzayede yapımına tahsis edilmiş olup olmaması durumu değiştirmez. Bu tür satışlarda vergi kesin satış bedeli üzerinden hesaplanır. ",

 

 -"Müzayede Mahallinde Yapılan Satışlar" başlıklı (I/B-6.) bölümünde;

 

"6.1. Genel Olarak

 

3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, cebri icra, izale-i şüyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar da dahil olmak üzere, müzayede mahallerinde yapılan her türlü satışlar KDV'ye tabidir. Kanunun istisna ve vergi oranlarına ilişkin hükümleri bu satışlar için de geçerlidir.

 

Bu satışlarda vergiyi doğuran olay, satışın yapıldığı tarihte vuku bulmaktadır. Verginin mükellefi 3065 sayılı Kanunun (8/ç) maddesine göre, satışları düzenleyen özel veya resmi kişi ve/veya kuruluşlar olup, 3065 sayılı Kanunun (23/d) maddesi hükmüne göre, satılan malın kesin satış bedeli KDV'nin matrahıdır. Ancak izale-i şüyu çerçevesinde yapılan satışlarda alıcının hissedarlardan biri olması halinde hissesi, bu hisse için mülkiyet devri söz konusu olmadığından matrahtan indirilir.

 

Bu satışlarda giderler dolayısıyla ödenen vergiler, malların kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan vergiden indirilemez, ancak müzayedeyi düzenleyenin komisyonu üzerinden hesaplanan KDV'den indirilebilir. Bir komisyon söz konusu değilse, yüklenilen vergiler gider veya maliyet olarak dikkate alınır.

 

Bu satışlarla ilgili beyan ve ödeme mükellefiyeti genel esaslara göre yerine getirilir. Başka faaliyetleri dolayısıyla sürekli beyanname vermek zorunda olmayan resmi kuruluşlar (icra daireleri hariç) tarafından bu şekilde tahsil edilen KDV, yetki alanı içerisinde bulunulan vergi dairelerine en geç 7 (yedi) gün içinde ödenir. Ancak tahsilât tutarının 50.000 TL'yi aşması halinde, bu süre beklenilmeksizin ertesi gün mesai bitimine kadar ödenmesi zorunludur.

 

Müzayede suretiyle yapılan satışlarda esas olan organizasyonun düzenlenmesi olup, müzayedeye katılan sayısının birden fazla kişi olmaması, işlemin mahiyetini değiştirmez.",

 

-"İkinci El Araç ve Taşınmaz Ticareti" başlıklı (III/A-4.9.) bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun 7104 sayılı Kanunla değişik (23/f) maddesine göre, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.

 

KDV mükellefi olmayanlardan veya istisna kapsamında KDV ödenmeksizin alınan ikinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların satışında düzenlenecek faturalarda alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplanır. KDV hesaplanarak alınan ikinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların teslimlerinde ise özel matrah uygulanmayacağı tabiidir.

 

Buna göre, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulaması yalnızca ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükellefler tarafından uygulanacaktır.

 

İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal edenler, 13/2/2018 tarihli ve 30331 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında işletmesi adına yetki belgesi alan tacirler ile esnaf ve sanatkârlardır. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal etmekle birlikte henüz yetki belgesi almamış olanlar, İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliğe göre yetki belgesi alınması için verilen süre ile sınırlı olmak üzere yetki belgesi olmaksızın, özel matrah uygulayabilirler.

 

...

 

Verilen süre içinde yetki belgesini almamış olanlar ile yetki belgesi almaksızın ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticareti ile iştigal edenlerin ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulanmaz.

 

İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulanabilmesi için, araç veya taşınmazın basit tadil, bakım ve onarım işlemleri dışında vasfında esaslı değişiklik yapılmaması gerekmektedir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu çerçevede,  müzayede yoluyla satılacak malların gerek Şirketiniz tarafından satın alınmaksızın (sadece satışa aracılık edilmesi) gerekse satın alınarak müzayede mahallinde satışı, 3065 sayılı Kanunun 1/3-d maddesine göre KDV'ye tabi olup, söz konusu KDV'nin mükellefi 3065 sayılı Kanunun 8/1-ç maddesine göre bu satışı düzenleyen Şirketinizdir.

