Buradasınız

Madde 32 İstisna Edilmiş İşlemlerde İndirim

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV-2017-86] - 146718

24.09.2020

Konu

:

Yurtdışındaki hastalara verilen ambulans ve hasta taşıma işlemlerinde KDV

 

 

İlgi

:

16.01.2016 tarihli özelge talep formunuz.

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın, yurt dışından Türkiye'ye özel sağlık veya seyahat sigortası yaptırarak  tatil veya seyahat amacıyla gelen kişilerin Türkiye'de bulunurken yaşamış oldukları sağlık sorunlarında, hastaların yurt içinden organize edilerek, hastanın bulunduğu yerden veya hastanede bulunması durumunda hastaneden kiralık ambulans (hava, kara, deniz) ile havalimanına götürülmesi, buradan da yurt dışındaki hastaneye gönderilmesi sürecinin organize ve takip edilmesi, yurt dışına hasta nakli ve nakilde eşlik edilmesi, ambulans ile yurt içi veya yurt dışı hastanelere hasta nakli, yurt içinde vefat eden kişilerin cenazelerinin yurt dışına gönderilmesi gibi hizmetleri verdiği, bu hizmetler karşılığında yurt dışındaki sigorta şirketleri adına fatura düzenlenerek hizmet bedelinin Türkiye'ye döviz olarak getirildiği belirtilerek, söz konusu hizmetlerin Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

   3065 sayılı KDV Kanununun;

   - 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

   - 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

   - 11/1-a maddesinde yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

   - 12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

   -14/1 maddesinde ise transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık işlerinde, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek taşıma işlerinin vergiden müstesna olduğu

   hüküm altına alınmıştır.

   Konuya ilişkin olarak, KDV Genel Uygulama Tebliğinin  "Hizmet İhracı" başlıklı (II/A-2.) bölümü ile "Transit ve Türkiye ile Yabancı Ülkeler Arasında Yapılan Taşımacılık İşlerinde İstisna" başlıklı (II-C-1.) bölümünde gerekli açıklamalara yer verilmiştir.

   Diğer taraftan özelge talep formu ekinde yer alan sözleşmelerin incelenmesinden, Türkiye'de yerleşik olan ve özel sağlık hizmetleri ile hastaların ve cenazelerin yurt dışına götürülmesi organizasyonu hizmeti veren Şirketinizin, Türkiye'ye gelen turistlerin hastalanması durumunda; tedavinin seyrinin belirlenmesi, doktorlar ile görüşülmesi, işverenin tıbbi konularda aydınlatılması, maliyet kontrolü yapılması, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi, hastanın yurt dışına gönderilmesi ve benzeri şekillerde bir organizasyon hizmetiyle birlikte yurt dışındaki sigorta firmalarına ayrıca bir danışmanlık hizmeti de verdiği anlaşılmıştır.

   Buna göre, Şirketinizin yurt dışından gelen hastaların takibine yönelik (hastanın taşınması, nakli, hastaya refakat edilmesi, hastanın yurt dışına gönderilmesi vb.) vermiş olduğu organizasyon/danışmanlık hizmetinin uluslararası taşımacılık faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, Türkiye'de yararlanılması nedeniyle hizmet ihracı kapsamında da bulunmayan söz konusu hizmetin KDV Kanununun 1/1 inci maddesi gereğince KDV'ye tabi tutulması gerekmektedir.

   Bilgi edinilmesini rica ederim

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV-2017-86] - 146718

24.09.2020

Konu

:

Yurtdışındaki hastalara verilen ambulans ve hasta taşıma işlemlerinde KDV

 

 

İlgi

:

16.01.2016 tarihli özelge talep formunuz.

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın, yurt dışından Türkiye'ye özel sağlık veya seyahat sigortası yaptırarak  tatil veya seyahat amacıyla gelen kişilerin Türkiye'de bulunurken yaşamış oldukları sağlık sorunlarında, hastaların yurt içinden organize edilerek, hastanın bulunduğu yerden veya hastanede bulunması durumunda hastaneden kiralık ambulans (hava, kara, deniz) ile havalimanına götürülmesi, buradan da yurt dışındaki hastaneye gönderilmesi sürecinin organize ve takip edilmesi, yurt dışına hasta nakli ve nakilde eşlik edilmesi, ambulans ile yurt içi veya yurt dışı hastanelere hasta nakli, yurt içinde vefat eden kişilerin cenazelerinin yurt dışına gönderilmesi gibi hizmetleri verdiği, bu hizmetler karşılığında yurt dışındaki sigorta şirketleri adına fatura düzenlenerek hizmet bedelinin Türkiye'ye döviz olarak getirildiği belirtilerek, söz konusu hizmetlerin Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

   3065 sayılı KDV Kanununun;

   - 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

   - 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

   - 11/1-a maddesinde yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

   - 12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

   -14/1 maddesinde ise transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık işlerinde, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek taşıma işlerinin vergiden müstesna olduğu

   hüküm altına alınmıştır.

   Konuya ilişkin olarak, KDV Genel Uygulama Tebliğinin  "Hizmet İhracı" başlıklı (II/A-2.) bölümü ile "Transit ve Türkiye ile Yabancı Ülkeler Arasında Yapılan Taşımacılık İşlerinde İstisna" başlıklı (II-C-1.) bölümünde gerekli açıklamalara yer verilmiştir.

   Diğer taraftan özelge talep formu ekinde yer alan sözleşmelerin incelenmesinden, Türkiye'de yerleşik olan ve özel sağlık hizmetleri ile hastaların ve cenazelerin yurt dışına götürülmesi organizasyonu hizmeti veren Şirketinizin, Türkiye'ye gelen turistlerin hastalanması durumunda; tedavinin seyrinin belirlenmesi, doktorlar ile görüşülmesi, işverenin tıbbi konularda aydınlatılması, maliyet kontrolü yapılması, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi, hastanın yurt dışına gönderilmesi ve benzeri şekillerde bir organizasyon hizmetiyle birlikte yurt dışındaki sigorta firmalarına ayrıca bir danışmanlık hizmeti de verdiği anlaşılmıştır.

   Buna göre, Şirketinizin yurt dışından gelen hastaların takibine yönelik (hastanın taşınması, nakli, hastaya refakat edilmesi, hastanın yurt dışına gönderilmesi vb.) vermiş olduğu organizasyon/danışmanlık hizmetinin uluslararası taşımacılık faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, Türkiye'de yararlanılması nedeniyle hizmet ihracı kapsamında da bulunmayan söz konusu hizmetin KDV Kanununun 1/1 inci maddesi gereğince KDV'ye tabi tutulması gerekmektedir.

   Bilgi edinilmesini rica ederim

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV-2017-86] - 146718

24.09.2020

Konu

:

Yurtdışındaki hastalara verilen ambulans ve hasta taşıma işlemlerinde KDV

 

 

İlgi

:

16.01.2016 tarihli özelge talep formunuz.

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın, yurt dışından Türkiye'ye özel sağlık veya seyahat sigortası yaptırarak  tatil veya seyahat amacıyla gelen kişilerin Türkiye'de bulunurken yaşamış oldukları sağlık sorunlarında, hastaların yurt içinden organize edilerek, hastanın bulunduğu yerden veya hastanede bulunması durumunda hastaneden kiralık ambulans (hava, kara, deniz) ile havalimanına götürülmesi, buradan da yurt dışındaki hastaneye gönderilmesi sürecinin organize ve takip edilmesi, yurt dışına hasta nakli ve nakilde eşlik edilmesi, ambulans ile yurt içi veya yurt dışı hastanelere hasta nakli, yurt içinde vefat eden kişilerin cenazelerinin yurt dışına gönderilmesi gibi hizmetleri verdiği, bu hizmetler karşılığında yurt dışındaki sigorta şirketleri adına fatura düzenlenerek hizmet bedelinin Türkiye'ye döviz olarak getirildiği belirtilerek, söz konusu hizmetlerin Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

   3065 sayılı KDV Kanununun;

   - 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

   - 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

   - 11/1-a maddesinde yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

   - 12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

   -14/1 maddesinde ise transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık işlerinde, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek taşıma işlerinin vergiden müstesna olduğu

   hüküm altına alınmıştır.

   Konuya ilişkin olarak, KDV Genel Uygulama Tebliğinin  "Hizmet İhracı" başlıklı (II/A-2.) bölümü ile "Transit ve Türkiye ile Yabancı Ülkeler Arasında Yapılan Taşımacılık İşlerinde İstisna" başlıklı (II-C-1.) bölümünde gerekli açıklamalara yer verilmiştir.

   Diğer taraftan özelge talep formu ekinde yer alan sözleşmelerin incelenmesinden, Türkiye'de yerleşik olan ve özel sağlık hizmetleri ile hastaların ve cenazelerin yurt dışına götürülmesi organizasyonu hizmeti veren Şirketinizin, Türkiye'ye gelen turistlerin hastalanması durumunda; tedavinin seyrinin belirlenmesi, doktorlar ile görüşülmesi, işverenin tıbbi konularda aydınlatılması, maliyet kontrolü yapılması, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi, hastanın yurt dışına gönderilmesi ve benzeri şekillerde bir organizasyon hizmetiyle birlikte yurt dışındaki sigorta firmalarına ayrıca bir danışmanlık hizmeti de verdiği anlaşılmıştır.

   Buna göre, Şirketinizin yurt dışından gelen hastaların takibine yönelik (hastanın taşınması, nakli, hastaya refakat edilmesi, hastanın yurt dışına gönderilmesi vb.) vermiş olduğu organizasyon/danışmanlık hizmetinin uluslararası taşımacılık faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, Türkiye'de yararlanılması nedeniyle hizmet ihracı kapsamında da bulunmayan söz konusu hizmetin KDV Kanununun 1/1 inci maddesi gereğince KDV'ye tabi tutulması gerekmektedir.

   Bilgi edinilmesini rica ederim

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

16700543-130[16-515-47]-63525

12.11.2020

Konu

:

KDV İadesi

 

İlgi

:

22.02.2016 tarihli özelge talep formunuz.

 

            İlgide kayıtlı talep formunuzda, firmanız tarafından P.P halı ipliği ve P.P makine halısı imalatı yapıldığı, yurt dışından DİİB kapsamında P.P granül ithalatı yapılarak P.P halı ipliği imal edildiği ve imal edilen P.P halı ipliği ile P.P makine halısı imalatı yapılarak DİİB kapsamında direkt ihracatının gerçekleştirildiği, dahilde işleme izin belgesinde bir miktar jüt ipliği ve çözgü ipliği ithalatı taahhüdünüzün de bulunduğu, ithalatını da ihracatını da firmanızın yaptığı, özetle yapmış olduğunuz P.P makine halısı ihracatlarının bünyesine giren P.P halı ipliğinin DİİB'li, jüt ve çözgü ipliklerinin bir kısmının DİİB'li, bir kısmının yurt içi KDV'li alış olduğu belirtilerek, KDV iadesinde DİİB'li alış olan granül, jüt ve çözgü için sıfır yüklenim yapılarak KDV'li alış olan jüt ve çözgüden dolayı iade talep edilip edilemeyeceği, hesaplamanın ne şekilde yapılacağı ve iadenin ne zaman talep edilebileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            -11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            -32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı (7104 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişmeden önceki hali),

            -Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2020 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanının yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

            hüküm altına alınmıştır.

