Buradasınız

-  KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞLERİ

Resmi Gazete No: 19058 Resmi Gazete Tarihi: Salı, 25 Mart, 1986 Adı: UID: BVSIGYNGIBYWQXMZ
İçerik:



 
 



I _ DAHİLİ TEVKİFATA İLİŞKİN GENEL ESASLAR:

Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen mükerrer 40. madde hükmüyle dahili tevkifat esası düzenlenmiş bulunmaktadır. Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde yer alan dahili tevkifat ile ilgili hükümler kurumlar vergisi mükellefleri için de uygulanacaktır.

1. Kurumlar Vergisine Tabi Olanlarda Dahili Tevkifat:

Kurumlar Vergisi Kanuunun 1. maddesinde yazılı bulunan sermaye şirketleri (Anonim, Limited ve eshamlı komandit şirketler), kooperatifler, iktisadi kamu müesseleri. dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları dahili tevkifata tabidir.

2. Kurumlar Vergisinden Muaf Olanlarda Dahili Tevkifat:

Kurumlar Vergisi Kanununun 1. maddesinde sayılan kurumlardan olmakla beraber özel kanunlarına veya Kurumlar Vergisi Kanununun 7. maddesine göre kurumlar vergisinden muaf bulunan kurumlar, dahili tevkıfat yapmayacaklardır. Ancak bunlardan muafıyet şartlarını kaybedenler, kurumlar vergisi mükellefı olduğu tarihten itibaren, dahili tevkifat yapmakla dar mükellef olacaklardır.

Örnek: Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16. maddesinde yer alan muafiyet şartlarına haiz bir kooperatif için bu şartların ihlal edildiği tarihte, kurumlar vergisi muafiyeti sona ermiş olacaktır. Dolayısıyla bu durumdaki bir kurum şartların ihlal edildiği tarihden itibaren dahili tevkifat yapmak zorundadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun sözü edilen 7. maddesi uyarınca, tekel mevzuuna ait faaliyetlerine münhasır olmak üzere tekel işletmeleri, kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. Bu muafiyetten yararlanan tekel işletmeleri dahili tevkifat yapmayacaklardır. Ancak tekel işletmeleri, tekel konusu dışında kalan faaliyetleri dolayısıyle dahili tevkifata tabi olacaktır.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin sadece 15 numaralı bendi uyarınca kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilen tesisleri işleten kurumlar, bu işletmelerine ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapmayacaklardır.

3. Eshamlı Komandit şirketlerde Dahili Tevkifat:

Eshamlı komandit şirketlerin beyan edecekleri ve ödeyecekleri dahili tevkifat; komandite ortağa ait dahili tevkifat tutarını da ihtiva etmiş olacaktır. Komandite ortağın kar payı oranında hesaplanan dahili tevkifat düşüldükten sonra, kalan kısım şirkete ait dahili tevkifat miktarı olup, Kurumlar Vergisi beyannamesinde şirket bu miktarı mahsup edecektir. Mahsup işlemi kurumlar vergisi beyannamesinde yapılacaktır.

Örnek: (X) Eshamlı Komandit şirketinin 1986 yılı içinde ödediği dahili tevkifat tutarı 300.000.liradır. (Y) Komandite ortak, şirketin % 40 hissesine sahiptir. şirketin Nisan 1987 ayı içinde vereceği kurumlar Vergisi beyannamesinde mahsup edeceği dahili tevkifat şöyle olacaktır.







Dönem içinde ödenen dahili tevkifat
300.000.-
 
Komandite ortağa ait dahili tevkifatın tutarı

(300.000 x % 40)
- 120.000.-
 
Eshamlı Komandit şirkete ait dahili tevkifat
180.000.-
TL.'dır.


Kurum için hesaplanan 180.000.lira tutarındaki dahili tevkifat, bu kurumun ödemesi gereken kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

(Kurumlar Vergisi beyannamesinde yapılacaktır.)

4. Vakıflar ve Kanunla Kurulan Emekli ve Yardım Sandıkları:

Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 11 numaralı bendiyle, safi kurum kazancından, gelirlerinin tamamını Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye tahsis eden vakıflardan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyetini tanınanlara, sermayeye iştirak nispetinde ödenecek miktarlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Öte yandan kurumlar vergisinden istisna edilen söz konusu kar payları, Gelir Vergisi Kanununun 94/8. maddesine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu kar payları, bu tür vakıflara vergisiz olarak intikal ettirilmekte ve bu vakıflar kurumlar vergisi mükellefi olmadıklarından vakıf bünyesinde de vergilenmemektedir.

Bu tür ortağı bulunan kurumlarda, vakıf ortağın sermayeye iştirak payı oranında hesaplanan dahili tevkifat düşüldükten sonra kalan kısım şirkete ait dahili tevkifat sayılacak ve bu miktar vergi dairesine yatırılacaktır. Ancak bu mahsup, anılan vakıfların en az % 30 oranında ortak oldukları şirketlerde uygulanacaktır. Mahsup işlemi, dönem içinde dahili tevkifatın beyan edildiği katma değer vergisi veya banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannameleri üzerinde yapılacaktır.

Örnek 1 _ (X) Anonim şirketinin 1986 Şubat ayında satışları üzerinden hesapladığı katma değer vergisi 150.000.- lira, aynı dönemdeki girdileri dolayısıyla yüklendiği katma değer vergisi 50.000.- liradır. Bu şirkette Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın sermaye payı % 30'dur. Şirketin katma değer vergisi beyannamesiyle beyan ederek ödeyeceği dahili tevkifat şöyle hesaplanacaktır:













_ Satışlar üzerinden hesaplanan katma değer vergisi
150.000.-
 
_ Mal alışları dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi
50.000.-
 
_ Ödenecek katma değer vergisi
100.000.-
 
_ Hesaplanan dahili tevkifat (100.000 x % 20)
20.000.-
 
_ Vakıf ortağının şirketteki hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifat (20.000 x % 30)
- 6.000.-
 
_ Şirketçe ödenmesi gereken dahili tevkifat (20.000 - 6.000)
14.000.-
TL.'dır.


Örnek 2 _ Aynı şirketin söz konusu % 30 sermaye payına Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı yerine Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 16 numaralı bendinde sayılan kurumlardan T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar kurumu, Bağ-Kur gibi kanunla kurulan emekli sandıkları ile Ordu Yardımlaşma Kurumu ve 2983 sayılı Kanunla kurulan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığının sahip bulunması halinde, bu ortakların hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifatın yarısı düşüldükten sonra kalan kısım şirketce ödenmesi gereken dahili tevkifat miktarı olacaktır. Bu durumda kuruma ait dahili tevkifat şöyle hesaplanacaktır.













_ Satışlar üzerinden hesaplanan katma değer vergisi
150.000.-
 
_ Mal alışları dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi
50.000.-
 
_ Ödenecek katma değer vergisi
100.000.-
 
_ Hesaplanan dahili tevkifat
20.000.-
 
_ Ortağın (Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16. maddesinde sayılanlar) şirketteki hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifatın yarısı (20.000 x % 30): 2
- 3.000.-
 
_ Şirketçe ödenmesi gereken dahili tevkifat
17.000.-
TL.'dır.


5. Cari Dönem İçinde Yapılan Vergi Tevkifatı ile Ödenen Dahili Tevkifatın Mahsubu:

Cari vergilendirme dönemi içinde elde edilen kurum kazanç ve iratlar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 (Bu maddenin 7 ve 8 numaralı bentlerine göre yapılan tevkifat hariç) ve Kurumlar Vergisi kanununun 24. maddelerine göre tevkif edilmiş bulunan vergiler; belgelenmek kaydıyla mükellefin ödeyeceği dahili tevkifat tutarından mahsup edilecektir.

Bu mahsubun yapılabilmesi için mükellefin kendisine yapılan ödemelerden gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapan vergi sorumlusunun adı, soyadı varsa ünvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası ile yapılan ödemenin nev'i, tutarı ve tevkif edilen gelir veya kurumlar vergisini gösterir bir listeyi beyannamesine eklemesi gerekmektedir.

Tevkif edilen vergiler ödenmesi gereken dahili tevkifat tutarından aylık dönemler itibariyle mahsup edilecektir. Mahsup edilemeyen vergi bir sonraki döneme ait dahili tevkifattan mahsup edilmek üzere devrolunacaktır.

Mükelleflerin bu madde uyarınca yaptıkları dahili tevkifata ait ödemelerin toplamı, cari hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir. Mahsubu gereken dahili tevkifatın hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olması halinde, bu miktar mükellefe iade edilmeyip, müteakip dönemlere ilişkin olarak ödenmesi gereken dahili tevkifattan indirilecektir.

Dahili tevkifata ilişkin hükümler 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, Aralık 1985 ayına ait olup Ocak 1986 ayı içinde verilen katma değer vergisi ve banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannameleri üzerinden dahili tevkifat hesaplanmayacaktır.

Tasfiye ve iflas hallerinde de dahili tevkifat yapılmaya devam olunacaktır. Ancak, tasfiyesi sona eren kurumlarda, mükellefiyet de sona ereceğinden son tasfiye beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilememiş dahili tevkifatın bulunması halinde, bu miktar Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesi hükmü çerçevesinde mükellefe iade edilecektir.

6. Kurumlarda Tevkifata Tabi Kazanç ve İratlar:

Dar mükellefiyete tabi kurumların Kurumlar Vergisi Kanununun 24. maddesinde belirtilen kazanç ve iratları, bu madde uyarınca kaynağında tevkif yoluyla vergilenmektedir.

Dar mükellef kurumların, söz konusu madde uyarınca tevkifata tabi tutulan kazanç ve iratlarına ilişkin işlemleri dahili tevkifata tabi olmayacaktır.

7. Özel Beyanname İle Beyan Edilen Kazançlar:

Dar mükellefiyete tabi kurumların Kurumlar Vergisi Kanununun 22. maddesi uyarınca beyanı gereken kazanç ve iratlarına ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapılmayacaktır. Çünkü söz konusu kazançlar 15 gün içinde beyan edilmekte ve tarh ve tahakkuk ettirilen vergi aynı sürede ödenmektedir.

8. Petrol Şirketleri:

21.2.1986 tarih e 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile fona tabi olan akaryakıt dağıtım şirketleri ile petrol üreten rafinerilerde dahili tevkifatın, ödenecek katma değer vergisinden fon veya fonlar tutarının % 10'u düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, akaryakıt dağıtım şirketleri ile petrol üreten rafineriler, dahili tevkifatı hesaplarken ödenecek katma değer vergisinden Akaryakıt Fiat İstikrar Fonu ile Petrol ve Petrolle İlgili Faaliyetleri Düzenleme Fonu'nun % 10'unu düşecekler ve kalan miktar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (B) fıkrasının (a) bendine göre dahili tevkifat tutarını hesaplayacaklardır.

9. Ticari Bilanço Karlarının En Az % 90'ı ve Daha Fazlası İştirak Kazançlarından Oluşan Kurumlarda Dahili Tevkifat:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ticari bilanço karlarının en az % 90'ı ve daha fazlası iştirak kazançlarından oluşan kurumların adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin % 10'u oranında dahili tevkifat yapacakları hükme bağlanmıştır.

Bilindiği gibi, iştirak kazançları, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 39. maddesi hükmü uyarınca ticari bilanço karına dahil edilmemektedir. Mesela ticari faaliyette bulunmayıp faaliyetleri başka şirketlere iştirak etmek olan şirketlerin (saf holdingler gibi), kurumlar vergisi matrahını kanunen kabul edilmeyen giderler ile mevduat faizi gibi gelirler oluşturmaktadır.

Bu nedenle, ticari bilanço karlarının en az % 90'ı ve daha fazlası iştirak kazancından oluşan kurumlar, yukarıda açıklanan kararname hükmü gereğince, adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin % 10'u oranında dahili tevkifat yapacaklardır.

Yukarıda belirtilen "ticari bilanço karı" kurumun bir önceki yıla ait ticari bilanço karını ifade etmektedir.

10. Özel Finans Kurumları:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, özel finans kurumlarında, ödenmesi gereken katma değer vergisinden; kar ve zarara katılma hakkı veren hesaplarda toplanan fonların işletilmesinden doğan katma değer vergisinin kurum kazancını ilgilendirmeyen kısmının düşülmesinden sonra kalan katma değer vergisi üzerinden dahili tevkifatın hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.

Bilindiği gibi, özel finans kurumlarında, katılma hesaplarında toplanan fonların kullanımlarından sağlanan karların % 20'lik kısmı finans kurumunun hesaplarına, % 80'i ise, doğrudan kar ve zarara katılma hesaplarına intikal ettirilmektedir.

Yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararı gereğince; özeI fınans kurumlarında dahili tevkifat, ödenmesi gereken katma değer vergisinden, kar zarara katılma hakkı veren hesaplarda toplanan fonların işletilmesinden doğan katma değer vergisinin kurum kazancını ilgilendirmeyen kısmının düşülmesinden sonra kalan katma değer vergisi üzerinden hesaplanacak ve katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edilerek ödenecektir.

11. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine Tabi Olan Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde Dahili Tevkifat:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı kanunla değişik 94. maddesinin (B) fıkrasının (b) bendinde, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olanların adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden dahili tevkifat yapmaları öngörülmüştür.

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereğince:

Banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olan Kurumlar Vergisi mükellefleri adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin;

1.1.1986-31.3.1986 dönemi için % 20'si,

1.4.1986-30.6.1986 dönemi için % 30'u,

1.7.1986-30.9.1986 dönemi için % 40'ı

1.10.1986 tarihinden (bu tarih dahil) sonraki dönemler için % 50'si,

oranında dahili tevkifat hesaplayarak, banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi ile beyan edecekler ve beyanname verme süresi içinde banka ve sigorta muameleleri vergisi ile birlikte önleyeceklerdir.

Ancak birden fazla ilde şubesi veya şubeleri bulunan bankalarda dahili tevkifat, genel merkezleri tarafından beyan edilerek ödenecektir. Banka şubeleri her vergilendirme dönemi itibariyle beyan ettikleri banka ve sigorta muameleleri vergisi tutarlarını genel merkezlerine bildireceklerdir. Banka genel merkezi, şubelerinden aldığı bu bilgilere göre tüm şubelerin beyan ettiği banka ve sigorta muameleri vergisi toplamı üzerinden dahili tevkifatı hesaplayacak ve banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi i1e kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine banka ve sigorta muameleleri vergisinin ödeme süresi içinde ödeyecektir.

Sigorta muamelelerinde ise; sigorta istihsali dolayısıyla alınan komisyon bedeli, sigorta şirketi ile acentası veya acentaları (sigorta prodüktörleri dahil) arasında paylaşılmaktadır. Bu nedenle banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden ödenen dahili tevkifat, sigorta şirketi ile acentanın "komisyon"dan aldıkları pay nedeniyle ödeyecekleri dahili tevkifatı da kapsamaktadır.

Buna göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden ödenen dahili tevkifat; sigorta şirketi ile acentesi tarafından "komisyon"dan aldıkları pay oranında ödenmiş dahili tevkifat olup, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden, aldıkları paylar oranında ayrı ayrı mahsup edilecektir.

12. İhracat Teslimlerinde Dahili Tevkifat:

Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi kanununun "Mal ve hizmet ihracatı" başlığı altındaki 11. maddesinde;

_ İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler,

_ Yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler.

Katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

Buna göre, mal ve hizmet ihraacatı faaliyetinde bulunan kurumlar vergisi mükellefleri Gelir Vergisi Kanununun 94 maddesinin (B) fıkrasının "d" hükmü çerçevesinde mütalaa edileceklerdir.

Diğer taraftan 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Kurumlar vergisi mükelleflerinin Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihracat sayılan işlemleri ile ihraç edilmek kaydıyla ihracatçılara yaptıkları mal teslimlerine ilişkin dahili tevkifat oranı (0) olarak belirlenmiştir.

Bu hüküm çerçevesinde, Kurumlar vergisi mükellefleri, Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihracat sayılan işlemleri ile ihraç edilmek kaydıyla ihracatçılara yaptıkları mal teslimleri dolayısıyla dahili tevkifat hesaplamayacaklardır.

İhracatçıya ihraç kaydı ile yapılan mal teslimlerinde, ihracatçının kurumlar vergisi mükellefi olması gerekmemektedir. İhracatçı gelir vergisi mükellefi de olabilir. Ancak, ihracatçıya ihraç kaydıyla mal teslim edenin kurumlar vergisi mükellefi olması zorunludur. Bu kişinin gelir vergisi mükellefi olması halinde ise, bu teslimler dolayısıyla dahili tevkifat ödenecektir.

Öte yandan gerek doğrudan ihracat yapan, gerekse ihracatçı kuruluşlar aracılığıyla ihracatı gerçekleştiren kurumlar vergisi mükelleflerinin aynı zamanda yurt içinde mal ve hizmet teslimlerinin de olması halinde, sadece ihracata ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat hesaplanmayacaktır. Mükelleflerin yurt içinde yaptıkları mal teslimleri ve hizmet ifaları ise dahili tevkifata tabi olup, bu işlemleri nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (B) fıkrasının ilgili bölümlerindeki esaslara göre dahili tevkifatın hesaplanacağı tabiidir.

Ancak, bu mükelleflerin mal alışlarına ilişkin faturalarda görülen katma değer vergisi; ihraç edilen, ihraç edilmek kaydıyla ihracatçıya teslim edilen veya yurt içinde satılan mallara ait bulunabilir.

Bu durumda mükellefler dahili tevkifatın hesaplanmasında aşağıdaki örneğe uygun olarak hareket edeceklerdir.

(X) Anonim Şirketinin bir aylık vergilendirme dönemine ilişkin mal ve hizmet işlemleri şöyledir.























A _ Dönem içindeki mal alışları 
1.000.000.-
TL.
_ Alışlara isabet eden katma değer vergisi 
100.000.-
TL.
TOPLAM 
1.100.000.-
TL.
B _ Dönem içindeki mal satışları   
a) Yurt içi satışlar 
800.000.-
TL.
_ Yurt içi satışlardan tahsil edilen KDV 
80.000.-
TL.
b) İhraç kaydıyla ihracatçıya yapılan satışlar 
800.000.-
TL.
_ Hesaplanan katma değer vergisi 
80.000.-
TL.
Bu duruma göre; _ hesaplanan KDV 
160.000.-
TL.
_ indirilebilir KDV 
- 100.000.-
TL.
Ödenmesi gereken KDV 
60.000.-
TL.'dır.


Ancak, örneğimizdeki mükellef toplam satışlarının % 50'sini ihracat kaydıyla gerçekleştirdiğinden, bu orana isabet eden ödenmesi gereken katma değer vergisinin dahili tevkifat matrahından indirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla örneğimizde dahili tevkifat matrahı 60.000 x % 50 = 30.000.-TL. olmaktadır.

Mükelleflerin dahili tevkifatlarının; ödenmesi gereken katma değer vergisi miktarı üzerinden veya katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallarla temel gıda maddelerinin alış ve satış bedeli arasındaki farkı üzerinden hesaplanması sonucu değiştirmeyecek ve aynı yöntemle hesaplanacaktır. Mükellefin ihracatçı olması halinde de aynı şekilde işlem yapılacaktır.

13. Uluslararası Taşıma İşleri Yapan Dar Mükellef Kurumlarda Dahili Tevkifat:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Türkiye ile yabancı ülkeler arasında taşıma işleri yapan ve yıllık beyanname veren dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumlarının, Kurumlar Vergisi Kanununun 19. maddesine göre tesbit edilen ve Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılatları üzerinden;

a) Deniz taşımacılığında % 3,

b) Kara taşımacılığında % 2,

c) Hava taşımacılığında % 1,

oranında dahili tevkifat yapmaları ve ertesi ayın 25. günü akşamına kadar katma değer vergisi beyannamesi ile bağlı oldukları vergi dairesine beyan ederek, aynı sürede ödemeleri gerekmektedir.

Söz konusu taşımacılık dolayısıyla özel beyanname veren dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumları dahili tevkifat yapmayacaklardır.

ÖRNEK:

(X) Dar mükellefiyete tabi deniz ulaştırma kurumu, Türk limanlarından yabancı ülke limanlarına muntazam seferler yaparak mal taşımaktadır. Bu taşımacılıktan elde ettiği navlun hasılatını yıllık beyanname ile beyan etmektedir.







_ Şubat 1986 hasılatı
100.000.000.-TL.
_ Kurumlar Vergisi Kanununun 19. maddesine göre Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılat (100.000.000.- % 15)
15.000.000.-TL.
_ Dahili tevkifat (15.000.000 x % 3)
450.000.- TL.