 

Buna göre, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının satın alınmaksızın komisyon karşılığı  gerçek veya tüzel kişiler adına müzayede mahallinde satışında;

 

-Kesin satış bedeli üzerinden taşıtın tabi olduğu oranda KDV hesaplanması ve hesaplanan KDV'nin Şirketiniz tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi,

 

 -Taşıtı müzayede yoluyla satılan ve mükellefiyeti bulunan satıcı tarafından alıcı adına düzenlenecek fatura ile satıcının mükellefiyetinin bulunmaması durumunda alıcı tarafından düzenlenecek olan gider pusulasında, kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan KDV bilgisi gösterilerek söz konusu satışın müzayede mahallinde yapılan satış olduğu ve satışa ilişkin KDV'nin müzayedeyi düzenleyen tarafından beyan edilip ödeneceğine ilişkin açıklamaya yer verilmesi

 

gerekmekte olup, söz konusu fatura veya gider pusulasında yer alan ve Şirketiniz tarafından beyan edilecek KDV'nin alıcı tarafından indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Diğer taraftan, Şirketinizin ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal etmesi ve İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında yetki belgesinin bulunması halinde, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının KDV mükellefi olmayanlardan alınarak (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın müzayede mahallinde satışında, 3065 sayılı Kanunun 23/f maddesi çerçevesinde özel matrah uygulanması mümkün bulunmaktadır.

 

Öte yandan, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının KDV mükellefi olanlardan alınarak müzayede mahallinde satışında, kesin satış bedeli üzerinden taşıtın tabi olduğu oranda KDV hesaplanması ve hesaplanan KDV'nin Şirketiniz tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu taşıtların alımında ödenen KDV'nin Şirketiniz tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

97726449-130[1800428717]-77380

10.06.2022

Konu

:

Müzayede mahallinde yapılan ikinci el araç ticareti hakkında.

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

a)

… tarihli ve … gelen evrak sayılı özelge talep formunuz.

b)

… tarihli ve … gelen evrak sayılı dilekçeniz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin müzayede mahallinde ikinci el motorlu kara taşıtlarının doğrudan satıcıdan alıcıya satışında komisyon karşılığı hizmet verdiği, bunun yanı sıra kendi mülkiyetinizde bulunan araçların da bu şekilde satılabildiği, bu satışların fiziki açık arttırma, on-line açık arttırma ve iki sistemi birlikte içeren hibrit açık arttırma ortamlarında olabildiği belirtilmekte olup, bu satış işlemlerinde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununa istinaden verginin mükellefinin kim olacağı, özel matrah şeklinden yararlanılıp yararlanılamayacağı ve kendi mülkiyetinizde bulunan araçlara ilişkin yapılan teslimler dolayısıyla hesaplanan KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağına ilişkin olarak Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

I-  VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu,

 

-229 uncu maddesinde, faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

 

-230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulmasının şart olduğu,

 

-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,

 

-232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları,

 

-234 üncü maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçilerin, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulasını düzenleyecekleri, vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulasının, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu

 

hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, müzayede yoluyla satılacak malların Şirketiniz tarafından satın alınmaksızın müzayedeye konu edilerek satılması (sadece satışa aracılık edilmesi) durumunda;

 

-Malı müzayede yoluyla satılan satıcının vergi mükellefi olması halinde, satıcı tarafından, genel hükümler çerçevesinde alıcı adına fatura düzenlenmesi,

 

-Malı müzayede yoluyla satılan satıcının vergi mükellefi olmaması ve alıcının vergi mükellefi olması halinde, alıcı tarafından satıcı adına gider pusulası düzenlenmesi,

 

-Aracılık faaliyetinden ötürü elde edilen komisyon gelirleri için Şirketiniz tarafından, genel hükümler çerçevesinde, hizmet verdiğiniz müşteri adına fatura düzenlenmesi

 

gerekmektedir.