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

            -"Uygulama Kapsamında Teslim Edilebilecek Mallar" başlıklı (II/A-9.4.) bölümünde; "Dahilde işleme rejimi kapsamında alınan maddelerin, işlendikten sonra elde edilen mamul mal içerisinde ihraç edilmesi esastır. Önceden satın alınan maddeler kullanılmak suretiyle vücuda getirilen ve söz konusu rejim kapsamında ihraç edilen malların bünyesine giren maddelerin (eşdeğer eşya) belge kapsamında olsa dahi sonradan belge sahiplerine tesliminde veya ithalinde KDV tahsil edilmeksizin işlem yapılması mümkündür. Ancak bu uygulama kapsamında DİİB sahibi mükellefin veya ihracatçının iade talebi DİİB kapatılmadan yerine getirilmez."

            -"DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı (IV/A-1.5) bölümünde ise; "Eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle KDV ödeyerek satın aldığı girdileri kullanarak vücuda getirdiği ürünü ihraç eden ve bunun karşılığında da DİİB kapsamında KDV ödemeyerek söz konusu girdi veya eşdeğer eşyasını temin etme hakkı kazanan mükellefin KDV ödeyerek satın aldığı girdilere ilişkin KDV'yi başlangıçta iade olarak talep etmesi mümkün değildir. İade edilecek KDV'nin hesabı, eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temininden sonra yapılır. Bu durumda iade edilecek KDV tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi olanı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz."

            açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, yurt içinden KDV ödenerek temin edilen girdilere ilişkin yüklenilen KDV'nin, yurt içi ve/veya yurt dışından eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödenmeksizin temin edilmek suretiyle telafi edilmesi halinde, yapılan ihracat dolayısıyla yüklenilen KDV'nin eşdeğer eşyaya isabet eden kısmının iade edilebilecek KDV hesabına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, aksi takdirde aynı işlem nedeniyle yüklenilen KDV'nin hem eşdeğer eşya kapsamında KDV ödenmemek suretiyle hem de iadeye konu edilmek suretiyle mükerrer alınmış olacağı tabiidir.

            Bu itibarla, KDV ödenerek satın alınan girdi kullanılması ile imal edilen ürünün ihracı halinde söz konusu iade talebi, DİİB'in kapatılma tarihi itibarıyla sonuçlandırılabilecektir. KDV ödenerek satın alınan girdi kullanımıyla imal edilen ürün ihraç edilmekle birlikte, daha sonra DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi halinde, ihracat teslimlerine ilişkin yüklenilen KDV hesabına söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının dahil edilmesi mümkün değildir. Eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi hakkının kullanılmaması halinde ise DİİB'in kapatılma tarihinden sonra söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Diğer taraftan, mükellefin alabileceği azami iade tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır.

            Ancak, KDV'siz alım hakkı olduğu halde KDV'siz alım yapılmaksızın DİİB belgesinin kapatılması halinde, yukarıda yer verilen kısıtlamaların uygulanmayacağı tabiidir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

16700543-130[16-515-47]-63525

12.11.2020

Konu

:

KDV İadesi

 

İlgi

:

22.02.2016 tarihli özelge talep formunuz.

 

            İlgide kayıtlı talep formunuzda, firmanız tarafından P.P halı ipliği ve P.P makine halısı imalatı yapıldığı, yurt dışından DİİB kapsamında P.P granül ithalatı yapılarak P.P halı ipliği imal edildiği ve imal edilen P.P halı ipliği ile P.P makine halısı imalatı yapılarak DİİB kapsamında direkt ihracatının gerçekleştirildiği, dahilde işleme izin belgesinde bir miktar jüt ipliği ve çözgü ipliği ithalatı taahhüdünüzün de bulunduğu, ithalatını da ihracatını da firmanızın yaptığı, özetle yapmış olduğunuz P.P makine halısı ihracatlarının bünyesine giren P.P halı ipliğinin DİİB'li, jüt ve çözgü ipliklerinin bir kısmının DİİB'li, bir kısmının yurt içi KDV'li alış olduğu belirtilerek, KDV iadesinde DİİB'li alış olan granül, jüt ve çözgü için sıfır yüklenim yapılarak KDV'li alış olan jüt ve çözgüden dolayı iade talep edilip edilemeyeceği, hesaplamanın ne şekilde yapılacağı ve iadenin ne zaman talep edilebileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            -11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            -32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı (7104 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişmeden önceki hali),

            -Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2020 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanının yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

            hüküm altına alınmıştır.

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

            -"Uygulama Kapsamında Teslim Edilebilecek Mallar" başlıklı (II/A-9.4.) bölümünde; "Dahilde işleme rejimi kapsamında alınan maddelerin, işlendikten sonra elde edilen mamul mal içerisinde ihraç edilmesi esastır. Önceden satın alınan maddeler kullanılmak suretiyle vücuda getirilen ve söz konusu rejim kapsamında ihraç edilen malların bünyesine giren maddelerin (eşdeğer eşya) belge kapsamında olsa dahi sonradan belge sahiplerine tesliminde veya ithalinde KDV tahsil edilmeksizin işlem yapılması mümkündür. Ancak bu uygulama kapsamında DİİB sahibi mükellefin veya ihracatçının iade talebi DİİB kapatılmadan yerine getirilmez."

            -"DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı (IV/A-1.5) bölümünde ise; "Eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle KDV ödeyerek satın aldığı girdileri kullanarak vücuda getirdiği ürünü ihraç eden ve bunun karşılığında da DİİB kapsamında KDV ödemeyerek söz konusu girdi veya eşdeğer eşyasını temin etme hakkı kazanan mükellefin KDV ödeyerek satın aldığı girdilere ilişkin KDV'yi başlangıçta iade olarak talep etmesi mümkün değildir. İade edilecek KDV'nin hesabı, eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temininden sonra yapılır. Bu durumda iade edilecek KDV tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi olanı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz."

            açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, yurt içinden KDV ödenerek temin edilen girdilere ilişkin yüklenilen KDV'nin, yurt içi ve/veya yurt dışından eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödenmeksizin temin edilmek suretiyle telafi edilmesi halinde, yapılan ihracat dolayısıyla yüklenilen KDV'nin eşdeğer eşyaya isabet eden kısmının iade edilebilecek KDV hesabına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, aksi takdirde aynı işlem nedeniyle yüklenilen KDV'nin hem eşdeğer eşya kapsamında KDV ödenmemek suretiyle hem de iadeye konu edilmek suretiyle mükerrer alınmış olacağı tabiidir.

            Bu itibarla, KDV ödenerek satın alınan girdi kullanılması ile imal edilen ürünün ihracı halinde söz konusu iade talebi, DİİB'in kapatılma tarihi itibarıyla sonuçlandırılabilecektir. KDV ödenerek satın alınan girdi kullanımıyla imal edilen ürün ihraç edilmekle birlikte, daha sonra DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi halinde, ihracat teslimlerine ilişkin yüklenilen KDV hesabına söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının dahil edilmesi mümkün değildir. Eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi hakkının kullanılmaması halinde ise DİİB'in kapatılma tarihinden sonra söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Diğer taraftan, mükellefin alabileceği azami iade tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır.

            Ancak, KDV'siz alım hakkı olduğu halde KDV'siz alım yapılmaksızın DİİB belgesinin kapatılması halinde, yukarıda yer verilen kısıtlamaların uygulanmayacağı tabiidir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

16700543-130[16-515-47]-63525

12.11.2020

Konu

:

KDV İadesi

 

İlgi

:

22.02.2016 tarihli özelge talep formunuz.

 

            İlgide kayıtlı talep formunuzda, firmanız tarafından P.P halı ipliği ve P.P makine halısı imalatı yapıldığı, yurt dışından DİİB kapsamında P.P granül ithalatı yapılarak P.P halı ipliği imal edildiği ve imal edilen P.P halı ipliği ile P.P makine halısı imalatı yapılarak DİİB kapsamında direkt ihracatının gerçekleştirildiği, dahilde işleme izin belgesinde bir miktar jüt ipliği ve çözgü ipliği ithalatı taahhüdünüzün de bulunduğu, ithalatını da ihracatını da firmanızın yaptığı, özetle yapmış olduğunuz P.P makine halısı ihracatlarının bünyesine giren P.P halı ipliğinin DİİB'li, jüt ve çözgü ipliklerinin bir kısmının DİİB'li, bir kısmının yurt içi KDV'li alış olduğu belirtilerek, KDV iadesinde DİİB'li alış olan granül, jüt ve çözgü için sıfır yüklenim yapılarak KDV'li alış olan jüt ve çözgüden dolayı iade talep edilip edilemeyeceği, hesaplamanın ne şekilde yapılacağı ve iadenin ne zaman talep edilebileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            -11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            -32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı (7104 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişmeden önceki hali),

            -Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2020 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanının yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

            hüküm altına alınmıştır.

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

            -"Uygulama Kapsamında Teslim Edilebilecek Mallar" başlıklı (II/A-9.4.) bölümünde; "Dahilde işleme rejimi kapsamında alınan maddelerin, işlendikten sonra elde edilen mamul mal içerisinde ihraç edilmesi esastır. Önceden satın alınan maddeler kullanılmak suretiyle vücuda getirilen ve söz konusu rejim kapsamında ihraç edilen malların bünyesine giren maddelerin (eşdeğer eşya) belge kapsamında olsa dahi sonradan belge sahiplerine tesliminde veya ithalinde KDV tahsil edilmeksizin işlem yapılması mümkündür. Ancak bu uygulama kapsamında DİİB sahibi mükellefin veya ihracatçının iade talebi DİİB kapatılmadan yerine getirilmez."

            -"DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı (IV/A-1.5) bölümünde ise; "Eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle KDV ödeyerek satın aldığı girdileri kullanarak vücuda getirdiği ürünü ihraç eden ve bunun karşılığında da DİİB kapsamında KDV ödemeyerek söz konusu girdi veya eşdeğer eşyasını temin etme hakkı kazanan mükellefin KDV ödeyerek satın aldığı girdilere ilişkin KDV'yi başlangıçta iade olarak talep etmesi mümkün değildir. İade edilecek KDV'nin hesabı, eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temininden sonra yapılır. Bu durumda iade edilecek KDV tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi olanı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz."

            açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, yurt içinden KDV ödenerek temin edilen girdilere ilişkin yüklenilen KDV'nin, yurt içi ve/veya yurt dışından eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödenmeksizin temin edilmek suretiyle telafi edilmesi halinde, yapılan ihracat dolayısıyla yüklenilen KDV'nin eşdeğer eşyaya isabet eden kısmının iade edilebilecek KDV hesabına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, aksi takdirde aynı işlem nedeniyle yüklenilen KDV'nin hem eşdeğer eşya kapsamında KDV ödenmemek suretiyle hem de iadeye konu edilmek suretiyle mükerrer alınmış olacağı tabiidir.