14. Uluslararası Taşıma İşleri Yapan Tam Mükellef Kurumlarda Dahili Tevkifat:

27.2.1986 gün ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince; Türkiye ile yabancı ülkeler arasında döviz karşılığı taşımacılık yapan tam mükellefiyete tabi kurumlar vergisi mükelleflerinin bu taşımacılık faaliyetleri karşılığında aldıkları taşıma bedellerinde dahili tevkifat oranının sıfır (0) olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak bu mükelleflerin aynı zamanda yurt içi taşımacılık faaliyetlerinin de bulunması halinde, sadece yurtiçi taşımacılık işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapacaklardır. Yurt içi taşımacılık faaliyeti katma değer vergisine tabi bulunduğundan; dahili tevkifat, 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının (a) bendine göre ödenmesi gereken katma değer vergisinin:

1.1.1986 - 31.3.1986 dönemi için % 20'si,

1.4.1986 - 30.6.1986 dönemi için % 30'u

1.7.1986 - 30.9.1986 dönemi için % 40'ı,

1.10.1986 tarihinden (Bu tarih dahil) sonraki dönemler için % 50'si,

oranında hesaplanacaktır.

Türkiye ile yabancı ülkeler arasında Türk lirası karşılığında taşıma işi yapan kurumlarda, bu taşımacılık dolayısıyla kurumlar vergisi matrahı oluştuğundan, dahili tevkifat yapacaklardır. Bu kurumlarda dahili tevkifat, taşıma bedeline 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "d" fıkrasında belirlenen oranlar (ilk üç ay için % 0,5, ikinci üç ay için % 1, üçüncü üç aylık dönem için % 1,5 ve 1.10.1986 tarihinden sonraki dönemler için % 2) uygulanmak suretiyle yapılacaktır.

Bu işleri yanında yurt içi taşıma faaliyeti de bulunan mükelleflerin dahili tevkifatı; işlemlerinin türü itibariyle ayrı ayrı olmak üzere yukarıda açıklanan esaslara göre yapılacaktır.

15. Turizm Müesseselerinde Dahili Tevkifat:

27.2.1986 gün ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre; Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 10 numaralı bendi hükmü uyarınca istisnadan yararlanan kurumlar, istisnanın uygulanmasında esas alınan döviz gelirlerinin elde edilmesine yönelik işlemleri üzerinden dahili tevkifat hesaplamayacaklardır.

Bilindiği üzere, Kurumlar Vergisi Kanununun sözü edilen maddesindeki istisnadan Turizm Endüstrisinin Teşvik Kanunu hükümleri dairesinde "Turizm Müessesesi Belgesi" veya 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu gereğince "Seyahat Acentaları İşletme Belgesi" almış olan kurumlar yararlanmaktadır.

Ayrıca, elde edilen dövizleri bizzat bozdurmayan ve dövizi sağlayan müessese veya acentadan doğrudan doğruya pay alan belge sahibi turizm müesseseleri de bu istisnadan aldıkları pay oranında yararlanmaktadırlar.

Bu kurumların herhangi bir vergilendirme döneminde ödemeleri gereken katma değer vergisinden; toplam hasılatın Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 10 numaralı bendi kapsamında mutalaa edilen hasılata oranlamak suretiyle bulunacak pay düşüldükten sonra geriye kalan tutar üzerinden dahili tevkifat hesaplanacaktır.

ÖRNEK:

(X) Anonim şirketinin Temmuz 1986 ayı iş hasılatı 20.000.000.-lira olup, bu tutar üzerinden 2.000.000.- lira katma değer vergisi hesaplanmıştır. İndirebileceği katma değer vergisi tutarı ise 1.000.000.-liradır. Ancak, kurum iş hasılatının % 30'unu turizm acentalarına ifa ettiği hizmetler karşılığı elde etmiştir.

Bu duruma göre, dahili tevkifat, şöyle hesaplanacaktır.













_ Hesaplanan katma değer vergisi
2.000.000.-TL.
 
_ İndirilebilir katma değer vergisi
-1.000.000.-TL.
 
_ Ödenmesi gereken katma değer vergisi
1.000.000.- TL.
'dır.
_ İstisna kapsamında indirilecek tutar

(1.000.000 x % 30)
300.000.-TL.
 
_ Dahili Tevkifat matrahı
700.000.-TL.
 
_ Ödenecek dahili tevkifat

(700.000 x % 40)
280.000.-TL.
 

16. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarma İşleri:

Yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerinde istihkaklardan % 5 oranında yapılan stopaj ödendiği tevsik edilmek kaydıyla, ödenmesi gereken dahili tevkifattan mahsup edilecektir. Mahsup aylar itibariyle verilen katma değer vergisi beyannamesinde yapılacaktır.

Bilindiği gibi, yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerinde kazanç, işin bittiği yılın kazancı olarak beyan edilmektedir. Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesinde, beyannamede gösterilen kazançlardan bu Kanuna ve Gelir Vergisi Kanununa göre tevkif yoluyla kesilmiş olan vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği hükme bağlanmıştır.

Yıllara yaygın inşaat işleri ile iştigal eden kurumlarda, işin bitiminde verilen kurumlar vergisi beyannamesinde mahsup edilemeyen dahili tevkifat, müteakip dönemlere ilişkin olarak yapılması gereken dahili tevkifata mahsup edilecektir. Ancak beyannamede gösterilen söz konusu inşaat işlerine ait kazançlardan daha önce % 5 oranında kesilmiş ve ödenmiş bulunan vergilerin kurumlar vergisini aşan kısmı, Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesindeki esaslar çerçevesinde mükellefe iade edilecektir.

ÖRNEK 1:

(X) Anonim şirketinin kurumlar vergisi beyannamesinde:











_ Hesaplanan kurumlar vergisi
6.000.000.-TL.
_ Ödenen Dahili Tevkifat
-4.000.000.-TL.
Fark
2.000.000.-TL.
_ Kesinti yoluyla ödenen vergiler

(GVK. Md: 94/4)
3.000.000.-TL.
_ İadesi gereken gelir (Stopaj) vergisi tutarı

(3.000.000-2.000.000 = 1.000.000)
1.000.000.-TL.


Kurum, hesapladığı kurumlar vergisinden öncelikle dahili tevkifat tutarını daha sonra kalan miktar üzerinden gelir (stopaj) vergisi tutarını mahsup edecektir. Mahsup edilemeyen gelir (stopaj) vergisi tutarı (Örnekte 1.000.000.- Liradır) Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesi hükümleri çerçevesinde kuruma iade edilecektir.

ÖRNEK 2:











_ Hesaplanan kurumlar vergisi
4.000.000.-TL.
_ Ödenen dahili tevkifat
-(6.000.000.-TL.)
_ Devrolunan dahili tevkifat
2.000.000.-TL.
_ Kesinti yoluyla ödenen vergiler
3.000.000.-TL.
_ İadesi gereken gelir (Stopaj) vergisi tutarı

(KVK. Md: 44)
3.000.000.-TL.


Bu örnekteki kurum, kurumlar vergisinden mahsup edemediği toplam (3.000.000.-) üç milyon TL. tutarındaki gelir (stopaj) Vergisini Kurumlar vergisi Kanununun 44. maddesi çerçevesinde geri alacaktır. Dahili tevkifat (2.000.000.-TL.) ise mahsup imkanı bulunmadığından, sonraki dönemlerin dahili tevkifatından mahsup edilmek üzere devrolunacaktır.

Bu tebliğde belirtilmeyen diğer hususlar hakkında, 148 Seri No.'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin ilgili bölümlerinde yapılan açıklamalar, kurumlar vergisi mükellefleri için de aynen geçerlidir.

17. Külçe Altın Satımında Dahili Tevkifat:

Katma değer vergisinden muaf olan külçe altın teslimleri dolayısıyla dahili tevkifat, külçe altının teslim bedeli üzerinden 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin "diğerleri" başlığı altındaki "d" fıkrasında belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.

Öte yandan, altından mamül veya altın ihtiva eden ziynet eşyaları ile sikke altınların teslim ve ithali katma değer vergisi konusuna girdiğinden, bu işlemleri yapan mükelleflerin ödeyecekleri dahili tevkifatın da mükellefin ödeyeceği katma değer vergisi üzerinden 21.2.1986 tarih e 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin "a" fıkrasına göre hesaplanacağı tabiidir.

18. 31.12.1985 Tarihi İtibariyle Envanterde Yer Alan Mallar:

Katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallarla temel gıda maddelerinin satışını yapan mükelleflerden, 31.12.1985 tarihi itibariyle envanterlerinde yer alan ve katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallar ile temel gıda maddelerini 1986 yılı Ocak veya şubat ayları alışlarına dahil etmemiş bulunanlar, isterlerse bir defaya mahsus olmak üzere, söz konusu malları Mart ayı alışlarına dahil edebilirler.

Tebliğ olunur.

İçerik 1:



 
 



I _ DAHİLİ TEVKİFATA İLİŞKİN GENEL ESASLAR:

Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen mükerrer 40. madde hükmüyle dahili tevkifat esası düzenlenmiş bulunmaktadır. Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde yer alan dahili tevkifat ile ilgili hükümler kurumlar vergisi mükellefleri için de uygulanacaktır.

1. Kurumlar Vergisine Tabi Olanlarda Dahili Tevkifat:

Kurumlar Vergisi Kanuunun 1. maddesinde yazılı bulunan sermaye şirketleri (Anonim, Limited ve eshamlı komandit şirketler), kooperatifler, iktisadi kamu müesseleri. dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları dahili tevkifata tabidir.

2. Kurumlar Vergisinden Muaf Olanlarda Dahili Tevkifat:

Kurumlar Vergisi Kanununun 1. maddesinde sayılan kurumlardan olmakla beraber özel kanunlarına veya Kurumlar Vergisi Kanununun 7. maddesine göre kurumlar vergisinden muaf bulunan kurumlar, dahili tevkıfat yapmayacaklardır. Ancak bunlardan muafıyet şartlarını kaybedenler, kurumlar vergisi mükellefı olduğu tarihten itibaren, dahili tevkifat yapmakla dar mükellef olacaklardır.

Örnek: Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16. maddesinde yer alan muafiyet şartlarına haiz bir kooperatif için bu şartların ihlal edildiği tarihte, kurumlar vergisi muafiyeti sona ermiş olacaktır. Dolayısıyla bu durumdaki bir kurum şartların ihlal edildiği tarihden itibaren dahili tevkifat yapmak zorundadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun sözü edilen 7. maddesi uyarınca, tekel mevzuuna ait faaliyetlerine münhasır olmak üzere tekel işletmeleri, kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. Bu muafiyetten yararlanan tekel işletmeleri dahili tevkifat yapmayacaklardır. Ancak tekel işletmeleri, tekel konusu dışında kalan faaliyetleri dolayısıyle dahili tevkifata tabi olacaktır.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin sadece 15 numaralı bendi uyarınca kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilen tesisleri işleten kurumlar, bu işletmelerine ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapmayacaklardır.

3. Eshamlı Komandit şirketlerde Dahili Tevkifat:

Eshamlı komandit şirketlerin beyan edecekleri ve ödeyecekleri dahili tevkifat; komandite ortağa ait dahili tevkifat tutarını da ihtiva etmiş olacaktır. Komandite ortağın kar payı oranında hesaplanan dahili tevkifat düşüldükten sonra, kalan kısım şirkete ait dahili tevkifat miktarı olup, Kurumlar Vergisi beyannamesinde şirket bu miktarı mahsup edecektir. Mahsup işlemi kurumlar vergisi beyannamesinde yapılacaktır.

Örnek: (X) Eshamlı Komandit şirketinin 1986 yılı içinde ödediği dahili tevkifat tutarı 300.000.liradır. (Y) Komandite ortak, şirketin % 40 hissesine sahiptir. şirketin Nisan 1987 ayı içinde vereceği kurumlar Vergisi beyannamesinde mahsup edeceği dahili tevkifat şöyle olacaktır.







Dönem içinde ödenen dahili tevkifat
300.000.-
 
Komandite ortağa ait dahili tevkifatın tutarı

(300.000 x % 40)
- 120.000.-
 
Eshamlı Komandit şirkete ait dahili tevkifat
180.000.-
TL.'dır.


Kurum için hesaplanan 180.000.lira tutarındaki dahili tevkifat, bu kurumun ödemesi gereken kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

(Kurumlar Vergisi beyannamesinde yapılacaktır.)

4. Vakıflar ve Kanunla Kurulan Emekli ve Yardım Sandıkları:

Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 11 numaralı bendiyle, safi kurum kazancından, gelirlerinin tamamını Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye tahsis eden vakıflardan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyetini tanınanlara, sermayeye iştirak nispetinde ödenecek miktarlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Öte yandan kurumlar vergisinden istisna edilen söz konusu kar payları, Gelir Vergisi Kanununun 94/8. maddesine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu kar payları, bu tür vakıflara vergisiz olarak intikal ettirilmekte ve bu vakıflar kurumlar vergisi mükellefi olmadıklarından vakıf bünyesinde de vergilenmemektedir.

Bu tür ortağı bulunan kurumlarda, vakıf ortağın sermayeye iştirak payı oranında hesaplanan dahili tevkifat düşüldükten sonra kalan kısım şirkete ait dahili tevkifat sayılacak ve bu miktar vergi dairesine yatırılacaktır. Ancak bu mahsup, anılan vakıfların en az % 30 oranında ortak oldukları şirketlerde uygulanacaktır. Mahsup işlemi, dönem içinde dahili tevkifatın beyan edildiği katma değer vergisi veya banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannameleri üzerinde yapılacaktır.

Örnek 1 _ (X) Anonim şirketinin 1986 Şubat ayında satışları üzerinden hesapladığı katma değer vergisi 150.000.- lira, aynı dönemdeki girdileri dolayısıyla yüklendiği katma değer vergisi 50.000.- liradır. Bu şirkette Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın sermaye payı % 30'dur. Şirketin katma değer vergisi beyannamesiyle beyan ederek ödeyeceği dahili tevkifat şöyle hesaplanacaktır:













_ Satışlar üzerinden hesaplanan katma değer vergisi
150.000.-
 
_ Mal alışları dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi
50.000.-
 
_ Ödenecek katma değer vergisi
100.000.-
 
_ Hesaplanan dahili tevkifat (100.000 x % 20)
20.000.-
 
_ Vakıf ortağının şirketteki hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifat (20.000 x % 30)
- 6.000.-
 
_ Şirketçe ödenmesi gereken dahili tevkifat (20.000 - 6.000)
14.000.-
TL.'dır.


Örnek 2 _ Aynı şirketin söz konusu % 30 sermaye payına Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı yerine Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 16 numaralı bendinde sayılan kurumlardan T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar kurumu, Bağ-Kur gibi kanunla kurulan emekli sandıkları ile Ordu Yardımlaşma Kurumu ve 2983 sayılı Kanunla kurulan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığının sahip bulunması halinde, bu ortakların hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifatın yarısı düşüldükten sonra kalan kısım şirketce ödenmesi gereken dahili tevkifat miktarı olacaktır. Bu durumda kuruma ait dahili tevkifat şöyle hesaplanacaktır.













_ Satışlar üzerinden hesaplanan katma değer vergisi
150.000.-
 
_ Mal alışları dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi
50.000.-
 
_ Ödenecek katma değer vergisi
100.000.-
 
_ Hesaplanan dahili tevkifat
20.000.-
 
_ Ortağın (Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16. maddesinde sayılanlar) şirketteki hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifatın yarısı (20.000 x % 30): 2
- 3.000.-
 
_ Şirketçe ödenmesi gereken dahili tevkifat
17.000.-
TL.'dır.


5. Cari Dönem İçinde Yapılan Vergi Tevkifatı ile Ödenen Dahili Tevkifatın Mahsubu:

Cari vergilendirme dönemi içinde elde edilen kurum kazanç ve iratlar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 (Bu maddenin 7 ve 8 numaralı bentlerine göre yapılan tevkifat hariç) ve Kurumlar Vergisi kanununun 24. maddelerine göre tevkif edilmiş bulunan vergiler; belgelenmek kaydıyla mükellefin ödeyeceği dahili tevkifat tutarından mahsup edilecektir.

Bu mahsubun yapılabilmesi için mükellefin kendisine yapılan ödemelerden gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapan vergi sorumlusunun adı, soyadı varsa ünvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası ile yapılan ödemenin nev'i, tutarı ve tevkif edilen gelir veya kurumlar vergisini gösterir bir listeyi beyannamesine eklemesi gerekmektedir.

Tevkif edilen vergiler ödenmesi gereken dahili tevkifat tutarından aylık dönemler itibariyle mahsup edilecektir. Mahsup edilemeyen vergi bir sonraki döneme ait dahili tevkifattan mahsup edilmek üzere devrolunacaktır.

Mükelleflerin bu madde uyarınca yaptıkları dahili tevkifata ait ödemelerin toplamı, cari hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir. Mahsubu gereken dahili tevkifatın hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olması halinde, bu miktar mükellefe iade edilmeyip, müteakip dönemlere ilişkin olarak ödenmesi gereken dahili tevkifattan indirilecektir.

Dahili tevkifata ilişkin hükümler 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, Aralık 1985 ayına ait olup Ocak 1986 ayı içinde verilen katma değer vergisi ve banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannameleri üzerinden dahili tevkifat hesaplanmayacaktır.

Tasfiye ve iflas hallerinde de dahili tevkifat yapılmaya devam olunacaktır. Ancak, tasfiyesi sona eren kurumlarda, mükellefiyet de sona ereceğinden son tasfiye beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilememiş dahili tevkifatın bulunması halinde, bu miktar Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesi hükmü çerçevesinde mükellefe iade edilecektir.

6. Kurumlarda Tevkifata Tabi Kazanç ve İratlar:

Dar mükellefiyete tabi kurumların Kurumlar Vergisi Kanununun 24. maddesinde belirtilen kazanç ve iratları, bu madde uyarınca kaynağında tevkif yoluyla vergilenmektedir.

Dar mükellef kurumların, söz konusu madde uyarınca tevkifata tabi tutulan kazanç ve iratlarına ilişkin işlemleri dahili tevkifata tabi olmayacaktır.

7. Özel Beyanname İle Beyan Edilen Kazançlar:

Dar mükellefiyete tabi kurumların Kurumlar Vergisi Kanununun 22. maddesi uyarınca beyanı gereken kazanç ve iratlarına ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapılmayacaktır. Çünkü söz konusu kazançlar 15 gün içinde beyan edilmekte ve tarh ve tahakkuk ettirilen vergi aynı sürede ödenmektedir.

8. Petrol Şirketleri:

21.2.1986 tarih e 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile fona tabi olan akaryakıt dağıtım şirketleri ile petrol üreten rafinerilerde dahili tevkifatın, ödenecek katma değer vergisinden fon veya fonlar tutarının % 10'u düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, akaryakıt dağıtım şirketleri ile petrol üreten rafineriler, dahili tevkifatı hesaplarken ödenecek katma değer vergisinden Akaryakıt Fiat İstikrar Fonu ile Petrol ve Petrolle İlgili Faaliyetleri Düzenleme Fonu'nun % 10'unu düşecekler ve kalan miktar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (B) fıkrasının (a) bendine göre dahili tevkifat tutarını hesaplayacaklardır.

9. Ticari Bilanço Karlarının En Az % 90'ı ve Daha Fazlası İştirak Kazançlarından Oluşan Kurumlarda Dahili Tevkifat:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ticari bilanço karlarının en az % 90'ı ve daha fazlası iştirak kazançlarından oluşan kurumların adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin % 10'u oranında dahili tevkifat yapacakları hükme bağlanmıştır.

Bilindiği gibi, iştirak kazançları, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 39. maddesi hükmü uyarınca ticari bilanço karına dahil edilmemektedir. Mesela ticari faaliyette bulunmayıp faaliyetleri başka şirketlere iştirak etmek olan şirketlerin (saf holdingler gibi), kurumlar vergisi matrahını kanunen kabul edilmeyen giderler ile mevduat faizi gibi gelirler oluşturmaktadır.

Bu nedenle, ticari bilanço karlarının en az % 90'ı ve daha fazlası iştirak kazancından oluşan kurumlar, yukarıda açıklanan kararname hükmü gereğince, adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin % 10'u oranında dahili tevkifat yapacaklardır.

Yukarıda belirtilen "ticari bilanço karı" kurumun bir önceki yıla ait ticari bilanço karını ifade etmektedir.

10. Özel Finans Kurumları:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, özel finans kurumlarında, ödenmesi gereken katma değer vergisinden; kar ve zarara katılma hakkı veren hesaplarda toplanan fonların işletilmesinden doğan katma değer vergisinin kurum kazancını ilgilendirmeyen kısmının düşülmesinden sonra kalan katma değer vergisi üzerinden dahili tevkifatın hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.