 

Öte yandan, vergi mükellefi olmayan kişiler arasında yapılan araç alım satımlarında herhangi bir belge düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

 

 II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde  yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışların KDV'ye tabi olduğu,

 

-8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların; 8/1-ç maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışlarda bu satışları yapanların KDV'nin mükellefi olduğu,

 

-10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği,

 

-23/d maddesinde; müzayede mahallerinde yapılan satışlarda kesin satış bedelinin matrah olduğu,

 

-23/f maddesinde, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrahın, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğu,

 

-29 uncu maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

-"Diğer Faaliyetlerden Doğan Teslim ve Hizmetler" başlıklı (I/A-1.3.) bölümünde;  

 

" ...

 

d) 3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar vergiye tabidir. Müzayede yapılan yerin, münhasıran müzayede yapımına tahsis edilmiş olup olmaması durumu değiştirmez. Bu tür satışlarda vergi kesin satış bedeli üzerinden hesaplanır. ",

 

 -"Müzayede Mahallinde Yapılan Satışlar" başlıklı (I/B-6.) bölümünde;

 

"6.1. Genel Olarak

 

3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, cebri icra, izale-i şüyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar da dahil olmak üzere, müzayede mahallerinde yapılan her türlü satışlar KDV'ye tabidir. Kanunun istisna ve vergi oranlarına ilişkin hükümleri bu satışlar için de geçerlidir.

 

Bu satışlarda vergiyi doğuran olay, satışın yapıldığı tarihte vuku bulmaktadır. Verginin mükellefi 3065 sayılı Kanunun (8/ç) maddesine göre, satışları düzenleyen özel veya resmi kişi ve/veya kuruluşlar olup, 3065 sayılı Kanunun (23/d) maddesi hükmüne göre, satılan malın kesin satış bedeli KDV'nin matrahıdır. Ancak izale-i şüyu çerçevesinde yapılan satışlarda alıcının hissedarlardan biri olması halinde hissesi, bu hisse için mülkiyet devri söz konusu olmadığından matrahtan indirilir.

 

Bu satışlarda giderler dolayısıyla ödenen vergiler, malların kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan vergiden indirilemez, ancak müzayedeyi düzenleyenin komisyonu üzerinden hesaplanan KDV'den indirilebilir. Bir komisyon söz konusu değilse, yüklenilen vergiler gider veya maliyet olarak dikkate alınır.

 

Bu satışlarla ilgili beyan ve ödeme mükellefiyeti genel esaslara göre yerine getirilir. Başka faaliyetleri dolayısıyla sürekli beyanname vermek zorunda olmayan resmi kuruluşlar (icra daireleri hariç) tarafından bu şekilde tahsil edilen KDV, yetki alanı içerisinde bulunulan vergi dairelerine en geç 7 (yedi) gün içinde ödenir. Ancak tahsilât tutarının 50.000 TL'yi aşması halinde, bu süre beklenilmeksizin ertesi gün mesai bitimine kadar ödenmesi zorunludur.

 

Müzayede suretiyle yapılan satışlarda esas olan organizasyonun düzenlenmesi olup, müzayedeye katılan sayısının birden fazla kişi olmaması, işlemin mahiyetini değiştirmez.",

 

-"İkinci El Araç ve Taşınmaz Ticareti" başlıklı (III/A-4.9.) bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun 7104 sayılı Kanunla değişik (23/f) maddesine göre, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.

 

KDV mükellefi olmayanlardan veya istisna kapsamında KDV ödenmeksizin alınan ikinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların satışında düzenlenecek faturalarda alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplanır. KDV hesaplanarak alınan ikinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların teslimlerinde ise özel matrah uygulanmayacağı tabiidir.

 

Buna göre, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulaması yalnızca ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükellefler tarafından uygulanacaktır.