            Bu itibarla, KDV ödenerek satın alınan girdi kullanılması ile imal edilen ürünün ihracı halinde söz konusu iade talebi, DİİB'in kapatılma tarihi itibarıyla sonuçlandırılabilecektir. KDV ödenerek satın alınan girdi kullanımıyla imal edilen ürün ihraç edilmekle birlikte, daha sonra DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi halinde, ihracat teslimlerine ilişkin yüklenilen KDV hesabına söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının dahil edilmesi mümkün değildir. Eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi hakkının kullanılmaması halinde ise DİİB'in kapatılma tarihinden sonra söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Diğer taraftan, mükellefin alabileceği azami iade tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır.

            Ancak, KDV'siz alım hakkı olduğu halde KDV'siz alım yapılmaksızın DİİB belgesinin kapatılması halinde, yukarıda yer verilen kısıtlamaların uygulanmayacağı tabiidir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

21152195-130[99-2019.2252]-E.322301

02.11.2020

Konu

:

Antrepodaki ürünler için ambalaj malzemesi, malzemenin nakliye gideri ve antrepoya ödenen bedelin indirim ve iadesi

 

İlgi

:

20/09/2019 tarihli özelge talep formu.

 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın yurt dışından satın alıp yetkili antrepoya getirdiği malları millileştirmeden paketleme gibi işlemler yaparak yurt dışına sattığı, bu işlemler sırasında transit malların paketlenmesinde sarf olacak ambalaj malzemesi alımı ve iş yerinizden antrepoya nakli için katma değer vergisi (KDV) ödendiği belirtilerek ambalaj gideri, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliye gideri ve ayrıca yetkili antrepo firmasına ödenen bedel için ödenen KDV'nin indirilip indirilemeyeceği ve mal antrepodan yurt dışı edildiğinde yüklenilen KDV'nin iade alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

   3065 sayılı KDV Kanununun;

   - 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

   - 11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

   - 12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin, yurt dışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya veya 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği,

   - 30/a maddesinde; vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin (Bu Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca KDV'den istisna edilen işlemler hariç) vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemeyeceği,

   - 32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı

   hükümleri yer almaktadır.

   KDV Genel Uygulama Tebliğinin "İhracat İstisnası" başlıklı (II/A) bölümünün "İstisnanın Kapsamı ve Beyanı" başlıklı (1.1.1.) alt bölümünde, "3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir." açıklamaları yer almaktadır.

   Bu çerçevede, yurt dışından satın alınıp yetkili antrepoya getirilen malların millileşmeden (serbest dolaşıma sokulmadan) tekrardan yurt dışı edilmesi işlemi, malların teslim anında Türkiye'de bulunması şartı sağlanmadığından, KDV Kanununun 6 ncı maddesine istinaden KDV'ye tabi olmayacak ve ihracat olarak değerlendirilmeyecektir.

   Buna göre, transit malların paketlenmesinde kullanılacak ambalaj malzemesi alımı, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliyesi ve antrepodaki yetkili firmaya ödenen bedel üzerinden hesaplanan KDV'nin, 3065 sayılı Kanunun 30/a maddesi uyarınca firmanız tarafından indirim ve iadeye konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

   Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

21152195-130[99-2019.2252]-E.322301

02.11.2020

Konu

:

Antrepodaki ürünler için ambalaj malzemesi, malzemenin nakliye gideri ve antrepoya ödenen bedelin indirim ve iadesi

 

İlgi

:

20/09/2019 tarihli özelge talep formu.

 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın yurt dışından satın alıp yetkili antrepoya getirdiği malları millileştirmeden paketleme gibi işlemler yaparak yurt dışına sattığı, bu işlemler sırasında transit malların paketlenmesinde sarf olacak ambalaj malzemesi alımı ve iş yerinizden antrepoya nakli için katma değer vergisi (KDV) ödendiği belirtilerek ambalaj gideri, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliye gideri ve ayrıca yetkili antrepo firmasına ödenen bedel için ödenen KDV'nin indirilip indirilemeyeceği ve mal antrepodan yurt dışı edildiğinde yüklenilen KDV'nin iade alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

   3065 sayılı KDV Kanununun;

   - 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

   - 11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

   - 12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin, yurt dışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya veya 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği,

   - 30/a maddesinde; vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin (Bu Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca KDV'den istisna edilen işlemler hariç) vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemeyeceği,

   - 32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı

   hükümleri yer almaktadır.

   KDV Genel Uygulama Tebliğinin "İhracat İstisnası" başlıklı (II/A) bölümünün "İstisnanın Kapsamı ve Beyanı" başlıklı (1.1.1.) alt bölümünde, "3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir." açıklamaları yer almaktadır.

   Bu çerçevede, yurt dışından satın alınıp yetkili antrepoya getirilen malların millileşmeden (serbest dolaşıma sokulmadan) tekrardan yurt dışı edilmesi işlemi, malların teslim anında Türkiye'de bulunması şartı sağlanmadığından, KDV Kanununun 6 ncı maddesine istinaden KDV'ye tabi olmayacak ve ihracat olarak değerlendirilmeyecektir.

   Buna göre, transit malların paketlenmesinde kullanılacak ambalaj malzemesi alımı, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliyesi ve antrepodaki yetkili firmaya ödenen bedel üzerinden hesaplanan KDV'nin, 3065 sayılı Kanunun 30/a maddesi uyarınca firmanız tarafından indirim ve iadeye konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

   Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

21152195-130[99-2019.2252]-E.322301

02.11.2020

Konu

:

Antrepodaki ürünler için ambalaj malzemesi, malzemenin nakliye gideri ve antrepoya ödenen bedelin indirim ve iadesi

 

İlgi

:

20/09/2019 tarihli özelge talep formu.

 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın yurt dışından satın alıp yetkili antrepoya getirdiği malları millileştirmeden paketleme gibi işlemler yaparak yurt dışına sattığı, bu işlemler sırasında transit malların paketlenmesinde sarf olacak ambalaj malzemesi alımı ve iş yerinizden antrepoya nakli için katma değer vergisi (KDV) ödendiği belirtilerek ambalaj gideri, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliye gideri ve ayrıca yetkili antrepo firmasına ödenen bedel için ödenen KDV'nin indirilip indirilemeyeceği ve mal antrepodan yurt dışı edildiğinde yüklenilen KDV'nin iade alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

   3065 sayılı KDV Kanununun;

   - 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

   - 11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

   - 12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin, yurt dışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya veya 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği,

   - 30/a maddesinde; vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin (Bu Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca KDV'den istisna edilen işlemler hariç) vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemeyeceği,

   - 32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı

   hükümleri yer almaktadır.

   KDV Genel Uygulama Tebliğinin "İhracat İstisnası" başlıklı (II/A) bölümünün "İstisnanın Kapsamı ve Beyanı" başlıklı (1.1.1.) alt bölümünde, "3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir." açıklamaları yer almaktadır.

   Bu çerçevede, yurt dışından satın alınıp yetkili antrepoya getirilen malların millileşmeden (serbest dolaşıma sokulmadan) tekrardan yurt dışı edilmesi işlemi, malların teslim anında Türkiye'de bulunması şartı sağlanmadığından, KDV Kanununun 6 ncı maddesine istinaden KDV'ye tabi olmayacak ve ihracat olarak değerlendirilmeyecektir.

   Buna göre, transit malların paketlenmesinde kullanılacak ambalaj malzemesi alımı, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliyesi ve antrepodaki yetkili firmaya ödenen bedel üzerinden hesaplanan KDV'nin, 3065 sayılı Kanunun 30/a maddesi uyarınca firmanız tarafından indirim ve iadeye konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

   Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

51421814-130[32-A-2018-20]-E.41694

12.08.2020

Konu

:

Teşvik belgesi kapsamında yatırıma katkı tutarının belirlenmesinde hangi tutarın dikkate alınacağı

 

 

İlgi

:

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde;

 - Finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizat için indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcaması tutarının tespitinde, Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince toplam finansal kiralama bedelinin mi yoksa sadece "260-Haklar Hesabında" takip edilen tutarın mı dikkate alınacağı, indirimli kurumlar vergisinden taksit ödemelerinin yapıldığı tarihte mi faydalanılacağı,

- Yatırım süresi içerisinde finansal kiralama bedellerinin tamamının ödenmesinin zorunlu olup olmadığı ile finansal kiralama sözleşmesinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkının indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcamasının tespitinde  nasıl dikkate alınacağı

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde;

"Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.

hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesinde ise;

"1. Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralamaya konu olan iktisadî kıymet ile sözleşmeden doğan hak, borç ve alacakların değerlemesi aşağıdaki esaslara göre yapılır.

Kiracı tarafından finansal kiralama işlemine konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadî kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenir.

...

2. Kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı, bu Kanunun mükerrer 298 inci maddesi ve üçüncü kitabının üçüncü kısmının birinci bölümünde kiralama konusu iktisadî kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye ve amortismana tâbi tutulur.

...

Kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan kira ödemeleri, borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılır. Ayrıştırma işlemi, her bir dönem sonunda kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde yapılır.

..."

hükümleri yer almaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun "İndirimli kurumlar vergisi" başlıklı 32/A maddesinde;

"(1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.

(2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder. Yatırımın tamamlanması şartıyla, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle yararlanılan kısmı hariç olmak üzere kalan yatırıma katkı tutarı, yatırımın tamamlandığı hesap dönemini izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır 

..."

hükümlerine yer verilmiştir.

19.06.2012 tarihli ve 28328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/3305 sayılı BKK'nın;

- 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, "Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda finansal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait toplam tutarın, her bir finansal kiralama şirketi için asgari ikiyüz bin Türk Lirası olması gerekir."

- 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Finansal kiralama yöntemiyle gerçekleştirilecek yatırımlar için finansal kiralama şirketi adına ayrı bir teşvik belgesi düzenlenmez."

hükmü yer almaktadır.

20.06.2012 tarihli ve 28329 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/1 seri no.lu Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulamasına İlişkin Tebliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasında ise "Teşvik belgesi kapsamında yer alan makine ve teçhizatın tamamı veya bir kısmı finansal kiralama yolu ile temin edilebilir." açıklaması yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizata ilişkin olarak indirimli kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınacak yatırıma katkı tutarının belirlenmesinde, yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla edinilen iktisadi kıymetler için Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesi hükümleri çerçevesinde tespit edilen "260 Haklar Hesabı"nda yer alan tutarın dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan, finansal kiralama sözleşmelerinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkları indirimli kurumlar vergisine esas olan yatırıma katkı tutarını değiştirmeyecek olup indirimli kurumlar vergisi uygulaması açısından yatırıma katkı tutarının tespitinde yatırımın tamamlanması halinde ilgili Bakanlık tarafından tamamlama vizesi yapılırken kabul edilen vergi indirimine esas toplam yatırım harcaması tutarı dikkate alınacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

İçerik 1:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

51421814-130[32-A-2018-20]-E.41694

12.08.2020

Konu

:

Teşvik belgesi kapsamında yatırıma katkı tutarının belirlenmesinde hangi tutarın dikkate alınacağı

 

 

İlgi

:

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde;

 - Finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizat için indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcaması tutarının tespitinde, Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince toplam finansal kiralama bedelinin mi yoksa sadece "260-Haklar Hesabında" takip edilen tutarın mı dikkate alınacağı, indirimli kurumlar vergisinden taksit ödemelerinin yapıldığı tarihte mi faydalanılacağı,

- Yatırım süresi içerisinde finansal kiralama bedellerinin tamamının ödenmesinin zorunlu olup olmadığı ile finansal kiralama sözleşmesinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkının indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcamasının tespitinde  nasıl dikkate alınacağı

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde;

"Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.

hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesinde ise;

"1. Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralamaya konu olan iktisadî kıymet ile sözleşmeden doğan hak, borç ve alacakların değerlemesi aşağıdaki esaslara göre yapılır.