Bilindiği gibi, özel finans kurumlarında, katılma hesaplarında toplanan fonların kullanımlarından sağlanan karların % 20'lik kısmı finans kurumunun hesaplarına, % 80'i ise, doğrudan kar ve zarara katılma hesaplarına intikal ettirilmektedir.

Yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararı gereğince; özeI fınans kurumlarında dahili tevkifat, ödenmesi gereken katma değer vergisinden, kar zarara katılma hakkı veren hesaplarda toplanan fonların işletilmesinden doğan katma değer vergisinin kurum kazancını ilgilendirmeyen kısmının düşülmesinden sonra kalan katma değer vergisi üzerinden hesaplanacak ve katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edilerek ödenecektir.

11. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine Tabi Olan Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde Dahili Tevkifat:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı kanunla değişik 94. maddesinin (B) fıkrasının (b) bendinde, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olanların adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden dahili tevkifat yapmaları öngörülmüştür.

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereğince:

Banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olan Kurumlar Vergisi mükellefleri adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin;

1.1.1986-31.3.1986 dönemi için % 20'si,

1.4.1986-30.6.1986 dönemi için % 30'u,

1.7.1986-30.9.1986 dönemi için % 40'ı

1.10.1986 tarihinden (bu tarih dahil) sonraki dönemler için % 50'si,

oranında dahili tevkifat hesaplayarak, banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi ile beyan edecekler ve beyanname verme süresi içinde banka ve sigorta muameleleri vergisi ile birlikte önleyeceklerdir.

Ancak birden fazla ilde şubesi veya şubeleri bulunan bankalarda dahili tevkifat, genel merkezleri tarafından beyan edilerek ödenecektir. Banka şubeleri her vergilendirme dönemi itibariyle beyan ettikleri banka ve sigorta muameleleri vergisi tutarlarını genel merkezlerine bildireceklerdir. Banka genel merkezi, şubelerinden aldığı bu bilgilere göre tüm şubelerin beyan ettiği banka ve sigorta muameleri vergisi toplamı üzerinden dahili tevkifatı hesaplayacak ve banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi i1e kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine banka ve sigorta muameleleri vergisinin ödeme süresi içinde ödeyecektir.

Sigorta muamelelerinde ise; sigorta istihsali dolayısıyla alınan komisyon bedeli, sigorta şirketi ile acentası veya acentaları (sigorta prodüktörleri dahil) arasında paylaşılmaktadır. Bu nedenle banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden ödenen dahili tevkifat, sigorta şirketi ile acentanın "komisyon"dan aldıkları pay nedeniyle ödeyecekleri dahili tevkifatı da kapsamaktadır.

Buna göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden ödenen dahili tevkifat; sigorta şirketi ile acentesi tarafından "komisyon"dan aldıkları pay oranında ödenmiş dahili tevkifat olup, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden, aldıkları paylar oranında ayrı ayrı mahsup edilecektir.

12. İhracat Teslimlerinde Dahili Tevkifat:

Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi kanununun "Mal ve hizmet ihracatı" başlığı altındaki 11. maddesinde;

_ İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler,

_ Yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler.

Katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

Buna göre, mal ve hizmet ihraacatı faaliyetinde bulunan kurumlar vergisi mükellefleri Gelir Vergisi Kanununun 94 maddesinin (B) fıkrasının "d" hükmü çerçevesinde mütalaa edileceklerdir.

Diğer taraftan 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Kurumlar vergisi mükelleflerinin Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihracat sayılan işlemleri ile ihraç edilmek kaydıyla ihracatçılara yaptıkları mal teslimlerine ilişkin dahili tevkifat oranı (0) olarak belirlenmiştir.

Bu hüküm çerçevesinde, Kurumlar vergisi mükellefleri, Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihracat sayılan işlemleri ile ihraç edilmek kaydıyla ihracatçılara yaptıkları mal teslimleri dolayısıyla dahili tevkifat hesaplamayacaklardır.

İhracatçıya ihraç kaydı ile yapılan mal teslimlerinde, ihracatçının kurumlar vergisi mükellefi olması gerekmemektedir. İhracatçı gelir vergisi mükellefi de olabilir. Ancak, ihracatçıya ihraç kaydıyla mal teslim edenin kurumlar vergisi mükellefi olması zorunludur. Bu kişinin gelir vergisi mükellefi olması halinde ise, bu teslimler dolayısıyla dahili tevkifat ödenecektir.

Öte yandan gerek doğrudan ihracat yapan, gerekse ihracatçı kuruluşlar aracılığıyla ihracatı gerçekleştiren kurumlar vergisi mükelleflerinin aynı zamanda yurt içinde mal ve hizmet teslimlerinin de olması halinde, sadece ihracata ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat hesaplanmayacaktır. Mükelleflerin yurt içinde yaptıkları mal teslimleri ve hizmet ifaları ise dahili tevkifata tabi olup, bu işlemleri nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (B) fıkrasının ilgili bölümlerindeki esaslara göre dahili tevkifatın hesaplanacağı tabiidir.

Ancak, bu mükelleflerin mal alışlarına ilişkin faturalarda görülen katma değer vergisi; ihraç edilen, ihraç edilmek kaydıyla ihracatçıya teslim edilen veya yurt içinde satılan mallara ait bulunabilir.

Bu durumda mükellefler dahili tevkifatın hesaplanmasında aşağıdaki örneğe uygun olarak hareket edeceklerdir.

(X) Anonim Şirketinin bir aylık vergilendirme dönemine ilişkin mal ve hizmet işlemleri şöyledir.























A _ Dönem içindeki mal alışları 
1.000.000.-
TL.
_ Alışlara isabet eden katma değer vergisi 
100.000.-
TL.
TOPLAM 
1.100.000.-
TL.
B _ Dönem içindeki mal satışları   
a) Yurt içi satışlar 
800.000.-
TL.
_ Yurt içi satışlardan tahsil edilen KDV 
80.000.-
TL.
b) İhraç kaydıyla ihracatçıya yapılan satışlar 
800.000.-
TL.
_ Hesaplanan katma değer vergisi 
80.000.-
TL.
Bu duruma göre; _ hesaplanan KDV 
160.000.-
TL.
_ indirilebilir KDV 
- 100.000.-
TL.
Ödenmesi gereken KDV 
60.000.-
TL.'dır.


Ancak, örneğimizdeki mükellef toplam satışlarının % 50'sini ihracat kaydıyla gerçekleştirdiğinden, bu orana isabet eden ödenmesi gereken katma değer vergisinin dahili tevkifat matrahından indirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla örneğimizde dahili tevkifat matrahı 60.000 x % 50 = 30.000.-TL. olmaktadır.

Mükelleflerin dahili tevkifatlarının; ödenmesi gereken katma değer vergisi miktarı üzerinden veya katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallarla temel gıda maddelerinin alış ve satış bedeli arasındaki farkı üzerinden hesaplanması sonucu değiştirmeyecek ve aynı yöntemle hesaplanacaktır. Mükellefin ihracatçı olması halinde de aynı şekilde işlem yapılacaktır.

13. Uluslararası Taşıma İşleri Yapan Dar Mükellef Kurumlarda Dahili Tevkifat:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Türkiye ile yabancı ülkeler arasında taşıma işleri yapan ve yıllık beyanname veren dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumlarının, Kurumlar Vergisi Kanununun 19. maddesine göre tesbit edilen ve Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılatları üzerinden;

a) Deniz taşımacılığında % 3,

b) Kara taşımacılığında % 2,

c) Hava taşımacılığında % 1,

oranında dahili tevkifat yapmaları ve ertesi ayın 25. günü akşamına kadar katma değer vergisi beyannamesi ile bağlı oldukları vergi dairesine beyan ederek, aynı sürede ödemeleri gerekmektedir.

Söz konusu taşımacılık dolayısıyla özel beyanname veren dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumları dahili tevkifat yapmayacaklardır.

ÖRNEK:

(X) Dar mükellefiyete tabi deniz ulaştırma kurumu, Türk limanlarından yabancı ülke limanlarına muntazam seferler yaparak mal taşımaktadır. Bu taşımacılıktan elde ettiği navlun hasılatını yıllık beyanname ile beyan etmektedir.







_ Şubat 1986 hasılatı
100.000.000.-TL.
_ Kurumlar Vergisi Kanununun 19. maddesine göre Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılat (100.000.000.- % 15)
15.000.000.-TL.
_ Dahili tevkifat (15.000.000 x % 3)
450.000.- TL.


14. Uluslararası Taşıma İşleri Yapan Tam Mükellef Kurumlarda Dahili Tevkifat:

27.2.1986 gün ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince; Türkiye ile yabancı ülkeler arasında döviz karşılığı taşımacılık yapan tam mükellefiyete tabi kurumlar vergisi mükelleflerinin bu taşımacılık faaliyetleri karşılığında aldıkları taşıma bedellerinde dahili tevkifat oranının sıfır (0) olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak bu mükelleflerin aynı zamanda yurt içi taşımacılık faaliyetlerinin de bulunması halinde, sadece yurtiçi taşımacılık işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapacaklardır. Yurt içi taşımacılık faaliyeti katma değer vergisine tabi bulunduğundan; dahili tevkifat, 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının (a) bendine göre ödenmesi gereken katma değer vergisinin:

1.1.1986 - 31.3.1986 dönemi için % 20'si,

1.4.1986 - 30.6.1986 dönemi için % 30'u

1.7.1986 - 30.9.1986 dönemi için % 40'ı,

1.10.1986 tarihinden (Bu tarih dahil) sonraki dönemler için % 50'si,

oranında hesaplanacaktır.

Türkiye ile yabancı ülkeler arasında Türk lirası karşılığında taşıma işi yapan kurumlarda, bu taşımacılık dolayısıyla kurumlar vergisi matrahı oluştuğundan, dahili tevkifat yapacaklardır. Bu kurumlarda dahili tevkifat, taşıma bedeline 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "d" fıkrasında belirlenen oranlar (ilk üç ay için % 0,5, ikinci üç ay için % 1, üçüncü üç aylık dönem için % 1,5 ve 1.10.1986 tarihinden sonraki dönemler için % 2) uygulanmak suretiyle yapılacaktır.

Bu işleri yanında yurt içi taşıma faaliyeti de bulunan mükelleflerin dahili tevkifatı; işlemlerinin türü itibariyle ayrı ayrı olmak üzere yukarıda açıklanan esaslara göre yapılacaktır.

15. Turizm Müesseselerinde Dahili Tevkifat:

27.2.1986 gün ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre; Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 10 numaralı bendi hükmü uyarınca istisnadan yararlanan kurumlar, istisnanın uygulanmasında esas alınan döviz gelirlerinin elde edilmesine yönelik işlemleri üzerinden dahili tevkifat hesaplamayacaklardır.

Bilindiği üzere, Kurumlar Vergisi Kanununun sözü edilen maddesindeki istisnadan Turizm Endüstrisinin Teşvik Kanunu hükümleri dairesinde "Turizm Müessesesi Belgesi" veya 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu gereğince "Seyahat Acentaları İşletme Belgesi" almış olan kurumlar yararlanmaktadır.

Ayrıca, elde edilen dövizleri bizzat bozdurmayan ve dövizi sağlayan müessese veya acentadan doğrudan doğruya pay alan belge sahibi turizm müesseseleri de bu istisnadan aldıkları pay oranında yararlanmaktadırlar.

Bu kurumların herhangi bir vergilendirme döneminde ödemeleri gereken katma değer vergisinden; toplam hasılatın Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 10 numaralı bendi kapsamında mutalaa edilen hasılata oranlamak suretiyle bulunacak pay düşüldükten sonra geriye kalan tutar üzerinden dahili tevkifat hesaplanacaktır.

ÖRNEK:

(X) Anonim şirketinin Temmuz 1986 ayı iş hasılatı 20.000.000.-lira olup, bu tutar üzerinden 2.000.000.- lira katma değer vergisi hesaplanmıştır. İndirebileceği katma değer vergisi tutarı ise 1.000.000.-liradır. Ancak, kurum iş hasılatının % 30'unu turizm acentalarına ifa ettiği hizmetler karşılığı elde etmiştir.

Bu duruma göre, dahili tevkifat, şöyle hesaplanacaktır.













_ Hesaplanan katma değer vergisi
2.000.000.-TL.
 
_ İndirilebilir katma değer vergisi
-1.000.000.-TL.
 
_ Ödenmesi gereken katma değer vergisi
1.000.000.- TL.
'dır.
_ İstisna kapsamında indirilecek tutar

(1.000.000 x % 30)
300.000.-TL.
 
_ Dahili Tevkifat matrahı
700.000.-TL.
 
_ Ödenecek dahili tevkifat

(700.000 x % 40)
280.000.-TL.
 

16. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarma İşleri:

Yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerinde istihkaklardan % 5 oranında yapılan stopaj ödendiği tevsik edilmek kaydıyla, ödenmesi gereken dahili tevkifattan mahsup edilecektir. Mahsup aylar itibariyle verilen katma değer vergisi beyannamesinde yapılacaktır.

Bilindiği gibi, yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerinde kazanç, işin bittiği yılın kazancı olarak beyan edilmektedir. Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesinde, beyannamede gösterilen kazançlardan bu Kanuna ve Gelir Vergisi Kanununa göre tevkif yoluyla kesilmiş olan vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği hükme bağlanmıştır.

Yıllara yaygın inşaat işleri ile iştigal eden kurumlarda, işin bitiminde verilen kurumlar vergisi beyannamesinde mahsup edilemeyen dahili tevkifat, müteakip dönemlere ilişkin olarak yapılması gereken dahili tevkifata mahsup edilecektir. Ancak beyannamede gösterilen söz konusu inşaat işlerine ait kazançlardan daha önce % 5 oranında kesilmiş ve ödenmiş bulunan vergilerin kurumlar vergisini aşan kısmı, Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesindeki esaslar çerçevesinde mükellefe iade edilecektir.

ÖRNEK 1:

(X) Anonim şirketinin kurumlar vergisi beyannamesinde:











_ Hesaplanan kurumlar vergisi
6.000.000.-TL.
_ Ödenen Dahili Tevkifat
-4.000.000.-TL.
Fark
2.000.000.-TL.
_ Kesinti yoluyla ödenen vergiler

(GVK. Md: 94/4)
3.000.000.-TL.
_ İadesi gereken gelir (Stopaj) vergisi tutarı

(3.000.000-2.000.000 = 1.000.000)
1.000.000.-TL.


Kurum, hesapladığı kurumlar vergisinden öncelikle dahili tevkifat tutarını daha sonra kalan miktar üzerinden gelir (stopaj) vergisi tutarını mahsup edecektir. Mahsup edilemeyen gelir (stopaj) vergisi tutarı (Örnekte 1.000.000.- Liradır) Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesi hükümleri çerçevesinde kuruma iade edilecektir.

ÖRNEK 2:











_ Hesaplanan kurumlar vergisi
4.000.000.-TL.
_ Ödenen dahili tevkifat
-(6.000.000.-TL.)
_ Devrolunan dahili tevkifat
2.000.000.-TL.
_ Kesinti yoluyla ödenen vergiler
3.000.000.-TL.
_ İadesi gereken gelir (Stopaj) vergisi tutarı

(KVK. Md: 44)
3.000.000.-TL.


Bu örnekteki kurum, kurumlar vergisinden mahsup edemediği toplam (3.000.000.-) üç milyon TL. tutarındaki gelir (stopaj) Vergisini Kurumlar vergisi Kanununun 44. maddesi çerçevesinde geri alacaktır. Dahili tevkifat (2.000.000.-TL.) ise mahsup imkanı bulunmadığından, sonraki dönemlerin dahili tevkifatından mahsup edilmek üzere devrolunacaktır.

Bu tebliğde belirtilmeyen diğer hususlar hakkında, 148 Seri No.'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin ilgili bölümlerinde yapılan açıklamalar, kurumlar vergisi mükellefleri için de aynen geçerlidir.

17. Külçe Altın Satımında Dahili Tevkifat:

Katma değer vergisinden muaf olan külçe altın teslimleri dolayısıyla dahili tevkifat, külçe altının teslim bedeli üzerinden 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin "diğerleri" başlığı altındaki "d" fıkrasında belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.

Öte yandan, altından mamül veya altın ihtiva eden ziynet eşyaları ile sikke altınların teslim ve ithali katma değer vergisi konusuna girdiğinden, bu işlemleri yapan mükelleflerin ödeyecekleri dahili tevkifatın da mükellefin ödeyeceği katma değer vergisi üzerinden 21.2.1986 tarih e 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin "a" fıkrasına göre hesaplanacağı tabiidir.

18. 31.12.1985 Tarihi İtibariyle Envanterde Yer Alan Mallar:

Katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallarla temel gıda maddelerinin satışını yapan mükelleflerden, 31.12.1985 tarihi itibariyle envanterlerinde yer alan ve katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallar ile temel gıda maddelerini 1986 yılı Ocak veya şubat ayları alışlarına dahil etmemiş bulunanlar, isterlerse bir defaya mahsus olmak üzere, söz konusu malları Mart ayı alışlarına dahil edebilirler.

Tebliğ olunur.

İçerik 2:



 
 



I _ DAHİLİ TEVKİFATA İLİŞKİN GENEL ESASLAR:

Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen mükerrer 40. madde hükmüyle dahili tevkifat esası düzenlenmiş bulunmaktadır. Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde yer alan dahili tevkifat ile ilgili hükümler kurumlar vergisi mükellefleri için de uygulanacaktır.

1. Kurumlar Vergisine Tabi Olanlarda Dahili Tevkifat:

Kurumlar Vergisi Kanuunun 1. maddesinde yazılı bulunan sermaye şirketleri (Anonim, Limited ve eshamlı komandit şirketler), kooperatifler, iktisadi kamu müesseleri. dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları dahili tevkifata tabidir.

2. Kurumlar Vergisinden Muaf Olanlarda Dahili Tevkifat:

Kurumlar Vergisi Kanununun 1. maddesinde sayılan kurumlardan olmakla beraber özel kanunlarına veya Kurumlar Vergisi Kanununun 7. maddesine göre kurumlar vergisinden muaf bulunan kurumlar, dahili tevkıfat yapmayacaklardır. Ancak bunlardan muafıyet şartlarını kaybedenler, kurumlar vergisi mükellefı olduğu tarihten itibaren, dahili tevkifat yapmakla dar mükellef olacaklardır.

Örnek: Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16. maddesinde yer alan muafiyet şartlarına haiz bir kooperatif için bu şartların ihlal edildiği tarihte, kurumlar vergisi muafiyeti sona ermiş olacaktır. Dolayısıyla bu durumdaki bir kurum şartların ihlal edildiği tarihden itibaren dahili tevkifat yapmak zorundadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun sözü edilen 7. maddesi uyarınca, tekel mevzuuna ait faaliyetlerine münhasır olmak üzere tekel işletmeleri, kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. Bu muafiyetten yararlanan tekel işletmeleri dahili tevkifat yapmayacaklardır. Ancak tekel işletmeleri, tekel konusu dışında kalan faaliyetleri dolayısıyle dahili tevkifata tabi olacaktır.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin sadece 15 numaralı bendi uyarınca kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilen tesisleri işleten kurumlar, bu işletmelerine ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapmayacaklardır.

3. Eshamlı Komandit şirketlerde Dahili Tevkifat:

Eshamlı komandit şirketlerin beyan edecekleri ve ödeyecekleri dahili tevkifat; komandite ortağa ait dahili tevkifat tutarını da ihtiva etmiş olacaktır. Komandite ortağın kar payı oranında hesaplanan dahili tevkifat düşüldükten sonra, kalan kısım şirkete ait dahili tevkifat miktarı olup, Kurumlar Vergisi beyannamesinde şirket bu miktarı mahsup edecektir. Mahsup işlemi kurumlar vergisi beyannamesinde yapılacaktır.

Örnek: (X) Eshamlı Komandit şirketinin 1986 yılı içinde ödediği dahili tevkifat tutarı 300.000.liradır. (Y) Komandite ortak, şirketin % 40 hissesine sahiptir. şirketin Nisan 1987 ayı içinde vereceği kurumlar Vergisi beyannamesinde mahsup edeceği dahili tevkifat şöyle olacaktır.







Dönem içinde ödenen dahili tevkifat
300.000.-
 
Komandite ortağa ait dahili tevkifatın tutarı

(300.000 x % 40)
- 120.000.-
 
Eshamlı Komandit şirkete ait dahili tevkifat
180.000.-
TL.'dır.


Kurum için hesaplanan 180.000.lira tutarındaki dahili tevkifat, bu kurumun ödemesi gereken kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

(Kurumlar Vergisi beyannamesinde yapılacaktır.)