 

İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal edenler, 13/2/2018 tarihli ve 30331 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında işletmesi adına yetki belgesi alan tacirler ile esnaf ve sanatkârlardır. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal etmekle birlikte henüz yetki belgesi almamış olanlar, İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliğe göre yetki belgesi alınması için verilen süre ile sınırlı olmak üzere yetki belgesi olmaksızın, özel matrah uygulayabilirler.

 

...

 

Verilen süre içinde yetki belgesini almamış olanlar ile yetki belgesi almaksızın ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticareti ile iştigal edenlerin ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulanmaz.

 

İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulanabilmesi için, araç veya taşınmazın basit tadil, bakım ve onarım işlemleri dışında vasfında esaslı değişiklik yapılmaması gerekmektedir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu çerçevede,  müzayede yoluyla satılacak malların gerek Şirketiniz tarafından satın alınmaksızın (sadece satışa aracılık edilmesi) gerekse satın alınarak müzayede mahallinde satışı, 3065 sayılı Kanunun 1/3-d maddesine göre KDV'ye tabi olup, söz konusu KDV'nin mükellefi 3065 sayılı Kanunun 8/1-ç maddesine göre bu satışı düzenleyen Şirketinizdir.

 

Buna göre, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının satın alınmaksızın komisyon karşılığı  gerçek veya tüzel kişiler adına müzayede mahallinde satışında;

 

-Kesin satış bedeli üzerinden taşıtın tabi olduğu oranda KDV hesaplanması ve hesaplanan KDV'nin Şirketiniz tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi,

 

 -Taşıtı müzayede yoluyla satılan ve mükellefiyeti bulunan satıcı tarafından alıcı adına düzenlenecek fatura ile satıcının mükellefiyetinin bulunmaması durumunda alıcı tarafından düzenlenecek olan gider pusulasında, kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan KDV bilgisi gösterilerek söz konusu satışın müzayede mahallinde yapılan satış olduğu ve satışa ilişkin KDV'nin müzayedeyi düzenleyen tarafından beyan edilip ödeneceğine ilişkin açıklamaya yer verilmesi

 

gerekmekte olup, söz konusu fatura veya gider pusulasında yer alan ve Şirketiniz tarafından beyan edilecek KDV'nin alıcı tarafından indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Diğer taraftan, Şirketinizin ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal etmesi ve İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında yetki belgesinin bulunması halinde, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının KDV mükellefi olmayanlardan alınarak (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın müzayede mahallinde satışında, 3065 sayılı Kanunun 23/f maddesi çerçevesinde özel matrah uygulanması mümkün bulunmaktadır.

 

Öte yandan, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının KDV mükellefi olanlardan alınarak müzayede mahallinde satışında, kesin satış bedeli üzerinden taşıtın tabi olduğu oranda KDV hesaplanması ve hesaplanan KDV'nin Şirketiniz tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu taşıtların alımında ödenen KDV'nin Şirketiniz tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

97726449-130[1800428717]-77380

10.06.2022

Konu

:

Müzayede mahallinde yapılan ikinci el araç ticareti hakkında.

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

a)

… tarihli ve … gelen evrak sayılı özelge talep formunuz.

b)

… tarihli ve … gelen evrak sayılı dilekçeniz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin müzayede mahallinde ikinci el motorlu kara taşıtlarının doğrudan satıcıdan alıcıya satışında komisyon karşılığı hizmet verdiği, bunun yanı sıra kendi mülkiyetinizde bulunan araçların da bu şekilde satılabildiği, bu satışların fiziki açık arttırma, on-line açık arttırma ve iki sistemi birlikte içeren hibrit açık arttırma ortamlarında olabildiği belirtilmekte olup, bu satış işlemlerinde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununa istinaden verginin mükellefinin kim olacağı, özel matrah şeklinden yararlanılıp yararlanılamayacağı ve kendi mülkiyetinizde bulunan araçlara ilişkin yapılan teslimler dolayısıyla hesaplanan KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağına ilişkin olarak Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

I-  VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

 

-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu,

 