Kiracı tarafından finansal kiralama işlemine konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadî kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenir.

...

2. Kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı, bu Kanunun mükerrer 298 inci maddesi ve üçüncü kitabının üçüncü kısmının birinci bölümünde kiralama konusu iktisadî kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye ve amortismana tâbi tutulur.

...

Kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan kira ödemeleri, borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılır. Ayrıştırma işlemi, her bir dönem sonunda kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde yapılır.

..."

hükümleri yer almaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun "İndirimli kurumlar vergisi" başlıklı 32/A maddesinde;

"(1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.

(2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder. Yatırımın tamamlanması şartıyla, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle yararlanılan kısmı hariç olmak üzere kalan yatırıma katkı tutarı, yatırımın tamamlandığı hesap dönemini izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır 

..."

hükümlerine yer verilmiştir.

19.06.2012 tarihli ve 28328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/3305 sayılı BKK'nın;

- 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, "Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda finansal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait toplam tutarın, her bir finansal kiralama şirketi için asgari ikiyüz bin Türk Lirası olması gerekir."

- 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Finansal kiralama yöntemiyle gerçekleştirilecek yatırımlar için finansal kiralama şirketi adına ayrı bir teşvik belgesi düzenlenmez."

hükmü yer almaktadır.

20.06.2012 tarihli ve 28329 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/1 seri no.lu Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulamasına İlişkin Tebliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasında ise "Teşvik belgesi kapsamında yer alan makine ve teçhizatın tamamı veya bir kısmı finansal kiralama yolu ile temin edilebilir." açıklaması yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizata ilişkin olarak indirimli kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınacak yatırıma katkı tutarının belirlenmesinde, yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla edinilen iktisadi kıymetler için Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesi hükümleri çerçevesinde tespit edilen "260 Haklar Hesabı"nda yer alan tutarın dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan, finansal kiralama sözleşmelerinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkları indirimli kurumlar vergisine esas olan yatırıma katkı tutarını değiştirmeyecek olup indirimli kurumlar vergisi uygulaması açısından yatırıma katkı tutarının tespitinde yatırımın tamamlanması halinde ilgili Bakanlık tarafından tamamlama vizesi yapılırken kabul edilen vergi indirimine esas toplam yatırım harcaması tutarı dikkate alınacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

İçerik 2:

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

51421814-130[32-A-2018-20]-E.41694

12.08.2020

Konu

:

Teşvik belgesi kapsamında yatırıma katkı tutarının belirlenmesinde hangi tutarın dikkate alınacağı

 

 

İlgi

:

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde;

 - Finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizat için indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcaması tutarının tespitinde, Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince toplam finansal kiralama bedelinin mi yoksa sadece "260-Haklar Hesabında" takip edilen tutarın mı dikkate alınacağı, indirimli kurumlar vergisinden taksit ödemelerinin yapıldığı tarihte mi faydalanılacağı,

- Yatırım süresi içerisinde finansal kiralama bedellerinin tamamının ödenmesinin zorunlu olup olmadığı ile finansal kiralama sözleşmesinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkının indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcamasının tespitinde  nasıl dikkate alınacağı

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde;

"Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.

hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesinde ise;

"1. Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralamaya konu olan iktisadî kıymet ile sözleşmeden doğan hak, borç ve alacakların değerlemesi aşağıdaki esaslara göre yapılır.

Kiracı tarafından finansal kiralama işlemine konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadî kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenir.

...

2. Kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı, bu Kanunun mükerrer 298 inci maddesi ve üçüncü kitabının üçüncü kısmının birinci bölümünde kiralama konusu iktisadî kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye ve amortismana tâbi tutulur.

...

Kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan kira ödemeleri, borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılır. Ayrıştırma işlemi, her bir dönem sonunda kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde yapılır.

..."

hükümleri yer almaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun "İndirimli kurumlar vergisi" başlıklı 32/A maddesinde;

"(1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.

(2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder. Yatırımın tamamlanması şartıyla, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle yararlanılan kısmı hariç olmak üzere kalan yatırıma katkı tutarı, yatırımın tamamlandığı hesap dönemini izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır 

..."

hükümlerine yer verilmiştir.

19.06.2012 tarihli ve 28328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/3305 sayılı BKK'nın;

- 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, "Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda finansal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait toplam tutarın, her bir finansal kiralama şirketi için asgari ikiyüz bin Türk Lirası olması gerekir."

- 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Finansal kiralama yöntemiyle gerçekleştirilecek yatırımlar için finansal kiralama şirketi adına ayrı bir teşvik belgesi düzenlenmez."

hükmü yer almaktadır.

20.06.2012 tarihli ve 28329 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/1 seri no.lu Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulamasına İlişkin Tebliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasında ise "Teşvik belgesi kapsamında yer alan makine ve teçhizatın tamamı veya bir kısmı finansal kiralama yolu ile temin edilebilir." açıklaması yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizata ilişkin olarak indirimli kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınacak yatırıma katkı tutarının belirlenmesinde, yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla edinilen iktisadi kıymetler için Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesi hükümleri çerçevesinde tespit edilen "260 Haklar Hesabı"nda yer alan tutarın dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan, finansal kiralama sözleşmelerinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkları indirimli kurumlar vergisine esas olan yatırıma katkı tutarını değiştirmeyecek olup indirimli kurumlar vergisi uygulaması açısından yatırıma katkı tutarının tespitinde yatırımın tamamlanması halinde ilgili Bakanlık tarafından tamamlama vizesi yapılırken kabul edilen vergi indirimine esas toplam yatırım harcaması tutarı dikkate alınacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-135[II Sayılı Liste]-E.985675

18.11.2019

Konu

:

Yabancı bir kişinin ÖTV ve KDV ödeyerek aldığı aracı ülkesine döneceğinden beraberinde götürmesi nedeniyle ÖTV ve KDV'nin iadesi

 

 

 

İlgi

:

22/01/2019 tarihli ve 245180 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) ödemek suretiyle satın aldığınız ve Türkiye'de kayıt ve tescil işlemi yaptırarak kullandığınız aracı ülkenize dönecek olmanız nedeniyle beraberinizde götüreceğinizden bahisle söz konusu araca ilişkin ÖTV ve KDV iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 5 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bu Kanuna ekli listelerdeki malların ihracat teslimlerinin; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olması şartlarıyla ÖTV'den müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükmün uygulanmasında yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin, yurt dışında faaliyet gösteren şubelerini ifade etmektedir. Ayrıca malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde değerlendirmek üzere yurt içinde teslimi ihracat sayılmamaktadır.

Aynı Kanununun (5/3) maddesinde, ihraç edilen malların alış faturaları ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisinin Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde iade edileceği hükme bağlanmış olup, söz konusu hükmün Kanuna ekli (II) sayılı liste bakımından uygulama usul ve esasları, Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin (II/A/2) bölümünde belirlenmiştir.

Anılan Genel Tebliğin söz konusu bölümünde;

-ÖTV'si ödenerek ithal edilen veya yurt içinden ÖTV mükellefinden satın alınan taşıtın ihracatında, ödenen ÖTV'nin iadesi için taşıtın, ithalatçısı veya yurt içinden satın alan tarafından, olduğu gibi (aynen) ihraç edilmiş olması şartının aranacağı,

-ÖTV'si ödenerek iktisap edilen kayıt ve tescile tabi bir taşıtın, kayıt ve tescilden önce veya sonra, aynen ihracında, alımda ödenen ÖTV'nin iadesinin mümkün olduğu; bununla birlikte kayıt ve tescili yapılmış olan taşıtın, ancak kayıt ve tescili iptal edilerek ihraç edilmesi halinde ÖTV'nin iade edilebileceği,

-İhraç edilen taşıtlara ait ÖTV'nin iadesinin, 429 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Standart İade Talep Dilekçesi ile talep edileceği ve iade talebinde;

--İhracatçı adına düzenlenen ve üzerinde ÖTV'nin ayrıca gösterildiği fatura veya benzeri belgenin aslının veya aslının aynı olduğuna dair bir şerh verilerek kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince onaylı fotokopisinin (ihraç edilen taşıt ithal edilmiş ise ithalatta düzenlenen gümrük beyannamesi ve verginin ödendiğini gösteren gümrük makbuzunun aslı veya ilgili gümrük idaresi, noter ya da YMM tarafından onaylı örneğinin),

--İhraç edilen mala ait gümrük beyannamesinin aslı veya ilgili gümrük idaresi, noter ya da YMM tarafından onaylı örneğinin,

--İhraç edilen mala ilişkin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturanın aslının veya aslının aynı olduğuna dair bir şerh verilerek kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince onaylı fotokopisinin

ihracatçının KDV yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verileceği,

-İhraç edilen taşıtlara ait ÖTV'nin, talebe göre, gümrük beyannameli mal ihracından doğan KDV iadesi ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde (IV/E bölümü hariç) belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde nakden ve/veya mahsuben iade edilebileceği

belirtilmiştir.

Buna göre, ÖTV Kanununun (5/3) maddesi uyarınca, iade talebinin yerine getirilebilmesi için, ihracatçının ÖTV mükellefiyetinin bulunması şartı aranmamakla birlikte, yurt dışındaki müşteri adına fatura veya benzeri belge düzenleyebilmesine imkân veren faal ve sürekli vergi mükellefiyetinin bulunması ve işlemin ihracat olması gerekmektedir.

Dolayısıyla, taşıtın kesin olarak yurt dışına beraberinizde götürülmesi işlemi ihracat kapsamında değerlendirilemeyeceğinden ve bahse konu Genel Tebliğde öngörülen belgeleri ibraz etme imkânı bulunmayanların ÖTV iade taleplerinin yerine getirilmesi, mevcut ÖTV mevzuatı uyarınca mümkün olmadığından, başvurunuzda adınıza kayıtlı olduğunu belirttiğiniz taşıtın yurt içinde ilk iktisabında ödediğiniz ÖTV'nin Kanunun (5/3) maddesi kapsamında tarafınıza iadesi mümkün değildir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin vergiden müstesna olduğu,

-12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya veya 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına veya yetkili gümrük antreposuna konulması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, taşıtın kesin olarak yurt dışına beraberinizde götürülmesi işlemi ihracat kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, söz konusu taşıtın alımında ödediğiniz KDV'nin 3065 sayılı KDV Kanunu hükümleri uyarınca iade edilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim. 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-135[II Sayılı Liste]-E.985675

18.11.2019

Konu

:

Yabancı bir kişinin ÖTV ve KDV ödeyerek aldığı aracı ülkesine döneceğinden beraberinde götürmesi nedeniyle ÖTV ve KDV'nin iadesi

 

 

 

İlgi

:

22/01/2019 tarihli ve 245180 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) ödemek suretiyle satın aldığınız ve Türkiye'de kayıt ve tescil işlemi yaptırarak kullandığınız aracı ülkenize dönecek olmanız nedeniyle beraberinizde götüreceğinizden bahisle söz konusu araca ilişkin ÖTV ve KDV iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 5 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bu Kanuna ekli listelerdeki malların ihracat teslimlerinin; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olması şartlarıyla ÖTV'den müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükmün uygulanmasında yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin, yurt dışında faaliyet gösteren şubelerini ifade etmektedir. Ayrıca malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde değerlendirmek üzere yurt içinde teslimi ihracat sayılmamaktadır.