4. Vakıflar ve Kanunla Kurulan Emekli ve Yardım Sandıkları:

Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 11 numaralı bendiyle, safi kurum kazancından, gelirlerinin tamamını Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye tahsis eden vakıflardan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyetini tanınanlara, sermayeye iştirak nispetinde ödenecek miktarlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Öte yandan kurumlar vergisinden istisna edilen söz konusu kar payları, Gelir Vergisi Kanununun 94/8. maddesine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu kar payları, bu tür vakıflara vergisiz olarak intikal ettirilmekte ve bu vakıflar kurumlar vergisi mükellefi olmadıklarından vakıf bünyesinde de vergilenmemektedir.

Bu tür ortağı bulunan kurumlarda, vakıf ortağın sermayeye iştirak payı oranında hesaplanan dahili tevkifat düşüldükten sonra kalan kısım şirkete ait dahili tevkifat sayılacak ve bu miktar vergi dairesine yatırılacaktır. Ancak bu mahsup, anılan vakıfların en az % 30 oranında ortak oldukları şirketlerde uygulanacaktır. Mahsup işlemi, dönem içinde dahili tevkifatın beyan edildiği katma değer vergisi veya banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannameleri üzerinde yapılacaktır.

Örnek 1 _ (X) Anonim şirketinin 1986 Şubat ayında satışları üzerinden hesapladığı katma değer vergisi 150.000.- lira, aynı dönemdeki girdileri dolayısıyla yüklendiği katma değer vergisi 50.000.- liradır. Bu şirkette Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın sermaye payı % 30'dur. Şirketin katma değer vergisi beyannamesiyle beyan ederek ödeyeceği dahili tevkifat şöyle hesaplanacaktır:













_ Satışlar üzerinden hesaplanan katma değer vergisi
150.000.-
 
_ Mal alışları dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi
50.000.-
 
_ Ödenecek katma değer vergisi
100.000.-
 
_ Hesaplanan dahili tevkifat (100.000 x % 20)
20.000.-
 
_ Vakıf ortağının şirketteki hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifat (20.000 x % 30)
- 6.000.-
 
_ Şirketçe ödenmesi gereken dahili tevkifat (20.000 - 6.000)
14.000.-
TL.'dır.


Örnek 2 _ Aynı şirketin söz konusu % 30 sermaye payına Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı yerine Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 16 numaralı bendinde sayılan kurumlardan T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar kurumu, Bağ-Kur gibi kanunla kurulan emekli sandıkları ile Ordu Yardımlaşma Kurumu ve 2983 sayılı Kanunla kurulan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığının sahip bulunması halinde, bu ortakların hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifatın yarısı düşüldükten sonra kalan kısım şirketce ödenmesi gereken dahili tevkifat miktarı olacaktır. Bu durumda kuruma ait dahili tevkifat şöyle hesaplanacaktır.













_ Satışlar üzerinden hesaplanan katma değer vergisi
150.000.-
 
_ Mal alışları dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi
50.000.-
 
_ Ödenecek katma değer vergisi
100.000.-
 
_ Hesaplanan dahili tevkifat
20.000.-
 
_ Ortağın (Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16. maddesinde sayılanlar) şirketteki hissesi oranında hesaplanan dahili tevkifatın yarısı (20.000 x % 30): 2
- 3.000.-
 
_ Şirketçe ödenmesi gereken dahili tevkifat
17.000.-
TL.'dır.


5. Cari Dönem İçinde Yapılan Vergi Tevkifatı ile Ödenen Dahili Tevkifatın Mahsubu:

Cari vergilendirme dönemi içinde elde edilen kurum kazanç ve iratlar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 (Bu maddenin 7 ve 8 numaralı bentlerine göre yapılan tevkifat hariç) ve Kurumlar Vergisi kanununun 24. maddelerine göre tevkif edilmiş bulunan vergiler; belgelenmek kaydıyla mükellefin ödeyeceği dahili tevkifat tutarından mahsup edilecektir.

Bu mahsubun yapılabilmesi için mükellefin kendisine yapılan ödemelerden gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapan vergi sorumlusunun adı, soyadı varsa ünvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası ile yapılan ödemenin nev'i, tutarı ve tevkif edilen gelir veya kurumlar vergisini gösterir bir listeyi beyannamesine eklemesi gerekmektedir.

Tevkif edilen vergiler ödenmesi gereken dahili tevkifat tutarından aylık dönemler itibariyle mahsup edilecektir. Mahsup edilemeyen vergi bir sonraki döneme ait dahili tevkifattan mahsup edilmek üzere devrolunacaktır.

Mükelleflerin bu madde uyarınca yaptıkları dahili tevkifata ait ödemelerin toplamı, cari hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir. Mahsubu gereken dahili tevkifatın hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olması halinde, bu miktar mükellefe iade edilmeyip, müteakip dönemlere ilişkin olarak ödenmesi gereken dahili tevkifattan indirilecektir.

Dahili tevkifata ilişkin hükümler 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, Aralık 1985 ayına ait olup Ocak 1986 ayı içinde verilen katma değer vergisi ve banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannameleri üzerinden dahili tevkifat hesaplanmayacaktır.

Tasfiye ve iflas hallerinde de dahili tevkifat yapılmaya devam olunacaktır. Ancak, tasfiyesi sona eren kurumlarda, mükellefiyet de sona ereceğinden son tasfiye beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilememiş dahili tevkifatın bulunması halinde, bu miktar Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesi hükmü çerçevesinde mükellefe iade edilecektir.

6. Kurumlarda Tevkifata Tabi Kazanç ve İratlar:

Dar mükellefiyete tabi kurumların Kurumlar Vergisi Kanununun 24. maddesinde belirtilen kazanç ve iratları, bu madde uyarınca kaynağında tevkif yoluyla vergilenmektedir.

Dar mükellef kurumların, söz konusu madde uyarınca tevkifata tabi tutulan kazanç ve iratlarına ilişkin işlemleri dahili tevkifata tabi olmayacaktır.

7. Özel Beyanname İle Beyan Edilen Kazançlar:

Dar mükellefiyete tabi kurumların Kurumlar Vergisi Kanununun 22. maddesi uyarınca beyanı gereken kazanç ve iratlarına ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapılmayacaktır. Çünkü söz konusu kazançlar 15 gün içinde beyan edilmekte ve tarh ve tahakkuk ettirilen vergi aynı sürede ödenmektedir.

8. Petrol Şirketleri:

21.2.1986 tarih e 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile fona tabi olan akaryakıt dağıtım şirketleri ile petrol üreten rafinerilerde dahili tevkifatın, ödenecek katma değer vergisinden fon veya fonlar tutarının % 10'u düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, akaryakıt dağıtım şirketleri ile petrol üreten rafineriler, dahili tevkifatı hesaplarken ödenecek katma değer vergisinden Akaryakıt Fiat İstikrar Fonu ile Petrol ve Petrolle İlgili Faaliyetleri Düzenleme Fonu'nun % 10'unu düşecekler ve kalan miktar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (B) fıkrasının (a) bendine göre dahili tevkifat tutarını hesaplayacaklardır.

9. Ticari Bilanço Karlarının En Az % 90'ı ve Daha Fazlası İştirak Kazançlarından Oluşan Kurumlarda Dahili Tevkifat:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ticari bilanço karlarının en az % 90'ı ve daha fazlası iştirak kazançlarından oluşan kurumların adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin % 10'u oranında dahili tevkifat yapacakları hükme bağlanmıştır.

Bilindiği gibi, iştirak kazançları, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 39. maddesi hükmü uyarınca ticari bilanço karına dahil edilmemektedir. Mesela ticari faaliyette bulunmayıp faaliyetleri başka şirketlere iştirak etmek olan şirketlerin (saf holdingler gibi), kurumlar vergisi matrahını kanunen kabul edilmeyen giderler ile mevduat faizi gibi gelirler oluşturmaktadır.

Bu nedenle, ticari bilanço karlarının en az % 90'ı ve daha fazlası iştirak kazancından oluşan kurumlar, yukarıda açıklanan kararname hükmü gereğince, adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin % 10'u oranında dahili tevkifat yapacaklardır.

Yukarıda belirtilen "ticari bilanço karı" kurumun bir önceki yıla ait ticari bilanço karını ifade etmektedir.

10. Özel Finans Kurumları:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, özel finans kurumlarında, ödenmesi gereken katma değer vergisinden; kar ve zarara katılma hakkı veren hesaplarda toplanan fonların işletilmesinden doğan katma değer vergisinin kurum kazancını ilgilendirmeyen kısmının düşülmesinden sonra kalan katma değer vergisi üzerinden dahili tevkifatın hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.

Bilindiği gibi, özel finans kurumlarında, katılma hesaplarında toplanan fonların kullanımlarından sağlanan karların % 20'lik kısmı finans kurumunun hesaplarına, % 80'i ise, doğrudan kar ve zarara katılma hesaplarına intikal ettirilmektedir.

Yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararı gereğince; özeI fınans kurumlarında dahili tevkifat, ödenmesi gereken katma değer vergisinden, kar zarara katılma hakkı veren hesaplarda toplanan fonların işletilmesinden doğan katma değer vergisinin kurum kazancını ilgilendirmeyen kısmının düşülmesinden sonra kalan katma değer vergisi üzerinden hesaplanacak ve katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edilerek ödenecektir.

11. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine Tabi Olan Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde Dahili Tevkifat:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı kanunla değişik 94. maddesinin (B) fıkrasının (b) bendinde, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olanların adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden dahili tevkifat yapmaları öngörülmüştür.

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereğince:

Banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olan Kurumlar Vergisi mükellefleri adlarına tarh ve tahakkuk ettirilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin;

1.1.1986-31.3.1986 dönemi için % 20'si,

1.4.1986-30.6.1986 dönemi için % 30'u,

1.7.1986-30.9.1986 dönemi için % 40'ı

1.10.1986 tarihinden (bu tarih dahil) sonraki dönemler için % 50'si,

oranında dahili tevkifat hesaplayarak, banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi ile beyan edecekler ve beyanname verme süresi içinde banka ve sigorta muameleleri vergisi ile birlikte önleyeceklerdir.

Ancak birden fazla ilde şubesi veya şubeleri bulunan bankalarda dahili tevkifat, genel merkezleri tarafından beyan edilerek ödenecektir. Banka şubeleri her vergilendirme dönemi itibariyle beyan ettikleri banka ve sigorta muameleleri vergisi tutarlarını genel merkezlerine bildireceklerdir. Banka genel merkezi, şubelerinden aldığı bu bilgilere göre tüm şubelerin beyan ettiği banka ve sigorta muameleri vergisi toplamı üzerinden dahili tevkifatı hesaplayacak ve banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi i1e kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine banka ve sigorta muameleleri vergisinin ödeme süresi içinde ödeyecektir.

Sigorta muamelelerinde ise; sigorta istihsali dolayısıyla alınan komisyon bedeli, sigorta şirketi ile acentası veya acentaları (sigorta prodüktörleri dahil) arasında paylaşılmaktadır. Bu nedenle banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden ödenen dahili tevkifat, sigorta şirketi ile acentanın "komisyon"dan aldıkları pay nedeniyle ödeyecekleri dahili tevkifatı da kapsamaktadır.

Buna göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi üzerinden ödenen dahili tevkifat; sigorta şirketi ile acentesi tarafından "komisyon"dan aldıkları pay oranında ödenmiş dahili tevkifat olup, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden, aldıkları paylar oranında ayrı ayrı mahsup edilecektir.

12. İhracat Teslimlerinde Dahili Tevkifat:

Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi kanununun "Mal ve hizmet ihracatı" başlığı altındaki 11. maddesinde;

_ İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler,

_ Yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler.

Katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

Buna göre, mal ve hizmet ihraacatı faaliyetinde bulunan kurumlar vergisi mükellefleri Gelir Vergisi Kanununun 94 maddesinin (B) fıkrasının "d" hükmü çerçevesinde mütalaa edileceklerdir.

Diğer taraftan 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Kurumlar vergisi mükelleflerinin Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihracat sayılan işlemleri ile ihraç edilmek kaydıyla ihracatçılara yaptıkları mal teslimlerine ilişkin dahili tevkifat oranı (0) olarak belirlenmiştir.

Bu hüküm çerçevesinde, Kurumlar vergisi mükellefleri, Katma Değer Vergisi Kanununa göre ihracat sayılan işlemleri ile ihraç edilmek kaydıyla ihracatçılara yaptıkları mal teslimleri dolayısıyla dahili tevkifat hesaplamayacaklardır.

İhracatçıya ihraç kaydı ile yapılan mal teslimlerinde, ihracatçının kurumlar vergisi mükellefi olması gerekmemektedir. İhracatçı gelir vergisi mükellefi de olabilir. Ancak, ihracatçıya ihraç kaydıyla mal teslim edenin kurumlar vergisi mükellefi olması zorunludur. Bu kişinin gelir vergisi mükellefi olması halinde ise, bu teslimler dolayısıyla dahili tevkifat ödenecektir.

Öte yandan gerek doğrudan ihracat yapan, gerekse ihracatçı kuruluşlar aracılığıyla ihracatı gerçekleştiren kurumlar vergisi mükelleflerinin aynı zamanda yurt içinde mal ve hizmet teslimlerinin de olması halinde, sadece ihracata ilişkin işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat hesaplanmayacaktır. Mükelleflerin yurt içinde yaptıkları mal teslimleri ve hizmet ifaları ise dahili tevkifata tabi olup, bu işlemleri nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (B) fıkrasının ilgili bölümlerindeki esaslara göre dahili tevkifatın hesaplanacağı tabiidir.

Ancak, bu mükelleflerin mal alışlarına ilişkin faturalarda görülen katma değer vergisi; ihraç edilen, ihraç edilmek kaydıyla ihracatçıya teslim edilen veya yurt içinde satılan mallara ait bulunabilir.

Bu durumda mükellefler dahili tevkifatın hesaplanmasında aşağıdaki örneğe uygun olarak hareket edeceklerdir.

(X) Anonim Şirketinin bir aylık vergilendirme dönemine ilişkin mal ve hizmet işlemleri şöyledir.























A _ Dönem içindeki mal alışları 
1.000.000.-
TL.
_ Alışlara isabet eden katma değer vergisi 
100.000.-
TL.
TOPLAM 
1.100.000.-
TL.
B _ Dönem içindeki mal satışları   
a) Yurt içi satışlar 
800.000.-
TL.
_ Yurt içi satışlardan tahsil edilen KDV 
80.000.-
TL.
b) İhraç kaydıyla ihracatçıya yapılan satışlar 
800.000.-
TL.
_ Hesaplanan katma değer vergisi 
80.000.-
TL.
Bu duruma göre; _ hesaplanan KDV 
160.000.-
TL.
_ indirilebilir KDV 
- 100.000.-
TL.
Ödenmesi gereken KDV 
60.000.-
TL.'dır.


Ancak, örneğimizdeki mükellef toplam satışlarının % 50'sini ihracat kaydıyla gerçekleştirdiğinden, bu orana isabet eden ödenmesi gereken katma değer vergisinin dahili tevkifat matrahından indirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla örneğimizde dahili tevkifat matrahı 60.000 x % 50 = 30.000.-TL. olmaktadır.

Mükelleflerin dahili tevkifatlarının; ödenmesi gereken katma değer vergisi miktarı üzerinden veya katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallarla temel gıda maddelerinin alış ve satış bedeli arasındaki farkı üzerinden hesaplanması sonucu değiştirmeyecek ve aynı yöntemle hesaplanacaktır. Mükellefin ihracatçı olması halinde de aynı şekilde işlem yapılacaktır.

13. Uluslararası Taşıma İşleri Yapan Dar Mükellef Kurumlarda Dahili Tevkifat:

21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Türkiye ile yabancı ülkeler arasında taşıma işleri yapan ve yıllık beyanname veren dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumlarının, Kurumlar Vergisi Kanununun 19. maddesine göre tesbit edilen ve Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılatları üzerinden;

a) Deniz taşımacılığında % 3,

b) Kara taşımacılığında % 2,

c) Hava taşımacılığında % 1,

oranında dahili tevkifat yapmaları ve ertesi ayın 25. günü akşamına kadar katma değer vergisi beyannamesi ile bağlı oldukları vergi dairesine beyan ederek, aynı sürede ödemeleri gerekmektedir.

Söz konusu taşımacılık dolayısıyla özel beyanname veren dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumları dahili tevkifat yapmayacaklardır.

ÖRNEK:

(X) Dar mükellefiyete tabi deniz ulaştırma kurumu, Türk limanlarından yabancı ülke limanlarına muntazam seferler yaparak mal taşımaktadır. Bu taşımacılıktan elde ettiği navlun hasılatını yıllık beyanname ile beyan etmektedir.







_ Şubat 1986 hasılatı
100.000.000.-TL.
_ Kurumlar Vergisi Kanununun 19. maddesine göre Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılat (100.000.000.- % 15)
15.000.000.-TL.
_ Dahili tevkifat (15.000.000 x % 3)
450.000.- TL.


14. Uluslararası Taşıma İşleri Yapan Tam Mükellef Kurumlarda Dahili Tevkifat:

27.2.1986 gün ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince; Türkiye ile yabancı ülkeler arasında döviz karşılığı taşımacılık yapan tam mükellefiyete tabi kurumlar vergisi mükelleflerinin bu taşımacılık faaliyetleri karşılığında aldıkları taşıma bedellerinde dahili tevkifat oranının sıfır (0) olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak bu mükelleflerin aynı zamanda yurt içi taşımacılık faaliyetlerinin de bulunması halinde, sadece yurtiçi taşımacılık işlemleri dolayısıyla dahili tevkifat yapacaklardır. Yurt içi taşımacılık faaliyeti katma değer vergisine tabi bulunduğundan; dahili tevkifat, 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının (a) bendine göre ödenmesi gereken katma değer vergisinin:

1.1.1986 - 31.3.1986 dönemi için % 20'si,

1.4.1986 - 30.6.1986 dönemi için % 30'u

1.7.1986 - 30.9.1986 dönemi için % 40'ı,

1.10.1986 tarihinden (Bu tarih dahil) sonraki dönemler için % 50'si,

oranında hesaplanacaktır.

Türkiye ile yabancı ülkeler arasında Türk lirası karşılığında taşıma işi yapan kurumlarda, bu taşımacılık dolayısıyla kurumlar vergisi matrahı oluştuğundan, dahili tevkifat yapacaklardır. Bu kurumlarda dahili tevkifat, taşıma bedeline 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "d" fıkrasında belirlenen oranlar (ilk üç ay için % 0,5, ikinci üç ay için % 1, üçüncü üç aylık dönem için % 1,5 ve 1.10.1986 tarihinden sonraki dönemler için % 2) uygulanmak suretiyle yapılacaktır.

Bu işleri yanında yurt içi taşıma faaliyeti de bulunan mükelleflerin dahili tevkifatı; işlemlerinin türü itibariyle ayrı ayrı olmak üzere yukarıda açıklanan esaslara göre yapılacaktır.

15. Turizm Müesseselerinde Dahili Tevkifat:

27.2.1986 gün ve 86/10415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre; Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 10 numaralı bendi hükmü uyarınca istisnadan yararlanan kurumlar, istisnanın uygulanmasında esas alınan döviz gelirlerinin elde edilmesine yönelik işlemleri üzerinden dahili tevkifat hesaplamayacaklardır.

Bilindiği üzere, Kurumlar Vergisi Kanununun sözü edilen maddesindeki istisnadan Turizm Endüstrisinin Teşvik Kanunu hükümleri dairesinde "Turizm Müessesesi Belgesi" veya 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu gereğince "Seyahat Acentaları İşletme Belgesi" almış olan kurumlar yararlanmaktadır.

Ayrıca, elde edilen dövizleri bizzat bozdurmayan ve dövizi sağlayan müessese veya acentadan doğrudan doğruya pay alan belge sahibi turizm müesseseleri de bu istisnadan aldıkları pay oranında yararlanmaktadırlar.

Bu kurumların herhangi bir vergilendirme döneminde ödemeleri gereken katma değer vergisinden; toplam hasılatın Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 10 numaralı bendi kapsamında mutalaa edilen hasılata oranlamak suretiyle bulunacak pay düşüldükten sonra geriye kalan tutar üzerinden dahili tevkifat hesaplanacaktır.

ÖRNEK:

(X) Anonim şirketinin Temmuz 1986 ayı iş hasılatı 20.000.000.-lira olup, bu tutar üzerinden 2.000.000.- lira katma değer vergisi hesaplanmıştır. İndirebileceği katma değer vergisi tutarı ise 1.000.000.-liradır. Ancak, kurum iş hasılatının % 30'unu turizm acentalarına ifa ettiği hizmetler karşılığı elde etmiştir.

Bu duruma göre, dahili tevkifat, şöyle hesaplanacaktır.













_ Hesaplanan katma değer vergisi
2.000.000.-TL.
 