-229 uncu maddesinde, faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

 

-230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulmasının şart olduğu,

 

-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,

 

-232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları,

 

-234 üncü maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçilerin, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulasını düzenleyecekleri, vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulasının, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu

 

hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, müzayede yoluyla satılacak malların Şirketiniz tarafından satın alınmaksızın müzayedeye konu edilerek satılması (sadece satışa aracılık edilmesi) durumunda;

 

-Malı müzayede yoluyla satılan satıcının vergi mükellefi olması halinde, satıcı tarafından, genel hükümler çerçevesinde alıcı adına fatura düzenlenmesi,

 

-Malı müzayede yoluyla satılan satıcının vergi mükellefi olmaması ve alıcının vergi mükellefi olması halinde, alıcı tarafından satıcı adına gider pusulası düzenlenmesi,

 

-Aracılık faaliyetinden ötürü elde edilen komisyon gelirleri için Şirketiniz tarafından, genel hükümler çerçevesinde, hizmet verdiğiniz müşteri adına fatura düzenlenmesi

 

gerekmektedir.

 

Öte yandan, vergi mükellefi olmayan kişiler arasında yapılan araç alım satımlarında herhangi bir belge düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

 

 II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde  yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışların KDV'ye tabi olduğu,

 

-8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların; 8/1-ç maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışlarda bu satışları yapanların KDV'nin mükellefi olduğu,

 

-10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği,

 

-23/d maddesinde; müzayede mahallerinde yapılan satışlarda kesin satış bedelinin matrah olduğu,

 

-23/f maddesinde, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrahın, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğu,

 

-29 uncu maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

-"Diğer Faaliyetlerden Doğan Teslim ve Hizmetler" başlıklı (I/A-1.3.) bölümünde;  

 

" ...

 

d) 3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar vergiye tabidir. Müzayede yapılan yerin, münhasıran müzayede yapımına tahsis edilmiş olup olmaması durumu değiştirmez. Bu tür satışlarda vergi kesin satış bedeli üzerinden hesaplanır. ",

 

 -"Müzayede Mahallinde Yapılan Satışlar" başlıklı (I/B-6.) bölümünde;

 

"6.1. Genel Olarak

 

3065 sayılı Kanunun (1/3-d) maddesine göre, cebri icra, izale-i şüyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar da dahil olmak üzere, müzayede mahallerinde yapılan her türlü satışlar KDV'ye tabidir. Kanunun istisna ve vergi oranlarına ilişkin hükümleri bu satışlar için de geçerlidir.

 

Bu satışlarda vergiyi doğuran olay, satışın yapıldığı tarihte vuku bulmaktadır. Verginin mükellefi 3065 sayılı Kanunun (8/ç) maddesine göre, satışları düzenleyen özel veya resmi kişi ve/veya kuruluşlar olup, 3065 sayılı Kanunun (23/d) maddesi hükmüne göre, satılan malın kesin satış bedeli KDV'nin matrahıdır. Ancak izale-i şüyu çerçevesinde yapılan satışlarda alıcının hissedarlardan biri olması halinde hissesi, bu hisse için mülkiyet devri söz konusu olmadığından matrahtan indirilir.

 

Bu satışlarda giderler dolayısıyla ödenen vergiler, malların kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan vergiden indirilemez, ancak müzayedeyi düzenleyenin komisyonu üzerinden hesaplanan KDV'den indirilebilir. Bir komisyon söz konusu değilse, yüklenilen vergiler gider veya maliyet olarak dikkate alınır.

 

Bu satışlarla ilgili beyan ve ödeme mükellefiyeti genel esaslara göre yerine getirilir. Başka faaliyetleri dolayısıyla sürekli beyanname vermek zorunda olmayan resmi kuruluşlar (icra daireleri hariç) tarafından bu şekilde tahsil edilen KDV, yetki alanı içerisinde bulunulan vergi dairelerine en geç 7 (yedi) gün içinde ödenir. Ancak tahsilât tutarının 50.000 TL'yi aşması halinde, bu süre beklenilmeksizin ertesi gün mesai bitimine kadar ödenmesi zorunludur.