Aynı Kanununun (5/3) maddesinde, ihraç edilen malların alış faturaları ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisinin Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde iade edileceği hükme bağlanmış olup, söz konusu hükmün Kanuna ekli (II) sayılı liste bakımından uygulama usul ve esasları, Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin (II/A/2) bölümünde belirlenmiştir.

Anılan Genel Tebliğin söz konusu bölümünde;

-ÖTV'si ödenerek ithal edilen veya yurt içinden ÖTV mükellefinden satın alınan taşıtın ihracatında, ödenen ÖTV'nin iadesi için taşıtın, ithalatçısı veya yurt içinden satın alan tarafından, olduğu gibi (aynen) ihraç edilmiş olması şartının aranacağı,

-ÖTV'si ödenerek iktisap edilen kayıt ve tescile tabi bir taşıtın, kayıt ve tescilden önce veya sonra, aynen ihracında, alımda ödenen ÖTV'nin iadesinin mümkün olduğu; bununla birlikte kayıt ve tescili yapılmış olan taşıtın, ancak kayıt ve tescili iptal edilerek ihraç edilmesi halinde ÖTV'nin iade edilebileceği,

-İhraç edilen taşıtlara ait ÖTV'nin iadesinin, 429 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Standart İade Talep Dilekçesi ile talep edileceği ve iade talebinde;

--İhracatçı adına düzenlenen ve üzerinde ÖTV'nin ayrıca gösterildiği fatura veya benzeri belgenin aslının veya aslının aynı olduğuna dair bir şerh verilerek kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince onaylı fotokopisinin (ihraç edilen taşıt ithal edilmiş ise ithalatta düzenlenen gümrük beyannamesi ve verginin ödendiğini gösteren gümrük makbuzunun aslı veya ilgili gümrük idaresi, noter ya da YMM tarafından onaylı örneğinin),

--İhraç edilen mala ait gümrük beyannamesinin aslı veya ilgili gümrük idaresi, noter ya da YMM tarafından onaylı örneğinin,

--İhraç edilen mala ilişkin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturanın aslının veya aslının aynı olduğuna dair bir şerh verilerek kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince onaylı fotokopisinin

ihracatçının KDV yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verileceği,

-İhraç edilen taşıtlara ait ÖTV'nin, talebe göre, gümrük beyannameli mal ihracından doğan KDV iadesi ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde (IV/E bölümü hariç) belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde nakden ve/veya mahsuben iade edilebileceği

belirtilmiştir.

Buna göre, ÖTV Kanununun (5/3) maddesi uyarınca, iade talebinin yerine getirilebilmesi için, ihracatçının ÖTV mükellefiyetinin bulunması şartı aranmamakla birlikte, yurt dışındaki müşteri adına fatura veya benzeri belge düzenleyebilmesine imkân veren faal ve sürekli vergi mükellefiyetinin bulunması ve işlemin ihracat olması gerekmektedir.

Dolayısıyla, taşıtın kesin olarak yurt dışına beraberinizde götürülmesi işlemi ihracat kapsamında değerlendirilemeyeceğinden ve bahse konu Genel Tebliğde öngörülen belgeleri ibraz etme imkânı bulunmayanların ÖTV iade taleplerinin yerine getirilmesi, mevcut ÖTV mevzuatı uyarınca mümkün olmadığından, başvurunuzda adınıza kayıtlı olduğunu belirttiğiniz taşıtın yurt içinde ilk iktisabında ödediğiniz ÖTV'nin Kanunun (5/3) maddesi kapsamında tarafınıza iadesi mümkün değildir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin vergiden müstesna olduğu,

-12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya veya 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına veya yetkili gümrük antreposuna konulması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, taşıtın kesin olarak yurt dışına beraberinizde götürülmesi işlemi ihracat kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, söz konusu taşıtın alımında ödediğiniz KDV'nin 3065 sayılı KDV Kanunu hükümleri uyarınca iade edilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim. 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-135[II Sayılı Liste]-E.985675

18.11.2019

Konu

:

Yabancı bir kişinin ÖTV ve KDV ödeyerek aldığı aracı ülkesine döneceğinden beraberinde götürmesi nedeniyle ÖTV ve KDV'nin iadesi

 

 

 

İlgi

:

22/01/2019 tarihli ve 245180 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) ödemek suretiyle satın aldığınız ve Türkiye'de kayıt ve tescil işlemi yaptırarak kullandığınız aracı ülkenize dönecek olmanız nedeniyle beraberinizde götüreceğinizden bahisle söz konusu araca ilişkin ÖTV ve KDV iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 5 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bu Kanuna ekli listelerdeki malların ihracat teslimlerinin; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olması şartlarıyla ÖTV'den müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükmün uygulanmasında yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin, yurt dışında faaliyet gösteren şubelerini ifade etmektedir. Ayrıca malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde değerlendirmek üzere yurt içinde teslimi ihracat sayılmamaktadır.

Aynı Kanununun (5/3) maddesinde, ihraç edilen malların alış faturaları ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisinin Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde iade edileceği hükme bağlanmış olup, söz konusu hükmün Kanuna ekli (II) sayılı liste bakımından uygulama usul ve esasları, Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin (II/A/2) bölümünde belirlenmiştir.

Anılan Genel Tebliğin söz konusu bölümünde;

-ÖTV'si ödenerek ithal edilen veya yurt içinden ÖTV mükellefinden satın alınan taşıtın ihracatında, ödenen ÖTV'nin iadesi için taşıtın, ithalatçısı veya yurt içinden satın alan tarafından, olduğu gibi (aynen) ihraç edilmiş olması şartının aranacağı,

-ÖTV'si ödenerek iktisap edilen kayıt ve tescile tabi bir taşıtın, kayıt ve tescilden önce veya sonra, aynen ihracında, alımda ödenen ÖTV'nin iadesinin mümkün olduğu; bununla birlikte kayıt ve tescili yapılmış olan taşıtın, ancak kayıt ve tescili iptal edilerek ihraç edilmesi halinde ÖTV'nin iade edilebileceği,

-İhraç edilen taşıtlara ait ÖTV'nin iadesinin, 429 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Standart İade Talep Dilekçesi ile talep edileceği ve iade talebinde;

--İhracatçı adına düzenlenen ve üzerinde ÖTV'nin ayrıca gösterildiği fatura veya benzeri belgenin aslının veya aslının aynı olduğuna dair bir şerh verilerek kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince onaylı fotokopisinin (ihraç edilen taşıt ithal edilmiş ise ithalatta düzenlenen gümrük beyannamesi ve verginin ödendiğini gösteren gümrük makbuzunun aslı veya ilgili gümrük idaresi, noter ya da YMM tarafından onaylı örneğinin),

--İhraç edilen mala ait gümrük beyannamesinin aslı veya ilgili gümrük idaresi, noter ya da YMM tarafından onaylı örneğinin,

--İhraç edilen mala ilişkin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturanın aslının veya aslının aynı olduğuna dair bir şerh verilerek kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince onaylı fotokopisinin

ihracatçının KDV yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verileceği,

-İhraç edilen taşıtlara ait ÖTV'nin, talebe göre, gümrük beyannameli mal ihracından doğan KDV iadesi ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde (IV/E bölümü hariç) belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde nakden ve/veya mahsuben iade edilebileceği

belirtilmiştir.

Buna göre, ÖTV Kanununun (5/3) maddesi uyarınca, iade talebinin yerine getirilebilmesi için, ihracatçının ÖTV mükellefiyetinin bulunması şartı aranmamakla birlikte, yurt dışındaki müşteri adına fatura veya benzeri belge düzenleyebilmesine imkân veren faal ve sürekli vergi mükellefiyetinin bulunması ve işlemin ihracat olması gerekmektedir.

Dolayısıyla, taşıtın kesin olarak yurt dışına beraberinizde götürülmesi işlemi ihracat kapsamında değerlendirilemeyeceğinden ve bahse konu Genel Tebliğde öngörülen belgeleri ibraz etme imkânı bulunmayanların ÖTV iade taleplerinin yerine getirilmesi, mevcut ÖTV mevzuatı uyarınca mümkün olmadığından, başvurunuzda adınıza kayıtlı olduğunu belirttiğiniz taşıtın yurt içinde ilk iktisabında ödediğiniz ÖTV'nin Kanunun (5/3) maddesi kapsamında tarafınıza iadesi mümkün değildir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin vergiden müstesna olduğu,

-12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya veya 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına veya yetkili gümrük antreposuna konulması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, taşıtın kesin olarak yurt dışına beraberinizde götürülmesi işlemi ihracat kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, söz konusu taşıtın alımında ödediğiniz KDV'nin 3065 sayılı KDV Kanunu hükümleri uyarınca iade edilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim. 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

63852321-130[32-2018/20-1420]-E.7952

27.01.2020

Konu

:

Telafi edici verginin şirketin KDV iade alacağından mahsup edilip edilemeyeceği hk.

 

 

 

İlgi

:

06/04/2018 tarihli ve 80046 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılmak üzere yurt dışından temin edilen mallar için gümrüğe nakit olarak ödenen telafi edici verginin ve gecikme faizinin, şirketinizin katma değer vergisi (KDV) iade alacağından mahsup edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin

- (IV/A-2.1.) bölümünde;

"KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),

- Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,

- İthalat sırasında uygulanan vergilere,

- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına,

mahsuben iade edilebilir."

- (IV/A-2.1.1.) bölümünde;

"…..

b) İthalde Alınan Vergilere Mahsup

KDV iade alacağının ithalde alınan vergilere mahsubu için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük muhasebe birimi ve hesap numarasını belirten bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren muhasebe işlem fişi talep tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili gümrük muhasebe birimine gönderilir.

Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük muhasebe birimince düzenlenecek muhasebe işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine iade edilir."

açıklamaları yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak Ticaret Bakanlığından alınan görüşte, 2005/8391 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararının 16 ncı maddesi uyarınca ödenmesi gereken telafi edici verginin, serbest bölgelerden gerçekleştirilen satışlar dahil ihracata ilişkin gümrük beyannamesinin tescil tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuru ve bu tarihte ithalat rejiminde belirtilen gümrük vergisi ve varsa toplu konut fonu üzerinden hesaplanarak ihracat esnasında ödeneceği ve söz konusu telafi edici verginin ithalat vergisi kapsamında olduğu belirtilmiştir.