_ İndirilebilir katma değer vergisi
-1.000.000.-TL.
 
_ Ödenmesi gereken katma değer vergisi
1.000.000.- TL.
'dır.
_ İstisna kapsamında indirilecek tutar

(1.000.000 x % 30)
300.000.-TL.
 
_ Dahili Tevkifat matrahı
700.000.-TL.
 
_ Ödenecek dahili tevkifat

(700.000 x % 40)
280.000.-TL.
 

16. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarma İşleri:

Yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerinde istihkaklardan % 5 oranında yapılan stopaj ödendiği tevsik edilmek kaydıyla, ödenmesi gereken dahili tevkifattan mahsup edilecektir. Mahsup aylar itibariyle verilen katma değer vergisi beyannamesinde yapılacaktır.

Bilindiği gibi, yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerinde kazanç, işin bittiği yılın kazancı olarak beyan edilmektedir. Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesinde, beyannamede gösterilen kazançlardan bu Kanuna ve Gelir Vergisi Kanununa göre tevkif yoluyla kesilmiş olan vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği hükme bağlanmıştır.

Yıllara yaygın inşaat işleri ile iştigal eden kurumlarda, işin bitiminde verilen kurumlar vergisi beyannamesinde mahsup edilemeyen dahili tevkifat, müteakip dönemlere ilişkin olarak yapılması gereken dahili tevkifata mahsup edilecektir. Ancak beyannamede gösterilen söz konusu inşaat işlerine ait kazançlardan daha önce % 5 oranında kesilmiş ve ödenmiş bulunan vergilerin kurumlar vergisini aşan kısmı, Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesindeki esaslar çerçevesinde mükellefe iade edilecektir.

ÖRNEK 1:

(X) Anonim şirketinin kurumlar vergisi beyannamesinde:











_ Hesaplanan kurumlar vergisi
6.000.000.-TL.
_ Ödenen Dahili Tevkifat
-4.000.000.-TL.
Fark
2.000.000.-TL.
_ Kesinti yoluyla ödenen vergiler

(GVK. Md: 94/4)
3.000.000.-TL.
_ İadesi gereken gelir (Stopaj) vergisi tutarı

(3.000.000-2.000.000 = 1.000.000)
1.000.000.-TL.


Kurum, hesapladığı kurumlar vergisinden öncelikle dahili tevkifat tutarını daha sonra kalan miktar üzerinden gelir (stopaj) vergisi tutarını mahsup edecektir. Mahsup edilemeyen gelir (stopaj) vergisi tutarı (Örnekte 1.000.000.- Liradır) Kurumlar Vergisi Kanununun 44. maddesi hükümleri çerçevesinde kuruma iade edilecektir.

ÖRNEK 2:











_ Hesaplanan kurumlar vergisi
4.000.000.-TL.
_ Ödenen dahili tevkifat
-(6.000.000.-TL.)
_ Devrolunan dahili tevkifat
2.000.000.-TL.
_ Kesinti yoluyla ödenen vergiler
3.000.000.-TL.
_ İadesi gereken gelir (Stopaj) vergisi tutarı

(KVK. Md: 44)
3.000.000.-TL.


Bu örnekteki kurum, kurumlar vergisinden mahsup edemediği toplam (3.000.000.-) üç milyon TL. tutarındaki gelir (stopaj) Vergisini Kurumlar vergisi Kanununun 44. maddesi çerçevesinde geri alacaktır. Dahili tevkifat (2.000.000.-TL.) ise mahsup imkanı bulunmadığından, sonraki dönemlerin dahili tevkifatından mahsup edilmek üzere devrolunacaktır.

Bu tebliğde belirtilmeyen diğer hususlar hakkında, 148 Seri No.'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin ilgili bölümlerinde yapılan açıklamalar, kurumlar vergisi mükellefleri için de aynen geçerlidir.

17. Külçe Altın Satımında Dahili Tevkifat:

Katma değer vergisinden muaf olan külçe altın teslimleri dolayısıyla dahili tevkifat, külçe altının teslim bedeli üzerinden 21.2.1986 tarih ve 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin "diğerleri" başlığı altındaki "d" fıkrasında belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.

Öte yandan, altından mamül veya altın ihtiva eden ziynet eşyaları ile sikke altınların teslim ve ithali katma değer vergisi konusuna girdiğinden, bu işlemleri yapan mükelleflerin ödeyecekleri dahili tevkifatın da mükellefin ödeyeceği katma değer vergisi üzerinden 21.2.1986 tarih e 86/10380 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin "a" fıkrasına göre hesaplanacağı tabiidir.

18. 31.12.1985 Tarihi İtibariyle Envanterde Yer Alan Mallar:

Katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallarla temel gıda maddelerinin satışını yapan mükelleflerden, 31.12.1985 tarihi itibariyle envanterlerinde yer alan ve katma değer vergisine özel matrah şekilleri ile tabi tutulan mallar ile temel gıda maddelerini 1986 yılı Ocak veya şubat ayları alışlarına dahil etmemiş bulunanlar, isterlerse bir defaya mahsus olmak üzere, söz konusu malları Mart ayı alışlarına dahil edebilirler.

Tebliğ olunur.

Resmi Gazete No: 24475 Resmi Gazete Tarihi: Cuma, 27 Temmuz, 2001 Adı: UID: C9Y7ILM1LSL2RDE5
İçerik:

 

4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2001 yılı Nisan-Haziran ikinci geçici vergi dönemi altı aylık kazançlarının tespitinde gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 74 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 74 x % 25 = ) % 18.5 ini kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.









İçerik 1:

 

4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2001 yılı Nisan-Haziran ikinci geçici vergi dönemi altı aylık kazançlarının tespitinde gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 74 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 74 x % 25 = ) % 18.5 ini kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.









İçerik 2:

 

4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2001 yılı Nisan-Haziran ikinci geçici vergi dönemi altı aylık kazançlarının tespitinde gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 74 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 74 x % 25 = ) % 18.5 ini kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.









Resmi Gazete No: 24311 Resmi Gazete Tarihi: Çarşamba, 7 Şubat, 2001 Adı: UID: CXIBH6YXFDQ2R32K
İçerik:

 

4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesiyle eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2000 yılı kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 85.7 olarak tespit edilmiştir.

Bu oran aynı zamanda 2000 yılı son geçici vergi vergilendirme dönemi için de uygulanacaktır.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 85.7 x % 25 = ) % 21.4 ünü kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.









İçerik 1:

 

4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesiyle eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2000 yılı kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 85.7 olarak tespit edilmiştir.

Bu oran aynı zamanda 2000 yılı son geçici vergi vergilendirme dönemi için de uygulanacaktır.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 85.7 x % 25 = ) % 21.4 ünü kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.









İçerik 2:

 

4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesiyle eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2000 yılı kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 85.7 olarak tespit edilmiştir.

Bu oran aynı zamanda 2000 yılı son geçici vergi vergilendirme dönemi için de uygulanacaktır.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 85.7 x % 25 = ) % 21.4 ünü kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.









Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Perşembe, 25 Aralık, 1958 Adı: UID: DE31XP8BPBLUCEQU
İçerik:




 
1. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 18 inci maddesindeki esaslara uyularak 1959, 1960 ve 1961 yıllarında uygulanacak emsal nispetleri:

A _ Kara ulaştırmaları için· % 14 (Yüzde ondört)

B _ Deniz ulaştırmaları için % 20 (Yüzde yirmi)

C _ Hava ulaştırmaları için % 8 (Yüzde sekiz)

olarak tespit ve bu Genel Tebliğin Resmî Gazetede neşri suretiyle ilân olunmuştur.

2. Yabancı ulaştırma işlerinde vergi matrahının; yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'de elde ettikleri gayrisâfi hasılatla dar mükellefiyete tabi olan gerçek kişilerin Türkiye ile yabancı memleketler arasında veya yabancı memleketlere arızî olarak yaptıkları ulaştırma işlerinden elde ettikleri gayrisâfi hasılâta yukarıdaki maddede gösterilen emsal nispetlerinin uygulanması suretile tâyini lâzımdır.

Gereğinin bu esaslar dairesînde yapılması tamimen tebliğ ve rica olunur.

İçerik 1:




 
1. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 18 inci maddesindeki esaslara uyularak 1959, 1960 ve 1961 yıllarında uygulanacak emsal nispetleri:

A _ Kara ulaştırmaları için· % 14 (Yüzde ondört)

B _ Deniz ulaştırmaları için % 20 (Yüzde yirmi)

C _ Hava ulaştırmaları için % 8 (Yüzde sekiz)

olarak tespit ve bu Genel Tebliğin Resmî Gazetede neşri suretiyle ilân olunmuştur.

2. Yabancı ulaştırma işlerinde vergi matrahının; yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'de elde ettikleri gayrisâfi hasılatla dar mükellefiyete tabi olan gerçek kişilerin Türkiye ile yabancı memleketler arasında veya yabancı memleketlere arızî olarak yaptıkları ulaştırma işlerinden elde ettikleri gayrisâfi hasılâta yukarıdaki maddede gösterilen emsal nispetlerinin uygulanması suretile tâyini lâzımdır.

Gereğinin bu esaslar dairesînde yapılması tamimen tebliğ ve rica olunur.

İçerik 2:




 
1. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 18 inci maddesindeki esaslara uyularak 1959, 1960 ve 1961 yıllarında uygulanacak emsal nispetleri:

A _ Kara ulaştırmaları için· % 14 (Yüzde ondört)

B _ Deniz ulaştırmaları için % 20 (Yüzde yirmi)

C _ Hava ulaştırmaları için % 8 (Yüzde sekiz)

olarak tespit ve bu Genel Tebliğin Resmî Gazetede neşri suretiyle ilân olunmuştur.

2. Yabancı ulaştırma işlerinde vergi matrahının; yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'de elde ettikleri gayrisâfi hasılatla dar mükellefiyete tabi olan gerçek kişilerin Türkiye ile yabancı memleketler arasında veya yabancı memleketlere arızî olarak yaptıkları ulaştırma işlerinden elde ettikleri gayrisâfi hasılâta yukarıdaki maddede gösterilen emsal nispetlerinin uygulanması suretile tâyini lâzımdır.

Gereğinin bu esaslar dairesînde yapılması tamimen tebliğ ve rica olunur.

Resmi Gazete No: 18730 Resmi Gazete Tarihi: Cuma, 19 Nisan, 1985 Adı: UID: DK1X6H7E2TMJMUOE
İçerik:




 
 





193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 105. maddesinin 2970 sayılı Kanunla değişik üçüncü fıkrası ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 24. maddesinin (A) paragrafının 2970 sayılı Kanunla değişik dördüncü fıkrasının Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak, dar mükellef kurumlarla ilgili 6/3/1985 gün ve 85/9206 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 9/3/ 1984 gün ve 18689 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Söz konusu karar ile dar mükellefıyete tabi kurumların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin 1, 2 ve 4 numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarındaki vergi tevkifat oranları yeniden düzenlenmiştir.

Yapılan düzenlemeye ilişkin esaslar aşağıda açıklanmıştır.

Kararnamenin yayımından önce;

1. a) Dar mükellefıyete tabi (kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan) kurumların Türkiye'de elde ettikleri her nevi hisse senedi, kar payları,

b) Dar mükellefıyete tahi kurumların Türkiye'de iştirak ettikleri kurumlardan sağladıkları kar payları ile,

c) Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyananame veren dar mükellefiyete tabi kurumların, ticari bilançolarına göre doğan kardan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden, daha önce yapılmakta olan % 20 oranındaki (Gelir Vergisi Kanununun 94/7, 105/5. maddeleri ile Kurumlar Vergisi Kanununun 24/4 maddesi uyarınca) vergi tevkifatı kararnamenin yayımından itibaren sıfıra indirilmiştir.

2. Kurumların, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazançları yürürlükteki vergi mevzuatımıza göre (Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 8 numaralı bendi uyarınca) gelir vergisi tevkifatına tabi bulunmaktadır. Bu tür kazançlara aşağıdakiler örnek olarak verilebilir:

_ Vergiden muaf menkul kıymetlere ilişkin istisna,

_ Sanayi ürünleri ihracatına ilişkin istisna,

_ Yaş meyve, sebze ve su ürünleri ihracatına ilişkin istisna,

_ Dış navlun hasılatına ilişkin istisna,

_ Yatırım indirimi istisnası,

_ Turizm müesseselerine ilişkin istisna.

Dar mükellef kurumların elde ettikleri, yukarıda belirtilen kazanç ve iratları nihai olarak yüzde 52 oranında vergi tevkifatına tabi tutulmakta idi (Gelir Vergisi Kanununun 105. maddesinin 6 numaralı bendinin 6/12/1982 gün ve 8/5759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik parantez içi hükmü uyarınca)

Yayınlanan kararname ile bu tevkifat nisbeti nihai safhada yüzde 40'a indirilmiştir.

Ancak dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri ve kararname kapsamına alınan menkul sermaye iratlarının kendi devletlerinde (Kanuni veya iş merkezlerinin bulunduğu ülkede) herhangi bir oranda vergilendirilmesi halinde, kararnamenin yukarıda açıklanan 1 ve 2. maddeleri uygulanmayacaktır. Bu durumdaki kurumlar hakkında kararnamenin 3. maddesi uygulanacaktır.

Buna göre; dar mükellef kurumların kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazanç ve iratlarının dağıtılmaması halinde bu kazanç ve iratlardan % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı (Devlet tahvili faizleri hariç) yapılacaktır. Bu kazançların dar mükelleflere dağıtılması durumunda, kararname uyarınca söz konusu tevkifat oranı % 40'a tamamlanacaktır. Devlet tahvili faizlerinin dar mükellef kurumlara dağıtılması halinde ise, (daha önce tevkifat yapılmadığından) bu iratlardan doğrudan % 40 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

3. Dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri kararname kapsamına giren menkul sermaye iratlarının, kendi devletlerinde herhangi bir nispette vergilendirilmesi halinde, bu kazançlar Türkiye'de de vergilendirilecektir. Türkiye'de uygulanacak vergi nisbeti, dar mükellef kurumların tam mükellef oldukları devlette (kendi devletlerinde) tabi oldukları vergi nispetine eşit olacak, ancak bu oran hiçbir şekilde % 20'yi aşmayacaktır.

Bu durumda nihai vergi yükü Gelir Vergisi Kanununun 10. maddesinin numaralı bendi uyarınca yeniden hesaplanacaktır.

Örnek: Türkiye'de yıllık beyanname veren dar mükellef kurumun beyan ettiği kurum kazancı 100 birimdir. Bu kurumun Türkiye'de elde ettiği kazanç ve iratlar kendi ülkesinde yüzde 10 nispetinde vergilenmektedir. Kararname uyarınca yabancı kurum üzerindeki vergi yükü, şöyle olacaktır.
















Kurum kazancı
100
Kurumlar Vergisi (100 x % 40)
- 40
Kalan (GKV'nin 94/7. maddesine göre
____
menkul sermaye iradı
60
Gelir Vergisi Tevkifatı (60 x % 10)
6
Nihai vergi yükü (40 + 6)
46


Kararname öncesinde ise bu durumdaki dar mükellef kurumun nihai vergi yükü % 52 oranında idi.

Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 8 numaralı bendinde yazılı olan ve tümüyle kurumlar vergisinden muaf veya müstesna bulunan kazanç ve iratların dar mükellef kurumlara nakden veya hesaben ödenmesi halinde de (Gelir Vergisi Kanununun 10. maddesinin 6 numaralı bendinin parantez içi hükmüne göre) nihai vergi yükü, yukarıdaki esaslar doğrultusunda hesaplanacaktır.

Yukarıdaki örnekte belirtilen kurumu aynen alırsak














Kurum kazancı
100
Kurumlar Vergisi
-___
Kalan
100
Gelir Vergisi Tevkifatı(*)
46
Nihai Vergi Yükü
46


4. Dar mükellef kurumların Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin 1, 2 ve 4 numaralı bendlerinde yer alan menkul sermaye iratlarını, kararnamenin yayımı tarihinden sonra elde etmeleri halinde (menkul sermaye iradının hangi yıl kazancına ait olduğuna bakılmaksızın) söz konusu gelirler hakkında kararname hükümleri uygulanacaktır.

5. Dar mükellefiyete tabi kurumların, kararnamenin lehlerine olan hükümlerinden yararlanabilmeleri için; Türkiye'de elde ettikleri kararname kapsamına giren menkul sermaye iratlarının, kurumların kendi ülkelerindeki vergi mevzuatına göre (işyeri veya kanuni merkezinin bulunduğu ülke) vergilenmediği veya % 20 oranının altında vergilendirildiğine ilişkin olarak yetkili makamlardan (kendi ülkelerinde) bir belge almaları ve bu belgeyi mahallindeki Türk Elçilik veya Konsolosluklarına onaylatarak Türkiye'de bağlı bulundukları vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir. Bu belgelerin tercüme ettirildikten sonra Türk Elçilik ve Konsolosluklarına onaylatılması mümkün olduğu gibi, Türk Elçilik ve Konsolosluklarınca onaylanmış söz konusu belgelerin Türkiye'de Noterlerde tercüme ettirilmesi mümkündür.

Tebliğ olunur.

(*) _ Alınmayan kurumlar vergisine eşit vergileme :

100 x %40 = 40

_ Menkul sermaye iradına isabet eden vergileme :

100 _ 40 = 60

60 X % 10 = 6

_ Gelir Vergisi Kanununun 94/8. maddesinin kararnameye uygulanmasıyla hesaplanan nihai vergi yükü :

40 + 6 = 46

_ Bu örnekte, kararnameye göre yüzde 46 olarak gerşekleşen vergi yükü kararname öncesinde yüzde 52 idi.

İçerik 1:




 
 





193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 105. maddesinin 2970 sayılı Kanunla değişik üçüncü fıkrası ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 24. maddesinin (A) paragrafının 2970 sayılı Kanunla değişik dördüncü fıkrasının Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak, dar mükellef kurumlarla ilgili 6/3/1985 gün ve 85/9206 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 9/3/ 1984 gün ve 18689 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Söz konusu karar ile dar mükellefıyete tabi kurumların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin 1, 2 ve 4 numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarındaki vergi tevkifat oranları yeniden düzenlenmiştir.

Yapılan düzenlemeye ilişkin esaslar aşağıda açıklanmıştır.

Kararnamenin yayımından önce;

1. a) Dar mükellefıyete tabi (kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan) kurumların Türkiye'de elde ettikleri her nevi hisse senedi, kar payları,

b) Dar mükellefıyete tahi kurumların Türkiye'de iştirak ettikleri kurumlardan sağladıkları kar payları ile,

c) Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyananame veren dar mükellefiyete tabi kurumların, ticari bilançolarına göre doğan kardan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden, daha önce yapılmakta olan % 20 oranındaki (Gelir Vergisi Kanununun 94/7, 105/5. maddeleri ile Kurumlar Vergisi Kanununun 24/4 maddesi uyarınca) vergi tevkifatı kararnamenin yayımından itibaren sıfıra indirilmiştir.

2. Kurumların, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazançları yürürlükteki vergi mevzuatımıza göre (Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 8 numaralı bendi uyarınca) gelir vergisi tevkifatına tabi bulunmaktadır. Bu tür kazançlara aşağıdakiler örnek olarak verilebilir:

_ Vergiden muaf menkul kıymetlere ilişkin istisna,

_ Sanayi ürünleri ihracatına ilişkin istisna,

_ Yaş meyve, sebze ve su ürünleri ihracatına ilişkin istisna,

_ Dış navlun hasılatına ilişkin istisna,

_ Yatırım indirimi istisnası,

_ Turizm müesseselerine ilişkin istisna.

Dar mükellef kurumların elde ettikleri, yukarıda belirtilen kazanç ve iratları nihai olarak yüzde 52 oranında vergi tevkifatına tabi tutulmakta idi (Gelir Vergisi Kanununun 105. maddesinin 6 numaralı bendinin 6/12/1982 gün ve 8/5759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik parantez içi hükmü uyarınca)

Yayınlanan kararname ile bu tevkifat nisbeti nihai safhada yüzde 40'a indirilmiştir.

Ancak dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri ve kararname kapsamına alınan menkul sermaye iratlarının kendi devletlerinde (Kanuni veya iş merkezlerinin bulunduğu ülkede) herhangi bir oranda vergilendirilmesi halinde, kararnamenin yukarıda açıklanan 1 ve 2. maddeleri uygulanmayacaktır. Bu durumdaki kurumlar hakkında kararnamenin 3. maddesi uygulanacaktır.