 

Müzayede suretiyle yapılan satışlarda esas olan organizasyonun düzenlenmesi olup, müzayedeye katılan sayısının birden fazla kişi olmaması, işlemin mahiyetini değiştirmez.",

 

-"İkinci El Araç ve Taşınmaz Ticareti" başlıklı (III/A-4.9.) bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun 7104 sayılı Kanunla değişik (23/f) maddesine göre, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.

 

KDV mükellefi olmayanlardan veya istisna kapsamında KDV ödenmeksizin alınan ikinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların satışında düzenlenecek faturalarda alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplanır. KDV hesaplanarak alınan ikinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların teslimlerinde ise özel matrah uygulanmayacağı tabiidir.

 

Buna göre, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulaması yalnızca ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükellefler tarafından uygulanacaktır.

 

İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal edenler, 13/2/2018 tarihli ve 30331 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında işletmesi adına yetki belgesi alan tacirler ile esnaf ve sanatkârlardır. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal etmekle birlikte henüz yetki belgesi almamış olanlar, İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliğe göre yetki belgesi alınması için verilen süre ile sınırlı olmak üzere yetki belgesi olmaksızın, özel matrah uygulayabilirler.

 

...

 

Verilen süre içinde yetki belgesini almamış olanlar ile yetki belgesi almaksızın ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticareti ile iştigal edenlerin ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulanmaz.

 

İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulanabilmesi için, araç veya taşınmazın basit tadil, bakım ve onarım işlemleri dışında vasfında esaslı değişiklik yapılmaması gerekmektedir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu çerçevede,  müzayede yoluyla satılacak malların gerek Şirketiniz tarafından satın alınmaksızın (sadece satışa aracılık edilmesi) gerekse satın alınarak müzayede mahallinde satışı, 3065 sayılı Kanunun 1/3-d maddesine göre KDV'ye tabi olup, söz konusu KDV'nin mükellefi 3065 sayılı Kanunun 8/1-ç maddesine göre bu satışı düzenleyen Şirketinizdir.

 

Buna göre, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının satın alınmaksızın komisyon karşılığı  gerçek veya tüzel kişiler adına müzayede mahallinde satışında;

 

-Kesin satış bedeli üzerinden taşıtın tabi olduğu oranda KDV hesaplanması ve hesaplanan KDV'nin Şirketiniz tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi,

 

 -Taşıtı müzayede yoluyla satılan ve mükellefiyeti bulunan satıcı tarafından alıcı adına düzenlenecek fatura ile satıcının mükellefiyetinin bulunmaması durumunda alıcı tarafından düzenlenecek olan gider pusulasında, kesin satış bedeli üzerinden hesaplanan KDV bilgisi gösterilerek söz konusu satışın müzayede mahallinde yapılan satış olduğu ve satışa ilişkin KDV'nin müzayedeyi düzenleyen tarafından beyan edilip ödeneceğine ilişkin açıklamaya yer verilmesi

 

gerekmekte olup, söz konusu fatura veya gider pusulasında yer alan ve Şirketiniz tarafından beyan edilecek KDV'nin alıcı tarafından indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Diğer taraftan, Şirketinizin ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal etmesi ve İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında yetki belgesinin bulunması halinde, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının KDV mükellefi olmayanlardan alınarak (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın müzayede mahallinde satışında, 3065 sayılı Kanunun 23/f maddesi çerçevesinde özel matrah uygulanması mümkün bulunmaktadır.

 

Öte yandan, Şirketiniz tarafından ikinci el motorlu kara taşıtlarının KDV mükellefi olanlardan alınarak müzayede mahallinde satışında, kesin satış bedeli üzerinden taşıtın tabi olduğu oranda KDV hesaplanması ve hesaplanan KDV'nin Şirketiniz tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu taşıtların alımında ödenen KDV'nin Şirketiniz tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Sayfalar