Buna göre, DİİB kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılmak üzere yurt dışından temin edilen mallar için gümrükte ödenen telafi edici vergi, ithalde alınan bir vergi olduğundan, KDV iade alacağının KDV Genel Uygulama Tebliğindeki usul ve esaslar çerçevesinde telafi edici vergiye mahsubu mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim. 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

63852321-130[32-2018/20-1420]-E.7952

27.01.2020

Konu

:

Telafi edici verginin şirketin KDV iade alacağından mahsup edilip edilemeyeceği hk.

 

 

 

İlgi

:

06/04/2018 tarihli ve 80046 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılmak üzere yurt dışından temin edilen mallar için gümrüğe nakit olarak ödenen telafi edici verginin ve gecikme faizinin, şirketinizin katma değer vergisi (KDV) iade alacağından mahsup edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin

- (IV/A-2.1.) bölümünde;

"KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),

- Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,

- İthalat sırasında uygulanan vergilere,

- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına,

mahsuben iade edilebilir."

- (IV/A-2.1.1.) bölümünde;

"…..

b) İthalde Alınan Vergilere Mahsup

KDV iade alacağının ithalde alınan vergilere mahsubu için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük muhasebe birimi ve hesap numarasını belirten bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren muhasebe işlem fişi talep tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili gümrük muhasebe birimine gönderilir.

Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük muhasebe birimince düzenlenecek muhasebe işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine iade edilir."

açıklamaları yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak Ticaret Bakanlığından alınan görüşte, 2005/8391 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararının 16 ncı maddesi uyarınca ödenmesi gereken telafi edici verginin, serbest bölgelerden gerçekleştirilen satışlar dahil ihracata ilişkin gümrük beyannamesinin tescil tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuru ve bu tarihte ithalat rejiminde belirtilen gümrük vergisi ve varsa toplu konut fonu üzerinden hesaplanarak ihracat esnasında ödeneceği ve söz konusu telafi edici verginin ithalat vergisi kapsamında olduğu belirtilmiştir.

Buna göre, DİİB kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılmak üzere yurt dışından temin edilen mallar için gümrükte ödenen telafi edici vergi, ithalde alınan bir vergi olduğundan, KDV iade alacağının KDV Genel Uygulama Tebliğindeki usul ve esaslar çerçevesinde telafi edici vergiye mahsubu mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim. 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

63852321-130[32-2018/20-1420]-E.7952

27.01.2020

Konu

:

Telafi edici verginin şirketin KDV iade alacağından mahsup edilip edilemeyeceği hk.

 

 

 

İlgi

:

06/04/2018 tarihli ve 80046 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılmak üzere yurt dışından temin edilen mallar için gümrüğe nakit olarak ödenen telafi edici verginin ve gecikme faizinin, şirketinizin katma değer vergisi (KDV) iade alacağından mahsup edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin

- (IV/A-2.1.) bölümünde;

"KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),

- Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,

- İthalat sırasında uygulanan vergilere,

- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına,

mahsuben iade edilebilir."

- (IV/A-2.1.1.) bölümünde;

"…..

b) İthalde Alınan Vergilere Mahsup

KDV iade alacağının ithalde alınan vergilere mahsubu için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük muhasebe birimi ve hesap numarasını belirten bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren muhasebe işlem fişi talep tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili gümrük muhasebe birimine gönderilir.

Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük muhasebe birimince düzenlenecek muhasebe işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine iade edilir."

açıklamaları yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak Ticaret Bakanlığından alınan görüşte, 2005/8391 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararının 16 ncı maddesi uyarınca ödenmesi gereken telafi edici verginin, serbest bölgelerden gerçekleştirilen satışlar dahil ihracata ilişkin gümrük beyannamesinin tescil tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuru ve bu tarihte ithalat rejiminde belirtilen gümrük vergisi ve varsa toplu konut fonu üzerinden hesaplanarak ihracat esnasında ödeneceği ve söz konusu telafi edici verginin ithalat vergisi kapsamında olduğu belirtilmiştir.

Buna göre, DİİB kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılmak üzere yurt dışından temin edilen mallar için gümrükte ödenen telafi edici vergi, ithalde alınan bir vergi olduğundan, KDV iade alacağının KDV Genel Uygulama Tebliğindeki usul ve esaslar çerçevesinde telafi edici vergiye mahsubu mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim. 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

18008620-130[2016-701-138]-14960

06.02.2019

Konu

:

Tam Yağlı Soya (Fullfat) Teslimleri Dolayısıyla KDV İadesi Alınıp Alınamayacağı

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, soya fasulyesini bir takım işlemlerden geçirerek tam yağlı soya (fullfat) ürettiğiniz, bu ürünü tam veya tamamlayıcı yem olarak değil de yem hammaddesi olarak satışını gerçekleştirdiğiniz belirtilmiş olup, söz konusu teslimlerin KDV karşısındaki durumu ile ilgili Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

         

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (ı) bendinde; küspe (Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 2303.10 tarife pozisyon numarasında sınıflandırılan nişastacılık artıkları ve benzeri artıklar ile 2303.30.00.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyon numarasında sınıflandırılan biracılık ve damıtık içki sanayinin posa ve atıkları hariç), tam yağlı soya (fullfat), kepek, razmol, balık unu, et unu, kemik unu, kan unu, tapyoka (manyok), sorgum ve her türlü fenni karma yemler (kedi-köpek mamaları hariç), saman, yem şalgamı, hayvan pancarı, kök yemler, kuru ot, yonca, fiğ, korunga, hasıl ve slajlık mısır, üçgül, yemlik lahana, yem bezelyesi ve benzeri hayvan yemlerinin (yeşil ve kuru kaba yemler ve bunların pellet şeklinde veya mevsimsel ihtiyaçlara göre bir bağlayıcı kullanılarak veya kullanılmadan işlem görmüş olanları dahil) tesliminin katma değer vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Yem teslimlerinde istisna uygulaması ile ilgili gerekli açıklamalar KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/B-11) bölümünde yapılmıştır.

 

Buna göre; soya fasulyesini bir takım işlemlerden geçirerek ürettiğiniz tam yağlı soyanın (fullfat) teslimi 10/02/2016 tarihinden itibaren 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13/ı maddesine göre KDV'den istisnadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

18008620-130[2016-701-138]-14960

06.02.2019

Konu

:

Tam Yağlı Soya (Fullfat) Teslimleri Dolayısıyla KDV İadesi Alınıp Alınamayacağı

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, soya fasulyesini bir takım işlemlerden geçirerek tam yağlı soya (fullfat) ürettiğiniz, bu ürünü tam veya tamamlayıcı yem olarak değil de yem hammaddesi olarak satışını gerçekleştirdiğiniz belirtilmiş olup, söz konusu teslimlerin KDV karşısındaki durumu ile ilgili Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

         

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (ı) bendinde; küspe (Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 2303.10 tarife pozisyon numarasında sınıflandırılan nişastacılık artıkları ve benzeri artıklar ile 2303.30.00.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyon numarasında sınıflandırılan biracılık ve damıtık içki sanayinin posa ve atıkları hariç), tam yağlı soya (fullfat), kepek, razmol, balık unu, et unu, kemik unu, kan unu, tapyoka (manyok), sorgum ve her türlü fenni karma yemler (kedi-köpek mamaları hariç), saman, yem şalgamı, hayvan pancarı, kök yemler, kuru ot, yonca, fiğ, korunga, hasıl ve slajlık mısır, üçgül, yemlik lahana, yem bezelyesi ve benzeri hayvan yemlerinin (yeşil ve kuru kaba yemler ve bunların pellet şeklinde veya mevsimsel ihtiyaçlara göre bir bağlayıcı kullanılarak veya kullanılmadan işlem görmüş olanları dahil) tesliminin katma değer vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Yem teslimlerinde istisna uygulaması ile ilgili gerekli açıklamalar KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/B-11) bölümünde yapılmıştır.

 

Buna göre; soya fasulyesini bir takım işlemlerden geçirerek ürettiğiniz tam yağlı soyanın (fullfat) teslimi 10/02/2016 tarihinden itibaren 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13/ı maddesine göre KDV'den istisnadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

18008620-130[2016-701-138]-14960

06.02.2019

Konu

:

Tam Yağlı Soya (Fullfat) Teslimleri Dolayısıyla KDV İadesi Alınıp Alınamayacağı

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, soya fasulyesini bir takım işlemlerden geçirerek tam yağlı soya (fullfat) ürettiğiniz, bu ürünü tam veya tamamlayıcı yem olarak değil de yem hammaddesi olarak satışını gerçekleştirdiğiniz belirtilmiş olup, söz konusu teslimlerin KDV karşısındaki durumu ile ilgili Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

         

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (ı) bendinde; küspe (Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 2303.10 tarife pozisyon numarasında sınıflandırılan nişastacılık artıkları ve benzeri artıklar ile 2303.30.00.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyon numarasında sınıflandırılan biracılık ve damıtık içki sanayinin posa ve atıkları hariç), tam yağlı soya (fullfat), kepek, razmol, balık unu, et unu, kemik unu, kan unu, tapyoka (manyok), sorgum ve her türlü fenni karma yemler (kedi-köpek mamaları hariç), saman, yem şalgamı, hayvan pancarı, kök yemler, kuru ot, yonca, fiğ, korunga, hasıl ve slajlık mısır, üçgül, yemlik lahana, yem bezelyesi ve benzeri hayvan yemlerinin (yeşil ve kuru kaba yemler ve bunların pellet şeklinde veya mevsimsel ihtiyaçlara göre bir bağlayıcı kullanılarak veya kullanılmadan işlem görmüş olanları dahil) tesliminin katma değer vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Yem teslimlerinde istisna uygulaması ile ilgili gerekli açıklamalar KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/B-11) bölümünde yapılmıştır.

 

Buna göre; soya fasulyesini bir takım işlemlerden geçirerek ürettiğiniz tam yağlı soyanın (fullfat) teslimi 10/02/2016 tarihinden itibaren 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13/ı maddesine göre KDV'den istisnadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

64597866-130[32-2015]-12074

28.05.2018

Konu

:

6111 sayılı yasanın geçici 16 ncı maddesi kapsamında yurt dışından ithal edilen makine teçhizata ilişkin olarak Gümrükte KDV ödenip ödenmeyeceği ödenecekse KDV lerin teminata bağlanıp bağlanmayacağı.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi kapsamında Şirketinizce … İl Özel İdaresi İstanbul Proje Koordinasyon Birimine yapacağınız teslim ve hizmetlerle ilgili olarak yurt dışından ithal edeceğiniz makine ve teçhizatlara ilişkin katma değer vergisinin (KDV) gümrükte ödenip ödenmeyeceği ile ödenecek olması halinde teminat mektubuna bağlamak suretiyle işlem yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            KDV Kanununun;

 

            1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

            6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

            29 uncu maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi ve ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV'yi vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirebilecekleri,

 

            32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

 

            34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği,

 

            49 uncu maddesinde, Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait KDV'nin aynı usule tabi tutulacağı; ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin ithalinde ödenmesi gereken KDV'yi teminata bağlatmak suretiyle işlem yaptırmaya, teminata tabi işlemleri tespit etmeye, teminatın türü, şekli ve miktarı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            Diğer taraftan, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde; İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında, İstanbul İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon birimine yapılacak teslim ve hizmetlerin, finansmanı yabancı devletler, uluslar arası kurum ve kuruluşlarca karşılanmak şartıyla 31/12/2020 tarihine kadar KDV'den istisna olacağı; istisna kapsamındaki teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirileceği, indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin KDV Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca mükellefe iade edileceği; Maliye Bakanlığının, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri tanımlamaya, istisna ve iade uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.