Buna göre; dar mükellef kurumların kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazanç ve iratlarının dağıtılmaması halinde bu kazanç ve iratlardan % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı (Devlet tahvili faizleri hariç) yapılacaktır. Bu kazançların dar mükelleflere dağıtılması durumunda, kararname uyarınca söz konusu tevkifat oranı % 40'a tamamlanacaktır. Devlet tahvili faizlerinin dar mükellef kurumlara dağıtılması halinde ise, (daha önce tevkifat yapılmadığından) bu iratlardan doğrudan % 40 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

3. Dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri kararname kapsamına giren menkul sermaye iratlarının, kendi devletlerinde herhangi bir nispette vergilendirilmesi halinde, bu kazançlar Türkiye'de de vergilendirilecektir. Türkiye'de uygulanacak vergi nisbeti, dar mükellef kurumların tam mükellef oldukları devlette (kendi devletlerinde) tabi oldukları vergi nispetine eşit olacak, ancak bu oran hiçbir şekilde % 20'yi aşmayacaktır.

Bu durumda nihai vergi yükü Gelir Vergisi Kanununun 10. maddesinin numaralı bendi uyarınca yeniden hesaplanacaktır.

Örnek: Türkiye'de yıllık beyanname veren dar mükellef kurumun beyan ettiği kurum kazancı 100 birimdir. Bu kurumun Türkiye'de elde ettiği kazanç ve iratlar kendi ülkesinde yüzde 10 nispetinde vergilenmektedir. Kararname uyarınca yabancı kurum üzerindeki vergi yükü, şöyle olacaktır.
















Kurum kazancı
100
Kurumlar Vergisi (100 x % 40)
- 40
Kalan (GKV'nin 94/7. maddesine göre
____
menkul sermaye iradı
60
Gelir Vergisi Tevkifatı (60 x % 10)
6
Nihai vergi yükü (40 + 6)
46


Kararname öncesinde ise bu durumdaki dar mükellef kurumun nihai vergi yükü % 52 oranında idi.

Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 8 numaralı bendinde yazılı olan ve tümüyle kurumlar vergisinden muaf veya müstesna bulunan kazanç ve iratların dar mükellef kurumlara nakden veya hesaben ödenmesi halinde de (Gelir Vergisi Kanununun 10. maddesinin 6 numaralı bendinin parantez içi hükmüne göre) nihai vergi yükü, yukarıdaki esaslar doğrultusunda hesaplanacaktır.

Yukarıdaki örnekte belirtilen kurumu aynen alırsak














Kurum kazancı
100
Kurumlar Vergisi
-___
Kalan
100
Gelir Vergisi Tevkifatı(*)
46
Nihai Vergi Yükü
46


4. Dar mükellef kurumların Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin 1, 2 ve 4 numaralı bendlerinde yer alan menkul sermaye iratlarını, kararnamenin yayımı tarihinden sonra elde etmeleri halinde (menkul sermaye iradının hangi yıl kazancına ait olduğuna bakılmaksızın) söz konusu gelirler hakkında kararname hükümleri uygulanacaktır.

5. Dar mükellefiyete tabi kurumların, kararnamenin lehlerine olan hükümlerinden yararlanabilmeleri için; Türkiye'de elde ettikleri kararname kapsamına giren menkul sermaye iratlarının, kurumların kendi ülkelerindeki vergi mevzuatına göre (işyeri veya kanuni merkezinin bulunduğu ülke) vergilenmediği veya % 20 oranının altında vergilendirildiğine ilişkin olarak yetkili makamlardan (kendi ülkelerinde) bir belge almaları ve bu belgeyi mahallindeki Türk Elçilik veya Konsolosluklarına onaylatarak Türkiye'de bağlı bulundukları vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir. Bu belgelerin tercüme ettirildikten sonra Türk Elçilik ve Konsolosluklarına onaylatılması mümkün olduğu gibi, Türk Elçilik ve Konsolosluklarınca onaylanmış söz konusu belgelerin Türkiye'de Noterlerde tercüme ettirilmesi mümkündür.

Tebliğ olunur.

(*) _ Alınmayan kurumlar vergisine eşit vergileme :

100 x %40 = 40

_ Menkul sermaye iradına isabet eden vergileme :

100 _ 40 = 60

60 X % 10 = 6

_ Gelir Vergisi Kanununun 94/8. maddesinin kararnameye uygulanmasıyla hesaplanan nihai vergi yükü :

40 + 6 = 46

_ Bu örnekte, kararnameye göre yüzde 46 olarak gerşekleşen vergi yükü kararname öncesinde yüzde 52 idi.

İçerik 2:




 
 





193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 105. maddesinin 2970 sayılı Kanunla değişik üçüncü fıkrası ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 24. maddesinin (A) paragrafının 2970 sayılı Kanunla değişik dördüncü fıkrasının Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak, dar mükellef kurumlarla ilgili 6/3/1985 gün ve 85/9206 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 9/3/ 1984 gün ve 18689 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Söz konusu karar ile dar mükellefıyete tabi kurumların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin 1, 2 ve 4 numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarındaki vergi tevkifat oranları yeniden düzenlenmiştir.

Yapılan düzenlemeye ilişkin esaslar aşağıda açıklanmıştır.

Kararnamenin yayımından önce;

1. a) Dar mükellefıyete tabi (kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan) kurumların Türkiye'de elde ettikleri her nevi hisse senedi, kar payları,

b) Dar mükellefıyete tahi kurumların Türkiye'de iştirak ettikleri kurumlardan sağladıkları kar payları ile,

c) Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyananame veren dar mükellefiyete tabi kurumların, ticari bilançolarına göre doğan kardan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden, daha önce yapılmakta olan % 20 oranındaki (Gelir Vergisi Kanununun 94/7, 105/5. maddeleri ile Kurumlar Vergisi Kanununun 24/4 maddesi uyarınca) vergi tevkifatı kararnamenin yayımından itibaren sıfıra indirilmiştir.

2. Kurumların, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazançları yürürlükteki vergi mevzuatımıza göre (Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 8 numaralı bendi uyarınca) gelir vergisi tevkifatına tabi bulunmaktadır. Bu tür kazançlara aşağıdakiler örnek olarak verilebilir:

_ Vergiden muaf menkul kıymetlere ilişkin istisna,

_ Sanayi ürünleri ihracatına ilişkin istisna,

_ Yaş meyve, sebze ve su ürünleri ihracatına ilişkin istisna,

_ Dış navlun hasılatına ilişkin istisna,

_ Yatırım indirimi istisnası,

_ Turizm müesseselerine ilişkin istisna.

Dar mükellef kurumların elde ettikleri, yukarıda belirtilen kazanç ve iratları nihai olarak yüzde 52 oranında vergi tevkifatına tabi tutulmakta idi (Gelir Vergisi Kanununun 105. maddesinin 6 numaralı bendinin 6/12/1982 gün ve 8/5759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik parantez içi hükmü uyarınca)

Yayınlanan kararname ile bu tevkifat nisbeti nihai safhada yüzde 40'a indirilmiştir.

Ancak dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri ve kararname kapsamına alınan menkul sermaye iratlarının kendi devletlerinde (Kanuni veya iş merkezlerinin bulunduğu ülkede) herhangi bir oranda vergilendirilmesi halinde, kararnamenin yukarıda açıklanan 1 ve 2. maddeleri uygulanmayacaktır. Bu durumdaki kurumlar hakkında kararnamenin 3. maddesi uygulanacaktır.

Buna göre; dar mükellef kurumların kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazanç ve iratlarının dağıtılmaması halinde bu kazanç ve iratlardan % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı (Devlet tahvili faizleri hariç) yapılacaktır. Bu kazançların dar mükelleflere dağıtılması durumunda, kararname uyarınca söz konusu tevkifat oranı % 40'a tamamlanacaktır. Devlet tahvili faizlerinin dar mükellef kurumlara dağıtılması halinde ise, (daha önce tevkifat yapılmadığından) bu iratlardan doğrudan % 40 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

3. Dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri kararname kapsamına giren menkul sermaye iratlarının, kendi devletlerinde herhangi bir nispette vergilendirilmesi halinde, bu kazançlar Türkiye'de de vergilendirilecektir. Türkiye'de uygulanacak vergi nisbeti, dar mükellef kurumların tam mükellef oldukları devlette (kendi devletlerinde) tabi oldukları vergi nispetine eşit olacak, ancak bu oran hiçbir şekilde % 20'yi aşmayacaktır.

Bu durumda nihai vergi yükü Gelir Vergisi Kanununun 10. maddesinin numaralı bendi uyarınca yeniden hesaplanacaktır.

Örnek: Türkiye'de yıllık beyanname veren dar mükellef kurumun beyan ettiği kurum kazancı 100 birimdir. Bu kurumun Türkiye'de elde ettiği kazanç ve iratlar kendi ülkesinde yüzde 10 nispetinde vergilenmektedir. Kararname uyarınca yabancı kurum üzerindeki vergi yükü, şöyle olacaktır.
















Kurum kazancı
100
Kurumlar Vergisi (100 x % 40)
- 40
Kalan (GKV'nin 94/7. maddesine göre
____
menkul sermaye iradı
60
Gelir Vergisi Tevkifatı (60 x % 10)
6
Nihai vergi yükü (40 + 6)
46


Kararname öncesinde ise bu durumdaki dar mükellef kurumun nihai vergi yükü % 52 oranında idi.

Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 8 numaralı bendinde yazılı olan ve tümüyle kurumlar vergisinden muaf veya müstesna bulunan kazanç ve iratların dar mükellef kurumlara nakden veya hesaben ödenmesi halinde de (Gelir Vergisi Kanununun 10. maddesinin 6 numaralı bendinin parantez içi hükmüne göre) nihai vergi yükü, yukarıdaki esaslar doğrultusunda hesaplanacaktır.

Yukarıdaki örnekte belirtilen kurumu aynen alırsak














Kurum kazancı
100
Kurumlar Vergisi
-___
Kalan
100
Gelir Vergisi Tevkifatı(*)
46
Nihai Vergi Yükü
46


4. Dar mükellef kurumların Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin 1, 2 ve 4 numaralı bendlerinde yer alan menkul sermaye iratlarını, kararnamenin yayımı tarihinden sonra elde etmeleri halinde (menkul sermaye iradının hangi yıl kazancına ait olduğuna bakılmaksızın) söz konusu gelirler hakkında kararname hükümleri uygulanacaktır.

5. Dar mükellefiyete tabi kurumların, kararnamenin lehlerine olan hükümlerinden yararlanabilmeleri için; Türkiye'de elde ettikleri kararname kapsamına giren menkul sermaye iratlarının, kurumların kendi ülkelerindeki vergi mevzuatına göre (işyeri veya kanuni merkezinin bulunduğu ülke) vergilenmediği veya % 20 oranının altında vergilendirildiğine ilişkin olarak yetkili makamlardan (kendi ülkelerinde) bir belge almaları ve bu belgeyi mahallindeki Türk Elçilik veya Konsolosluklarına onaylatarak Türkiye'de bağlı bulundukları vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir. Bu belgelerin tercüme ettirildikten sonra Türk Elçilik ve Konsolosluklarına onaylatılması mümkün olduğu gibi, Türk Elçilik ve Konsolosluklarınca onaylanmış söz konusu belgelerin Türkiye'de Noterlerde tercüme ettirilmesi mümkündür.

Tebliğ olunur.

(*) _ Alınmayan kurumlar vergisine eşit vergileme :

100 x %40 = 40

_ Menkul sermaye iradına isabet eden vergileme :

100 _ 40 = 60

60 X % 10 = 6

_ Gelir Vergisi Kanununun 94/8. maddesinin kararnameye uygulanmasıyla hesaplanan nihai vergi yükü :

40 + 6 = 46

_ Bu örnekte, kararnameye göre yüzde 46 olarak gerşekleşen vergi yükü kararname öncesinde yüzde 52 idi.

Resmi Gazete No: 25293 Resmi Gazete Tarihi: Salı, 18 Kasım, 2003 Adı: UID: DQMCH5P2YJEJ87IO
İçerik:
4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25 ' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2003 yılı Temmuz _ Eylül üçüncü geçici vergi dönemi dokuz aylık kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 62,9 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 62,9 x % 25 =) % 15,7'sini kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.

İçerik 1:
4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25 ' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2003 yılı Temmuz _ Eylül üçüncü geçici vergi dönemi dokuz aylık kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 62,9 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 62,9 x % 25 =) % 15,7'sini kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.

İçerik 2:
4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25 ' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2003 yılı Temmuz _ Eylül üçüncü geçici vergi dönemi dokuz aylık kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 62,9 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 62,9 x % 25 =) % 15,7'sini kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.

Resmi Gazete No: 17386 Resmi Gazete Tarihi: Salı, 30 Haziran, 1981 Adı: UID: E3M5296LMKA7CVIN
İçerik:




 
1. 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 24/12/1980 gün ve 2362 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 19 ncu maddedeki esaslara uyularak dar mükelleflerin vergi matrahlarının hesaplanmasında 1/1/1981 tarihinden itibaren uygulanacak ortalama emsal nisbetleri;

A _ Madenler için % 3 (Yüzde Üç),

B _ Diğer mal çeşitleri için % 1 (Yüzde Bir)

olarak tesbit ve bu genel tebliğin Resmi Gazete'de neşri suretiyle ilân olunmuştur.

2. 24/12/1980 tarih ve 2361 sayılı Kanunla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 1 numaralı bendinde, 24/12/1980 tarih ve 2362 sayılı Kanunla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin 1 numaralı bendinde yapılan değişikliklerle, dar mükelleflerin Türkiye'de satın aldıkları, imal, istihraç ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere göndermelerinden doğan kazançları dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır.

Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununa 2362 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 19 ncu madde ile Gelir Vergisi Kanununun bu maddeye atıf yapan 45 nci maddesi hükümleri uyarınca, Türkiye'de satın aldıkları ya da imal istihsal veya istihraç ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderen Gelir ve Kurumlar Vergisine tabi dar mükelleflerin vergi matrahı, ihraç edilen malların maliyet bedeli ile dışarıya taşınmak üzere kara, deniz ve hava ulaştırma araçlarına teslim edildikleri ana kadar yapılan hertürlü giderler toplamına yukarıda belirtilen ortalama emsal nisbetlerinin uygulanması suretiyle tesbit edilerek vergilendirilecektir.

Tebliğ olunur.

İçerik 1:




 
1. 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 24/12/1980 gün ve 2362 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 19 ncu maddedeki esaslara uyularak dar mükelleflerin vergi matrahlarının hesaplanmasında 1/1/1981 tarihinden itibaren uygulanacak ortalama emsal nisbetleri;

A _ Madenler için % 3 (Yüzde Üç),

B _ Diğer mal çeşitleri için % 1 (Yüzde Bir)

olarak tesbit ve bu genel tebliğin Resmi Gazete'de neşri suretiyle ilân olunmuştur.

2. 24/12/1980 tarih ve 2361 sayılı Kanunla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 1 numaralı bendinde, 24/12/1980 tarih ve 2362 sayılı Kanunla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin 1 numaralı bendinde yapılan değişikliklerle, dar mükelleflerin Türkiye'de satın aldıkları, imal, istihraç ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere göndermelerinden doğan kazançları dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır.

Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununa 2362 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 19 ncu madde ile Gelir Vergisi Kanununun bu maddeye atıf yapan 45 nci maddesi hükümleri uyarınca, Türkiye'de satın aldıkları ya da imal istihsal veya istihraç ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderen Gelir ve Kurumlar Vergisine tabi dar mükelleflerin vergi matrahı, ihraç edilen malların maliyet bedeli ile dışarıya taşınmak üzere kara, deniz ve hava ulaştırma araçlarına teslim edildikleri ana kadar yapılan hertürlü giderler toplamına yukarıda belirtilen ortalama emsal nisbetlerinin uygulanması suretiyle tesbit edilerek vergilendirilecektir.

Tebliğ olunur.

İçerik 2:




 
1. 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 24/12/1980 gün ve 2362 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 19 ncu maddedeki esaslara uyularak dar mükelleflerin vergi matrahlarının hesaplanmasında 1/1/1981 tarihinden itibaren uygulanacak ortalama emsal nisbetleri;

A _ Madenler için % 3 (Yüzde Üç),

B _ Diğer mal çeşitleri için % 1 (Yüzde Bir)

olarak tesbit ve bu genel tebliğin Resmi Gazete'de neşri suretiyle ilân olunmuştur.

2. 24/12/1980 tarih ve 2361 sayılı Kanunla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 1 numaralı bendinde, 24/12/1980 tarih ve 2362 sayılı Kanunla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin 1 numaralı bendinde yapılan değişikliklerle, dar mükelleflerin Türkiye'de satın aldıkları, imal, istihraç ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere göndermelerinden doğan kazançları dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır.

Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununa 2362 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 19 ncu madde ile Gelir Vergisi Kanununun bu maddeye atıf yapan 45 nci maddesi hükümleri uyarınca, Türkiye'de satın aldıkları ya da imal istihsal veya istihraç ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderen Gelir ve Kurumlar Vergisine tabi dar mükelleflerin vergi matrahı, ihraç edilen malların maliyet bedeli ile dışarıya taşınmak üzere kara, deniz ve hava ulaştırma araçlarına teslim edildikleri ana kadar yapılan hertürlü giderler toplamına yukarıda belirtilen ortalama emsal nisbetlerinin uygulanması suretiyle tesbit edilerek vergilendirilecektir.

Tebliğ olunur.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Perşembe, 22 Mayıs, 1952 Adı: UID: ER76QT6FECPI73XX
İçerik:




 
1. Mülga 2395 sayılı Kazanç Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin 2 nci bendinin F fıkrasile kâr zarar hesabının tanziminde, Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirketlerin geçmiş seneye ait zararlarından kapatılmayan kısmının, masraf olarak zarar sütununa geçirilmesi kabul edilmiş idi.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin 7 nci fıkrasında da aynı prensibe yer verilmiş ve (iki yıldan fazla nakledilmemek şartile, geçmiş yılların malî bilânçolarına göre tahassül eden zararların, bu bilânçolarda her yılın zararı ayrı ayrı gösterilmek üzere, kurum kazancından gider olarak indirilebileceği) hükme bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun mer'iyetinden sonra husule gelen zararların müteakip iki yılın kazancından tenzil edilebileceği hususunda şüphe yok ise de, kazanç vergisi zamanından müdevver zararların, kurum kazancından mahsup edilip edilmiyeceği hakkında tereddüt edildiği anlaşılmaktadır.

Kazanç ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının hesap devresi sonuçlarının tesbiti hakkındaki hükümleri yekdiğerine müsabih olduğundan, mahsubu yapılacak zararların her iki kanunda da ayni esaslar dairesinde tayin ve tespit edildiği, Kurumlar Vergisi Kanununun müteaddit maddelerinde, kazanç vergisi zamanındaki hesap neticelerinin kurum kazancı ile ilgilendirilebileceği hakkında hükümler sevkedilmiş olduğu ve kazanç vergisi zamanında şirketler için tanınmış bulunan bir müktesap hakkın sarih bir hüküm mevcut olmadığından sırf vergi kanunlarının değişmiş olması dolayısiyle ihlâli doğru olmıyacağı cihetle, mülga Kazanç Vergisi Kanununun anılan 13 üncü maddesi şumulüne giren şirketlerin, 1950 yılından evvel malî bilânçolarına göre tekevvün eden zararlarından Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesi mucibince, 1948 de husule gelip 1949 da kapatılmayan kısmının 1950 yılı ve 1949 senesine ait zararın da 1950 ve 1951 yılları kurum kazancından tenzilinin kabulü icap eder.

2. Kazanç Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin 2 nci bendinin F fıkrası ile sa-dece, şirketlerin geçmiş sene zararlarının mahsubuna imkân verilmiş olduğu cihetle, bu maddeye göre esasen zararlarını nakletmelerine cevaz verilmiyen şirketlerden gayri kurumlar vergisine tabi müessese ve işletmelerin kazanç vergisi zamanında husule gelen zararlarının kurum kazancından mahsup edilmiyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesi ve gereğinin ona göre ifasının temini tamimen rica olunur.

İçerik 1:




 
1. Mülga 2395 sayılı Kazanç Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin 2 nci bendinin F fıkrasile kâr zarar hesabının tanziminde, Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirketlerin geçmiş seneye ait zararlarından kapatılmayan kısmının, masraf olarak zarar sütununa geçirilmesi kabul edilmiş idi.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin 7 nci fıkrasında da aynı prensibe yer verilmiş ve (iki yıldan fazla nakledilmemek şartile, geçmiş yılların malî bilânçolarına göre tahassül eden zararların, bu bilânçolarda her yılın zararı ayrı ayrı gösterilmek üzere, kurum kazancından gider olarak indirilebileceği) hükme bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun mer'iyetinden sonra husule gelen zararların müteakip iki yılın kazancından tenzil edilebileceği hususunda şüphe yok ise de, kazanç vergisi zamanından müdevver zararların, kurum kazancından mahsup edilip edilmiyeceği hakkında tereddüt edildiği anlaşılmaktadır.

Kazanç ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının hesap devresi sonuçlarının tesbiti hakkındaki hükümleri yekdiğerine müsabih olduğundan, mahsubu yapılacak zararların her iki kanunda da ayni esaslar dairesinde tayin ve tespit edildiği, Kurumlar Vergisi Kanununun müteaddit maddelerinde, kazanç vergisi zamanındaki hesap neticelerinin kurum kazancı ile ilgilendirilebileceği hakkında hükümler sevkedilmiş olduğu ve kazanç vergisi zamanında şirketler için tanınmış bulunan bir müktesap hakkın sarih bir hüküm mevcut olmadığından sırf vergi kanunlarının değişmiş olması dolayısiyle ihlâli doğru olmıyacağı cihetle, mülga Kazanç Vergisi Kanununun anılan 13 üncü maddesi şumulüne giren şirketlerin, 1950 yılından evvel malî bilânçolarına göre tekevvün eden zararlarından Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesi mucibince, 1948 de husule gelip 1949 da kapatılmayan kısmının 1950 yılı ve 1949 senesine ait zararın da 1950 ve 1951 yılları kurum kazancından tenzilinin kabulü icap eder.

2. Kazanç Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin 2 nci bendinin F fıkrası ile sa-dece, şirketlerin geçmiş sene zararlarının mahsubuna imkân verilmiş olduğu cihetle, bu maddeye göre esasen zararlarını nakletmelerine cevaz verilmiyen şirketlerden gayri kurumlar vergisine tabi müessese ve işletmelerin kazanç vergisi zamanında husule gelen zararlarının kurum kazancından mahsup edilmiyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesi ve gereğinin ona göre ifasının temini tamimen rica olunur.

İçerik 2:




 
1. Mülga 2395 sayılı Kazanç Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin 2 nci bendinin F fıkrasile kâr zarar hesabının tanziminde, Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirketlerin geçmiş seneye ait zararlarından kapatılmayan kısmının, masraf olarak zarar sütununa geçirilmesi kabul edilmiş idi.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin 7 nci fıkrasında da aynı prensibe yer verilmiş ve (iki yıldan fazla nakledilmemek şartile, geçmiş yılların malî bilânçolarına göre tahassül eden zararların, bu bilânçolarda her yılın zararı ayrı ayrı gösterilmek üzere, kurum kazancından gider olarak indirilebileceği) hükme bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun mer'iyetinden sonra husule gelen zararların müteakip iki yılın kazancından tenzil edilebileceği hususunda şüphe yok ise de, kazanç vergisi zamanından müdevver zararların, kurum kazancından mahsup edilip edilmiyeceği hakkında tereddüt edildiği anlaşılmaktadır.

Kazanç ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının hesap devresi sonuçlarının tesbiti hakkındaki hükümleri yekdiğerine müsabih olduğundan, mahsubu yapılacak zararların her iki kanunda da ayni esaslar dairesinde tayin ve tespit edildiği, Kurumlar Vergisi Kanununun müteaddit maddelerinde, kazanç vergisi zamanındaki hesap neticelerinin kurum kazancı ile ilgilendirilebileceği hakkında hükümler sevkedilmiş olduğu ve kazanç vergisi zamanında şirketler için tanınmış bulunan bir müktesap hakkın sarih bir hüküm mevcut olmadığından sırf vergi kanunlarının değişmiş olması dolayısiyle ihlâli doğru olmıyacağı cihetle, mülga Kazanç Vergisi Kanununun anılan 13 üncü maddesi şumulüne giren şirketlerin, 1950 yılından evvel malî bilânçolarına göre tekevvün eden zararlarından Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesi mucibince, 1948 de husule gelip 1949 da kapatılmayan kısmının 1950 yılı ve 1949 senesine ait zararın da 1950 ve 1951 yılları kurum kazancından tenzilinin kabulü icap eder.

2. Kazanç Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin 2 nci bendinin F fıkrası ile sa-dece, şirketlerin geçmiş sene zararlarının mahsubuna imkân verilmiş olduğu cihetle, bu maddeye göre esasen zararlarını nakletmelerine cevaz verilmiyen şirketlerden gayri kurumlar vergisine tabi müessese ve işletmelerin kazanç vergisi zamanında husule gelen zararlarının kurum kazancından mahsup edilmiyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesi ve gereğinin ona göre ifasının temini tamimen rica olunur.

Resmi Gazete No: 24832 Resmi Gazete Tarihi: Çarşamba, 31 Temmuz, 2002 Adı: UID: FMFVFQ2YQOAGXW77
İçerik:
4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25 ' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2002 yılı Nisan-Haziran ikinci geçici vergi dönemi altı aylık kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 78.66 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 78.66 x % 25 =) % 19.66 'sını kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.


Önceki dönemlere ait Finansman Gider Kısıtlaması İndirim Oranları için tıklayınız.
İçerik 1:
4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25 ' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2002 yılı Nisan-Haziran ikinci geçici vergi dönemi altı aylık kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 78.66 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 78.66 x % 25 =) % 19.66 'sını kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.


Önceki dönemlere ait Finansman Gider Kısıtlaması İndirim Oranları için tıklayınız.
İçerik 2:
4008 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesine eklenen 8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine eklenen 13 numaralı bent hükümleri ile işletmelerin kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamına, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunacak indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanacak tutarın % 25 ' inin gider olarak kabul edilmemesi öngörülmüştür.

Bu hüküm uyarınca gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2002 yılı Nisan-Haziran ikinci geçici vergi dönemi altı aylık kazançları için gider indirimi kısıtlaması uygulamasına esas alınacak indirim oranı % 78.66 olarak tespit edilmiştir.

Bu durumda, tespit edilen orana göre mükellefler, kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurlarının ( % 78.66 x % 25 =) % 19.66 'sını kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

Tebliğ olunur.


Önceki dönemlere ait Finansman Gider Kısıtlaması İndirim Oranları için tıklayınız.
Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Çarşamba, 25 Ocak, 1961 Adı: UID: G143NP2RW3YOOSJG
İçerik:



 
2. Ocak. 1961 günlü ve 10696 sayılı Resmî Gazete'de neşredilen 192 sayılı kanunla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 12,13,16, 25, 27, 29-34 ve 44 üncü maddeleri değiştirilmiş ve adı geçen kanuna geçici iki madde eklenmiş bulunmaktadır

1. Dar mükellefiyette mevzua taallûk eden hükümlerde yapılan değişiklik :

A _ 12 nci maddenin 1 numaralı bendinde yapılan değişiklik :

Bu bentte yapılan başlıca değişiklik parantez içerisindeki ihracat muaflığına müteallik olup, (Türkiye'den) kelimesi çıkarılmış ve (Türkiye'de satmak) tâbirinin tarifi yapılmıştır. Alıcı veya satıcı veya her ikisi Türkiye'de değil ise veya satış akdi Türkiye'de yapılmamış ise, satışın Türkiye'de yapılmadığı kabul olunacaktır. Ayrıca muafiyet şartının te-kemmülü için, ilgili kurumun, ihracatı kurum merkezi hesabına yapması lâzımdır.

Bunun dışında, bendin ilk cümlesindeki (sabit) kelimesi çıkarılmış, Vergi Usul Kanunu'nun 156 ncı maddesinde olduğu gibi yalnız (iş yeri) deyimi kullanılmıştır.

B _ 5 numaralı bentte yapılan değişiklik:

Bu bende, (ve menkul malların) ibaresi ilâve edilmiş olup, böylece menkul malların Türkiye'de kiralanmasından elde edilen iratlar da dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır.

C _ 6 numaralı bentdeki değişiklik :

Bent hükmü, Gelir Vergisi Kanunu'nun aynı mahiyetteki hükmüne mütenazır hale konulmuş, Türkiye'de elde edilen menkul sermaye iratlarının tamamı dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır. Buna göre, kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye dışında olan kurumların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75 inci maddesinde sayılan ve tarifi yapılan her nevi menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi iktiza etmektedir.

Ç _ 7 numaralı bentte yapılan değişiklik :

Bu bentteki değişiklikle, hükme vuzuh verilmesi istihdaf olunmuştur. Şöyleki, menkul kıymetlerin satışından elde edilen kazançlar, bu kıymetlerin, kurumların Türkiye'deki şubelerinin bilânçolarına dahil olması halinde, 1 numaralı bent hükmü mucibince ticarî kazanç olarak vergi mevzuuna esasen girmektedir. Bu itibarla, 1 numaralı bent hükmüne girmeyen kurumların menkul kıymet satışından elde ettikleri kazançların dışında kalan sair kazanç ve iratlarının vergiye tabi olduğu zikredilmek suretiyle hüküm vazıh hale geti-rilmiş bulunmaktadır.

2. Vergi matrahının tespitiyle ilgili hükümlerde yapılan değişiklikler:

A _ 13 üncü maddede yapılan değişiklikler :

13 üncü maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğe göre, kurumların safi kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun 42 nci maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi hariç olmak üzere, ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacaktır. Bu itibarla, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri ile iştigal eden kurumların kâr veya zararı, işin bittiği yıl kat'i olarak tespit edilecek ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkür yıl beyannamesinde gösterilecektir. Başka bir ifade ile, kâr veya zararın, eskiden olduğu gibi, işin devam ettiği yıllarda beyanı ve işin hitamında tespit edilecek kat'i miktarlarının işin sirayet ettiği yıllar dağıtılması bahis mevzuu değildir.

Diğer taraftan, bu gibi işleri yapan kurumlara ödenen istihkak bedellerinden Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 üncü maddesi hükmüne müsteniden, bu maddenin birinci fıkrasında sözü edilen teşekküllerce, ayni kanunun 105 inci maddesi mucibince, % 3 nispetinde vergi tevkif edilecek ve 98 inci madde uyarınca da, tevkif edilen bu vergiler ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirilecektir.

Ancak, geçici 1 inci maddeye göre 1/1/1960 tarihinden önce mukaveleye bağlanmış ve işe başlanılmış olan bu gibi işlerin kâr ve zararlarının 5421 ve 5422 sayılı kanunlardaki usullere göre tespit ve teklifine devam edilmesi gerekeceğinden, mezkûr işler dolayısiyle 1/1/1961 tarihinden sonra ödenecek istihkak bedellerinden vergi tevkifatı yapılmıyacaktır.

Kanunun mahsuba müteallik 44 üncü maddesinde yapılan değişiklik ile de, bahsi ge-çen 94 üncü maddeye müsteniden yapılmış olan tevkifatın işin bittiği yıla ait beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine mahsubuna imkân verilmiş bulunmaktadır. Mahsubu yapılan meblağ kurumdan aranılması gereken kurumlar vergisinden fazla ise, bu fazlalık tevkifat miktarı tevsik olunmak şartı ile, mükellefin talebi üzerine kendisine red ve iade olunacaktır.

13 üncü maddeye ayrıca bir fıkra ilâve edilmiştir. Bu fıkra hükmüne göre, Gelir Vergisi Kanunu'nun asgarî kâr haddi hükümleri, bu hükümlerin uygulanmasını gerektiren işlerle iştigal eden kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacaktır.

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 111 inci maddesi (ortalama kâr haddi) esasına ve 111 nci maddesi de (Ziraî kazançlarda asgarî kazanç) esasına ait hükümleri ihtiva etmektedir. Bu suretle, işbu hükümlerin mezkûr maddelerde sözü edilen işlerle iştigâl eden kurumlara da tatbiki gerekmektedir.

Maddenin son fıkrasında yapılan değişiklik ile fıkraya sarahat verilmiş olup, esasta bir değişme bahis mevzuu değildir.

B _ 16 ncı maddede yapılan değişiklikler:

Kurumlar tarafından yapılan iktikrazların örtülü sermaye sayılması için, bunların sabit değerlere yatırılmış olup olmamalarına bakılmayacaktır. Başka bir deyimle (sabit değerlere yatırılma) şartı, yapılan değişiklikle maddeden çıkarılmış bulunmaktadır. Maddede mezkûr diğer şartların mevcudiyeti halinde borçlanılan ba kabil paralar kesin olarak örtülü sermaye addedilmiştir.

3. Nispet değişikliği :

25 inci maddede yapılan değişiklik ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerde kurumlar vergisinin nispeti % 20 ye çıkarılmış diğer kurumlardaki nispet aynen muhafaza olunmuştur.

4. Diğer değişiklikler :

A _ Tarhiyatın muhatabına ait hükümde:

27 nci maddenin 3 numaralı fıkrasında yapılan değişiklik ile, dar mükellefiyete tâbi yabancı kurumların Türkiye'de müdür veya temsilci bulundurmamaları halinde, vergileri-nin, kazanç veya iratları yabancı kurumlara sağlayanlar adına tarhı temin olunmuştur. Bilfarz, Türkiye'de işyeri ve daimî temsilcisi bulunmayan dar mükellefiyete tabi bir film şirketine Türkiye'den elde ettiği film kira bedelinden dolayı terettüp edecek vergi, mezkûr bedeli yabancı şirkete karşı borçlanan ve tediye eden firma veya şahıs adına tarhedilecektir.

B _ Tarh zamanına müteallik hükümde

29 uncu maddede evvelce mevcut olan, beyannamenin, başka vergi dairesi vasıtasiyle gönderilmesine ait hüküm, yapılan değişiklik ile maddeden çıkarılmış bulunmaktadır. Yeni hükme göre, bundan böyle kurumlar vergisi beyannamesinin vergiyi tarh edecek olan vergi dairesine ya doğrudan doğruya verilmesi veya posta ile gönderilmesi gerek-mektedir.

C _ Tasfiye ile ilgili hükümlerde yapılan değişiklikler:

30 uncu maddede yapılan değişiklik ile, tasfiyeye girildiği tarih, tasfiye dönemi mebdei addedilmiş, üç yılı aşmayan tasfiyelerde tasfiiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayıp, tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edeceği, üç yıldan fazla süren tasfiyelerde ise, tasfiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayıp, bu tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren üçüncü yıl sonuna kadar devam edeceği ve bu dönemden sonraki her takvim yılının müstakil bir tasfiye dönemi sayılacağı, kabul edilmiştir. Kat'i kâr veya zarar tasfiyenin hitamında belli olacağı cihetle, evvelce verilen tasfiye beyannameleri üzerinden tarhedilen vergilerde gerekli düzeltme yapılmasına imkân verilmiştir. Ayrıca maddede, bir yıldan fazla süren tasfiye dönemlerinde tarh zamanaşımının, tasfiyenin nihayet bulduğu dönemi takibeden yıldan itibaren başlayacağı açıklanmıştır.

Tasfiye beyannamesine müteallik 31 inci madde hükmü de 30 uncu maddeye uygun surette değiştirilmiş olup, badema ara beyannamesi verilmesine lüzum kalmamış bulunmaktadır.

30 ve 31 inci maddelerin hükümlerine göre, verginin, tasfiyenin hitamında değil, tas-fiye dönemlerinin sonunda tardedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan 32 nci maddenin 2 nci fıkrasında yapılan değişiklik ile, tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki müsbet fark olarak tarif edilmiştir.

Keza, 30 uncu maddede yapılan değişikliğe mütenazır olarak, 33 üncü maddenin 1 inci fıkrasında, tasfiye döneminin başındaki servet değerinin, kurumun tasfiye dönemi başındaki yani tasfiyeye girildiği tarihdeki bilânçosunda görülen öz sermayesinden ve üç yıldan fazla süren tasfiyelerde, müteakip tasfiye dönemlerinin başındaki servet değerlerinin de, bir evvelki dönemin bilânçosunda görülen servet değerinden ibaret olduğu hükme bağlanmıştır.

34 üncü maddenin ilk fıkrasındaki değişiklik, yine daha evvelki maddelerde yapılan değişikliklerle ilgilidir. Ara beyannamesi verilmeyeceği ve fakat, tasfiye dönemlerinin teaddüdüne göre birden fazla sayıda tasfiye beyannamesi tevdi olunacağı nazara alınarak fıkra buna göre değiştirilmiştir.

Maddeye ilâve olunan bir fıkra ile de, icabı halde, vergi aslı ve zamlarının, kendilerine paylaştırma yapılmış olan ortaklardan da aranılabilmesine imkân verilmiş, böylece, vergi emniyeti bakımından şirket ortaklarının sorumluluğunun tasfiyeden sonra da devam ettirilmesi esası vazolunmuştur. Hükmün uygulanması halinde, ortaklardan tahsil edilecek vergi asılları için tasfiye memurlarına ayrıca müracaat olunmayacağı fıkrada belirtilmiştir.

5. 1961 yılı içinde nazarı itibare alınması iktiza eden değişiklikler:

A _ Kanunun geçici 2 nci maddesiyle, 4 üncü maddesinin sermaye şirketlerinin vergi nispetlerinin arttırılmasına ait olan hükmü kurumların 1960 takvim yılı kazançlarına da uygulanacaktır. Buna göre, gerek 1960 takvim yılı itibariyle normal olarak 1961 Nisan ayı sonuna kadar verilecek olan kurumlar vergisi beyannamelerinde ve gerekse kurumların müracaatları üzerine Bakanlıkca tayin edilmiş olan özel hesap dönemleri itibariyle tevdi edilecek 1960 yılına ait beyannamelerde gösterilecek kurum kazançlarına yeni nispetin tatbiki gerekmektedir.

B _ İşbu genel tebliğin 2-A bölümünde tafsilen belirtildiği üzere, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarım işleri ile iştigal eden kurumlara 1/1/1961 tarihinden itibaren ödenecek istihkak bedellerinden, bu işlerin 1/1/1960 tarihinden itibaren mukaveleye bağlanmış veya bu tarihten sonra işe başlanılmış olması halinde, % 3 nispetinde vergi tevkifatı yapılması lâzımdır.

Gereğinin bu esaslara göre ifası rica olunur

İçerik 1:



 
2. Ocak. 1961 günlü ve 10696 sayılı Resmî Gazete'de neşredilen 192 sayılı kanunla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 12,13,16, 25, 27, 29-34 ve 44 üncü maddeleri değiştirilmiş ve adı geçen kanuna geçici iki madde eklenmiş bulunmaktadır

1. Dar mükellefiyette mevzua taallûk eden hükümlerde yapılan değişiklik :

A _ 12 nci maddenin 1 numaralı bendinde yapılan değişiklik :

Bu bentte yapılan başlıca değişiklik parantez içerisindeki ihracat muaflığına müteallik olup, (Türkiye'den) kelimesi çıkarılmış ve (Türkiye'de satmak) tâbirinin tarifi yapılmıştır. Alıcı veya satıcı veya her ikisi Türkiye'de değil ise veya satış akdi Türkiye'de yapılmamış ise, satışın Türkiye'de yapılmadığı kabul olunacaktır. Ayrıca muafiyet şartının te-kemmülü için, ilgili kurumun, ihracatı kurum merkezi hesabına yapması lâzımdır.

Bunun dışında, bendin ilk cümlesindeki (sabit) kelimesi çıkarılmış, Vergi Usul Kanunu'nun 156 ncı maddesinde olduğu gibi yalnız (iş yeri) deyimi kullanılmıştır.

B _ 5 numaralı bentte yapılan değişiklik:

Bu bende, (ve menkul malların) ibaresi ilâve edilmiş olup, böylece menkul malların Türkiye'de kiralanmasından elde edilen iratlar da dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır.

C _ 6 numaralı bentdeki değişiklik :

Bent hükmü, Gelir Vergisi Kanunu'nun aynı mahiyetteki hükmüne mütenazır hale konulmuş, Türkiye'de elde edilen menkul sermaye iratlarının tamamı dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır. Buna göre, kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye dışında olan kurumların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75 inci maddesinde sayılan ve tarifi yapılan her nevi menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi iktiza etmektedir.

Ç _ 7 numaralı bentte yapılan değişiklik :

Bu bentteki değişiklikle, hükme vuzuh verilmesi istihdaf olunmuştur. Şöyleki, menkul kıymetlerin satışından elde edilen kazançlar, bu kıymetlerin, kurumların Türkiye'deki şubelerinin bilânçolarına dahil olması halinde, 1 numaralı bent hükmü mucibince ticarî kazanç olarak vergi mevzuuna esasen girmektedir. Bu itibarla, 1 numaralı bent hükmüne girmeyen kurumların menkul kıymet satışından elde ettikleri kazançların dışında kalan sair kazanç ve iratlarının vergiye tabi olduğu zikredilmek suretiyle hüküm vazıh hale geti-rilmiş bulunmaktadır.