 

            Konuya ilişkin gerekli açıklamalara KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/E-5.) bölümünde yer verilmiştir.

 

            Buna göre, finansmanlarının yabancı devletler, uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından karşılanması şartıyla İSMEP kapsamında 31/12/2020 tarihine kadar … İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon Birimine yapılan teslim ve hizmetler istisna olup, bu teslim ve hizmetlere ilişkin Şirketinizce yapılacak makine ve teçhizat ithali genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabidir. Ayrıca, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde, İSMEP kapsamında mal teslim eden ve/veya hizmet ifa eden yüklenicilerin buna ilişkin yapacakları ithalat işlemleri sırasında gümrükte ödemeleri gereken KDV'nin teminata bağlanması gerektiğine dair bir düzenleme yer almamaktadır.

 

            Ancak; KDV Kanununun 49 uncu maddesi uyarınca Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait KDV de aynı usule tabi tutulacağından, İSMEP kapsamında yapacağınız işlem ile ilgili olarak ithal edeceğiniz makine ve teçhizatlara ait gümrük vergisinin teminata bağlanmasının ilgili kanunlar ile kararlaştırılmış olması halinde buna ilişkin KDV'nin de teminata bağlanması, aksi takdirde söz konusu KDV'nin ilgili gümrük idaresine ödenmesi gerekmekte olup, gümrükte ödenen bu KDV, iade için gerekli şartların sağlanması halinde, KDV Kanununun 32 nci maddesi kapsamında Şirketinize iade edilebilecektir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

64597866-130[32-2015]-12074

28.05.2018

Konu

:

6111 sayılı yasanın geçici 16 ncı maddesi kapsamında yurt dışından ithal edilen makine teçhizata ilişkin olarak Gümrükte KDV ödenip ödenmeyeceği ödenecekse KDV lerin teminata bağlanıp bağlanmayacağı.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi kapsamında Şirketinizce … İl Özel İdaresi İstanbul Proje Koordinasyon Birimine yapacağınız teslim ve hizmetlerle ilgili olarak yurt dışından ithal edeceğiniz makine ve teçhizatlara ilişkin katma değer vergisinin (KDV) gümrükte ödenip ödenmeyeceği ile ödenecek olması halinde teminat mektubuna bağlamak suretiyle işlem yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            KDV Kanununun;

 

            1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

            6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

            29 uncu maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi ve ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV'yi vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirebilecekleri,

 

            32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

 

            34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği,

 

            49 uncu maddesinde, Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait KDV'nin aynı usule tabi tutulacağı; ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin ithalinde ödenmesi gereken KDV'yi teminata bağlatmak suretiyle işlem yaptırmaya, teminata tabi işlemleri tespit etmeye, teminatın türü, şekli ve miktarı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            Diğer taraftan, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde; İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında, İstanbul İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon birimine yapılacak teslim ve hizmetlerin, finansmanı yabancı devletler, uluslar arası kurum ve kuruluşlarca karşılanmak şartıyla 31/12/2020 tarihine kadar KDV'den istisna olacağı; istisna kapsamındaki teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirileceği, indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin KDV Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca mükellefe iade edileceği; Maliye Bakanlığının, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri tanımlamaya, istisna ve iade uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.

 

            Konuya ilişkin gerekli açıklamalara KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/E-5.) bölümünde yer verilmiştir.

 

            Buna göre, finansmanlarının yabancı devletler, uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından karşılanması şartıyla İSMEP kapsamında 31/12/2020 tarihine kadar … İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon Birimine yapılan teslim ve hizmetler istisna olup, bu teslim ve hizmetlere ilişkin Şirketinizce yapılacak makine ve teçhizat ithali genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabidir. Ayrıca, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde, İSMEP kapsamında mal teslim eden ve/veya hizmet ifa eden yüklenicilerin buna ilişkin yapacakları ithalat işlemleri sırasında gümrükte ödemeleri gereken KDV'nin teminata bağlanması gerektiğine dair bir düzenleme yer almamaktadır.

 

            Ancak; KDV Kanununun 49 uncu maddesi uyarınca Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait KDV de aynı usule tabi tutulacağından, İSMEP kapsamında yapacağınız işlem ile ilgili olarak ithal edeceğiniz makine ve teçhizatlara ait gümrük vergisinin teminata bağlanmasının ilgili kanunlar ile kararlaştırılmış olması halinde buna ilişkin KDV'nin de teminata bağlanması, aksi takdirde söz konusu KDV'nin ilgili gümrük idaresine ödenmesi gerekmekte olup, gümrükte ödenen bu KDV, iade için gerekli şartların sağlanması halinde, KDV Kanununun 32 nci maddesi kapsamında Şirketinize iade edilebilecektir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

64597866-130[32-2015]-12074

28.05.2018

Konu

:

6111 sayılı yasanın geçici 16 ncı maddesi kapsamında yurt dışından ithal edilen makine teçhizata ilişkin olarak Gümrükte KDV ödenip ödenmeyeceği ödenecekse KDV lerin teminata bağlanıp bağlanmayacağı.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi kapsamında Şirketinizce … İl Özel İdaresi İstanbul Proje Koordinasyon Birimine yapacağınız teslim ve hizmetlerle ilgili olarak yurt dışından ithal edeceğiniz makine ve teçhizatlara ilişkin katma değer vergisinin (KDV) gümrükte ödenip ödenmeyeceği ile ödenecek olması halinde teminat mektubuna bağlamak suretiyle işlem yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            KDV Kanununun;

 

            1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

            6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

            29 uncu maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi ve ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV'yi vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirebilecekleri,

 

            32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

 

            34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği,

 

            49 uncu maddesinde, Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait KDV'nin aynı usule tabi tutulacağı; ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin ithalinde ödenmesi gereken KDV'yi teminata bağlatmak suretiyle işlem yaptırmaya, teminata tabi işlemleri tespit etmeye, teminatın türü, şekli ve miktarı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            Diğer taraftan, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde; İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında, İstanbul İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon birimine yapılacak teslim ve hizmetlerin, finansmanı yabancı devletler, uluslar arası kurum ve kuruluşlarca karşılanmak şartıyla 31/12/2020 tarihine kadar KDV'den istisna olacağı; istisna kapsamındaki teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirileceği, indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin KDV Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca mükellefe iade edileceği; Maliye Bakanlığının, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri tanımlamaya, istisna ve iade uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.

 

            Konuya ilişkin gerekli açıklamalara KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/E-5.) bölümünde yer verilmiştir.

 

            Buna göre, finansmanlarının yabancı devletler, uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından karşılanması şartıyla İSMEP kapsamında 31/12/2020 tarihine kadar … İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon Birimine yapılan teslim ve hizmetler istisna olup, bu teslim ve hizmetlere ilişkin Şirketinizce yapılacak makine ve teçhizat ithali genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabidir. Ayrıca, 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde, İSMEP kapsamında mal teslim eden ve/veya hizmet ifa eden yüklenicilerin buna ilişkin yapacakları ithalat işlemleri sırasında gümrükte ödemeleri gereken KDV'nin teminata bağlanması gerektiğine dair bir düzenleme yer almamaktadır.

 

            Ancak; KDV Kanununun 49 uncu maddesi uyarınca Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait KDV de aynı usule tabi tutulacağından, İSMEP kapsamında yapacağınız işlem ile ilgili olarak ithal edeceğiniz makine ve teçhizatlara ait gümrük vergisinin teminata bağlanmasının ilgili kanunlar ile kararlaştırılmış olması halinde buna ilişkin KDV'nin de teminata bağlanması, aksi takdirde söz konusu KDV'nin ilgili gümrük idaresine ödenmesi gerekmekte olup, gümrükte ödenen bu KDV, iade için gerekli şartların sağlanması halinde, KDV Kanununun 32 nci maddesi kapsamında Şirketinize iade edilebilecektir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5.I/32/2017/05]-434572

06.11.2017

Konu

:

YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Ücretinin İade Hesabına Dahil Edilip Edilemeyeceği

 

 


 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Yeminli Mali Müşavirlik KDV İade Tasdik Raporu ücretine ilişkin hesaplanan katma değer vergisinin, talep edilen katma değer vergisi iadesine dahil edilip edilmeyeceği ve hesaplanan katma değer vergisinin tamamının mı yoksa iade talep edilen dönemdeki vergili satışların vergisiz satışlara oranına göre hesaplanacak tutarın mı iade hesabında dikkate alınması gerektiği konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "IV.KDV İadesinde Ortak Hususlar" bölümünün A.1.4. "YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Hazırlanması Hizmetine Ait KDV" başlıklı bölümünde "KDV iadeleri dolayısıyla düzenlenen YMM KDV İadesi Tasdik Raporları dolayısıyla yüklenilen KDV indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine veya daha sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin iade hesabında dikkate alınabilir." ifadelerine yer verilmiştir.

 

Buna göre, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu ücretine ilişkin hesaplanan katma değer vergisinin indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemi veya sonraki dönemlerde iade edilecek KDV hesabına dahil edilebileceği tabiidir. Öte yandan, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu, ait olduğu dönemdeki bütün işlemlerle ilgili olmayıp sadece katma değer vergisi iadesine dayanak teşkil eden işlemlerle ilgili düzenlendiğinden, bu rapor dolayısıyla yüklenilen KDV nin iade hesabına dahil edilmesi aşamasında herhangi bir oranlama yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5.I/32/2017/05]-434572

06.11.2017

Konu

:

YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Ücretinin İade Hesabına Dahil Edilip Edilemeyeceği

 

 


 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Yeminli Mali Müşavirlik KDV İade Tasdik Raporu ücretine ilişkin hesaplanan katma değer vergisinin, talep edilen katma değer vergisi iadesine dahil edilip edilmeyeceği ve hesaplanan katma değer vergisinin tamamının mı yoksa iade talep edilen dönemdeki vergili satışların vergisiz satışlara oranına göre hesaplanacak tutarın mı iade hesabında dikkate alınması gerektiği konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "IV.KDV İadesinde Ortak Hususlar" bölümünün A.1.4. "YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Hazırlanması Hizmetine Ait KDV" başlıklı bölümünde "KDV iadeleri dolayısıyla düzenlenen YMM KDV İadesi Tasdik Raporları dolayısıyla yüklenilen KDV indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine veya daha sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin iade hesabında dikkate alınabilir." ifadelerine yer verilmiştir.