2. Vergi matrahının tespitiyle ilgili hükümlerde yapılan değişiklikler:

A _ 13 üncü maddede yapılan değişiklikler :

13 üncü maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğe göre, kurumların safi kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun 42 nci maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi hariç olmak üzere, ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacaktır. Bu itibarla, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri ile iştigal eden kurumların kâr veya zararı, işin bittiği yıl kat'i olarak tespit edilecek ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkür yıl beyannamesinde gösterilecektir. Başka bir ifade ile, kâr veya zararın, eskiden olduğu gibi, işin devam ettiği yıllarda beyanı ve işin hitamında tespit edilecek kat'i miktarlarının işin sirayet ettiği yıllar dağıtılması bahis mevzuu değildir.

Diğer taraftan, bu gibi işleri yapan kurumlara ödenen istihkak bedellerinden Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 üncü maddesi hükmüne müsteniden, bu maddenin birinci fıkrasında sözü edilen teşekküllerce, ayni kanunun 105 inci maddesi mucibince, % 3 nispetinde vergi tevkif edilecek ve 98 inci madde uyarınca da, tevkif edilen bu vergiler ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirilecektir.

Ancak, geçici 1 inci maddeye göre 1/1/1960 tarihinden önce mukaveleye bağlanmış ve işe başlanılmış olan bu gibi işlerin kâr ve zararlarının 5421 ve 5422 sayılı kanunlardaki usullere göre tespit ve teklifine devam edilmesi gerekeceğinden, mezkûr işler dolayısiyle 1/1/1961 tarihinden sonra ödenecek istihkak bedellerinden vergi tevkifatı yapılmıyacaktır.

Kanunun mahsuba müteallik 44 üncü maddesinde yapılan değişiklik ile de, bahsi ge-çen 94 üncü maddeye müsteniden yapılmış olan tevkifatın işin bittiği yıla ait beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine mahsubuna imkân verilmiş bulunmaktadır. Mahsubu yapılan meblağ kurumdan aranılması gereken kurumlar vergisinden fazla ise, bu fazlalık tevkifat miktarı tevsik olunmak şartı ile, mükellefin talebi üzerine kendisine red ve iade olunacaktır.

13 üncü maddeye ayrıca bir fıkra ilâve edilmiştir. Bu fıkra hükmüne göre, Gelir Vergisi Kanunu'nun asgarî kâr haddi hükümleri, bu hükümlerin uygulanmasını gerektiren işlerle iştigal eden kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacaktır.

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 111 inci maddesi (ortalama kâr haddi) esasına ve 111 nci maddesi de (Ziraî kazançlarda asgarî kazanç) esasına ait hükümleri ihtiva etmektedir. Bu suretle, işbu hükümlerin mezkûr maddelerde sözü edilen işlerle iştigâl eden kurumlara da tatbiki gerekmektedir.

Maddenin son fıkrasında yapılan değişiklik ile fıkraya sarahat verilmiş olup, esasta bir değişme bahis mevzuu değildir.

B _ 16 ncı maddede yapılan değişiklikler:

Kurumlar tarafından yapılan iktikrazların örtülü sermaye sayılması için, bunların sabit değerlere yatırılmış olup olmamalarına bakılmayacaktır. Başka bir deyimle (sabit değerlere yatırılma) şartı, yapılan değişiklikle maddeden çıkarılmış bulunmaktadır. Maddede mezkûr diğer şartların mevcudiyeti halinde borçlanılan ba kabil paralar kesin olarak örtülü sermaye addedilmiştir.

3. Nispet değişikliği :

25 inci maddede yapılan değişiklik ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerde kurumlar vergisinin nispeti % 20 ye çıkarılmış diğer kurumlardaki nispet aynen muhafaza olunmuştur.

4. Diğer değişiklikler :

A _ Tarhiyatın muhatabına ait hükümde:

27 nci maddenin 3 numaralı fıkrasında yapılan değişiklik ile, dar mükellefiyete tâbi yabancı kurumların Türkiye'de müdür veya temsilci bulundurmamaları halinde, vergileri-nin, kazanç veya iratları yabancı kurumlara sağlayanlar adına tarhı temin olunmuştur. Bilfarz, Türkiye'de işyeri ve daimî temsilcisi bulunmayan dar mükellefiyete tabi bir film şirketine Türkiye'den elde ettiği film kira bedelinden dolayı terettüp edecek vergi, mezkûr bedeli yabancı şirkete karşı borçlanan ve tediye eden firma veya şahıs adına tarhedilecektir.

B _ Tarh zamanına müteallik hükümde

29 uncu maddede evvelce mevcut olan, beyannamenin, başka vergi dairesi vasıtasiyle gönderilmesine ait hüküm, yapılan değişiklik ile maddeden çıkarılmış bulunmaktadır. Yeni hükme göre, bundan böyle kurumlar vergisi beyannamesinin vergiyi tarh edecek olan vergi dairesine ya doğrudan doğruya verilmesi veya posta ile gönderilmesi gerek-mektedir.

C _ Tasfiye ile ilgili hükümlerde yapılan değişiklikler:

30 uncu maddede yapılan değişiklik ile, tasfiyeye girildiği tarih, tasfiye dönemi mebdei addedilmiş, üç yılı aşmayan tasfiyelerde tasfiiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayıp, tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edeceği, üç yıldan fazla süren tasfiyelerde ise, tasfiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayıp, bu tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren üçüncü yıl sonuna kadar devam edeceği ve bu dönemden sonraki her takvim yılının müstakil bir tasfiye dönemi sayılacağı, kabul edilmiştir. Kat'i kâr veya zarar tasfiyenin hitamında belli olacağı cihetle, evvelce verilen tasfiye beyannameleri üzerinden tarhedilen vergilerde gerekli düzeltme yapılmasına imkân verilmiştir. Ayrıca maddede, bir yıldan fazla süren tasfiye dönemlerinde tarh zamanaşımının, tasfiyenin nihayet bulduğu dönemi takibeden yıldan itibaren başlayacağı açıklanmıştır.

Tasfiye beyannamesine müteallik 31 inci madde hükmü de 30 uncu maddeye uygun surette değiştirilmiş olup, badema ara beyannamesi verilmesine lüzum kalmamış bulunmaktadır.

30 ve 31 inci maddelerin hükümlerine göre, verginin, tasfiyenin hitamında değil, tas-fiye dönemlerinin sonunda tardedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan 32 nci maddenin 2 nci fıkrasında yapılan değişiklik ile, tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki müsbet fark olarak tarif edilmiştir.

Keza, 30 uncu maddede yapılan değişikliğe mütenazır olarak, 33 üncü maddenin 1 inci fıkrasında, tasfiye döneminin başındaki servet değerinin, kurumun tasfiye dönemi başındaki yani tasfiyeye girildiği tarihdeki bilânçosunda görülen öz sermayesinden ve üç yıldan fazla süren tasfiyelerde, müteakip tasfiye dönemlerinin başındaki servet değerlerinin de, bir evvelki dönemin bilânçosunda görülen servet değerinden ibaret olduğu hükme bağlanmıştır.

34 üncü maddenin ilk fıkrasındaki değişiklik, yine daha evvelki maddelerde yapılan değişikliklerle ilgilidir. Ara beyannamesi verilmeyeceği ve fakat, tasfiye dönemlerinin teaddüdüne göre birden fazla sayıda tasfiye beyannamesi tevdi olunacağı nazara alınarak fıkra buna göre değiştirilmiştir.

Maddeye ilâve olunan bir fıkra ile de, icabı halde, vergi aslı ve zamlarının, kendilerine paylaştırma yapılmış olan ortaklardan da aranılabilmesine imkân verilmiş, böylece, vergi emniyeti bakımından şirket ortaklarının sorumluluğunun tasfiyeden sonra da devam ettirilmesi esası vazolunmuştur. Hükmün uygulanması halinde, ortaklardan tahsil edilecek vergi asılları için tasfiye memurlarına ayrıca müracaat olunmayacağı fıkrada belirtilmiştir.

5. 1961 yılı içinde nazarı itibare alınması iktiza eden değişiklikler:

A _ Kanunun geçici 2 nci maddesiyle, 4 üncü maddesinin sermaye şirketlerinin vergi nispetlerinin arttırılmasına ait olan hükmü kurumların 1960 takvim yılı kazançlarına da uygulanacaktır. Buna göre, gerek 1960 takvim yılı itibariyle normal olarak 1961 Nisan ayı sonuna kadar verilecek olan kurumlar vergisi beyannamelerinde ve gerekse kurumların müracaatları üzerine Bakanlıkca tayin edilmiş olan özel hesap dönemleri itibariyle tevdi edilecek 1960 yılına ait beyannamelerde gösterilecek kurum kazançlarına yeni nispetin tatbiki gerekmektedir.

B _ İşbu genel tebliğin 2-A bölümünde tafsilen belirtildiği üzere, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarım işleri ile iştigal eden kurumlara 1/1/1961 tarihinden itibaren ödenecek istihkak bedellerinden, bu işlerin 1/1/1960 tarihinden itibaren mukaveleye bağlanmış veya bu tarihten sonra işe başlanılmış olması halinde, % 3 nispetinde vergi tevkifatı yapılması lâzımdır.

Gereğinin bu esaslara göre ifası rica olunur

İçerik 2:



 
2. Ocak. 1961 günlü ve 10696 sayılı Resmî Gazete'de neşredilen 192 sayılı kanunla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 12,13,16, 25, 27, 29-34 ve 44 üncü maddeleri değiştirilmiş ve adı geçen kanuna geçici iki madde eklenmiş bulunmaktadır

1. Dar mükellefiyette mevzua taallûk eden hükümlerde yapılan değişiklik :

A _ 12 nci maddenin 1 numaralı bendinde yapılan değişiklik :

Bu bentte yapılan başlıca değişiklik parantez içerisindeki ihracat muaflığına müteallik olup, (Türkiye'den) kelimesi çıkarılmış ve (Türkiye'de satmak) tâbirinin tarifi yapılmıştır. Alıcı veya satıcı veya her ikisi Türkiye'de değil ise veya satış akdi Türkiye'de yapılmamış ise, satışın Türkiye'de yapılmadığı kabul olunacaktır. Ayrıca muafiyet şartının te-kemmülü için, ilgili kurumun, ihracatı kurum merkezi hesabına yapması lâzımdır.

Bunun dışında, bendin ilk cümlesindeki (sabit) kelimesi çıkarılmış, Vergi Usul Kanunu'nun 156 ncı maddesinde olduğu gibi yalnız (iş yeri) deyimi kullanılmıştır.

B _ 5 numaralı bentte yapılan değişiklik:

Bu bende, (ve menkul malların) ibaresi ilâve edilmiş olup, böylece menkul malların Türkiye'de kiralanmasından elde edilen iratlar da dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır.

C _ 6 numaralı bentdeki değişiklik :

Bent hükmü, Gelir Vergisi Kanunu'nun aynı mahiyetteki hükmüne mütenazır hale konulmuş, Türkiye'de elde edilen menkul sermaye iratlarının tamamı dar mükellefiyet mevzuuna alınmıştır. Buna göre, kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye dışında olan kurumların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75 inci maddesinde sayılan ve tarifi yapılan her nevi menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi iktiza etmektedir.

Ç _ 7 numaralı bentte yapılan değişiklik :

Bu bentteki değişiklikle, hükme vuzuh verilmesi istihdaf olunmuştur. Şöyleki, menkul kıymetlerin satışından elde edilen kazançlar, bu kıymetlerin, kurumların Türkiye'deki şubelerinin bilânçolarına dahil olması halinde, 1 numaralı bent hükmü mucibince ticarî kazanç olarak vergi mevzuuna esasen girmektedir. Bu itibarla, 1 numaralı bent hükmüne girmeyen kurumların menkul kıymet satışından elde ettikleri kazançların dışında kalan sair kazanç ve iratlarının vergiye tabi olduğu zikredilmek suretiyle hüküm vazıh hale geti-rilmiş bulunmaktadır.

2. Vergi matrahının tespitiyle ilgili hükümlerde yapılan değişiklikler:

A _ 13 üncü maddede yapılan değişiklikler :

13 üncü maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğe göre, kurumların safi kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun 42 nci maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi hariç olmak üzere, ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacaktır. Bu itibarla, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri ile iştigal eden kurumların kâr veya zararı, işin bittiği yıl kat'i olarak tespit edilecek ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkür yıl beyannamesinde gösterilecektir. Başka bir ifade ile, kâr veya zararın, eskiden olduğu gibi, işin devam ettiği yıllarda beyanı ve işin hitamında tespit edilecek kat'i miktarlarının işin sirayet ettiği yıllar dağıtılması bahis mevzuu değildir.

Diğer taraftan, bu gibi işleri yapan kurumlara ödenen istihkak bedellerinden Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 üncü maddesi hükmüne müsteniden, bu maddenin birinci fıkrasında sözü edilen teşekküllerce, ayni kanunun 105 inci maddesi mucibince, % 3 nispetinde vergi tevkif edilecek ve 98 inci madde uyarınca da, tevkif edilen bu vergiler ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirilecektir.

Ancak, geçici 1 inci maddeye göre 1/1/1960 tarihinden önce mukaveleye bağlanmış ve işe başlanılmış olan bu gibi işlerin kâr ve zararlarının 5421 ve 5422 sayılı kanunlardaki usullere göre tespit ve teklifine devam edilmesi gerekeceğinden, mezkûr işler dolayısiyle 1/1/1961 tarihinden sonra ödenecek istihkak bedellerinden vergi tevkifatı yapılmıyacaktır.

Kanunun mahsuba müteallik 44 üncü maddesinde yapılan değişiklik ile de, bahsi ge-çen 94 üncü maddeye müsteniden yapılmış olan tevkifatın işin bittiği yıla ait beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine mahsubuna imkân verilmiş bulunmaktadır. Mahsubu yapılan meblağ kurumdan aranılması gereken kurumlar vergisinden fazla ise, bu fazlalık tevkifat miktarı tevsik olunmak şartı ile, mükellefin talebi üzerine kendisine red ve iade olunacaktır.

13 üncü maddeye ayrıca bir fıkra ilâve edilmiştir. Bu fıkra hükmüne göre, Gelir Vergisi Kanunu'nun asgarî kâr haddi hükümleri, bu hükümlerin uygulanmasını gerektiren işlerle iştigal eden kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacaktır.

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 111 inci maddesi (ortalama kâr haddi) esasına ve 111 nci maddesi de (Ziraî kazançlarda asgarî kazanç) esasına ait hükümleri ihtiva etmektedir. Bu suretle, işbu hükümlerin mezkûr maddelerde sözü edilen işlerle iştigâl eden kurumlara da tatbiki gerekmektedir.

Maddenin son fıkrasında yapılan değişiklik ile fıkraya sarahat verilmiş olup, esasta bir değişme bahis mevzuu değildir.

B _ 16 ncı maddede yapılan değişiklikler:

Kurumlar tarafından yapılan iktikrazların örtülü sermaye sayılması için, bunların sabit değerlere yatırılmış olup olmamalarına bakılmayacaktır. Başka bir deyimle (sabit değerlere yatırılma) şartı, yapılan değişiklikle maddeden çıkarılmış bulunmaktadır. Maddede mezkûr diğer şartların mevcudiyeti halinde borçlanılan ba kabil paralar kesin olarak örtülü sermaye addedilmiştir.

3. Nispet değişikliği :

25 inci maddede yapılan değişiklik ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerde kurumlar vergisinin nispeti % 20 ye çıkarılmış diğer kurumlardaki nispet aynen muhafaza olunmuştur.

4. Diğer değişiklikler :

A _ Tarhiyatın muhatabına ait hükümde:

27 nci maddenin 3 numaralı fıkrasında yapılan değişiklik ile, dar mükellefiyete tâbi yabancı kurumların Türkiye'de müdür veya temsilci bulundurmamaları halinde, vergileri-nin, kazanç veya iratları yabancı kurumlara sağlayanlar adına tarhı temin olunmuştur. Bilfarz, Türkiye'de işyeri ve daimî temsilcisi bulunmayan dar mükellefiyete tabi bir film şirketine Türkiye'den elde ettiği film kira bedelinden dolayı terettüp edecek vergi, mezkûr bedeli yabancı şirkete karşı borçlanan ve tediye eden firma veya şahıs adına tarhedilecektir.

B _ Tarh zamanına müteallik hükümde

29 uncu maddede evvelce mevcut olan, beyannamenin, başka vergi dairesi vasıtasiyle gönderilmesine ait hüküm, yapılan değişiklik ile maddeden çıkarılmış bulunmaktadır. Yeni hükme göre, bundan böyle kurumlar vergisi beyannamesinin vergiyi tarh edecek olan vergi dairesine ya doğrudan doğruya verilmesi veya posta ile gönderilmesi gerek-mektedir.

C _ Tasfiye ile ilgili hükümlerde yapılan değişiklikler:

30 uncu maddede yapılan değişiklik ile, tasfiyeye girildiği tarih, tasfiye dönemi mebdei addedilmiş, üç yılı aşmayan tasfiyelerde tasfiiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayıp, tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edeceği, üç yıldan fazla süren tasfiyelerde ise, tasfiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayıp, bu tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren üçüncü yıl sonuna kadar devam edeceği ve bu dönemden sonraki her takvim yılının müstakil bir tasfiye dönemi sayılacağı, kabul edilmiştir. Kat'i kâr veya zarar tasfiyenin hitamında belli olacağı cihetle, evvelce verilen tasfiye beyannameleri üzerinden tarhedilen vergilerde gerekli düzeltme yapılmasına imkân verilmiştir. Ayrıca maddede, bir yıldan fazla süren tasfiye dönemlerinde tarh zamanaşımının, tasfiyenin nihayet bulduğu dönemi takibeden yıldan itibaren başlayacağı açıklanmıştır.

Tasfiye beyannamesine müteallik 31 inci madde hükmü de 30 uncu maddeye uygun surette değiştirilmiş olup, badema ara beyannamesi verilmesine lüzum kalmamış bulunmaktadır.

30 ve 31 inci maddelerin hükümlerine göre, verginin, tasfiyenin hitamında değil, tas-fiye dönemlerinin sonunda tardedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan 32 nci maddenin 2 nci fıkrasında yapılan değişiklik ile, tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki müsbet fark olarak tarif edilmiştir.

Keza, 30 uncu maddede yapılan değişikliğe mütenazır olarak, 33 üncü maddenin 1 inci fıkrasında, tasfiye döneminin başındaki servet değerinin, kurumun tasfiye dönemi başındaki yani tasfiyeye girildiği tarihdeki bilânçosunda görülen öz sermayesinden ve üç yıldan fazla süren tasfiyelerde, müteakip tasfiye dönemlerinin başındaki servet değerlerinin de, bir evvelki dönemin bilânçosunda görülen servet değerinden ibaret olduğu hükme bağlanmıştır.

34 üncü maddenin ilk fıkrasındaki değişiklik, yine daha evvelki maddelerde yapılan değişikliklerle ilgilidir. Ara beyannamesi verilmeyeceği ve fakat, tasfiye dönemlerinin teaddüdüne göre birden fazla sayıda tasfiye beyannamesi tevdi olunacağı nazara alınarak fıkra buna göre değiştirilmiştir.

Maddeye ilâve olunan bir fıkra ile de, icabı halde, vergi aslı ve zamlarının, kendilerine paylaştırma yapılmış olan ortaklardan da aranılabilmesine imkân verilmiş, böylece, vergi emniyeti bakımından şirket ortaklarının sorumluluğunun tasfiyeden sonra da devam ettirilmesi esası vazolunmuştur. Hükmün uygulanması halinde, ortaklardan tahsil edilecek vergi asılları için tasfiye memurlarına ayrıca müracaat olunmayacağı fıkrada belirtilmiştir.

5. 1961 yılı içinde nazarı itibare alınması iktiza eden değişiklikler:

A _ Kanunun geçici 2 nci maddesiyle, 4 üncü maddesinin sermaye şirketlerinin vergi nispetlerinin arttırılmasına ait olan hükmü kurumların 1960 takvim yılı kazançlarına da uygulanacaktır. Buna göre, gerek 1960 takvim yılı itibariyle normal olarak 1961 Nisan ayı sonuna kadar verilecek olan kurumlar vergisi beyannamelerinde ve gerekse kurumların müracaatları üzerine Bakanlıkca tayin edilmiş olan özel hesap dönemleri itibariyle tevdi edilecek 1960 yılına ait beyannamelerde gösterilecek kurum kazançlarına yeni nispetin tatbiki gerekmektedir.

B _ İşbu genel tebliğin 2-A bölümünde tafsilen belirtildiği üzere, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarım işleri ile iştigal eden kurumlara 1/1/1961 tarihinden itibaren ödenecek istihkak bedellerinden, bu işlerin 1/1/1960 tarihinden itibaren mukaveleye bağlanmış veya bu tarihten sonra işe başlanılmış olması halinde, % 3 nispetinde vergi tevkifatı yapılması lâzımdır.

Gereğinin bu esaslara göre ifası rica olunur

Sayfalar