 

Buna göre, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu ücretine ilişkin hesaplanan katma değer vergisinin indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemi veya sonraki dönemlerde iade edilecek KDV hesabına dahil edilebileceği tabiidir. Öte yandan, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu, ait olduğu dönemdeki bütün işlemlerle ilgili olmayıp sadece katma değer vergisi iadesine dayanak teşkil eden işlemlerle ilgili düzenlendiğinden, bu rapor dolayısıyla yüklenilen KDV nin iade hesabına dahil edilmesi aşamasında herhangi bir oranlama yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5.I/32/2017/05]-434572

06.11.2017

Konu

:

YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Ücretinin İade Hesabına Dahil Edilip Edilemeyeceği

 

 


 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Yeminli Mali Müşavirlik KDV İade Tasdik Raporu ücretine ilişkin hesaplanan katma değer vergisinin, talep edilen katma değer vergisi iadesine dahil edilip edilmeyeceği ve hesaplanan katma değer vergisinin tamamının mı yoksa iade talep edilen dönemdeki vergili satışların vergisiz satışlara oranına göre hesaplanacak tutarın mı iade hesabında dikkate alınması gerektiği konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "IV.KDV İadesinde Ortak Hususlar" bölümünün A.1.4. "YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Hazırlanması Hizmetine Ait KDV" başlıklı bölümünde "KDV iadeleri dolayısıyla düzenlenen YMM KDV İadesi Tasdik Raporları dolayısıyla yüklenilen KDV indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine veya daha sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin iade hesabında dikkate alınabilir." ifadelerine yer verilmiştir.

 

Buna göre, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu ücretine ilişkin hesaplanan katma değer vergisinin indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemi veya sonraki dönemlerde iade edilecek KDV hesabına dahil edilebileceği tabiidir. Öte yandan, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu, ait olduğu dönemdeki bütün işlemlerle ilgili olmayıp sadece katma değer vergisi iadesine dayanak teşkil eden işlemlerle ilgili düzenlendiğinden, bu rapor dolayısıyla yüklenilen KDV nin iade hesabına dahil edilmesi aşamasında herhangi bir oranlama yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

ADIYAMAN VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

88409335-130[11-2015-ÖZELGE-1]-4

28.02.2017

Konu

:

Geçici İhracatı yapılmış kamyonların kesin ihracatında KDV iadesi.

 

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun ve eklerinin incelenmesinden; Şirketinizin 21/05/2010 yılında Kazakistan'a gönderilmek üzere, gerçek usulde bir mükellefin sıfır almış olduğu 2 (iki) adet hafriyat kamyonunu kiralama yöntemi ile geçici ihracatını yaptığınız, şimdi ise söz konusu kamyonları satın alıp kesin ihracatını yapma aşamasında olduğunuz, kesin ihracatı yapıldıktan sonra söz konusu kamyonlara ilişkin yüklenilen KDV'nin iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır. 

 

             Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

            12 nci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması şartlarının yerine getirilmiş olması gerektiği,

 

            32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade edileceği,

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-1.1.1.) bölümünde;

 

           "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesine göre, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler KDV'den istisnadır. Aynı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki iki şartın gerçekleşmesi gerekir.

 

 

            a) Teslim, yurtdışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.

 

            3065 sayılı Kanunun (12/2)nci maddesine göre yurtdışındaki müşteri, ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurtdışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan firmanın yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleridir.

 

            Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunan firmaların yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlar Türkiye'de mukim firmaların yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleri kapsamındadır. Dolayısıyla, KDV mükelleflerinin yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları şube, büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlarında kullanmak veya satmak üzere yurtdışına çıkaracakları mallarla ilgili teslimler de kesin ihracat olması koşuluyla ihracat teslimi niteliğindedir.

 

            Serbest bölgedeki alıcı kavramı, ilgili mevzuatları çerçevesinde söz konusu bölgelerde faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişi alıcıları ifade eder.

 

            İhracat teslimine ait fatura ve benzeri belgelerin yukarıda belirtilen yurtdışındaki müşteri veya serbest bölgedeki alıcı adına düzenlenmesi gerekir.

 

            b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır.

 

            3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

            ........................

 

            Mal ihracına ilişkin istisna, ihracatın gerçekleştiği tarih olan gümrük beyannamesinin "kapanma tarihi"ni içine alan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesi ile beyan edilir. İhracat işlemleri iç gümrüklerde yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin sınır gümrüklerince kapatıldığı tarih, ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir.

 

            Serbest bölgelere yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin düzenlenmediği hallerde, malın serbest bölgeye giriş işlemlerinin tamamlanarak serbest bölgeye vasıl olduğu tarih ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir. Bu tarih, malların serbest bölgeye girişinin yapıldığını gösteren, serbest bölge işlem formunun ilgili idare tarafından onaylandığı tarihtir.

 

            İhracat faturası malın yurtdışı edildiği dönemden önce düzenlenmiş olsa dahi, istisna ihracatın yapıldığı dönem KDV beyannamesi ile beyan edilir."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

       

 

             Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre yapılacak kamyon ihracı Kanunun 11/1-a maddesine göre KDV den istisna olacak, bu kamyonların alımında yüklenilen ve ihracatın gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV, KDV Kanununun 32 nci maddesine göre iade edilebilecektir.

 

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

ADIYAMAN VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

88409335-130[11-2015-ÖZELGE-1]-4

28.02.2017

Konu

:

Geçici İhracatı yapılmış kamyonların kesin ihracatında KDV iadesi.

 

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun ve eklerinin incelenmesinden; Şirketinizin 21/05/2010 yılında Kazakistan'a gönderilmek üzere, gerçek usulde bir mükellefin sıfır almış olduğu 2 (iki) adet hafriyat kamyonunu kiralama yöntemi ile geçici ihracatını yaptığınız, şimdi ise söz konusu kamyonları satın alıp kesin ihracatını yapma aşamasında olduğunuz, kesin ihracatı yapıldıktan sonra söz konusu kamyonlara ilişkin yüklenilen KDV'nin iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır. 

 

             Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

            12 nci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması şartlarının yerine getirilmiş olması gerektiği,

 

            32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade edileceği,

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-1.1.1.) bölümünde;

 

           "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesine göre, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler KDV'den istisnadır. Aynı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki iki şartın gerçekleşmesi gerekir.

 

 

            a) Teslim, yurtdışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.

 

            3065 sayılı Kanunun (12/2)nci maddesine göre yurtdışındaki müşteri, ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurtdışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan firmanın yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleridir.

 

            Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunan firmaların yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlar Türkiye'de mukim firmaların yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleri kapsamındadır. Dolayısıyla, KDV mükelleflerinin yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları şube, büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlarında kullanmak veya satmak üzere yurtdışına çıkaracakları mallarla ilgili teslimler de kesin ihracat olması koşuluyla ihracat teslimi niteliğindedir.

 

            Serbest bölgedeki alıcı kavramı, ilgili mevzuatları çerçevesinde söz konusu bölgelerde faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişi alıcıları ifade eder.

 

            İhracat teslimine ait fatura ve benzeri belgelerin yukarıda belirtilen yurtdışındaki müşteri veya serbest bölgedeki alıcı adına düzenlenmesi gerekir.

 

            b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır.

 

            3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

            ........................

 

            Mal ihracına ilişkin istisna, ihracatın gerçekleştiği tarih olan gümrük beyannamesinin "kapanma tarihi"ni içine alan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesi ile beyan edilir. İhracat işlemleri iç gümrüklerde yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin sınır gümrüklerince kapatıldığı tarih, ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir.

 

            Serbest bölgelere yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin düzenlenmediği hallerde, malın serbest bölgeye giriş işlemlerinin tamamlanarak serbest bölgeye vasıl olduğu tarih ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir. Bu tarih, malların serbest bölgeye girişinin yapıldığını gösteren, serbest bölge işlem formunun ilgili idare tarafından onaylandığı tarihtir.

 

            İhracat faturası malın yurtdışı edildiği dönemden önce düzenlenmiş olsa dahi, istisna ihracatın yapıldığı dönem KDV beyannamesi ile beyan edilir."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

       

 

             Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre yapılacak kamyon ihracı Kanunun 11/1-a maddesine göre KDV den istisna olacak, bu kamyonların alımında yüklenilen ve ihracatın gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV, KDV Kanununun 32 nci maddesine göre iade edilebilecektir.

 

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

ADIYAMAN VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

88409335-130[11-2015-ÖZELGE-1]-4

28.02.2017

Konu

:

Geçici İhracatı yapılmış kamyonların kesin ihracatında KDV iadesi.

 

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun ve eklerinin incelenmesinden; Şirketinizin 21/05/2010 yılında Kazakistan'a gönderilmek üzere, gerçek usulde bir mükellefin sıfır almış olduğu 2 (iki) adet hafriyat kamyonunu kiralama yöntemi ile geçici ihracatını yaptığınız, şimdi ise söz konusu kamyonları satın alıp kesin ihracatını yapma aşamasında olduğunuz, kesin ihracatı yapıldıktan sonra söz konusu kamyonlara ilişkin yüklenilen KDV'nin iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır. 

 

             Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

            12 nci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması şartlarının yerine getirilmiş olması gerektiği,

 

            32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade edileceği,

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-1.1.1.) bölümünde;

 

           "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesine göre, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler KDV'den istisnadır. Aynı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki iki şartın gerçekleşmesi gerekir.

 

 

            a) Teslim, yurtdışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.

 

            3065 sayılı Kanunun (12/2)nci maddesine göre yurtdışındaki müşteri, ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurtdışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan firmanın yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleridir.

 

            Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunan firmaların yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlar Türkiye'de mukim firmaların yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleri kapsamındadır. Dolayısıyla, KDV mükelleflerinin yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları şube, büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlarında kullanmak veya satmak üzere yurtdışına çıkaracakları mallarla ilgili teslimler de kesin ihracat olması koşuluyla ihracat teslimi niteliğindedir.

 

            Serbest bölgedeki alıcı kavramı, ilgili mevzuatları çerçevesinde söz konusu bölgelerde faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişi alıcıları ifade eder.

 

            İhracat teslimine ait fatura ve benzeri belgelerin yukarıda belirtilen yurtdışındaki müşteri veya serbest bölgedeki alıcı adına düzenlenmesi gerekir.

 

            b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır.

 

            3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

            ........................

 

            Mal ihracına ilişkin istisna, ihracatın gerçekleştiği tarih olan gümrük beyannamesinin "kapanma tarihi"ni içine alan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesi ile beyan edilir. İhracat işlemleri iç gümrüklerde yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin sınır gümrüklerince kapatıldığı tarih, ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir.

 

            Serbest bölgelere yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin düzenlenmediği hallerde, malın serbest bölgeye giriş işlemlerinin tamamlanarak serbest bölgeye vasıl olduğu tarih ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir. Bu tarih, malların serbest bölgeye girişinin yapıldığını gösteren, serbest bölge işlem formunun ilgili idare tarafından onaylandığı tarihtir.

 

            İhracat faturası malın yurtdışı edildiği dönemden önce düzenlenmiş olsa dahi, istisna ihracatın yapıldığı dönem KDV beyannamesi ile beyan edilir."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

       

 

             Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre yapılacak kamyon ihracı Kanunun 11/1-a maddesine göre KDV den istisna olacak, bu kamyonların alımında yüklenilen ve ihracatın gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV, KDV Kanununun 32 nci maddesine göre iade edilebilecektir.

 

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Sayfalar